BTP Lideri'nden kritik uyarı! Büyük oyuna dikkat
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, tarihi bir uyarıda bulunarak şu anda ABD'nin bütün hesabının Türkiye'nin Şii-Sünni çatışması içine sokulması olduğunu vurguladı.
09.04.2017 00:00:00
RECEP BAHAR/İSTANBUL
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, kurmaylarıyla birlikte Meltem Medya Grubu'nda yayınlanan 'Gündem Özel' programına katılarak kritik açıklamalarda bulundu. "Üç sene evvel Türkiye böyle miydi?" diye soran BTP Genel Başkanı, şu çarpıcı tespitlerde bulundu: "Nedir bu halimiz? Allah korusun, Türkiye bir karışırsa bizi kim koruyacak, kim kurtaracak? Şu anda ABD'nin bütün hesabı Türkiye'nin Şii-Sünni çatışması içine sokulmasıdır. ABD, bir yandan güya Sünnileri tutup, öte yandan Şiileri tahrik ediyor. Türkiye, böyle bir savaşa hazırlık yaptırılıyor. Böyle bir savaşın içine sokulacak. Türkiye öyle bir noktaya gidiyor ki, bakıyorum yazarlar bu konuya eğilemiyor, düşünürler bir şey söylemiyor. Ancak elimizde bir hasta var... Pamukla dudaklarına bir damla su sürebiliyoruz. Türkiye aynen bu durumda? Kimse konuşamıyor. Bu kadar büyük gaflet ve delalet olamaz. Ben kimsenin ne 'hayır'ında ne de 'evet'indeyim. Ben Türkiye'nin çok ciddi bir tehdit altında olduğunu yaşıyorum. Görüyorum değil yaşıyorum... Peki, ne olacak? İstesek de istemesek de biz bunun önüne geçemeyiz. Bu bizi aşıyor. Türkiye'yi bu noktaya millet getirdi. Üç kuruşluk menfaate her şeyini sattı. Onun desteğiyle bir noktaya gelen de zannetti ki 'ben haklıyım.' İzafiyet teorisine göre adam haklı... O halde ne yapmamız lazım? Dua etmemiz gerekir. Allah kazadan, beladan, her türlü musibetten bizleri muhafaza eylesin."
'Söyledim, kimse dinlemedi'
"Haydar Hoca, neden 'evet'e ya da 'hayır'a karışmıyor. Doğru" diyen Prof. Dr. Baş, "Tamam evladım ama ben bugüne kadar sana söylediklerimden hangisini uyguladın ya da hayatına geçirdin? Sen beni dinleseydin, Türkiye dünyanın lideri olacaktı. Ben Peygamberimiz döneminde konuşsaydım Peygamberimiz adına konuşacaktım; bugün de Peygamber Efendimizin adına konuşuyorum. Senin inkâr ettiğin, maddi bakımdan gördüğün Haydar Hoca, hakikatte Allah'ın gerçekleridir" şeklinde konuştu.
Büyük vazife
Şu anda Türkiye'yi idare edenlere çok ama çok büyük bir vazife düştüğünü dile getiren BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Türkiye'yi bu tehdit ve tehlikelerden ancak onlar çıkartabilir. İsterlerse bu tehdit ve tehlikeyi çok rahat önleyebilirler. Dua edelim de Cenab-ı Hak, niyazımızı kabul etsin de bu tehdidi önlesin, işlerimizi bereketlendirsin. Bundan sonrası artık dua" dedi.
Hacı Bektaş'ın yaklaşımına geri dönülmeli
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin büyük bir salıntı içinde olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu: "Ben milletlik vasfımızı maalesef kaybettiğimize inanıyorum. Horasan'dan gelen Hacı Bektaş'ın attığı maya tükendi. Daha tutmuyor. Milleti kafatasına ve derisine göre böldüler, Türklük uç noktada bir şey oldu. Oysa Hacı Bektaş-ı Veli'ye göre "Kim kelime-i tevhid getirirse; bu Keldani de olsa Türk, Arap, Boşnak, Çerkez, Yezdani, Rum da olsa, kısaca 72 milletin tamamı Müslüman, Türk oğlu Türk'tür." Anadolu böyledir... Kültür, maneviyat, din birliği içinde hayatını sürdürmüş bir topluluktur. O Çerkez'dir, bu Kürt'tür; böyle bir ayırım yoktur. Ne zaman biz Hacı Bektaş'ın o mana dolu birliğini kaybettik; millet olma vasfımız da elimizden çıktı."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, kurmaylarıyla birlikte Meltem Medya Grubu'nda yayınlanan 'Gündem Özel' programına katılarak kritik açıklamalarda bulundu. "Üç sene evvel Türkiye böyle miydi?" diye soran BTP Genel Başkanı, şu çarpıcı tespitlerde bulundu: "Nedir bu halimiz? Allah korusun, Türkiye bir karışırsa bizi kim koruyacak, kim kurtaracak? Şu anda ABD'nin bütün hesabı Türkiye'nin Şii-Sünni çatışması içine sokulmasıdır. ABD, bir yandan güya Sünnileri tutup, öte yandan Şiileri tahrik ediyor. Türkiye, böyle bir savaşa hazırlık yaptırılıyor. Böyle bir savaşın içine sokulacak. Türkiye öyle bir noktaya gidiyor ki, bakıyorum yazarlar bu konuya eğilemiyor, düşünürler bir şey söylemiyor. Ancak elimizde bir hasta var... Pamukla dudaklarına bir damla su sürebiliyoruz. Türkiye aynen bu durumda? Kimse konuşamıyor. Bu kadar büyük gaflet ve delalet olamaz. Ben kimsenin ne 'hayır'ında ne de 'evet'indeyim. Ben Türkiye'nin çok ciddi bir tehdit altında olduğunu yaşıyorum. Görüyorum değil yaşıyorum... Peki, ne olacak? İstesek de istemesek de biz bunun önüne geçemeyiz. Bu bizi aşıyor. Türkiye'yi bu noktaya millet getirdi. Üç kuruşluk menfaate her şeyini sattı. Onun desteğiyle bir noktaya gelen de zannetti ki 'ben haklıyım.' İzafiyet teorisine göre adam haklı... O halde ne yapmamız lazım? Dua etmemiz gerekir. Allah kazadan, beladan, her türlü musibetten bizleri muhafaza eylesin."
'Söyledim, kimse dinlemedi'
"Haydar Hoca, neden 'evet'e ya da 'hayır'a karışmıyor. Doğru" diyen Prof. Dr. Baş, "Tamam evladım ama ben bugüne kadar sana söylediklerimden hangisini uyguladın ya da hayatına geçirdin? Sen beni dinleseydin, Türkiye dünyanın lideri olacaktı. Ben Peygamberimiz döneminde konuşsaydım Peygamberimiz adına konuşacaktım; bugün de Peygamber Efendimizin adına konuşuyorum. Senin inkâr ettiğin, maddi bakımdan gördüğün Haydar Hoca, hakikatte Allah'ın gerçekleridir" şeklinde konuştu.
Büyük vazife
Şu anda Türkiye'yi idare edenlere çok ama çok büyük bir vazife düştüğünü dile getiren BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Türkiye'yi bu tehdit ve tehlikelerden ancak onlar çıkartabilir. İsterlerse bu tehdit ve tehlikeyi çok rahat önleyebilirler. Dua edelim de Cenab-ı Hak, niyazımızı kabul etsin de bu tehdidi önlesin, işlerimizi bereketlendirsin. Bundan sonrası artık dua" dedi.
Hacı Bektaş'ın yaklaşımına geri dönülmeli
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin büyük bir salıntı içinde olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu: "Ben milletlik vasfımızı maalesef kaybettiğimize inanıyorum. Horasan'dan gelen Hacı Bektaş'ın attığı maya tükendi. Daha tutmuyor. Milleti kafatasına ve derisine göre böldüler, Türklük uç noktada bir şey oldu. Oysa Hacı Bektaş-ı Veli'ye göre "Kim kelime-i tevhid getirirse; bu Keldani de olsa Türk, Arap, Boşnak, Çerkez, Yezdani, Rum da olsa, kısaca 72 milletin tamamı Müslüman, Türk oğlu Türk'tür." Anadolu böyledir... Kültür, maneviyat, din birliği içinde hayatını sürdürmüş bir topluluktur. O Çerkez'dir, bu Kürt'tür; böyle bir ayırım yoktur. Ne zaman biz Hacı Bektaş'ın o mana dolu birliğini kaybettik; millet olma vasfımız da elimizden çıktı."