FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de arasında bulunduğu 221 kişinin yargılandığı davanın ikinci günü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski yaveri Kurmay Albay Ali Yazıcı'nın savunmasının alınmasıyla başladı.
23.05.2017 00:00:00
Başyaver olarak göreve başlamadan önce Sofya'da askeri ateşe olarak çalıştığını, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yaverlik görevine seçildiğini, 27 Temmuz 2015'te başladığı başyaverlik görevini 15 Temmuz gecesine kadar sadakatle sürdürdüğünü savunan Yazıcı, "Daha sonra öğrendiğim kadarıyla kendisi (Cumhurbaşkanı Erdoğan) 3-4 ay araştırma yapmış, ilçe belediye başkanına, AK Parti teşkilatına, muhtara araştırtmış, bu süreçte bütün araştırmalar yapılmış. MİT ile emniyetle görüşmeler yapılmış. Benim bu işlerle ilgim olsaydı yaverliğe seçilmezdim. Bir yıl boyunca herhangi bir sıkıntı yaşanmamış, Sayın Cumhurbaşkanı'nın yanında, uçağında, helikopterinde beraber hareket ettim. İlk defa Cumhurbaşkanımızdan ayrılıyorum ve Sayın Cumhurbaşkanı'na suikastle suçlanıyorum. Her zaman bu imkan ve yapma kabiliyetim varken yapmıyorum da yanından ayrıldığım ilk anda sözde suikast yapmakla suçlanıyorum, bu akla uygun gelmiyor" diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Dik, Ali Yazıcı'ya "Bu darbeyi kimin yaptığını düşünüyorsun?" diye sordu. Yazıcı da "Bunu beni seçen Cumhurbaşkanımıza ve beni yetiştiren komutanlara sormak gerekir. Darbeyi kimin yaptığını 10 aydır düşünüyorum, ben de işin içinden çıkamadım. Benim bildiğim, 'Şu FETÖ'cüdür, terör örgütü üyesidir' diyeceğim bir komutan, asker de yok" cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, Yazıcı'nın iyi eğitilmiş bir FETÖ'cü olarak kendisini çok iyi gizlediğini, sakladığını öne sürdü. Avukat Aydın'ın bu sözleri, duruşmayı izleyen mağdur ve müşteki yakınları ile bazı sanıklarca alkışla karşılandı.
Sanık Yazıcı, "Eğer ben FETÖ'cü olarak bütün istihbarat birimlerini aşıp Sayın Cumhurbaşkanımızın bir yıl yanında kendimi gizliyorsam bu ülkede 80 milyon da FETÖ'cü olabilir. Şu an kendisini saklayan belki daha kripto Hüseyin Bey FETÖ'cüdür, hala kendisini saklıyordur" diye konuştu. Avukat Aydın da bunun üzerine "Hüseyin Aydın'ı FETÖ'cü olarak itham etmek kimsenin hakkı ve haddi değildir" ifadesini kullandı.
AA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
AB'den fanatik Yahudilere yaptırım kararı
İsrailli bakandan 'genişletme' çağrısı
'Açılış' adı altındaki mitingler Meclis gündeminde
Maliyeti ne kadar?
Geçen hafta alan kaybetti
Bitcoin'de sert düşüş başladı
Davul çalan kendini başka ilçede buluyor
Bu mahallede yüz yıllardır davul çalınmıyor
Yüklü miktarda para ve külçe altınla yakalandı
FETÖ'den aranıyordu
İhracat azalıyor, ithalat katlanıyor
Sorun derinleşiyor, atölyeler kapanıyor
'Önce Atamızdan sonra Türk halkından özür dilesin'
Bu yılın ilk iki aylık döneminde Saray ilçesindeki sınır kapısından 150 bin kişinin giriş yaptığı Van'da iş yeri sahipleri, önümüzdeki hafta Nevruz tatili döneminde kente gelmesi beklenen binlerce İranlı için etkinlikler planladı.
19.03.2024 11:08:00 AA
Van'da iş yeri sahipleri, ülkelerindeki tatil dönemlerinde kente gelen ve yaptıkları alışverişle ekonomiye canlılık katan İranlı turistler için 'Nevruz tatili' hazırlığı yapıyor. Komşu ülkeyle en uzun sınır hattına sahip olan Van, Saray ilçesindeki Kapıköy Sınır Kapısı'nın modernize edilmesi ve 24 saat geçişlere açılmasıyla yılın her döneminde İranlı turistlere ev sahipliği yapmaya başladı. Van'da bu yılın ilk iki aylık döneminde sınır kapısından geçen kişi sayısı 150 bine ulaşarak geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık 2 kat arttı. Kentte yaptıkları alışverişle esnafın yüzünü güldüren İranlı turistlerin kentte kalma süresini uzatmak amacıyla Van Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde 'Alışveriş Festivali' düzenlendi. İş yerlerine Farsça bilgilendirici yazılar yazdıran, İranlı turistlere hitap eden ürünler bulunduran esnaf, 5 Nisan'a kadar devam edecek alışveriş festivali dönemini en verimli şekilde geçirmeyi hedefliyor.
Hedef 1 milyon İranlı turist
Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fevzi Çeliktaş, her sene İranlı turistlerin kente önemli bir katma değer sağladığını söyledi. Kapıköy Sınır Kapısı'nın kentin ekonomik anlamda can damarı olduğunu belirten Çeliktaş, şunları söyledi: "Bu yılın ilk iki ayında yaklaşık 150 bin turist kentte geldi. Yönümüzü İran'a döndük, Alışveriş Festivali ve Nevruz Bayramı tatili kapsamında sosyal etkinlikler düzenlemeye devam ediyoruz. İranlıların kentte daha iyi vakit geçirmeleri ve kentin ekonomisine katkı sağlamaları için indirim kampanyası başlatıyoruz. Festival 5 Nisan'a kadar devam edecek. Yönetimdeki tüm arkadaşlarla sürekli İran'a gidiyoruz. Ziyaret kapsamında da kentin tanıtımı için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Gelen turistler Van'dan mutlu şekilde ayrıldığı zaman bir sonraki ziyaretlerinde daha kalabalık geliyor. Bu sene bir milyon İranlıyı kentte ağırlamayı hedefliyoruz. İstatistiklere baktığımız zaman bu sayıyı aşacağımızı da düşünüyorum. İş insanlarımız da buna göre otel ve eğlence merkezleri gibi yatırımlar yapıyor. İki ülke olarak aynı kültürleri paylaşıyoruz, ülkeler arasında herhangi bir sorun da yok. İranlılar bizi, biz de onları seviyoruz. Ülkelerin zenginliklerini komşuluk ilişkileri içerisinde faydaya dönüştürmemiz gerekiyor." İranlı turistlerden Celil Bayrami ise "Türkiye'nin birçok iline gittim ama Van bize yakın olduğunu için sürekli burayı tercih ediyoruz. Türk yemekleri ve döner için nabzımız atıyor. Buraların yemeklerini çok beğeniyoruz. Fırsat bulduğumuz gibi geliyoruz. Tahran, Tebriz ve daha birçok uzak şehirden Van'a turistler geliyor" dedi. Esnaf Umut Çelik de turistler sayesinde esnafın ekonomik anlamda rahatladığını dile getirdi. AA
AKP İlçe Başkanı'nın İzmir Marşı çalmasına engel olduğu bando şefi oturma eylemi başlattı
İzmir'de 18 Mart etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen törende AKP Torbalı ilçe başkanının kendisine İzmir Marşı'nın çaldırılmadığını azarlandığını iddia eden bando şefi Aytekin Özen istifa etti. Özen, AKP'li başkan halktan özür dileyene dek Atatürk portresiyle oturma eylemi başlattı.
19.03.2024 10:19:00 / Güncelleme: 19.03.2024 10:25:05 Haber Merkezi
Dışişleri Bakanı terörle mücadelede kararlılık vurgusu yaptı
Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye'nin bölgesinde istikrarı hakim kılmak için elindeki tüm dış politika araçlarını koordineli şekilde kullanma konusunda kararlı olduğunu vurguladı
19.03.2024 01:58:00 AA
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı bir televizyon programında dış politika gündemini değerlendirdi, soruları yanıtladı.
Irak'taki terörle mücadeleye değinen Fidan, "Bizim arzumuz Süleymaniye'deki arkadaşlarımızın yol yakınken hatalarından geri dönmesi, Türkiye'yle dostluklarını, tarihte olduğu gibi bugün de perçinlemeleri ve ortak geleceğe bizim beraber hareket etmemiz" ifadelerini kullandı.
Fidan, Erbil, Süleymaniye, Bağdat, Kerkük ve Musul'da "geleceği hep beraber" kuracaklarını, burada terör örgütlerine yer olmadığını belirterek, "Bunları artık bizim sistem dışına atmamız lazım. Bunlar kullanım ömrü tamamlanmış örgütler. Sözünü ettiğim şehirler, kültürler kadim kültürler ve daha önce bu türden tehditlerin üstesinden geldiler, inşallah bundan sonra da gelecekler" diye konuştu.
İleri tedbirlerin gündemde olup olmadığının sorulması üzerine Fidan, şöyle yanıt verdi:
"Siz benim düşmanıma destek verdiğiniz sürece ne yapmamı bekliyorsunuz? Bu konuda açığız. Bu düşmanın senden istifade etmesinin yolunu engellemek benim görevim. Ben bunu yapacağım. Bunu yaparken de sana hile tuzak kurmuyorum, yüzüne söylüyorum. Bundan vazgeç, çünkü bu senin lehine değil, kimsenin lehine değil. Süleymaniye'deki halk Türkiye'nin dostu olan bir halk. Terör örgütüyle işi olabilecek bir halk değil."
Bakan Fidan, "Süleymaniye'deki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) liderliği ve onu oluşturan ekibin PKK ile olan ilişkileri, samimiyeti bizim için bir problem olmanın ötesinde artık ulusal bir güvenlik tehdidi olmuştur" dedi.
Fidan, "Türkiye bölgesinde istikrarı hakim kılmak için elindeki tüm dış politika araçlarını koordineli bir şekilde kullanma konusunda kararlı" şeklinde konuştu.
Adalet Bakanından 9. Yargı Paketi açıklaması
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 9. Yargı Paketi'ne ilişkin çalışmaların sürdüğünü belirterek, "Seçim sonrası Meclis'imizin takdirine taslak çalışmamızı sunacağız." dedi.
18.03.2024 21:11:00 / Güncelleme: 18.03.2024 21:16:44 Anadolu Ajansı
Ankara Hakimevi'nde basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Bakan Tunç, hukuk devletlerinde basının dördüncü kuvvet olduğunu, kamunun denetimi ve doğru bilgilendirmesi için basının önemli bir görevi ifa ettiğini vurguladı.
Basın kuruluşlarının başta 15 Temmuz darbe girişimi olmak üzere demokrasinin yanında durduğunu belirten Tunç, "Basının demokrasinin yaşatılması, hukuk devletinin güçlendirilmesi anlamında görevi yadsınamaz." dedi.
Tunç, adaletin tecellisinin hukuk devletinde mümkün olduğunu, bunun için de yargının tarafsız ve bağımsız olması gerektiğini ifade ederek, buna ilişkin mevzuat iyileştirilmesi anlamında çok önemli reformlara imza atıldığını anlattı.
Türkiye'nin 2009'dan itibaren planlı bir reform stratejisine girdiğini belirten Tunç, son Yargı Reformu Stratejisi Belgesi kapsamında da 8 yargı paketinin yasalaştığını anımsattı.
8. Yargı Paketi'nde önemli düzenlemelerin gerçekleştirildiğini belirten Tunç, şunları kaydetti:
"9. Yargı Paketi'mizin hazırlıkları devam ediyor. Meclis'in takvimi nedeniyle o pakette yer alamayan birçok husus var. Özellikle Ceza Muhakemesi Kanunu'yla ilgili, cezasızlık algısıyla ilgili bazı yasal düzenleme ihtiyaçları var. Bununla ilgili taslak çalışmalarımızı milletvekillerimizin takdirine sunacağız. Meclis açıldığında, seçim sonrası Meclis'imizin takdirine taslak çalışmamızı sunacağız."
"İnşallah Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcında yeni anayasayı da bu ülkeye yapmak nasip olur"
Adalet Bakanı Tunç, Anayasa'da da reform niteliğinde değişiklikler yapıldığını, hak arama hürriyetine ilişkin önemli düzenlemeler getirildiğini belirtti.
Anayasa'da yapılan değişikliklerin darbeci, vesayetçi ruhu tam anlamıyla kaldırmadığını dile getiren Tunç, "Bu değişiklikler, yeknesaklığı bozdu. Bu bozukluk devletin kurumları, yargı kurumları arasında görüş farklılıklarına, bazı olaylarda farklı sonuçlara varmalarına neden olabiliyor. O nedenle yeknesaklığın ortadan kaldırılması hem darbeci ve vesayetçi ruhun tamamen terk edilmiş olması ve Anayasa'mızın darbeciler tarafından yazılmış olması bile yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunun açık göstergesidir." ifadelerini kullandı.
Herkesin "yeni bir anayasaya mutlaka ihtiyaç vardır" görüşünü paylaştığını aktaran Tunç, "O zaman milletimize olan bu borcumuz, parlamentoda bu uzlaşma ile inşallah gerçekleşir ve Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcında yeni anayasayı da bu ülkeye yapmak nasip olur." dedi.
Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.