logo
29 MART 2024

BTP Lideri: Koas provası yapıyorlar

FETÖ'nün darbe girişimini değerlendiren BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 'Türk milletiyle devletini, askerini birbirine düşürmek, belki de bundan sonra çatışma ortamı oluşturmak istiyorlar' dedi. Dün FETÖ'ye destek verenlerin şimdi karşı gibi konuştuklarını söyleyen Prof. Dr. Baş, 'tüm Türkiye'yi FETÖ konusunda 20 yıl önce sadece biz uyardık" dedi.
01.08.2016 00:00:00
 YENİ MESAJ/TRABZON
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Meltem TV'de canlı olarak yayınlanan ve Başyazarımız Muharrem Bayraktar'ın sunduğu Diyalog Özel programında Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini değerlendirdi.
1960, 1980 darbelerini yaşadığını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Hiçbir darbede kan yoktu. Yani silah, top kullanılmadı. Bu darbenin istisnası, silahlar kullanıldı, top, tüfek kullanıldı, uçaklar kullanıldı. Adeta bir savaş meydanına Türkiye döndü" dedi.
BTP Genel Başkanı Baş sözlerine şöyle devam etti: "Böyle bir ortamda Türk halkı ciddi bir gerilimle, tehditle karşı karşıya kaldı. Elbette biz de bu ülkenin bir insanı olarak bu tehdidi yaşadık. Ben burada Sayın Başbakan Binali Yıldırım'ı tebrik ediyorum, sağduyu ile olayın içine girdi. Sayın Cumhurbaşkanı da soğukkanlılıkla meseleleri yönlendirdi.
Halkı yönlendirdiler ve halk ile darbeciler arasında bir savaş meydanına dönüşen görüntü oluştu. Bu görüntüde halk kazanan taraf oldu. Her ne kadar Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde bir darbeci grup görüntüsüyle ortaya çıkmış olsa da neticede sırtında asker elbisesi olması münasebetiyle onu bir grup insana mal etmek o zaman zor, belki de imkânsızdı. Ama sona doğru yaklaştığında görüldü ki, bu bir grup askerin terör maksadıyla ortaya koyduğu bir hareket tarzıydı.
Tabi halkımızın sokaklara, caddelere dökülerek bağımsızlığına ve demokrasiye sahip çıkması hepimizin göğsünü kabartan çok ciddi bir tavır oldu. Ancak bu darbede bunların unuttukları bir konu oldu. Biliyorsunuz bundan önceki darbelerde biz hep şunu gördük:
Hareket başladığı andan itibaren ilk defa siyasi partilerin genel başkanları, başbakan hatta cumhurbaşkanı alınır halkla ilişkisini kesme babında alınır, sabaha kadar belli bir yerde tutulur, sabahleyin gün açınca adalardan bir tanesine gönderilir. Mesela rahmetlik Menderes'i Yassıada'ya göndermişlerdi."


Sadece darbe söz konusu değil
FETÖ darbe girişiminde böyle bir şeyin söz konusu olmadığına dikkatleri çeken Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Sadece darbe söz konusu olsa idi siyasilerin halkla iletişimini kesmemeleri asla mümkün olamazdı. Ama bence sadece darbe söz konusu değil" dedi. Türkiye'nin ciddi bir kaosa sokulmak istendiğini söyleyen Prof. Dr. Baş şunları söyledi: "Türk milletiyle devletini, askerini birbirine düşürmek, belki de bundan sonra çatışma ortamı oluşturmak istiyorlar. Darbe girişiminden sonra MHP Genel Başkanı halkı olarak bir demeç verdi, CHP Genel Başkanı, Sayın Başbakan ve cumhurbaşkanı bir demeç verdi. Halk baktı ki, bu darbe yerine bizim hürriyetimizi kısıtlama hareketi. Biz o halde hürriyetimizi teslim edemeyiz noktasına istese de istemese de vatandaş geldi. Böylece vatandaş okunan salalarla, yapılan anonslarla birlikte sokağa davet edildi. Hâlbuki ihtilâllerde yapılan ilk iş, halkla siyasilerin arasını açmak ve kesinlikle siyasileri dış tabiattan uzaklaştırmaktır.
(M. Bayraktar: Bunu başaramadılar yani) Ben buna bir taktik diyorum. Neden? Çünkü ondan sonra yapılan tüm değerlendirmelerde işte ikincisi, üçüncüsü gelecek dendi. İkinci, üçüncü hareketi beklemek demek, bu birinciyi tahmin eden arkadaşların yorumu demektir.
Eğer bu insanlar siyasilerle halkın arasını açmış olsaydı bizim asla sokağa çıkma imkânımız olamazdı. Hatta hiç ilgisi yokken geliyor ve halka ateş açıp vatandaşı öldürüyorlar. Yani bu kanlı bir çatışmanın provası mesabesinde görülen davranış biçimi hissiyatım bu. Böyle bir olayla Türkiye Cumhuriyeti devleti, milleti ve askeri olarak ciddi bir sınavdan geçtik. Halk burada kazandı. Demokrasiye sahip çıktı, günlerce meydanlardan ayrılmadı demokrasi nöbeti tuttu. Siyasi partiler de görevlerini yaptı."
Bundan sonrası için ciddi formüller gerekli!
"Gidişatta bizim halkı sokaklara, caddelere, meydanlara dökerek kontrolü elimizde tutmamız zor, belki de imkânsızdır" diyen Prof. Dr. Baş, "Çok daha ciddi formüllere bizim ihtiyacımız var. Bunu kim yapacak siyaset yapacak. Siyasetin bu konuya eğilmesi, ilgili siyasileri bir araya getirmesi, hatta herkesten burada biz ne yapabiliriz veya ne yapamayız şeklinde bir proje istemesi lazım. Bizim beklentimiz meydana çıkan insanlar 'bizi sağlama alarak, bizim çevremizde kalkan olacak ve bizi kimse hiçbir zarar veremez' düşüncesinden vazgeçmeliyiz" ifadelerini kullandı.



İşgal girişimlerinin panzehiri Ehl-i Beyt
Batı dünyasının Türkiye üzerindeki hesaplarının yeni olmadığını söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş sözlerini şöyle sürdürdü: "Batı dünyasının özellikle Türkiye üzerindeki hesabı Şark Projesi'nin hayata geçmesidir. Ne demek bu Şark Projesi? 'Türk milleti bu coğrafyanın insanı değil. Orta Asya'dan buraya geldi, geldiği gibi de gitmesi lazım' demektir.
Hatta son zamanlarda Şark Projesi hakkındaki kanaatler burada Türkler giderken Türk diye bir neslin de kalmaması gerektiği yönünde ortaya konuluyor. Çünkü Türkler Anadolu'ya gelirken bu kadar kalabalık değildi, hakikaten olaya baktığınızda dedikleri de doğru. Horasan'dan Ahmet Yesevi'nin talebesi Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu yaylasına geliyor.
Anadolu Ehl-i Beyt anlayışıyla İslam'ı buldu. Hacı Bektaş bu anlayışı Anadolu'ya kazandırdı. İşin enteresan tarafı İstiklal mücadelesini yapan Mustafa Kemal Atatürk de bu ruhla İstiklal Savaşı'na girdi Türkiye Cumhuriyeti devletini kurdular. Dikkat edin hep Ehl-i Beyt kökenli insanların olduğu yerlerde kongreler yapıldı. Sivas Kongresi, Amasya Kongresi?
Atatürk Ehl-i Beyt havasının yaşandığı yerlerde hareketi başlattı ve çok mükemmel bir kadro kendiliğinden ortaya çıktı. Onun için hareketlerde baş olan insanların tespitleri hayati önem ve değer taşır. İstiklal mücadelesini Kuvayı Milliye teşkilatı yaptı. İşte bu Kuvvayi Milliye Ehl-i Beyt'in ruhunu taşıyan müthiş bir ordudur.
Türk Silahlı Kuvvetleri de Kuvayı Milliye algısıyla hayat bulmuştur. Yani bir milletin ayakta durabilmesi devlet olabilmesi bazı kuralların hayata geçmesine bağlı. Şimdi biz istesek de istemesek de dizlerimiz sallanmaya başladı. Onun için Görgüsü, tecrübesi zayıf olan bu insanları çökertmek için ecnebi güçlerin içimizden satın aldığı insanlar var. Kabul etsek de bu böyledir, etmesek de böyledir. Satın aldılar veya ikna ettiler, tarafına aldı. Ama öyle bir dönem geldi ki ecnebilerin bu tarafına aldıkları insanlara biz toplumun bütün kademelerinde görev verdik.
Milli Eğitim'de, sağlık kurumlarında, ormancılıkta, madencilikte vazife verdik ve devletin bütün kurumlarına yerleştirdik. Devletin bütün kurumlarında yerleştirirken de hiçbir ölçüyü de kabul etmedik. Bize yol gösteren insanların aklını beğenmedik, sen ne oluyorsun havasına girdik."
Dün destek verenler şimdi FETÖ'ye karşı oldu
"Biz o dönemde Türkiye'nin girdiği bu girdap şartlarında net konuşuyorum çok yorulduk" şeklinde konuşan Prof. Dr. Haydar Baş, "Şimdi bakmayın herkesin FETÖ'ye karşı olmasına, yalan? Ne karşısı yahu, Biz anlatıyoruz bu arkadaş belki niyeti bu değil sen, ben bir araya gelir bunu ikaz edersek bu yanlıştan çevireceğiz. En azından etrafını soyup alacağız. Gelin hep beraber bunları ayıktıralım, ikaz edelim, irşat edelim dememize rağmen hacısı, hocası, sakallısı, 'siz bunları kıskanıyorsunuz' dediler bize. (M. Bayraktar: Hocam siz ve kadronuz 1997 yılından itibaren yani 20 yıldan beri Fethullah Gülen tehlikesini ve tehdidini dile getiriyorsunuz.) Biz eğer bir anlayış için 20 sene beklersek bu ülkenin hali ne olacak?" dedi.


Gülen'i ikaz etmiştik
"Biz cemaat liderlerine arkadaşlarımızı gönderdik. Biz onu şikâyet ederek gitmedik. 'İslam itikadında şu ayete göre, şu hadisi şerife göre bu kurala göre bunun yapılması, bunun söylenmesi bir insanın küfre girmesine sebeptir' dedik" şeklinde konuşan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar baş şunları söyledi: "Bunu madde madde izah ediyoruz, yani kalkıp da bu kâfir oldu gibi bir şey yok. Artı, bak ne diyor bu arkadaş; 'Hıristiyan ve Yahudiler de cennetliktir.' Bu arkadaşlar ikaz edilseydi böyle ciddi bir gaflete düşeceklerini zannetmiyorum. Ciddi ikaz edemedik, bu arkadaşları sadece ben ikaz ettim. Bunlar öyle bir kulvarın içine girdiler ki yaptıkları her şey yanlış. Fethullah Gülen Papa'yı ziyaret için Vatikan'a gitti ve ona bir mektup takdim etti. Ben bu mektubu görünce şaşırdım. 'Papalık misyonunun bir parçasıyım' diyor. Terör orada başladı. Bununa manası nedir? (M. Bayraktar: Ben sizin adamınızım, diyor.) Bitti. Dedik ki bu adamı ikaz edelim, irşat edelim. Ona bir mektup gönderdik. Biz ilahiyat tahsili gördük, bu hususta araştırmalarımız var. Ne dedik; 'Arkadaş yaptıklarınızın şurası yanlış. Lütfen bundan vazgeçin.'
Bizim arkadaşlar İstanbul'da Ali Açıl adlı Fethullah Gülen'e yakın bir işadamına 'gittiğiniz yol yanlış' diye uyardığım bu mektubu götürdüler. Ali Kırca ana haber bülteninde o sırada Vatikan'da bulunan Fethullah Gülen'i Papa'yla görüştükten sonra canlı yayına çıkardı. Ona, 'Türkiye'de senin önüne durarak, bu hareketi engellemek isteyen oldu mu' diye sordu.
O da 'marjinal bir grup çıktı ama ehemmiyeti yok' dedi. Açık konuşayım o zaman sinirlerim tepeme çıktı. 'Yahu sen kimsin, den daha bir aile kuramadın, kalktın Türkiye Cumhuriyeti devletinin siyasetini belirleyeceksin. Hadi oradan be' dedim. O akşam ben de televizyondaydım dedim ki; ayıksın, yanlış gidiyor. Bu gidişat onun sonunu getirecek."
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz

Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar

 
 
İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor. 
28.03.2024 17:58:00 / Güncelleme: 28.03.2024 18:06:02
AHMET TURAN YİĞİT
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar


İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor.


Siyonizm karşıtı örgüte baskı

Nitekim Almanya'da, siyonizm karşıtı "Orta Doğu'da Adil Barış İçin Yahudilerin Sesi - Jüdische Stimme für gerechten Frieden in Nahost" adlı Yahudi derneğin banka hesabı, üyelerin tam listesini ve adreslerini talep eden bankalar tarafından bloke edildi. Dernek, daha önce Berlin'de düzenlediği gösteride, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını protesto etmişti. Öte yandan Almanya'da vatandaşlığa geçişlerde yapılan testin, gelecekte İsrail, Holokost ve Yahudilikle ilgili soruları da içereceği bildirildi.

Bakanın söyledikleri yenilir yutulur gibi değil

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, yenilenmiş soru listesini önemli bir adım olarak gördüğünü belirterek, "Değerlerimizi paylaşmayan hiç kimse Alman pasaportu alamaz. Burada çok net bir kırmızı çizgi çizdik" ifadesini kullandı. Faeser, antisemitizm, ırkçılık ve diğer insanları aşağılama biçimlerinin Alman vatandaşlığına geçişte engel teşkil ettiğini belirtti. Almanya'nın Holokost'tan dolayı İsrail'i ve Yahudileri koruma konusunda özel sorumluluğu bulunduğunu dile getiren Faeser, "Bu sorumluluk bugünkü kimliğimizin bir parçasıdır" değerlendirmesinde bulundu. 

Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu

Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında "Kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler' sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu.
28.03.2024 16:32:00
İhlas Haber Ajansı
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in bir mitingde 'Tayyip Bey çağırınca oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi" ifadelerini kullanması üzerine hakkında suç duyurusunda bulundu.

Konuya ilişkin açıklamada bulunan Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği Başkanı Cafer Akın, 'CHP Genel Başkanı Özgür Özel haddini aşan açıklamalarda bulunmuştur. Bunun üzerine Kahramankazan 15 Temmuz Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği olarak suç duyurusunda bulunacağız. CHP Genel Başkanı hadsiz Özgür Özel, 15 Temmuz darbe girişimine karşı koyan vatandaşlarımıza utanmadan, sıkılmadan 'zibidi' dedi. 'Tayyip Bey'in çağrısına oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi' ifadesini kullandı. CHP, Mustafa Kemal Atatürk'ün kemiklerini sızlatmaya devam ediyor. Özgür Özel'i kınıyoruz. 15 Temmuz şehit ve gazilerine zibidi diyemezsin, haddini bil' diye konuştu.

'Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz'

Özel'den özür beklediklerini söyleyen Akın, 'Aziz Türk milleti evlatları, söz konusu vatan olduğunda canlarından geçerek darbecileri ve darbeciliğe alkış tutanları durdurmuşlardır. 15 Temmuz'da devletinin çağrısıyla milletle kol kola şehadete yürüyerek tanklara siper olan aziz şehitlerimizin aileleriyle birlikte şehitlere 'zibidi' deme hadsizliğini gösteren Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz. Her halükarda ülkeyi sizin kurtarmayacağınız kesin. Tankların arasından sıvışıp giderken, televizyon karşısında kahvenizi yudumlayarak izlediğiniz 15 Temmuz'da meydanlarda can veren, kan veren o 'zibidi' dediğiniz korkusuz kahramanlardan öğrenecek çok şeyiniz var. Asıl zibidi kim biliyor musunuz' O gece darbe oluyor diye alkış tutanlar, o gece kadeh kaldıranlar, o gece tankların arasından sıvışanlar, o geceden sonra darbecileri savunanlar, kahpe teröristlerle iş birliği içerisinde olanlar; millet siz siyasi malzeme yapın diye kurtarmadı bu vatanı. Ne Çanakkale'de kefensiz yatan atalarımız ne de 15 Temmuz'da karşı koyarken şehit olan yiğitlerimiz. Kahraman gazilerimiz, bu ülke için zerre faydası olmayanlar, ülke yönetimine talip olmaktan utanmıyorlar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den şehit ailelerimiz ve gazilerimizden acilen özür dilemesini bekliyor ve şiddetle kınıyoruz' dedi.

'Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir'

Özel'in sözlerinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Avukat Burakhan Çınar ise, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve aziz milleti için bir an olsun gözünü kırpmadan şehit olan ve yine bu uğurda gazi olanlara CHP Genel Başkanı'nın TV kanallarında da görüleceği üzere açık bir şekilde 'zibidi' şeklindeki hakaretini derin bir üzüntü ile hep beraber izledik, takip ettik. DEM Parti ile kent uzantısı neticesinde PKK'lı kişileri ilçe yönetimlerine sokan bir partinin genel başkanının her mitingde, hatta kendi partisinin genel başkanlık seçimlerinde dahi Selahattin Demirtaş'a, Osman Kavala'ya selam gönderirken, gazi veya şehit gibi kelimelerin nasıl bir maneviyat oluşturduğunu anlaması bizler tarafından beklenemez. Türk Ceza Kanunu'nun belirli maddelerini ihlal etmesi ve gazilerimiz ile şehit ailelerimiz üzerinde nasıl bir etki uyandırdığı kamuoyunun takdirindedir. Bu nedenle Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığımıza şikayetçi olmak için burada bulunuyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir. Bu nedenle de Özgür Özel'i kınıyoruz ve kendisinden şikayetçiyiz. Yüce Türk adaleti gereğini yapacaktır' ifadelerini kullandı.

Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı

Adaylardan Mehmet Akarca 120, Ömer Kerkez 138 oy alırken, 9 boş oy, 71 de geçersiz oy kullanıldı. Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 11. tur oylamayla devam edilecek.
28.03.2024 16:24:00
Anadolu Ajansı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılmaya başlanan başkanlık seçimlerinin onuncu turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı.

Mehmet Akarca, Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilmiş, 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da pazartesi günü sandık kuruldu ve Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk dokuz turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması üzerine bugün, Akarca ve Kerkez'in katıldığı onuncu tur oylama yapıldı.

Oylama sonucu Yargıtay Başkanı Akarca 120, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ise 138 oy aldı. Seçime katılım 338 olarak kayıtlara geçerken, kullanılan oylardan 9'u boş, 71'i ise geçersiz sayıldı.

Sekizinci tur oylamada diğer aday Muhsin Şentürk 96 oy almış, 3 oy geçersiz sayılmış, boş oy ise kullanılmamıştı.

Seçime 1 Nisan Pazartesi günü 11. tur oylamayla devam edilecek. Bu turda Muhsin Şentürk de oylamaya katılabilecek.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor.

Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde

Geçen yıl yaşanan müsilaj tehlikesiyle büyük bir mücadele gerçekleştirmek zorunda kalan Marmara Denizi, atıkların denize boşaltılması devam ettiği için bu yıl da ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Marmara şimdiden alarm vermeye başladı
28.03.2024 14:55:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:00:59
Ahmet Haydar Tarhanlı
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Müsilaj, kapalı denizlerde zaman zaman ortaya çıkan bir salgıdır. Fitoplankton adı verilen mikro alglerin aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkar. Bu mukoza benzeri yapı, suyun içindeki mikroorganizmalar için uygun bir beslenme habitatı oluşturur ve zararlı canlılar da bu salgının üzerinde toplanır.

Denizin üstünde gördüğümüz beyaz, köpük benzeri yapı aslında "buzdağının görünen kısmıdır". Denizin altında ise bu salgı bir tül gibi uzanır.

Marmara Denizi, geçen yıl su yüzeyini ve derinlerini saran müsilajla boğuştu. Müsilajın yoğunluğu arttı ve çevresel kaygılara neden oldu. Bu sene de müsilaj tehlikesiin Marmara'yı tehdit edeceği ifade ediliyor.

Müsilajın temel sebebi, atıkların denize boşaltılması. Bu sebep temelden çözülmedikçe müsilaj sorunu artarak devam edecek.

Deniz biyoloğu Mert Gökalp, "Marmara Denizi feryat ediyor. Bu, Marmara Denizi'nin foseptik çukuru olabileceğinin bir sinyali" uyarısını yapıyor.

Profesör Mustafa Sarı, Marmara Denizi'ne arıtmadan atık boşaltımının acilen durması gerektiğini vurguluyor.

Hidrobiyolog Levent Artüz ise bu durumun bir zincir ve sonuç olduğunu ifade ediyor.

Gelecekte ne bekliyor?

Müsilajın yakın ve uzak gelecekte Marmara Denizi'ni, deniz canlılarını ve çevresinde yaşayan insanları nasıl etkileyeceği henüz net değil.

Ancak çözüm için atık yönetimi, arıtma tesislerinin etkin kullanımı ve bilinçli tüketim önemlidir.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.