'Dinlerarası Diyalog faaliyetlerine derhal son verilmeli'
Meltem TV'de her hafta bir ilimizin katılımıyla gerçekleştirilen "Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler" programı bu hafta Ankaralıları konuk etti. Başkentten programa yoğun bir katılımın olduğu programda Türkiye'nin iç ve dış politikada içinden geçtiği kritik süreç analiz edildi ve çözüm yolları anlatıldı.
Programa Ankara'dan konuşmacı olarak katılan isimler ise Prof. Dr. Ata Selçuk, Dr. Abdullah Terzi, Dr. Nuri Kaplan, Avukat Lütfullah Önder, Araştırmacı-Yazar İzzet Yaşar ve Dr. Salih Türkyılmaz'dı.
Programda konuşan Dr. Abdullah Terzi Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosunun Türkiye'nin milli ve dini bütünlüğü açısından hayati önem taşıdığını ifade etti.
"Hocamızın açtığı iklimde nefes tüketiyoruz ama bu kutlu bir nefes. Neden? Çünkü hiçbir sözümüz gökyüzüne buharlaşıp gitmedi." diyen Dr. Terzi şöyle devam etti,"40 yıldan bu yana söylediklerimizin hepsi yeryüzüne rahmet yağmurları olarak iniyor. Herkes tek tek hocamızın görüşlerine, çözümüne ve onun gösterdiği adrese geliyor."
'Yıllar sonra bizim dediğimize geldiler'
"Dini ve milli bütünlüğümüz anlamında birkaç örnek vermek istiyorum" diyen Dr. Terzi konuşmasında şu dikkat çekici örnekleri verdi: "Hatırlayın AB temsilcisi ve ABD büyükelçisi istedi diye hutbelerden 'Allah katında din İslam'dır' ayetini çıkardılar. Peki, Prof. Dr. Haydar Baş ne dedi? 'Hayır, olamaz' dedi. Hepimizi hocalara, diyanete vs. gönderdi, onlara yanlışta olduklarını anlattık. Bu uygulama 2-3 yıl sürdü ama daha sonra ne yaptılar? Yeniden hutbelerde bu ayeti okumaya başladılar. Yani bizim çabalarımız geç de olsa sonuç verdi. Sevindik doğrusu. Güzel bir adımdı hatadan dönmeleri. Bakın 2005, 2009 ve 2011 yılında okul kitaplarında çocuklarımıza Kelime-i Tevhid 'Allah'tan başka tanrı yoktur' şeklinde öğretildi. Sayın Haydar Baş yine durmadı, 'konuşun, anlatın' dedi. Kelime-i Tevhid'in aslı 'Lailahe İllallah Muhammedurrasulullah'dır dedi. Sonra ne oldu? Bu yanlıştan da 2014 yılında yeni çıkartılan kitaplarla döndüler. Bizim çabalarımızın, nefeslerimizin, Sayın Haydar Baş'ın gayretlerinin sonucudur bu. Başka bir örnek daha vermek istiyorum. Bakın 11 Kasım günü Diyanet bir hutbe okuttu. Hutbede Kelime-i Şehadet'i ele aldılar ve 'Kelime-i Şehadet bir bütündür, Muhammedüresulluh'an ayrılmaz, bu bizim inancımızın temeli' dediler. Sayın Haydar Baş'ın 40 yıldan beri söylediği, FETÖ hareketiyle mücadeleye başladığı günden bu yana dediği şeye daha bugün geldiler. Hatadan vazgeçildi diye sevindik doğrusu. Dinin özüne, itikadımızın özüne dönüldü diye sevindik. Bir başka şey daha var o da Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan Pakistan meclisinde konurken , 'bu FETÖ hareketi Vatikan'a gitti, dinlerarası diyalog yaptı, hiç İslam ile diğer dinler arasında diyalog olur mu' dedi. Sevindik doğrusu. Sayın Cumhurbaşkanı bu noktaya gelmiş ise, FETÖ'nün Vatikan ile yaptığı diyalogun karşısında ise bu noktaya gelmiş ise çok sevindik."
'Diyalog faaliyetlerine derhal son verilmeli'
Süratli adımlar atılması gerektiğinin altını çizen Dr. Terzi, şöyle devam etti: "Madem FETÖ hareketi bu işin merkezidir, o halde Sayın Cumhurbaşkanımızdan beklentimiz geç de olsa dinlerarası diyalog ile ilgili her türlü faaliyete son verilmelidir. İlk etapta 2008 yılında kendi başbakanlığı döneminde 10 tane bakanlığa verdiği Ulusal Medeniyetler İttifakı planından hemen vazgeçilmelidir."
12. sınıf din dersi kitabında skandal ifadeler
"Bakın 12. sınıf din dersi kitabının fotokopisini ben buraya getirdim. FETÖ'nün ByLock'ta çıkan yazarlarının kitaplarını toplattılar, okutmuyorlar" diyen Dr. Terzi, kitaptaki diyalog fitnesinden çarpıcı bir örnek verdi ve şunları söyledi: "Madem Sayın Cumhurbaşkanımız dinlerarası diyaloga karşıdır, bunun zararını gördü o zaman lütfen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 12. sınıf ders kitabına bir baksın. Bu kitap şuanda çocuklarımızın elinde? Bu kitapta dinlerarası diyalogla ilgili çok enteresan örnekler var. Son ünitede 'yaşayan dinler ve benzer özellikleri' diye bir bölüm var. Tam bir diyalog bölümü? Bakın ne diyor, 'Yahudiler tanrının birliğine inanırlar ve tanrıya Yahova adını verirler. Hıristiyanlık tek tanrılı bir dindir. Hıristiyanlar tanrının bir olduğuna inanır ve ona baba derler' diyor. Peki, iş burada kalıyor mu? Hemen cümleyi oturtmuş Türk çocuğunun eline. Bu kitapta 'dileyen herkes herhangi bir aracıya gerek duymaksızın Allah'ın birliğine iman ederek Müslüman olabilir' diyor. İşte diyalogun daniskası."
"Diyanet bu işin neresinde?"
Konuşmasında yetkililere kritik bir çağrı da yapan Dr. Terzi, şunları söyledi: "Ben yetkilileri başta Milli Eğitim Bakanlığı'na, Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sayın Başbakanımıza sesleniyorum, 'eğer diyalog Türk milleti ve Müslümanlar için koca bir fitne ise, FETÖ'nün beyni ise o zaman derhal bu ve benzeri faaliyetlerden hemen sarfı nazar ediniz. Diyanet İşleri Başkanlığı bu işin neresindedir? Lütfen bir tetkik edilsin. Diyanet'in Avrupa'daki bütün teşkilatları dinlerarası diyalog yapıyor. Kendi sitelerinde bunu yayınladılar. Bu artık vazgeçilmez. Ülke gidiyor, millet gidiyor, imanımız gidiyor, ahlakımız gidiyor, her şeyimiz gidiyor. "
Söylediğimiz hiçbir şey boşa gitmedi
Konuşmasında "Neden bu noktaya geldik?" sorusunu da soran BTP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Abdullah Terzi, şu ifadeleri kullandı: "Sayın Haydar Baş'ın uyarıları vardı, hançeresini yırtarcasına bunları belgelerle anlattı. Allah için anlattı, millet için anlattı, geleceğimiz için anlattı. Kulaklar, kalpler sağır kaldı. Eğer bugün ayıktıysak, yanlışlardan dönüyorsak daha fazla geç kalmadan dönelim. Onun için ben bütün katılımcıları da, arkadaşlarımı da ve elbette başta Genel Başkanı'mı da kutluyorum. Bu kutlu bir dava, kutlu bir yolculuk... Neden? Çünkü denilen her şey doğru ve hak ve hepsi bir bir gerçekleşiyor. Hocamızın dini ve milli konulardaki uyarıları tek tek çıkıyor ama ekonomideki de çıkıyor ve siyasetteki de çıkıyor, çıkacak. Onun için milletimiz geç kalmamalı. Gökyüzüne çıkan bu nefesler buharlaşmadı, rahmet ve fikir yağmuru olarak gönüllere, kafalara inmeye başladı."