Biri bizi kandırıyor!
Türklere soykırımcı diyen ülkelere göstermelik tepkiler veren AKP hükümeti, İncirlik Üssü'nü kullanmak isteyen Almanya'ya karşı etkili bir politika geliştiremiyor. Alman yetkililer İncirlik anlaşmasının detaylarını paylaşmaya başlarken hükümet kanadı kamuoyundan gelecek tepkileri azaltmak için taktik açıklamalar yapıyor
14.06.2016 00:00:00
HABER MERKEZİ
Kuru gürültü ve sessiz sedasız taviz AKP dönemi Türkiye dış politikasının temel özelliği halini aldı. Bu durum hemen hemen her konuda karşımıza çıkıyor. İsrail, ABD ve AB ile ilişkiler bu anlamda ibretlik örneklerle dolu. Bu durumun son örneği ise Almanya konusunda yaşandı. Sözde Ermeni soykırımını tanıyan ve bu yalanı ders kitaplarına koyma kararı alan Almanya'ya hükümet önce sert tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım başta olmak üzere iktidar kanadı 'Hitlerin çocukları, Alman gâvuru' vb. şekillerde başlayan açıklamalarla Almanya'ya tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu karar ilişkileri ciddi manada etkileyecek olan karardır" derken Başbakan Binali Yıldırım da benzer açıklamalar yaptı.
Daha tepkilerin mürekkebi bile kurumadı
Ankara'dan yükselen tepki dolu açıklamaların mürekkebi dahi kurumadan Türkiye'den geri aldım geldi. Yaptığı açıklamalar ve kendisine yakın medyada estirdiği hava ile Almanya'ya tavır koyacağı sanılan AKP hükümeti, İncirlik Üssü'nü Almanların hizmetine açarak büyük bir tavize daha imza attı. Konuyla ilgili açıklama Alman Savunma Bakanlığı'ndan geldi. Bakanlık Sözcüsü Türkiye ile anlaşmanın ana unsurları konusunda uzlaşmaya vardıklarını şimdi ayrıntılar üzerinde çalışıldığını vurguladı. Anlaşma uyarınca İncirlik'e 400 asker için kışla, bir karargâh binası ve hava operasyonları merkezinin inşa edilmesinin planlandığını vurgulayan sözcüye göre İncirlik'e Alman Tornado keşif ve ikmal uçaklarının tamir edileceği bir tesis de kurulması planlanıyor.
Hükümet lafı eveleyip geveliyor
Anlaştık açıklaması yapan Alman yetkililer artık detaylar hakkında bilgi vermeye başlarken hükümet kanadı kamuoyundan gelecek tepkileri azaltma doğrultusunda taktik açıklamalar yapıyor. Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "Almanya'nın talebiyle ilgili verilmiş hiç bir karar söz konusu değildir" dedi. Canikli, bir gazetecinin, "Almanya Parlamentosu'nda sözde Ermeni soykırımına ilişkin alınan kararın ardından Türkiye'nin bazı yaptırımları hayata geçireceği söylenmişti. Dışişleri Bakanlığının bu konuda bir eylem planı çalışması vardı. Bu konu toplantıda gündeme geldi mi Almanya'nın Türkiye'den İncirlik Üssü'ne ilişkin talepleri vardı. Anlaşmaya yakın olunduğu belirtiliyor. Gelinen son durum nedir?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Almanya'nın İncirlik Üssü'nden bir talebi söz konusu. Bu taleple ilgili verilmiş hiç bir karar söz konusu değildir. O kadar söyleyeyim. Onun dışındaki değerlendirmeler spekülasyondan ibarettir. Bununla ilgili elbette ilgili tüm kuruluşlarımız yapılabilecek olanların çalışmalarını yapıyorlar şu anda. Takdir edersiniz ki hassas bir konu. Bu çalışmaların tabii kamuoyunun gözü önünde olmaması gerekiyor. Ama böyle bir karara Türkiye'nin kayıtsız kalması mümkün değil. Fakat bu çerçevede neler yapılabilir ve özellikle bu kararın ortadan kaldırılması mümkün olabilir mi? Ve olabilirse öncelikli olarak bu amaca yönelik olarak ne gibi adımlar atılabilir, bununla ilgili kurumlar çalışmalar yapıyor. Şu an itibariyle bu çalışmalar devam ediyor."
Kuru gürültü ve sessiz sedasız taviz AKP dönemi Türkiye dış politikasının temel özelliği halini aldı. Bu durum hemen hemen her konuda karşımıza çıkıyor. İsrail, ABD ve AB ile ilişkiler bu anlamda ibretlik örneklerle dolu. Bu durumun son örneği ise Almanya konusunda yaşandı. Sözde Ermeni soykırımını tanıyan ve bu yalanı ders kitaplarına koyma kararı alan Almanya'ya hükümet önce sert tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım başta olmak üzere iktidar kanadı 'Hitlerin çocukları, Alman gâvuru' vb. şekillerde başlayan açıklamalarla Almanya'ya tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu karar ilişkileri ciddi manada etkileyecek olan karardır" derken Başbakan Binali Yıldırım da benzer açıklamalar yaptı.
Daha tepkilerin mürekkebi bile kurumadı
Ankara'dan yükselen tepki dolu açıklamaların mürekkebi dahi kurumadan Türkiye'den geri aldım geldi. Yaptığı açıklamalar ve kendisine yakın medyada estirdiği hava ile Almanya'ya tavır koyacağı sanılan AKP hükümeti, İncirlik Üssü'nü Almanların hizmetine açarak büyük bir tavize daha imza attı. Konuyla ilgili açıklama Alman Savunma Bakanlığı'ndan geldi. Bakanlık Sözcüsü Türkiye ile anlaşmanın ana unsurları konusunda uzlaşmaya vardıklarını şimdi ayrıntılar üzerinde çalışıldığını vurguladı. Anlaşma uyarınca İncirlik'e 400 asker için kışla, bir karargâh binası ve hava operasyonları merkezinin inşa edilmesinin planlandığını vurgulayan sözcüye göre İncirlik'e Alman Tornado keşif ve ikmal uçaklarının tamir edileceği bir tesis de kurulması planlanıyor.
Hükümet lafı eveleyip geveliyor
Anlaştık açıklaması yapan Alman yetkililer artık detaylar hakkında bilgi vermeye başlarken hükümet kanadı kamuoyundan gelecek tepkileri azaltma doğrultusunda taktik açıklamalar yapıyor. Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "Almanya'nın talebiyle ilgili verilmiş hiç bir karar söz konusu değildir" dedi. Canikli, bir gazetecinin, "Almanya Parlamentosu'nda sözde Ermeni soykırımına ilişkin alınan kararın ardından Türkiye'nin bazı yaptırımları hayata geçireceği söylenmişti. Dışişleri Bakanlığının bu konuda bir eylem planı çalışması vardı. Bu konu toplantıda gündeme geldi mi Almanya'nın Türkiye'den İncirlik Üssü'ne ilişkin talepleri vardı. Anlaşmaya yakın olunduğu belirtiliyor. Gelinen son durum nedir?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Almanya'nın İncirlik Üssü'nden bir talebi söz konusu. Bu taleple ilgili verilmiş hiç bir karar söz konusu değildir. O kadar söyleyeyim. Onun dışındaki değerlendirmeler spekülasyondan ibarettir. Bununla ilgili elbette ilgili tüm kuruluşlarımız yapılabilecek olanların çalışmalarını yapıyorlar şu anda. Takdir edersiniz ki hassas bir konu. Bu çalışmaların tabii kamuoyunun gözü önünde olmaması gerekiyor. Ama böyle bir karara Türkiye'nin kayıtsız kalması mümkün değil. Fakat bu çerçevede neler yapılabilir ve özellikle bu kararın ortadan kaldırılması mümkün olabilir mi? Ve olabilirse öncelikli olarak bu amaca yönelik olarak ne gibi adımlar atılabilir, bununla ilgili kurumlar çalışmalar yapıyor. Şu an itibariyle bu çalışmalar devam ediyor."