AB için sonun başlangıcı
Dün milyonlarca İngiliz, Avrupa Birliği'nin geleceğini şekillendirecek referandum için sandığa gitti. Kesin sonuçları Cuma sabahı açıklanacak referandumda İngiliz halkının kararı 'Evet' ya da 'Hayır' olsa da AB karanlık tünele girmiş olacak
23.06.2016 00:00:00
YENİ MESAJ/LONDRA
İngiltere'de milyonlarca seçmen, ülkenin Avrupa Birliği'nden (AB) çıkıp çıkmamasını oylamak için sandık başına gitti. Tarihi referandum kapsamında oy kullanma merkezleri yerel saatle 07.00-22.00, Türkiye saatiyle 09.00-00.00 saatleri arasında açık kaldı. AB referandumu, İngiltere tarihinde ulusal çapta düzenlenen üçüncü referandum özelliği taşıyor.
Rekor katılım
Referandumda 46 milyon 499 bin 537 kişinin oy kullanması bekleniyor. Bunun gerçekleşmesi durumunda, İngiltere'de bugüne kadar düzenlenen seçimlerde yeni bir katılım rekoru kırılmış olacak. Ülkede, "AB'den Ayrıl - Vote Leave" ve "AB'de Kal - Remain in EU" kampanyaları dört aydır kıyasıya bir mücadele içinde yer alıyordu.
Türkiye ve Türkiye'nin AB ile ilişkileri, referandumda 'göç' başlığı altında gündeme getirilen konulardan biri oldu. Referandumdaki oy pusulasında basitçe şu soru yer alıyor: "Birleşik Krallık Avrupa Birliği üyesi olarak kalmalı mı yoksa Avrupa Birliği'nden ayrılmalı mı?" Oyların yarısından fazlasını alan taraf seçimi kazanmış olacak.
Neden referanduma gidildi?
Peki İngiltere'de AB üyeliği neden referandum konusu yapıldı? Başbakan David Cameron, açık farkla kazandığı 2015 genel seçimleri öncesinde, seçimleri kazanması durumunda AB üyeliğini referandum konusu yapacağı sözü vermişti. Cameron, o dönemde "Şimdi İngiliz halkı için sözünü söyleme zamanı. Şimdi, Avrupa sorununu İngiliz siyasetinde yerine oturtma zamanı" demişti. Ancak Cameron, 2016 başında yürüttüğü müzakereler sonucunda AB ile anlaşmaya vardı. Anlaşma, İngiltere'nin referandumda AB'de kalma yönünde karar vermesi durumunda hayata geçecek. Bu anlaşma, İngiltere'ye 28 ülke arasında 'özel bir statü' veriyor.
İngiltere'nin kopardığı tavizler
Anlaşmanın en önemli maddelerinden biri, AB'den gelen göçmenlere verilen sosyal yardımlarla ilgili 'emniyet freni' sistemi. Bu sisteme göre AB üyesi ülkelerden İngiltere'ye gelen göçmenler sosyal yardımlardan 4 yıl ardından yararlanmaya başlayacak. Bu uygulama yedi yıl boyunca geçerli olacak. Birliğin yetkilerini artıracak düzenlemeler İngiltere'yi kapsamayacak. Bu, İngiltere'nin hiçbir zaman 'siyasi entegrasyona zorlanamayacağı' anlamına geliyor. Cameron anlaşmayı başarılı olarak değerlendirdi. Anlaşmayı eleştirenler ise bunun yeterli olmadığını söylüyor.
Eğer seçmen AB'den çıkmayı tercih ederse İngiltere artık AB üyesi olmayacak. Ama bu hemen gerçekleşmeyecek.
Referandum sonucu yasal olarak bağlayıcı değil. İngiliz Parlamentosunun da 28 üyeli AB'den çıkmak için gerekli yasaları geçirmesi gerekiyor. AB'den çıkışın koşullarını müzakere etmek iki yıl ya da daha fazla sürebilir. Bu ikinci bir referandumun da önünü açabilir. Ancak Cameron bu seçeneğin masada olmadığını söyledi. Kısaca her şey biraz havada çünkü AB'den çıkış daha önce hiç yaşanmadı.
AB'den çıkma yanlıları neyi savunuyor?
AB'yi terk etme kampanyası yapan gruplar üç ana konuya yoğunlaşıyor: Egemenlik: İngiltere'nin kendi yasaları ve düzenlemeleri üstünde daha fazla kontrole sahip olması? Göç: İngiltere'nin kendi sınırlarını daha fazla kontrol edebilmesi. Para: İngiltere'nin AB'ye her yıl yaptığı 19 milyar sterlin ödemenin durdurulması. Gerçi İngiltere AB'den her yıl bu miktarda kaynak sağlıyor.
Kimler çıkmak istiyor?
İngiltere'de geçtiğimiz yıl Mayıs ayındaki genel seçimlerde yüzde 13 oy alan İngiltere Bağımsızlık Partisi (UKİP), AB'den çıkılması yönünde bir kampanya yürüttü. İktidardaki Muhafazakâr Parti milletvekillerinin beş kabine üyesinin de aralarında bulunduğu yaklaşık yarısı ayrılma yanlısı. Eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson ayrılma kampanyasının en önemli figürlerinden biri. Bazı İşçi Partisi milletvekilleri ve Kuzey İrlandalı DUP de (Demokratik Birlik Partisi) AB üyeliğine karşı çıkıyor.
İngiltere'de milyonlarca seçmen, ülkenin Avrupa Birliği'nden (AB) çıkıp çıkmamasını oylamak için sandık başına gitti. Tarihi referandum kapsamında oy kullanma merkezleri yerel saatle 07.00-22.00, Türkiye saatiyle 09.00-00.00 saatleri arasında açık kaldı. AB referandumu, İngiltere tarihinde ulusal çapta düzenlenen üçüncü referandum özelliği taşıyor.
Rekor katılım
Referandumda 46 milyon 499 bin 537 kişinin oy kullanması bekleniyor. Bunun gerçekleşmesi durumunda, İngiltere'de bugüne kadar düzenlenen seçimlerde yeni bir katılım rekoru kırılmış olacak. Ülkede, "AB'den Ayrıl - Vote Leave" ve "AB'de Kal - Remain in EU" kampanyaları dört aydır kıyasıya bir mücadele içinde yer alıyordu.
Türkiye ve Türkiye'nin AB ile ilişkileri, referandumda 'göç' başlığı altında gündeme getirilen konulardan biri oldu. Referandumdaki oy pusulasında basitçe şu soru yer alıyor: "Birleşik Krallık Avrupa Birliği üyesi olarak kalmalı mı yoksa Avrupa Birliği'nden ayrılmalı mı?" Oyların yarısından fazlasını alan taraf seçimi kazanmış olacak.
Neden referanduma gidildi?
Peki İngiltere'de AB üyeliği neden referandum konusu yapıldı? Başbakan David Cameron, açık farkla kazandığı 2015 genel seçimleri öncesinde, seçimleri kazanması durumunda AB üyeliğini referandum konusu yapacağı sözü vermişti. Cameron, o dönemde "Şimdi İngiliz halkı için sözünü söyleme zamanı. Şimdi, Avrupa sorununu İngiliz siyasetinde yerine oturtma zamanı" demişti. Ancak Cameron, 2016 başında yürüttüğü müzakereler sonucunda AB ile anlaşmaya vardı. Anlaşma, İngiltere'nin referandumda AB'de kalma yönünde karar vermesi durumunda hayata geçecek. Bu anlaşma, İngiltere'ye 28 ülke arasında 'özel bir statü' veriyor.
İngiltere'nin kopardığı tavizler
Anlaşmanın en önemli maddelerinden biri, AB'den gelen göçmenlere verilen sosyal yardımlarla ilgili 'emniyet freni' sistemi. Bu sisteme göre AB üyesi ülkelerden İngiltere'ye gelen göçmenler sosyal yardımlardan 4 yıl ardından yararlanmaya başlayacak. Bu uygulama yedi yıl boyunca geçerli olacak. Birliğin yetkilerini artıracak düzenlemeler İngiltere'yi kapsamayacak. Bu, İngiltere'nin hiçbir zaman 'siyasi entegrasyona zorlanamayacağı' anlamına geliyor. Cameron anlaşmayı başarılı olarak değerlendirdi. Anlaşmayı eleştirenler ise bunun yeterli olmadığını söylüyor.
Eğer seçmen AB'den çıkmayı tercih ederse İngiltere artık AB üyesi olmayacak. Ama bu hemen gerçekleşmeyecek.
Referandum sonucu yasal olarak bağlayıcı değil. İngiliz Parlamentosunun da 28 üyeli AB'den çıkmak için gerekli yasaları geçirmesi gerekiyor. AB'den çıkışın koşullarını müzakere etmek iki yıl ya da daha fazla sürebilir. Bu ikinci bir referandumun da önünü açabilir. Ancak Cameron bu seçeneğin masada olmadığını söyledi. Kısaca her şey biraz havada çünkü AB'den çıkış daha önce hiç yaşanmadı.
AB'den çıkma yanlıları neyi savunuyor?
AB'yi terk etme kampanyası yapan gruplar üç ana konuya yoğunlaşıyor: Egemenlik: İngiltere'nin kendi yasaları ve düzenlemeleri üstünde daha fazla kontrole sahip olması? Göç: İngiltere'nin kendi sınırlarını daha fazla kontrol edebilmesi. Para: İngiltere'nin AB'ye her yıl yaptığı 19 milyar sterlin ödemenin durdurulması. Gerçi İngiltere AB'den her yıl bu miktarda kaynak sağlıyor.
Kimler çıkmak istiyor?
İngiltere'de geçtiğimiz yıl Mayıs ayındaki genel seçimlerde yüzde 13 oy alan İngiltere Bağımsızlık Partisi (UKİP), AB'den çıkılması yönünde bir kampanya yürüttü. İktidardaki Muhafazakâr Parti milletvekillerinin beş kabine üyesinin de aralarında bulunduğu yaklaşık yarısı ayrılma yanlısı. Eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson ayrılma kampanyasının en önemli figürlerinden biri. Bazı İşçi Partisi milletvekilleri ve Kuzey İrlandalı DUP de (Demokratik Birlik Partisi) AB üyeliğine karşı çıkıyor.