logo
25 NİSAN 2024

'Geleceğin Türkiye'sini O şekillendirecektir'

Milli ve Dini Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler Sempozyumu'nda konuşan Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, "Varlık-yokluk mücadelesini kazanarak, dünyada gereken güç ve saygınlığı etmek, ancak Prof. Dr. Haydar Baş'ın çözümlerinin hayata geçirilmesiyle mümkün olacaktır. Dünya Prof. Dr. Haydar Baş'ın tezleriyle değişmektedir. Geleceğin Türkiye'si de O'nun projeleriyle ve çözümleriyle şekillenecektir" dedi.
17.10.2016 00:00:00
 Milletlerin dünya sahnesindeki gerçek gücü, yetiştirdiği ilim ve fikir adamlarıyla ve bunların ortaya koyduğu buluşların ve fikirlerin uygulanmasıyla orantılıdır. Yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından çok zengin olmasına rağmen, dünyada söz sahibi olamayan, egemenliği başkalarına bağlı, kendi inanç ve değerlerini dahi savunamayan birçok ülkenin, daha az kaynaklara sahip milletlerin baskısı altında hayatlarını sürdürebildiği bilinen bir gerçektir. Tarih boyunca ortaya çıkan medeniyetleri kuran milletlerin, aynı zamanda çok önemli bilim insanlarına ve fikir adamlarına sahip olduğu, bu insanların toplumun idaresinde doğrudan ve dolaylı olarak yer aldığı görülmektedir. Hatta bu medeniyetlerin karakteristik özellikleri, takip ettiği bu ilim ve fikir adamlarının ortaya koyduğu görüşlere dayanmaktadır.

Dünya büyük problemlerle boğuşuyor
Milletlerin kendi içinde olduğu gibi, diğer milletlerle olan ilişkileri de bu durumdan etkilenmiştir. Özellikle, iletişimin son derece hızlandığı, "globalleşen" dünyada, bu etkinin çok daha yaygın olduğu görülmektedir. Son iki yüzyıl, bölgesel problemlerin dahi uluslararası etkisinin neredeyse tüm dünyayı içine aldığının örnekleriyle doludur. Bu manada son yüzyıl içerisinde yaşanan iki dünya savaşı ve halen devam etmekte olduğu ifade edilen ilan edilmemiş bir üçüncü dünya savaşı, insanlık aleminin globalleşen dünyada ortak problemlerinin bir sonucudur.
İnsanlık alemini topyekûn bir dünya savaşına götüren sebeplerin başında ekonomik nedenlerin olduğu, güç dengelerinin buna göre şekillendiği bir çağı yaşamaktayız. "Pazar" ve "Enerji" savaşlarının yanında, yakın dönemde "Su" savaşlarının yaşanacağı öngörülmektedir. Aslında bu problemin temelinde "kaynaklar" ve "paylaşım" arasındaki ilişkinin yattığını söyleyebiliriz. Batı dünyasının etkin olduğu son iki yüzyılda ortaya çıkan tablo batı medeniyetinin ürünü olarak dünyaya kabul ettirilen liberal-kapitalist sistemin bu iki konuya (kaynaklar ve paylaşım) bakışının bir sonucudur. Bu anlayışa göre "sınırlı olan kaynaklara" sahip olmak "homo-economicus" için temel amaçtır. İnsanlar (veya milletler) bu kaynaklara sahip olduğu oranda güç sahibidir ve bu nedenle "paylaşım" değil, "bencillik" esastır. İşte bu anlayışın hakimiyeti, bir tarafta açlıktan her dakika 8 kişinin hayatını kaybettiği diğer tarafta obezite (aşırı beslenme) nedeniyle insanların sağlığını kaybettiği bir tabloyu ortaya çıkarmıştır. Bu dönem, her türlü teknolojik ilerlemeye rağmen, insanlık tarihinin en vahşi olaylarının yaşandığı, sömürü, zulüm, kaos, karmaşa ve terörün öne çıktığı, kan ve gözyaşının dinmediği bir süreç olarak devam etmektedir.
Tarihin değişik dönemlerinde de karanlık tabloların ortaya çıktığı ve bu dönemlerin ortaya konulan yeni fikir ve akımlarla aydınlatılmasıyla son bulduğu görülmektedir. Batılılar da dahil olmak üzere, birçok bilim ve fikir adamı bu yanlış anlayışın yerini alabilecek bir ekonomi modelini ortaya koymaya çalışsa da bu konuda başarılı olamamıştır. Liberal-kapitalist anlayışa anti-tez olarak ortaya konulan sosyalist-komünist sistemin de çöküşü yakın tarihte yaşanmış bir olaydır. Bunun sonucu olarak, batı medeniyetinin bu anlayışını "tarihin sonu" olarak niteleyen fikir adamları ortaya çıkmıştır.
Çözümün adı Milli Ekonomi Modeli
İşte tam bu ortamda, Prof. Dr. Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli'ni insanlığa sunmuştur. Bu model, "kaynaklar" ve "paylaşım" konusunda, gerçekçi bir analizle, ekonomi anlayışını kökten değiştirmektedir. Milli Ekonomi Modeli; mevcut ekonomik sistemin çözüm bulamadığı dengeli gelir dağılımı, sürekli büyüme ve tam istihdamın sağlanması problemlerini çözen, parayı emek ve üretim karşılığı olarak tanımlayan, tekelcilik ve faize dayalı piyasa düzenini değiştiren, tüketimi bir kaynak olarak tanımlayarak açlık ve sefaleti ortadan kaldıran bir model olarak, bilim dünyasında karşılık bulmuş ve yapılan uluslararası kongrelerde, uluslararası tanınmış bilim adamlarının hayranlığını kazanmıştır. Özellikle Rus Bilimler Akademisi Üyeleri, bu model üzerine birçok çalışma yürütmüş ve modelin piyasada bulunması gereken para miktarının belirlenmesine dair formülünün bilgisayar simülasyonunu gerçekleştirmişlerdir. Bu çalışmalar sonucunda, ilgili devlet yöneticilerine Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni önerdikleri ve 2005'ten bugüne, Rusya'nın bu modelden faydalanarak, uluslararası arenada tekrar etkin bir güç haline geldiği, bu bilim adamları tarafından değişik platformlarda dile getirilmiştir.
Milli Ekonomi Modeli'nin uygulama formülleri niteliğindeki "Sosyal Devlet Milli Devlet" tezinin yine Prof. Dr. Haydar Baş tarafından ortaya konulmasıyla, dünyada birçok devletin bu uygulamaları kısmen başlattığı, Güney Afrika'dan Avrupa Ülkeleri'ne, Şili'den Çin'e kadar çok geniş bir coğrafyada gündem olduğu görülmektedir. Dünyada yeni ekonomik-siyasi ve askeri blokların oluşmasında, bu tezlerin ve fikirlerin etkileri açıkça görülmektedir. Brezilya, Rusya, İran, Çin ve Güney Afrika'nın oluşturduğu (BRICS) ülkeleri, son dönemde her alanda etkili olmaya başlamışlardır. Dünyada yeni bir değişim süreci başlamış olup, bu değişimin fikir mimarı Prof. Dr. Haydar Baş olmuştur.
İslam dünyasının kaderini belirleyecek
Değişen dünyada, özellikle Ortadoğu gibi sıcak bölgelerdeki ülkelerin kaderi, bu değişime uygun stratejiler geliştirmelerine bağlı olarak şekillenecektir. Yaklaşık 30 yıldır bölgede meydana gelen olaylar, Büyük Ortadoğu Planı (BOP) çerçevesinde yürütülürken, yeni güç dengelerinin ortaya çıkmasıyla, bölge ülkelerini bu çemberden kurtaracak önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Bu ortamda, Türkiye'nin durumu çok büyük önem arz etmektedir. 1900'lü yılların başında, büyük bir imparatorluğun parçalanmasıyla yok olmakla karşı karşıya kalan, ancak, Atatürk'ün önderliğinde verdiği destansı istiklal mücadelesiyle Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarak, egemenliğini ilan eden milletimiz, maalesef özellikle II. Dünya Savaşı sonrası, uluslararası güçlerin güdümüne girmiş ve bağımsız hareket edebilme kabiliyetini belli oranda kaybetmiştir. Özellikle ekonomik alanda büyük krizler yaşamış ve borçlandırılarak siyasi yaptırımlara açık hale getirilmiştir. Zengin yeraltı kaynaklarını, tarıma elverişli geniş topraklarını, genç ve dinamik nüfusunu gerektiği gibi kullanması engellenmiştir. Uzun süredir devam eden bu politikaların ve tek kutuplu dünya düzeninin getirdiği baskılar sonucunda maalesef ülkemizin iç huzurunun yanında, komşularıyla olan ilişkileri de bozulmuştur. Son dönemde, başta Irak ve Suriye olmak üzere komşularımızda yakılan ateş, Türkiye'mizi de içine alma eğilimindedir. Yıllardır süregelen güneydoğudaki problemlere üretilen çözümlerin maalesef başarılı olamadığı görülmektedir. 15 Temmuz ve devamında gerçekleşen olaylar, ülke içindeki tablonun karanlık yüzünü ortaya koymaktadır. Türkiye'nin önüne Lozan öncesi dayatılan planların konulmaya çalışıldığı bizzat başbakan tarafından ifade edilmiştir. Özetle, Türkiye yeniden bir varlık-yokluk mücadelesi içerisindedir.
Türkiye'nin geleceğini Prof. Dr. Haydar Baş belirleyecek
Bu şartlar altında, Türkiye'nin geleceği, içeride ve dışarıda izleyeceği politikalara bağlıdır. Öncelikle iç barışın temini, güneydoğudaki problemin çözülmesi gerekmektedir. Ekonomik bağımsızlığın elde edilmesi, siyasi bağımsızlığımız için şarttır. Aslında bütün bu problemlerin birbirleriyle ilişkili olduğu ve bu nedenle çok parametreli karmaşık bir yapı arz ettiği söylenebilir. Ancak, bu kadar girift bir problemin temel bir ortak paydasının bulunması halinde çözümünün mümkün olabileceği ihtimalini düşünmemizi gerektiren bazı olayları da dikkate almak gerekmektedir. Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet tezleriyle, dünyada değişim sürecini başlatan Prof. Dr. Haydar Baş, aynı tezlerle Türkiye'yi de bu açmazdan çıkaracağını yüksek sesle ilan etmektedir. Kısmen uygulama sahası bulmasına rağmen, tezlerinin başarılı sonuçları, bu iddiasının aslında en güzel ispatı niteliğindedir. Kaldı ki, bu milletin bir ferdi olarak, bu tezlerin ülkemizde uygulanması için hazırladığını her defasında ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş, dünyada söz sahibi, güçlü bir Türkiye'yi hedeflemektedir. Yıllardan beri, öngörülerinin tamamının gerçekleşmiş olması, Prof. Dr. Haydar Baş'ın farkını ispatlamaktadır. Bugüne kadar, kendi içinden çıkan bu değere kulak tıkayan milletimiz ve idarecilerimizin, Türkiye'nin geleceği ile ilgili sorumluluğu büyüktür. Prof. Dr. Haydar Baş, bu konuda üzerine düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getirmiş, tüm insanlığa ve milletimize çözümler sunmuştur. Bu çözümlerden istifade eden ülkelerin durumu ortadadır. Varlık-yokluk mücadelesini kazanarak, dünyada gereken güç ve saygınlığı etmek, ancak Prof. Dr. Haydar Baş'ın çözümlerinin hayata geçirilmesiyle mümkün olacaktır. Dünya Prof. Dr. Haydar Baş'ın tezleriyle değişmektedir. Geleceğin Türkiye'si de O'nun projeleriyle ve çözümleriyle şekillenecektir.
(Bu metin, Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu'nun, Milli ve Dini Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler Sempozyumu'ndaki sunumundan alınmıştır).
 
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü

Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin 25. turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
25.04.2024 14:23:00
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi 24 Mart itibarıyla sona erdi.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için yapılan seçimin ilk 24 turunda hiçbir adayın 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması nedeniyle bugün 25. tur oylaması yapıldı.

24. turda en fazla oyu alan 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ve 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk'ün katılabildiği oylamada, Kerkez 136, Şentürk ise 131 oy aldı. Seçime katılım 322 olarak kayıtlara geçerken, 13 boş oy kullanıldı, 42 oy da geçersiz sayıldı.

Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 26. tur oylamayla devam edilecek. Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor.

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.
25.04.2024 10:49:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı.

Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'de duruşmayı takip ediyor.

Grip vakaları arttı, servisler doldu

Trabzon'da havaların son günlerde bir sıcak bir serin seyretmesi ile birlikte gribal enfeksiyonların artış gösterdiği ve geçtiğimiz yıl Eylül ayından beri aktif olan grip salgının sürdüğü belirtildi.
25.04.2024 09:12:00
İhlas Haber Ajansı
Grip vakaları arttı, servisler doldu
Grip vakaları arttı, servisler doldu
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, 'Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte' dedi.

Bugünlerde havaların değişkenlik göstermesi ile enfeksiyonların da arttırdığını kaydeden Yılmaz, 'Hava değişimleri zamanı enfeksiyonların en yoğun olduğu zamanlardır. Şu anda hava değişimi zamanı olduğu için enfeksiyon hastalıkları servisinde yer bulamıyoruz. Bu değişim ile birlikte her türlü enfeksiyon karşımıza çıkıyor. Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte. Yazın inşallah olmayacağını düşünüyoruz. Koronavirüs kışın da vardı ancak Influenza'nın altında kaldı. Influenza daha ön planda karşımıza çıktı. Koronavirüs'ü yine göreceğiz ancak daha az karşılaşacağız diye düşünüyorum. Hijyen kurallarına uyulması gerekiyor, hasta olan kişi ile temasta bulunmamak gerekiyor, hasta olan kişinin maske kullanması gerekiyor. Artık dünya çok küçüldü seyahatlerin kolaylaşması ile birlikte. Hemen her yerde insan olabiliyor. Türkiye'den Çin'e giden de var, Çin'den Türkiye'ye gelenler de. Virüs çok kolaylıkla yayılabiliyor. Dünya genelinde değişik virüsler ile karşı karşıya kalınabiliyor ama toplum içinde belli bir bağışıklık oluştuğu için önceki kadar yayılmıyor, yayılanlar da o seviyede azalıyor ve kayboluyor' diye konuştu.

57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi

 Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda, Gençlik ve Spor Bakanlığının öncülüğünde gerçekleştirilen "57. Alay Vefa Yürüyüşü" düzenlendi.
25.04.2024 08:42:00 / Güncelleme: 25.04.2024 08:50:42
İhlas Haber Ajansı
 57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi
 57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi
Çanakkale Kara Savaşları'nın 109'uncu yıl dönümü anma törenleri kapsamında binlerce izci, 57'nci Alay Vefa Yürüyüşü gerçekleştirdi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Herkese, tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini anlattılar, gösterdiler." dedi.



Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından '57'nci Alay Vefa Yürüyüşü'ne katılanlar, ilk olarak Eceabat ilçesine bağlı Kocadere köyünde kamp kurdu. Yürüyüş öncesinde katılımcılara, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak tarafından tümü şehit düşen 57'nci Alay askerlerinin son yemeği, kırık buğday çorbası dağıtıldı.



Sabah namazı kılındı

Ardından, 109 yıl önce şehit düşen askerler gibi sabah namazı kılındı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve çok sayıda rütbeli askerin de yer aldığı katılımcılar, saat 06.00'yı gösterdiğinde harekete geçti.



Atalarına yürüdüler

Yarbay Mustafa Kemal'in 25 Nisan 1915 sabahı düşman çıkarmasını haber alınca, savaşların kahraman birliği 57'nci Alayı Conkbayırı'na gönderdiği ve "Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" sözleriyle tarihe geçen o günkü tarihi yürüyüş, bir kez daha hayat buldu. Yaklaşık 6 kilometrelik yürüyüş, 1,5 saat sonra Conkbayırı'nda sona erdi. Yürüyüşe binlerce izci katıldı.

"Tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini gösterdiler"

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Amacımız bu ülke gençlerine Çanakkale destanını, Malazgirt zaferini, Dumlupınar, 30 Ağustos'taki, Sakarya'daki, 15 Temmuz'daki destanları unutturmamak, hatırlatmak. Bu toprakların ne kadar kıymetli olduğunu, bu vatan için binlerce şehidin verildiğini anlatmak ve bunları yaşamalarını sağlamak. Gençlerimiz o atmosferi görüyor, o zamanki o mücadelenin zorluklarını yaşananları hissediyor. Amaç bu toprakların gücünü, nasıl bir mücadele verildiğini anlatmak. Bakanlık olarak bunu sürekli gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda ülkenin dört bir yanından gençlerimizi Çanakkale gezileriyle buraya taşıyoruz. Geziyorlar, programlar yapıyoruz. Rehberler, tarihçiler buradaki destansı mücadeleyi anlatıyorlar. Bu topraklar kanla yoğrulmuş, destansı mücadele var, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları o zaman mücadelede yer aldılar. Tüm dünya ve batı medeniyetine, emperyalizme karşı büyük mücadele ortaya konduğu, dünyanın en güçlü donanmaları, ordularını burada yendiler. Herkese, tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini anlattılar, gösterdiler. Geçmişimizle tarihimizle gurur duyuyoruz" dedi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.