BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "ABD, Lozan'dan bu yana Güneydoğumuz'da kendi çıkarlarını gözetmektedir. Biz ise aşırı duygusal davranarak gelişmeleri görmek istemedik. Gerçekleri görmezlikten geldik. Bugün başımıza gelenler de yaklaşımın ve politik korkaklığımızın sonucudur" şeklinde konuştu
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, devletler arası münasebetlerde hukukun değil çıkar esasının geçerli olduğuna dikkat çekerek "ABD, Lozan'dan bu yana Güneydoğumuz'da kendi çıkarlarını gözetmektedir. Biz ise aşırı duygusal davranarak gelişmeleri görmek istemedik. Kendi kendimize 'ortağımızdır, yok stratejik müttefikimizdir' dedik. Gerçekleri görmezlikten geldik. Bugün başımıza gelenler de yaklaşımın ve politik korkaklığımızın sonucudur" şeklinde konuştu.
Clinton'un 21. yüzyılın Türkiye'nin konumuna göre şekilleneceğini ifade ettiğinin altını çizen BTP lideri, "ABD kendi çıkarları istikametinde ilerlemektedir. Yaptıkları kendince doğrudur. Gelişmeler, bölgemizde çok daha büyük işlerin olacağının sinyallerini vermektedir. Yanlış olan, siyasilerimizin kendilerini kandırması, körü körüne Amerikan hülyaları kurmalarıdır. Halbuki her zaman teyakkuzda olmamız, her an yeni bir gelişme ile karşı karşıya kalabileceğimizin hesabını yapmamız lazımdır. Yapılması gereken budur" dedi.
"Başımıza çok daha büyük işler gelebilirdi, gelebilir. ABD, bir noktaya kadar Irak'ı halletti. Artık Suriye mi, İran mı, Türkiye mi sıradadır; bu ABD'nin takdirine kalmıştır. Bölge ülkeleri ve özellikle Türkiye, kendi geleceğini ve bölgesini bir başkasının takdirine bırakamaz. Bu bölgedeki devlet ve milletler, bu gelişmeler karşısında kendi stratejilerini belirlemek durumundadırlar" diyen BTP lideri Prof. Dr. Baş, vakit geçirmeden bölge ülkeleriyle ortak stratejiler belirlemek gerektiğini belirtti.
Türkiye'nin ABD gibi ülkelerin hakkından gelebilecek kudrete ve mekanizmaya sahip olduğunu bilmesi gerektiğini vurgulayan BTP lideri, "Buna inanalım. Son zamanlarda güven duygumuzu kaybettik, benliğimizi yitirdik. Başkalarının yardım ve himayesinde hayatımızı devam ettirebileceğimiz zehabına kapıldık. Bu sebeple maalesef, sınır bölgemizde askerimizi bile alıp götürüyorlar" şeklinde konuştu.
"Musul-Kerkük Türkiye Cumhuriyeti Misak-ı Milli sınırları içindedir. Buraları Osmanlı hanedanın tapularıyla bize tescillidir. Tapuları bize ait olan toprağa bile sahip çıkmıyoruz. Adamlar, Atlantik ötesinden geliyorlar, oraya konuyorlar, İngiliz geliyor yerleşiyor. Bizim ise ne yaptığımız belli değil" diyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Zilletle beraber izzet bulunmaz. Biz haksızlık yapmıyoruz. Hakkımıza sahip çıkmamız lazım. Ama, milletin düşmanı olduğundan fazla büyüten, hep geri adım atan siyasetle bu işler olmaz. Türkiye'nin hodri meydan demesi lazım. Hiçbir şeyden çekinmemesi lazım. Etrafından hiçbir güç almasa bile, kendi kudretiyle bölgedeki haklarını koruması lazım, o zaman göreceğiz ki, bunlar hiçbir şeymiş" şeklinde konuştu.
Asıl problemin içeride olduğuna dikkat çeken BTP lideri, "Biz birbirimize güvenmeliyiz, birbirimize sırt vermeliyiz, sımsıkı kenetlenmeliyiz. O zaman hiç kimse, değil senin askerine, tozuna bile yan bakamaz. Bu oluyorsa, yüreklerdeki güvensizlikten ve korkaklıktandır. Bunu yüreklerimizden söküp atmalıyız" dedi.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, devletler arası münasebetlerde hukukun değil çıkar esasının geçerli olduğuna dikkat çekerek "ABD, Lozan'dan bu yana Güneydoğumuz'da kendi çıkarlarını gözetmektedir. Biz ise aşırı duygusal davranarak gelişmeleri görmek istemedik. Kendi kendimize 'ortağımızdır, yok stratejik müttefikimizdir' dedik. Gerçekleri görmezlikten geldik. Bugün başımıza gelenler de yaklaşımın ve politik korkaklığımızın sonucudur" şeklinde konuştu.
Clinton'un 21. yüzyılın Türkiye'nin konumuna göre şekilleneceğini ifade ettiğinin altını çizen BTP lideri, "ABD kendi çıkarları istikametinde ilerlemektedir. Yaptıkları kendince doğrudur. Gelişmeler, bölgemizde çok daha büyük işlerin olacağının sinyallerini vermektedir. Yanlış olan, siyasilerimizin kendilerini kandırması, körü körüne Amerikan hülyaları kurmalarıdır. Halbuki her zaman teyakkuzda olmamız, her an yeni bir gelişme ile karşı karşıya kalabileceğimizin hesabını yapmamız lazımdır. Yapılması gereken budur" dedi.
"Başımıza çok daha büyük işler gelebilirdi, gelebilir. ABD, bir noktaya kadar Irak'ı halletti. Artık Suriye mi, İran mı, Türkiye mi sıradadır; bu ABD'nin takdirine kalmıştır. Bölge ülkeleri ve özellikle Türkiye, kendi geleceğini ve bölgesini bir başkasının takdirine bırakamaz. Bu bölgedeki devlet ve milletler, bu gelişmeler karşısında kendi stratejilerini belirlemek durumundadırlar" diyen BTP lideri Prof. Dr. Baş, vakit geçirmeden bölge ülkeleriyle ortak stratejiler belirlemek gerektiğini belirtti.
Türkiye'nin ABD gibi ülkelerin hakkından gelebilecek kudrete ve mekanizmaya sahip olduğunu bilmesi gerektiğini vurgulayan BTP lideri, "Buna inanalım. Son zamanlarda güven duygumuzu kaybettik, benliğimizi yitirdik. Başkalarının yardım ve himayesinde hayatımızı devam ettirebileceğimiz zehabına kapıldık. Bu sebeple maalesef, sınır bölgemizde askerimizi bile alıp götürüyorlar" şeklinde konuştu.
"Musul-Kerkük Türkiye Cumhuriyeti Misak-ı Milli sınırları içindedir. Buraları Osmanlı hanedanın tapularıyla bize tescillidir. Tapuları bize ait olan toprağa bile sahip çıkmıyoruz. Adamlar, Atlantik ötesinden geliyorlar, oraya konuyorlar, İngiliz geliyor yerleşiyor. Bizim ise ne yaptığımız belli değil" diyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Zilletle beraber izzet bulunmaz. Biz haksızlık yapmıyoruz. Hakkımıza sahip çıkmamız lazım. Ama, milletin düşmanı olduğundan fazla büyüten, hep geri adım atan siyasetle bu işler olmaz. Türkiye'nin hodri meydan demesi lazım. Hiçbir şeyden çekinmemesi lazım. Etrafından hiçbir güç almasa bile, kendi kudretiyle bölgedeki haklarını koruması lazım, o zaman göreceğiz ki, bunlar hiçbir şeymiş" şeklinde konuştu.
Asıl problemin içeride olduğuna dikkat çeken BTP lideri, "Biz birbirimize güvenmeliyiz, birbirimize sırt vermeliyiz, sımsıkı kenetlenmeliyiz. O zaman hiç kimse, değil senin askerine, tozuna bile yan bakamaz. Bu oluyorsa, yüreklerdeki güvensizlikten ve korkaklıktandır. Bunu yüreklerimizden söküp atmalıyız" dedi.