Boş laf zirvesi... İİT toplantısından notlar
Türkiye'nin dönem başkanlığını yürüttüğü İslam İşbirliği Teşkilatı, dün İstanbul'da Gazze gündemiyle olağanüstü toplandı. Toplantıda bol laf edildi ancak somut bir adım atılmadı. Mesela Türkiye ile Ürdün İsrail ile yaptığı anlaşmalardan vazgeçtiklerini ilan etmedi
19.05.2018 00:00:00
RECEP BAHAR/İSTANBUL
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) son 5 ay içinde Filistin topraklarında yaşanan gelişmeleri ele almak için iki kez olağanüstü toplandı. İlk toplantı 13 Aralık 2017'de ABD'nin Tel Aviv'deki Büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasını engellemeye dönük yapılmıştı.
Suudi Arabistan, Mısır gibi önde gelen Arap ülkelerinin liderlerinin katılmadığı o zirvede yapılan konuşmalarda güçlü sözler edilmiş ancak somut hiç bir adım atılmamıştı. Neticede ABD, Büyükelçiliğini 14 Mayıs'ta üstelik İsrail'in kuruluşunun 70. yıldönümünde Kudüs'e taşıdı.
İİT'in ikinci olağanüstü toplantısı yine İstanbul'da gerçekleşti. Bu kez gündem Gazze idi... Zira zalim İsrail askerleri, 14 Mayıs'ta Gazze sınırında ABD'nin Kudüs'te büyükelçilik açmasını protesto etmek ve Nekbe'nin (Büyük Felaket) 70. yılını anmak isteyen göstericilere ateş açması sonucu 62 Filistinliyi şehit etmiş, 3 binden fazla kişi yaralamıştı.
Böylesine önemli bir olayın akabinde düzenlenen zirveye Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn, Mısır, Umman, Cezayir gibi çok sayıda Arap ülkesinin lideri katılma gereği bile duymadı. Türkiye'nin yakın dostu Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev de zirveye gelmedi.
Reel adım atan yok
Dün öğleden önce yapılan Dışişleri Bakanları Konseyi Hazırlık Toplantısı'nda yine bolca laf edildi ancak ana masada yer alan Türkiye ve Ürdün, İsrail ile yaptığı anlaşmalardan vazgeçmeyi ima bile etmedi, parası olan ülkeler de mübarek Ramazanda beş parasız Gazzelilerin derdine derman olmak için elini cebine atmadı.
Lafla gemi yürüseydi...
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısı öncesi sabah saatlerinde Dışişleri Bakanları Konseyi Hazırlık Toplantısı düzenlendi.
Toplantı, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, oturum başkanı olarak yaptığı konuşmada, bu hafta başında Kudüs ve Filistin'de yaşanan utanç verici hadiselerin bardağı taşıran son damla olduğunu belirterek, Ramazan ayına Filistin'den gelen acı haberlerle girdiklerine işaret etti.
Gazze'de yaşananların herkesi yasa boğduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Vicdan sahibi hiç kimse bu utanç tablosuna sessiz kalamaz. Sadece İslam dünyasının değil, tüm insanlığın vicdanını kanatan bir yaraya merhem olmaya çalıştınız" diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, bu doğrultuda birlik olunması ve başka ülkelerin ABD örneğini takip etmelerinin engellenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Ancak bazı İİT üyelerinin dahi Filistin davasına yeterince sahip çıkmadıklarını görmek bizleri üzüyor. ABD'nin adımı Ortadoğu barış sürecini tahrip etmiştir. ABD yönetimi elçiliğini Kudüs'e taşıyarak büyük bir provokasyona imza atmıştır. Başta BM olmak üzere uluslararası kuruluşların bu konuda gereğini yapması gerekir. İsrail'in insanlık suçlarına en sert yanıtı vermeliyiz. Filistin sorunun çözümü için sorumluluk almalıyız" şeklinde konuştu.
Genel Sekreter'den hava cıva
İİT Genel Sekreteri, Suudi Arabistanlı diplomat Yusuf bin Ahmed el-Useymin de, İsrail'in harbi dostu Suudi Arabistan Veliaht Prens Muhammed'i gücendirmemeye özen göstererek, adeta sözlerini ölçüp biçerek yaptığı konuşmada, "Yapılmış olan bu haksızlıklara karşı mahkemeye gidip mazlumların hakkını aramamız gerekiyor! Kudüs'ün ne kadar değerli bir toprak olduğunu burada tekrar belirtmek istiyorum" demekle yetindi.
Filistin'den Arap ülkelerine eleştiri
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad Maliki de Salı günü Filistin ile ilgili değerlendirmelerini Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne sunacaklarını dile getirerek, şunları söyledi: "İİT olarak hiçbir şekilde, İsrail'in kırmızı çizgilerimizi aşmasına izin vermemeliyiz. Filistin ile ilgili olarak bundan sonra bazı şeylerin kabul edilemez olduğunu göstermeliyiz. Bugün Filistin'e olanlar yarın başka bir ülkeye de olabilir. Herhangi bir ülke Kudüs'e saldırıyı nasıl kutlayabilir ve İİT'nin bir üyesi olabilir? Teşkilatımızın herhangi bir üyesi aldığımız kararları onaylamadan nasıl bir kenarda durabilmektedir? Bu ülkelerin hangileri olduğunu biliyoruz. Bunlarla ilgili ne yapacağız?"
İsrailli askerlerin elçiliğin Kudüs'e taşınmasını protesto eden 62 kişiyi öldürdüğünü, 3 bin kişinin yaralanmasına neden olduğunu hatırlatan Maliki, "İsrailli yetkililer bu katliamı alkışladı. Bu suçtur. Bu davranışın bir bedeli olmalı" ifadesini kullandı.
Kimler geldi?
Anadolu Ajansı, Perşembe akşamı geçtiği haberinde İİT İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Zirvesi'ne 13 devlet ve hükümet başkanı, 2 cumhurbaşkanı yardımcısı, 3 başbakan yardımcısı katılmasının planlandığını belirtmişti.
Zirve için İstanbul'a sadece İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani Ahmedzai, Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El-Ahmed El-Cabir Es-Sabah, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani geldi. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, yaptığı konuşmada, "Birleşmiş Milletler düzeyinde Filistin halkının korunmasına yönelik adımlar atmalıyız. Bu konunun Uluslararası Ceza Mahkemesine taşınması çabalarını destekliyoruz" dedi.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) son 5 ay içinde Filistin topraklarında yaşanan gelişmeleri ele almak için iki kez olağanüstü toplandı. İlk toplantı 13 Aralık 2017'de ABD'nin Tel Aviv'deki Büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasını engellemeye dönük yapılmıştı.
Suudi Arabistan, Mısır gibi önde gelen Arap ülkelerinin liderlerinin katılmadığı o zirvede yapılan konuşmalarda güçlü sözler edilmiş ancak somut hiç bir adım atılmamıştı. Neticede ABD, Büyükelçiliğini 14 Mayıs'ta üstelik İsrail'in kuruluşunun 70. yıldönümünde Kudüs'e taşıdı.
İİT'in ikinci olağanüstü toplantısı yine İstanbul'da gerçekleşti. Bu kez gündem Gazze idi... Zira zalim İsrail askerleri, 14 Mayıs'ta Gazze sınırında ABD'nin Kudüs'te büyükelçilik açmasını protesto etmek ve Nekbe'nin (Büyük Felaket) 70. yılını anmak isteyen göstericilere ateş açması sonucu 62 Filistinliyi şehit etmiş, 3 binden fazla kişi yaralamıştı.
Böylesine önemli bir olayın akabinde düzenlenen zirveye Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn, Mısır, Umman, Cezayir gibi çok sayıda Arap ülkesinin lideri katılma gereği bile duymadı. Türkiye'nin yakın dostu Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev de zirveye gelmedi.
Reel adım atan yok
Dün öğleden önce yapılan Dışişleri Bakanları Konseyi Hazırlık Toplantısı'nda yine bolca laf edildi ancak ana masada yer alan Türkiye ve Ürdün, İsrail ile yaptığı anlaşmalardan vazgeçmeyi ima bile etmedi, parası olan ülkeler de mübarek Ramazanda beş parasız Gazzelilerin derdine derman olmak için elini cebine atmadı.
Lafla gemi yürüseydi...
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısı öncesi sabah saatlerinde Dışişleri Bakanları Konseyi Hazırlık Toplantısı düzenlendi.
Toplantı, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, oturum başkanı olarak yaptığı konuşmada, bu hafta başında Kudüs ve Filistin'de yaşanan utanç verici hadiselerin bardağı taşıran son damla olduğunu belirterek, Ramazan ayına Filistin'den gelen acı haberlerle girdiklerine işaret etti.
Gazze'de yaşananların herkesi yasa boğduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Vicdan sahibi hiç kimse bu utanç tablosuna sessiz kalamaz. Sadece İslam dünyasının değil, tüm insanlığın vicdanını kanatan bir yaraya merhem olmaya çalıştınız" diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, bu doğrultuda birlik olunması ve başka ülkelerin ABD örneğini takip etmelerinin engellenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Ancak bazı İİT üyelerinin dahi Filistin davasına yeterince sahip çıkmadıklarını görmek bizleri üzüyor. ABD'nin adımı Ortadoğu barış sürecini tahrip etmiştir. ABD yönetimi elçiliğini Kudüs'e taşıyarak büyük bir provokasyona imza atmıştır. Başta BM olmak üzere uluslararası kuruluşların bu konuda gereğini yapması gerekir. İsrail'in insanlık suçlarına en sert yanıtı vermeliyiz. Filistin sorunun çözümü için sorumluluk almalıyız" şeklinde konuştu.
Genel Sekreter'den hava cıva
İİT Genel Sekreteri, Suudi Arabistanlı diplomat Yusuf bin Ahmed el-Useymin de, İsrail'in harbi dostu Suudi Arabistan Veliaht Prens Muhammed'i gücendirmemeye özen göstererek, adeta sözlerini ölçüp biçerek yaptığı konuşmada, "Yapılmış olan bu haksızlıklara karşı mahkemeye gidip mazlumların hakkını aramamız gerekiyor! Kudüs'ün ne kadar değerli bir toprak olduğunu burada tekrar belirtmek istiyorum" demekle yetindi.
Filistin'den Arap ülkelerine eleştiri
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad Maliki de Salı günü Filistin ile ilgili değerlendirmelerini Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne sunacaklarını dile getirerek, şunları söyledi: "İİT olarak hiçbir şekilde, İsrail'in kırmızı çizgilerimizi aşmasına izin vermemeliyiz. Filistin ile ilgili olarak bundan sonra bazı şeylerin kabul edilemez olduğunu göstermeliyiz. Bugün Filistin'e olanlar yarın başka bir ülkeye de olabilir. Herhangi bir ülke Kudüs'e saldırıyı nasıl kutlayabilir ve İİT'nin bir üyesi olabilir? Teşkilatımızın herhangi bir üyesi aldığımız kararları onaylamadan nasıl bir kenarda durabilmektedir? Bu ülkelerin hangileri olduğunu biliyoruz. Bunlarla ilgili ne yapacağız?"
İsrailli askerlerin elçiliğin Kudüs'e taşınmasını protesto eden 62 kişiyi öldürdüğünü, 3 bin kişinin yaralanmasına neden olduğunu hatırlatan Maliki, "İsrailli yetkililer bu katliamı alkışladı. Bu suçtur. Bu davranışın bir bedeli olmalı" ifadesini kullandı.
Kimler geldi?
Anadolu Ajansı, Perşembe akşamı geçtiği haberinde İİT İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Zirvesi'ne 13 devlet ve hükümet başkanı, 2 cumhurbaşkanı yardımcısı, 3 başbakan yardımcısı katılmasının planlandığını belirtmişti.
Zirve için İstanbul'a sadece İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani Ahmedzai, Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El-Ahmed El-Cabir Es-Sabah, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani geldi. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, yaptığı konuşmada, "Birleşmiş Milletler düzeyinde Filistin halkının korunmasına yönelik adımlar atmalıyız. Bu konunun Uluslararası Ceza Mahkemesine taşınması çabalarını destekliyoruz" dedi.