'ABD silah veriyor, biz şans veriyoruz'
Muharrem Bayraktar ve Anayasa Profesörü Ünal Emiroğlu'nun katılımıyla Meltem TV'de yayınlanan Haber Ötesi programında ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'un Ankara ziyareti değerlendirildi.
Programda Tillerson'un Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı ve yaklaşık 3.5 saat süren görüşme üzerine önemli analizler yapıldı. Prof. Dr. Emiroğlu görüşmenin tutanağının olmamasını eleştirdi ve "Devletin zirvesinde uluslararası çapta çok önemli bir toplantıda tutanak yok. Bu işin açıklaması bile zor" dedi.
Muharrem Bayraktar ise şunları söyledi: "Tutanak tutulmamasının açıklaması ancak şöyle olur; orada konuşulan, kamuoyunda ve uluslararası alanda ciddi rahatsızlık doğuracak birçok konunun duyulması istenmiyor olabilir. Bunu ben böyle görürüm. Şimdi ne konuşuldu? Bunu bilmiyoruz, ortada kayıt yok. Onun için ben burada ne konuşulduğuna dair 50 tane yorum yaparım. Siz zabıtları açıklamazsanız 50 tane yorum yapma hakkı doğar. Belki de orada Afrin gündeminden çok farklı konular konuşuldu. O zaman şu ortaya çıkacaktı; biz Afrin'de bu kadar şehit veriyoruz da, Afrin'in dışındaki şu şu meseleleri neden konuşuyorsunuz gibi kamuoyunda bir rahatsızlık, bir sitem oluşacaktı bunun önü kesildi."
'Aynı Banker Bilo filmindeki gibi...!'
ABD Dışişleri Bakanı Tillerson'un Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile yaptığı görüşmeden sonra kamuoyuna açıklanan mutabakat metnine de dikkat çeken Muharrem Bayraktar görüşmeden önce yapılan Osmanlı tokadı açıklamalarına dikkat çekti ve Türkiye?ABD ilişkilerini Banker Bilo filminin senaryosuna benzetti.
Bayraktar şunları söyledi: "Açıklamaya bakıyoruz; hikâyeden şeyler var. Mesela Türkiye, ABD'yi terör örgütüne 5 bin tır silah vermekle suçluyordu. ABD'de de zaten biz verdik, PKK-YPG de 'biz de aldık' diyordu. O silahların fotoğrafları da orada. Şimdi kardeşim, Tillerson yanına geldi, bunu sordun mu, sormadın mı? Ben açıklanan metne bakıyorum metinde böyle bir şey yok. Demek ki sormadın, sorsaydın metinde olurdu. Peki; 'siz gerek Dışişleri bakanımıza, gerek Başbakanımıza gerekse de Cumhurbaşkanımıza kadar biz bu silahları geri alacağız' dediniz. Sözünüzü tutun dedik mi? Demedik! Nereden anlıyoruz çünkü metinde böyle bir şey yok. Dediyseniz metinde olur. Görüşme sonrası yapılan açıklamada, "ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile yaptığımız görüşmede ABD'nin terör örgütü PKK-YPG'ye verdiği silahların geri alınacağına dair mutabakata varılmıştır" şeklinde bir ifade olsa tamam, ama böyle bir şey yok. Demek ki mutabakat yok. Veya 'siz PYD-YPG'nin terör örgütü olduğunu kabul edin' şeklinde de bir şey yok. Açıklamada terör örgütünün Afrin'den ve Menbiç'ten çıkacaklarına dair de bir madde de yok. İyi de biz bu buluşmayı neden yaptık? ABD'ye bir şans daha vermişiz. Hani Şener Şen'in İlyas Salman ile Banker Bilo filmi var ya. Şener Şen buna kazık üstüne kazık atıyor, her defasında kandırıyor. Bazen hapse girmesine neden oluyor bazen dayak yemesine... Ama her defasında hesap sormak için İlyas Salman gider bunun yanına Şener Şen yine kandırır. Yahu biz komedi filmi çevirmiyoruz ki, devlet yönetiyoruz. Sen ABD'ye bir şans daha veremezsin kardeşim. Bunlar sana bu kadar kazık atmış ise terör örgütüne binlerce tır silah vermiş ise, bu silahlardan dolayı ben bu kadar şehit vermiş isem, benim Mehmetçiğim şu soğukta kışta Afrin dağlarında çatışıyorsa sen bunu yapanlara bir şansa daha vermezsin."
'Hakkın da yok yetkin de yok'
Hükümet yetkililerinin ABD'ye bir şans daha verdik sözlerine dair çarpıcı bir değerlendirme de Prof. Dr. Ünal Emiroğlu'dan geldi. Emiroğlu, "ABD'ye bir şans daha verme hakkın da yok, yetkin de yok. Bu kadar can kaybımız var, ee bir şans daha ver. Hem şehit veriyorsun hem ödün veriyorsun, hem de şans veriyorsun olmaz böyle şey. Adamlar karşı tarafa silah veriyor, biz şans veriyoruz. Şimdi neredeyse ne istediler de vermedik diyeceğiz" dedi.