logo
19 MART 2024

Diyalog, din kisveli işgal projesidir

Milli ve Dini Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler Sempozyumu'nda sunum yapan gazeteci yazar Mehmet Emin koç, "Vatikan'ın Diyalog projesindeki küresel teo-politik hedefi ile, Amerika ve İngiltere'nin küresel sömürü projesindeki hedefi ortaktır. Dinlerarası Diyalog, din kisveli işgal ve sömürü projesidir" dedi.
20.10.2016 00:00:00
Dinlerarası Diyalog, Papalık Konseyi Misyonu'nun bir parçası olduklarını 1998'de deklare eden FETÖ ve 27 Aralık öncesine kadar onlarla kol kola bu misyonu yürüten siyaset, Diyanet, cemaat ve cemiyetlerin yutturmaya çalıştıkları gibi, Müslümanlar ile diğer inanç sahipleri arasında tanışma, görüşme, konuşma ve beşeri münasebetler kurma değildir.

Dinlerarası Diyalog, Vatikan Din Devleti'nin resmi bir kurumudur.
Hedefi, sekreteryası, bütçesi, kurumları ve elemanları bulunan bir Papalık misyonudur.
Amerikan, Vatikan ve Haçlı dünyasının ortak ve son asrın en yaygın teo-politik küresel sömürge projesidir.
II. Vatikan Konsili'nde alınan kararlar gereği Papa VI. Paul, 19 Mayıs 1964'te Hıristiyan Olmayanlar Sekreteryası'nı (Secreteriat poun les non?Chrestiens) kurmuştur.
1988'de bu kurum, "PCID: The Pontifical Council For Interreligious Dialogue" adıyla yenilenmiştir?
Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hiçbir ferdinin, hiçbir kurum veya cemiyetinin, Vatikan Din Devleti'nin Dinlerarası Diyalog kurumuna hizmet etmesi, onların memuru gibi çalışması yahut taşeronluk yapmasının, dinde, hukukta ve de geleneklerimizde yeri yoktur.
Bu bağlamda sempozyumumuzun da adı olan "Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler" adlı muhteşem eserin müellifi Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, ta 1997'li yıllardan bu yana, ülkemizdeki oryantalist akımlara ve Diyalog furyasına kapılanları uyarmaya, hakkı ve hakikati anlatmaya; dini bütünlüğümüzün hakikatte milli bütünlüğümüzün teminatı olduğunu haykırmaya devam etmiştir.
7 Şubat 1998'te yazdığı tarihi bir mektupla Fetullah Gülen'e doğruları hatırlatmış, yanlış istikametten sakındırmıştır.
Bu süreçte maalesef ülkemizdeki siyaset, cemiyet, cemaat ve STK'lar Gülen'in safında yer almış; FETÖ ile birlikte toplumun da batağa saplanmasını hızlandırmışlardır.
'Papalık misyonunun bir parçası'
Bugün FETÖ lideri diye anılan Gülen, Vatikan eksenli ve Papa VI. Paul tarafından başlatılan diyalog misyonunu benimsediğini ve bu uğurda hizmete talip olduğunu bizzat Papa II. John Paul'a sunduğu o ünlü mektubunda şöyle belirtmiştir:
"Pek muhterem Papa cenapları, ... Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinler arası Diyalog için Papalık Konseyi (PCID-The Pontifical Council For Interreligious Dialogue) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazı yardımlarımızı sunmak için size geldik..."
-M. Fethullah Gülen/Rabb'in aciz kulu/9 Şubat 1998- (Hocaefendi'den Papa'ya mektup, 10 Şubat 1998, Zaman Gazetesi; http://arsiv.aksiyon.com.tr/arsiv/167/).
Dünyada Vatikan arşivlerine girebilmiş nadir kimselerden biri olan ve 17/25 Aralık'tan bir ay önce 18 Kasım 2013'te vefat eden Aytunç Altındal, 21 Şubat 1998'de şunu açıklıyor:
Papa 2. John Paul, Vatikan'ın "gizli" hizmetinde çalışan ve fakat kendi ülkesinde kimliğini gizleyen başka dine mensup iki kişi şu anda Vatikan'da kardinal yapılmış bulunuyor. Fetullah Gülen'i işaret ediyor. (Papa'nın gizli kardinalleri, 23 Mayıs 1998, Yeni Şafak).
Yeni Mesaj gazetemizin Başyazarı Muharrem Bayraktar, 31 Temmuz 2004 günkü "O adam gizli kardinal mi?" başlıklı yazısıyla, Müslümanları ikaz ediyor.
Diyalog'un amacı; Müslümanları Hıristiyan yapmaktır
Gülen'in ziyaret ve biat ettiği Papa II. Jean Paul, 1991'de diyalogun hedefini "Redemptoris Missio/Kurtarıcı Misyon)" genelgesinde şöyle ilan etmiştir:
"Dinlerarası Diyalog, Papalık'ın, insanları Kilise'ye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır? Bu misyon aslında Mesih'i ve İncil'i bilmeyenlere ve diğer dinlere mensup olanlara yöneliktir." (John Paul II, Redemptoris Missio, Libreria Editrice Vaticana, Roma?1991, s. 55; Redemptoris Missio, Encylical Letter of Pope John Paul II On the Permanent Validity of the Church's Missionary Mandate December 7, 1990). Yani, Diyalog projesinde amaç, 1973'te Dinlerarası Diyalog Sekreterliğe getirilen Kardinal Rosanno'nın altını çizdiği üzere, insanları küresel çapta Hristiyanlaştırmak, kilisenin kapısına demirletmektir. (Rosanno, P., The Secretariat For Non?Cristian Religions From the Begginings to the Present Day: History, Ideas, Problems', Bulletin XIV/2?3, Roma?1979, s. 90-92).
Nitekim Papa II. J. Paul, Gülen'in ziyaretinden bir yıl sonraki Noel konuşmasında Vatikan'ın-Papalık'ın hedefini ahmakların bile anlayacağı açıklıkta ortaya koymuştur:
"Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı. İkinci bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştırıldı. Üçüncü bin yıl ise Asya'nın Hıristiyanlaştırılma zamanıdır!"
Vatikan'ın diyalog projesindeki küresel teo-politik hedefi ile Amerika ve İngiltere'nin küresel sömürü projesindeki hedefi ortaktır. Aynı madalyonun yüzleridir. Dinlerarası Diyalog, din kisveli işgal ve sömürü projesidir.
Hicaz-Mezopotamya, Mısır ve Anadolu sahasında görevli İngiliz istihbaratçısı, Huntington'ın 1990'larda seslendirdiği Medeniyetler Çatışması tezinin tohumlarını 1950'larda eken, Lozan ve Paris görüşmelerinde delege olan propagandist tarihçi Arnold Joseph Tonybee,  1960'larda, işgal ve sömürgeci güçlerin başı Amerika'ya şu çarpıcı tavsiyeyi yapmaktadır:
"Güney Müslümanlığı (Fas'tan Hicaz bölgesine) bizim için tehlike olmaktan çıkmıştır. Bir şeyh satın alır, hepsini yönetirsiniz. Bizim için Kuzey Müslümanlığı (İstanbul'dan Buhara'ya uzanan Türk bölgesi) tehlikelidir. Bunlar, ilim ve hikmetle barışıktır. Dolayısıyla her zaman Atatürk gibi bir asi çıkarabilir. Önlemi şimdiden alınmalıdır."
Tonybee'ye göre, Amerika ve Haçlı için tehlikeli olan Türk bölgesindeki Kuzey Müslümanlığı, Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Türk milletinin hamurkârı olduklarını hatırlattığı Ehl-i Beyt İslam'ı ve Horasan erenlerinin iman ve maneviyatıdır.
Bu bakımdan 3. bin yılda Dinlerarası Diyalog, Toynbee'nin "acil önlem alınmalı" ikazını da dikkate alarak Amerikan-Vatikan lobilerinin işte bu Türk hinterlandındaki Ehl-i Beyt İslam'ına yönelik aldıkları geniş çaplı önlem ve işgal projesidir.
Bu gerçeği böyle idrak etmeyenler, söz konusu projenin ahmak, gönüllü yahut bedelli elamanı olmaya mahkûmdur.
'Dinlerarası Diyalog, Deccal fitnesidir'
Nitekim Dinler arası Diyalog fitnesi, Avrupa'daki gurbetçilerimizin gönül dünyalarından Türkiye'ye, Türki Cumhuriyetler'den Asya'ya uzanan geniş coğrafyada FETÖ ve onunla kol kola bugünlere gelen İslamcılar maharetiyle yutturulmuştur.
Dinlerarası Diyalog, Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın deyimiyle, Müslümanlar eliyle yutturulan Deccal fitnesi ve zokasıdır.
Maalesef Türkiye ve İslam dünyasında Milli Görüş'ten FETÖ'ye, cemaatlerden tarikatlara, diyanetinden siyasetine, hacısından hocasına geniş ve yaygın kesimler, kıratlarına göre bu Diyalog fitnesinin taraftarı, tezgâhtarı yahut taşeronu oldular.
Aynı çevreler, Amerika ve Vatikan sözcülüğü yaparak, Türk-İslam mirasını, "tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir" diye formülize eden Prof. Dr. Baş'ı da hedef tahtasına oturttular.
Özel planlı fitne ve diyalog tezgâhı Türkiye'de özenle açıldıktan sonra?
Kelime-i Tevhid'den Hz. Muhammed çıkartıldı.
Yegâne hak din olan İslam, sair muharref akideler ve inançlarla eşleştirildi.
Hz. Muhammed'in âlemlere rahmet olması askıya alınarak, Medine dönemindeki Hristiyanların seslendirdiği ve Kur'an'ın bâtıl ilan ettiği "İbrahimî dinler" adresi yeniden türetildi.
Gönüllerden, zirvesi Resûlullah olan Ehl-i Beyt İslam'ı çekildi gitti; Muaviye'nin saltanat dini, Vatikan İslam'ı, Amerikan İslam'ı, işgalcileri gül buketleriyle karşılayan Ilımlı İslam, kalplere ikame edildi.
İbrahimî din batılında buluşarak Hıristiyan ve Yahudilerle ittifak ve kardeşlik tesis edenler, Libya'dan Suriye'ye, Irak'tan Yemen'e uzanan gönül coğrafyamızda Ehl-i Beyt sevdalısı Müslümanlara ABD ve Haçlı safında yer alarak savaş açtılar. Amerika ve Avrupa'ya gönüllü eleman ve Haçlıya asker oldular.
Böylece ülkemiz, bölgemiz ve İslam dünyası kan gölüne döndü.
Bu savaş ve cehennemden kurtulmanın yolu, kendi medeniyetimize, birlik, kimlik ve hamurumuzun yoğuran Ehl-i Beyt İslam anlayışına dönmektir.
Yani Ehl-i Beyt soylu Gazi M. Kemal Atatürk'ün yok olmuş bir imparatorluğun küllerinden koca bir devlet ve Cumhuriyet çıkartan imanına ve Ehl-i Beyt İslam'ına tam çark etmektir.
Prof. Dr. Baş'ın hayatıyla, ilmiyle, irfanıyla yaşadığı ve yeşerttiği İslam da budur.
Milli ve dini bütünlüğümüzün sağlanması ve toplumsal kalp körlüğünün gitmesi de ancak bu Ehl-i Beyt İslam'ıyla mümkündür.
Yoksa ne Muaviye'nin saltanat dini, ne de Amerika ve Vatikan'ın Dinlerarası Diyalog mayalı Ilımlı İslam'ı kalpleri körlükten, ülke ve bölgemizi cehennemden kurtarmaz; daha beter eder.
 
(Gazeteci yazar Mehmet Emin Koç'un bu sunumu, İstanbul'da gerçekleşen Milli ve Dini Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler Sempozyumu'nda yapılmıştır).
 
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
8 yılda ülkemizden çıkan yerli sermaye miktarı 600 milyar dolar
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
Ankara anketinden büyük fark çıktı
Mansur Yavaş kendiyle yarışıyor
"Gazze en büyük açık hava mezarlığına dönüştü"
AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
İsrail'e 35 bin ton silah ve mühimmat taşındı
Büyük çoğunluğu ABD'den
Doğrusu 11 bin dolar
Sığınmacıların geliri Türklere sayılmış!
"Koltukta vakit geçirmeye değil çalışmaya talibiz"
BTP Aksu Adayı Bilal Şahin
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
8 yılda ülkemizden çıkan yerli sermaye miktarı 600 milyar dolar
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
Ankara anketinden büyük fark çıktı
Mansur Yavaş kendiyle yarışıyor
"Gazze en büyük açık hava mezarlığına dönüştü"
AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
İsrail'e 35 bin ton silah ve mühimmat taşındı
Büyük çoğunluğu ABD'den
Doğrusu 11 bin dolar
Sığınmacıların geliri Türklere sayılmış!
"Koltukta vakit geçirmeye değil çalışmaya talibiz"
BTP Aksu Adayı Bilal Şahin

Canan Kaftancıoğlu "para sayma" soruşturmasında "şüpheli" olarak ifadeye çağırıldı

CHP İstanbul İl Başkanlığında çekildiği öne sürülen para sayma görüntülerine ilişkin soruşturmada, eski CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu "şüpheli" sıfatıyla ifadeye çağırıldı.
18.03.2024 21:22:00
Anadolu Ajansı
Canan Kaftancıoğlu "para sayma" soruşturmasında "şüpheli" olarak ifadeye çağırıldı
Canan Kaftancıoğlu "para sayma" soruşturmasında "şüpheli" olarak ifadeye çağırıldı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, CHP İl Başkanlığında çekildiği iddia edilen ve sosyal medyada paylaşılan para sayma görüntüleriyle ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.

Bu kapsamda, şüpheli Ali Rıza Braka'nın savcılıkta, "CHP adına süreci o tarihte İl Başkanı olan Canan Kaftancıoğlu yürütüyordu. Kendisiyle 6 Kasım 2019'da Beyoğlu 3. Noterliği'nde satış sözleşmesi imzaladık." şeklindeki ifadesiyle isminden söz ettiği Kaftancıoğlu'nun "şüpheli" olarak ifadeye çağırıldığı öğrenildi.

Soruşturma

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bazı sosyal medya hesaplarında, "Fatih Keleş'in CHP İstanbul İl Başkanlığında para destelerini sayarken çekilen görüntüleri ortaya çıktı." notuyla paylaşılan görüntülere ilişkin maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suç ve suç unsuru bulunup bulunmadığının tespit edilmesi amacıyla resen soruşturma başlatmıştı.

Soruşturma kapsamında İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, eski CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas ve eski CHP İstanbul İl Başkanlığı Basın Danışmanı Can Poyraz'ın şüpheli olarak savcılıkça ifadesi alınmıştı.

Keleş, "Parayı avukatlık ofisinde CHP İstanbul il binasını satan Ali Rıza Braka teslim aldı." şeklinde ifade vermişti.

Soruşturma kapsamında, Braka ve İmamoğlu İnşaat Şirketi'nin Genel Müdürü Tuncay Yılmaz'ın da "şüpheli" olarak ifadesi alınmıştı. 

Adalet Bakanından 9. Yargı Paketi açıklaması

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 9. Yargı Paketi'ne ilişkin çalışmaların sürdüğünü belirterek, "Seçim sonrası Meclis'imizin takdirine taslak çalışmamızı sunacağız." dedi.
18.03.2024 21:11:00 / Güncelleme: 18.03.2024 21:16:44
Anadolu Ajansı
Adalet Bakanından 9. Yargı Paketi açıklaması
Adalet Bakanından 9. Yargı Paketi açıklaması

Ankara Hakimevi'nde basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Bakan Tunç, hukuk devletlerinde basının dördüncü kuvvet olduğunu, kamunun denetimi ve doğru bilgilendirmesi için basının önemli bir görevi ifa ettiğini vurguladı.

Basın kuruluşlarının başta 15 Temmuz darbe girişimi olmak üzere demokrasinin yanında durduğunu belirten Tunç, "Basının demokrasinin yaşatılması, hukuk devletinin güçlendirilmesi anlamında görevi yadsınamaz." dedi.

Tunç, adaletin tecellisinin hukuk devletinde mümkün olduğunu, bunun için de yargının tarafsız ve bağımsız olması gerektiğini ifade ederek, buna ilişkin mevzuat iyileştirilmesi anlamında çok önemli reformlara imza atıldığını anlattı.

Türkiye'nin 2009'dan itibaren planlı bir reform stratejisine girdiğini belirten Tunç, son Yargı Reformu Stratejisi Belgesi kapsamında da 8 yargı paketinin yasalaştığını anımsattı.

8. Yargı Paketi'nde önemli düzenlemelerin gerçekleştirildiğini belirten Tunç, şunları kaydetti:

"9. Yargı Paketi'mizin hazırlıkları devam ediyor. Meclis'in takvimi nedeniyle o pakette yer alamayan birçok husus var. Özellikle Ceza Muhakemesi Kanunu'yla ilgili, cezasızlık algısıyla ilgili bazı yasal düzenleme ihtiyaçları var. Bununla ilgili taslak çalışmalarımızı milletvekillerimizin takdirine sunacağız. Meclis açıldığında, seçim sonrası Meclis'imizin takdirine taslak çalışmamızı sunacağız."

"İnşallah Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcında yeni anayasayı da bu ülkeye yapmak nasip olur"

Adalet Bakanı Tunç, Anayasa'da da reform niteliğinde değişiklikler yapıldığını, hak arama hürriyetine ilişkin önemli düzenlemeler getirildiğini belirtti.

Anayasa'da yapılan değişikliklerin darbeci, vesayetçi ruhu tam anlamıyla kaldırmadığını dile getiren Tunç, "Bu değişiklikler, yeknesaklığı bozdu. Bu bozukluk devletin kurumları, yargı kurumları arasında görüş farklılıklarına, bazı olaylarda farklı sonuçlara varmalarına neden olabiliyor. O nedenle yeknesaklığın ortadan kaldırılması hem darbeci ve vesayetçi ruhun tamamen terk edilmiş olması ve Anayasa'mızın darbeciler tarafından yazılmış olması bile yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunun açık göstergesidir." ifadelerini kullandı.

Herkesin "yeni bir anayasaya mutlaka ihtiyaç vardır" görüşünü paylaştığını aktaran Tunç, "O zaman milletimize olan bu borcumuz, parlamentoda bu uzlaşma ile inşallah gerçekleşir ve Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcında yeni anayasayı da bu ülkeye yapmak nasip olur." dedi.

Kişi başına düşen gelirde ince hesap

 
 
Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, geçen yıl milli gelirin 1 tilyon 119 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, buna sayıları 5 milyonu bulan sığınmacıların ürettiği mal ve hizmetlerin dahil olduğunu söyledi. Eğilmez, “Ancak kişi başı geliri hesaplarken sığınmacıları nüfusta yok sağdığımız için nüfusumuz daha az görünüyor ve 13 bin 110 dolar olarak kişi başı gelir daha yüksek çıkıyor. Oysa sığınmacıları dahil ederek hesapladığımda 11 bin dolara geriliyor" dedi.
18.03.2024 14:16:00
AHMET TURAN YİĞİT
 Kişi başına düşen gelirde ince hesap
 Kişi başına düşen gelirde ince hesap

Altınbaş Üniversitesi'nin Ekonomi Söyleşileri programında bir araya gelen iki deneyimli ekonomist, Prof. Dr. Işın Çelebi ve Dr. Mahfi Eğilmez, 2024 Mart ayı ekonomi görünümünü değerlendirdi. Dr. Mahfi Eğilmez, Mart ayında açıklanan ekonomik göstergeler arasından büyüme oranı ve turizmin olumlu olduğunu dile getirdi. Yüzde 4.5 açıklanan 2023 büyüme oranını iyi olarak nitelendiren Mahfi Eğilmez, Türkiye'nin yüzde 67'lik enflasyonuyla Arjantin ve Lübnan'ın ardından üçüncü sırada olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Işın Çelebi de 4.5'lik büyüme oranının hizmetler sektöründeki büyümeden kaynaklandığına işaret ederek, tarımdaki büyümenin yüzde 0.5 ile gelecek için çok ciddi bir tehlike olduğunu anlattı. Çelebi, şunları söyledi: "Dünyada gıda fiyatlarının yüzde 10 düşerken, Türkiye'de yüzde 70'den fazla artması ciddi bir sorunun göstergesi. İnsanlar, 1 kilo kıyma alabilmek için kuyruklarda bekliyor" dedi.

Gerçekte kişi başına düşen gelir 11 bin dolar


Dr. Mahfi Eğilmez, geçen yıl milli gelirin 1 tilyon 119 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, buna sayıları 5 milyonu bulan sığınmacıların ürettiği mal ve hizmetlerin dahil olduğunu söyledi. Eğilmez, şunları söyledi: "Ancak kişi başı geliri hesaplarken sığınmacıları nüfusta yok sağdığımız için nüfusumuz daha az görünüyor ve 13 bin 110 dolar olarak kişi başı gelir daha yüksek çıkıyor. Oysa sığınmacıları dahil ederek hesapladığımda 11 bin dolara geriliyor. Yıllık olarak hane halkı tüketim oranımız ise yüzde 12.8 olarak açıklandı. Bu da tüketim artışımızın gelirimizden daha fazla olduğunu gösteriyor. Sokaktaki vatandaş enflasyon ile ciddi mücadele olmadığını görünce iç tüketimini kısmıyor. Kredi kartı taksit sayıları kısıtlandı ama tüketimin önüne geçilemiyor. Maliye politikası gevşekse ve yarı sıkı para politikanız varsa önleyemezsiniz. Sokağın davranışı da fiyatları artırıyor. Sarmaldan çıkılamıyor."

İşsizlik de çok yüksek

İşsizlik rakamlarını ise geniş işsizlik olarak ele almak gerektiğini vurgulayan Mahfi Eğilmez, "Bu durumda açıklanan yüzde 9.1 işsizlik oranı yüzde 26.5'e çıkıyor. Çok yüksek bir oran ve maalesef artıyor" diye konuştu. Geçen yılın bütününde 143 milyar lira olan bütçe açığının 2024 yılında şimdiden 151 milyar liraya ulaştığına işaret eden Eğilmez, şöyle devam etti: "Ocak ve Şubat aylarında nakit açığı 405 milyar liraya yükseldi. Bu bütçeyi zorluyor. Döviz rezervlerinde yılbaşına göre 10.1milyar dolar düşüş oldu. Net rezervlerde 14.5 milyar dolarlık bir düşüş var. Swap (para takası) harici net rezervlerde ise 10.3 milyar dolarlık bozulma var ki bunun sonucunda swap harici net rezervlerimiz eksi 47.8 milyar dolara geldi." Enflasyonla mücadele de farklı yöntemler denenebileceğini anlatan Eğilmez, en kötüsünün enflasyonu takip etmek olduğunu söyledi. Eğilmez, "Merkez Bankası, faizi yüzde 45 yerine bir anda yüzde 75'e çıkarabilir. Böylece sistemi önce bir sarsarsın ve ordan geriye gelirsin. Böylece enflasyonun önüne geçerek önemli bir etki yaratılabilirdi. Bu şekilde farklı yöntemler denenebilir" şeklinde çarpıcı bir öneri de bulundu.

Sahte kripto para dolandırıcılığına 9 gözaltı

Samsun merkezli "kripto para ve kripto para yatırımı" dolandırıcılığı ile ilgili Adana, Ankara, Isparta ve Manisa'da düzenlenen eş zamanlı operasyonda 9 kişi gözaltına alındı.
18.03.2024 11:54:00
İhlas Haber Ajansı
Sahte kripto para dolandırıcılığına 9 gözaltı
Sahte kripto para dolandırıcılığına 9 gözaltı
Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Samsun Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından, Samsun merkezli Adana, Ankara, Isparta ve Manisa illerinde eş zamanlı operasyon düzenledi.

8 şüphelinin birbirleriyle 'Telegram' isimli mesajlaşma programında oluşturdukları gruplarda kendilerini 'kripto para yatırım uzmanı' ve internette kripto para yatırımı yapıp 'yüksek tutarlı kazançlar elde eden kişiler' gibi tanıtarak aldatıcı dekont paylaşımlar ve bu paylaşımlara yapılan olumlu yorumlar ile böyle bir yatırım şekli olduğuna ikna ettikleri ortaya çıktı.

Söz konusu dolandırıcıların mağdurları sahte kripto para sitelerine yönlendirdikleri, sahte kripto sitelerine üye olmalarından sonra yatırım amaçlı transfer ettikleri tutarları ile yüksek tutarlı kazanç elde ettiklerine inandırıp, müştekilerden bu kez sitede kazandıkları tutarları çekebilmeleri için sigorta, vergi, işlem ücreti, ulusal dosya güvenliği gibi gerekçeler ile para talep etmek suretiyle dolandırıcılık yaptıkları ortaya çıktı.

Samsun Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri düzenlenen eş zamanlı operasyonda 9 kişi gözaltına alındı.

Bir kişi ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılırken, Samsun Emniyet Müdürlüğündeki sorguları tamamlanan 8 kişi bugün Samsun Adliyesine sevk edildi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.