Hükümet İsrail'e 'ne istediyse' verdi
Dış politikada fiyasko üstüne fiyasko yaşayan Türkiye, İsrail karşısında tarihi bir geri adıma daha imza attı. İsrail ile İsviçre'de yapılan görüşmelerde Ankara, İsrail'in doğalgaz, Mavi Marmara ve Hamas konusundaki bütün taleplerine 'evet' dedi
13.02.2016 00:00:00
HABER MERKEZİ
Türkiye ile İsrail arasındaki yakınlaşma devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan 2004 yılında kendisine cesaret ödülü veren Amerikan Yahudi kuruluşlarını bu hafta Beştepe'de ağırlamıştı. Heyet, Erdoğan'dan sonra Başbakan Davutoğlu ile de bir araya geldi. Bu iki kritik görüşmeye ilişkin basına açıklama yapılmazken iki ülke heyetleri 2 ay aradan sonra İsviçre'nin Cenevre kentinde bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve İsrail Başbakanı Netanyahu'nun danışmanı Joseph Ciechanover başkanlığındaki Türk ve İsrail heyetlerinin İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Jacop Nagel'in de katıldığı görüşmesinde şu başlıkların ele alındığı ifade ediliyor:
1- Türkiye ve KKTC'nin de hak sahibi olduğu Doğu Akdeniz'deki doğalgazı İsrail'in Türkiye üzerinden Avrupa'ya satması.
2- Mavi Marmara katliamından dolayı İsrailli komutanlara açılan davaların geri çekilmesi ve buna karşılık İsrail'in Mavi Marmara kurbanlarının ailelerine 20 milyon dolar tazminat ödemesi.
3- Hamas'ın Türkiye'deki faaliyetlerinin kısıtlanması ve yöneticilerinin Türkiye'den sınır dışı edilmesi.
4- Gazze üzerindeki ambargoların kaldırılması.
5- İki ülke büyükelçilerinin yeniden Ankara ve Telaviv'de göreve başlaması.
Gazze ambargosuna devam
Yabancı basında çıkan haberlere göre; İsrail, Türkiye'nin Gazze ambargosunun kaldırılması talebini kabul etmedi. Ablukayı kaldırmaya yanaşmayan İsrail'den Aralık ayında, "Erdoğan Gazze ablukasının kaldırılması konusunda saçmalamayı kesmeli, çünkü böyle bir şey olmayacağını Türkiye de biliyor" açıklaması gelmişti.
Davalar geri çekiliyor
Mavi Marmara davalarının geri çekilmesi şartına bağlı olan 20 milyon dolarlık tazminatı ise AKP hükümeti kabul etti. Ancak bu duruma mağdurlar karşı çıkıyor. Basın toplantısı düzenleyen Mavi Marmara mağdurlarının yakınları ve avukatları, "Gazze'de ve Mescidi Aksa'da abluka kalkmadan, İsrail suçunu kabul etmeden davalarımızdan asla vazgeçmeyiz" açıklaması yapmıştı.
İsrail'in Hamas şartı yerine getirildi
İsrail'in Hamas yöneticisi Salih El Aruri'nin sınır dışı edilmesi talebi de AKP hükümeti tarafından yerine getirdi. Türkiye'nin İsrail'in istediği adımı attığını bizzat İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu açıklamıştı. Hükümet, İsrail'in isteği üzerine Hamas'ın Türkiye'deki faaliyetlerine de kısıtlama getirmiş durumda.
Dostluğun nedeni doğalgaz!
Türkiye İsrail yakınlaşmasının en kritik başlığı ise Doğu Akdeniz'den çıkarılan petrol ve doğalgazın Türkiye üzerinden Avrupa'ya satışı. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun Aralık ayında yaptığı "Türkiye'ye doğalgaz satmak için Ankara ile görüşmeler yapıyoruz" açıklamasıyla gün yüzüne çıkan bu konu, Cenevre'deki görüşmelerin ana gündemini oluşturuyor. Konuyla ilgili açıklama yapan İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz de, "Denizlerimizden çıkacak doğalgaz miktarının, tahminlerimizden çok daha fazla olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle önümüzdeki dönemde İsrail'in münhasır deniz bölgesinde yeni aramalara başlayacağız. Bu gazın Türkiye üzerinden Yunanistan'a ve Avrupa ülkelerine ulaşması için ilk önce Türkiye ile olan ilişkileri eskisi gibi iyileşmeli" demişti.
Türkiye önce tepki göstermişti ama?
İsrail'in Eylül 2011'de Rum ve ABD desteğiyle Türkiye ve KKTC'nin de hak sahibi olduğu Doğu Akdeniz'de sondaj çalışmalarına başlamasına Türkiye ilk etapta tepki gösterse de ABD'den gelen uyarılar üzerine geri adım atmak zorunda kalmıştı. İsrail'in Doğu Akdeniz'den çıkardığı doğalgaz daha sonra bizzat AKP hükümeti yetkilileri tarafından "İsrail gazı" olarak nitelendirilmişti. Temelinde enerji olan Türkiye ? İsrail yakınlaşması, ABD Başkan Yardımcısı Yahudi asıllı Joe Biden'in İstanbul'da Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile kısa süre önce yaptığı görüşmelerin en kritik başlıklarından biri olmuştu.
İsrail'e su satışı anlaşmaya girdi
AKP hükümeti ile İsrail arasında sürdürülen gizli görüşmelerin kritik başlıklarından birinin de su anlaşması olduğu tahmin ediliyor. Bu konuda Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş gelen "İsrail'e su temin edebiliriz" açıklaması yapmıştı. İsviçre'de Türkiye-İsrail görüşmelerinden hemen sonra Türkiye'den KKTC'ye deniz altından götürülen suyun işletmesi konusunda KKTC hükümetiyle çıkan krizin aşıldığı ve hükümetler arası anlaşmanın imza aşamasına geldiği açıklandı. Buna göre KKTC'de tarımsal ve kullanım amaçlı işletme konusunda kamu-özel işbirliğinde iki ihale yapılacak. Tahsilatı, ihaleyi kazanan şirket yapacak ve KKTC devleti ile belediyelere pay verecek. İşletmeyi alan şirket KKTC içindeki 600 milyon lirayı aşan altyapı yatırımlarını yapacak. Kıbrıs'tan da sorumlu Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş ile KKTC Başbakan'ı Ömer Kalyoncu'nun imzasına açılan anlaşmada, "Türkiye yılda 75 milyon metreküp suyu KKTC'ye ulaştıracak. Su Ada'ya ulaştığı noktada güvenlik sorumluluğu KKTC devletine devredilecek. Türkiye, suyu aynı sistemi kullanarak üçüncü ülkelere satabilecek. Su, KKTC'de tarımsal ve kullanım amaçlı olacak. Anlaşmadaki 'Türkiye suyu üçüncü ülkelere satabilir' maddesi AKP hükümetinin bu suyu Rumlara ve İsrail'e satmayı planladığı yönündeki iddialarını doğrulamış oldu.
Erdoğan garanti vermişti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Temmuz 2015 tarihinde yaptığı açıklamada, "İsrail dünyada barışı tehdit eden bir ülkedir, Ortadoğu'da barışını tehdit eden bir ülkedir. Dolayısıyla da Türkiye olarak biz kendimiz bir defa, şahsen ben bu görevde bulunduğum sürece, hiç bir zaman İsrail ile ilgili olumlu bir şey düşünemem" demişti.
Türkiye ile İsrail arasındaki yakınlaşma devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan 2004 yılında kendisine cesaret ödülü veren Amerikan Yahudi kuruluşlarını bu hafta Beştepe'de ağırlamıştı. Heyet, Erdoğan'dan sonra Başbakan Davutoğlu ile de bir araya geldi. Bu iki kritik görüşmeye ilişkin basına açıklama yapılmazken iki ülke heyetleri 2 ay aradan sonra İsviçre'nin Cenevre kentinde bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve İsrail Başbakanı Netanyahu'nun danışmanı Joseph Ciechanover başkanlığındaki Türk ve İsrail heyetlerinin İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Jacop Nagel'in de katıldığı görüşmesinde şu başlıkların ele alındığı ifade ediliyor:
1- Türkiye ve KKTC'nin de hak sahibi olduğu Doğu Akdeniz'deki doğalgazı İsrail'in Türkiye üzerinden Avrupa'ya satması.
2- Mavi Marmara katliamından dolayı İsrailli komutanlara açılan davaların geri çekilmesi ve buna karşılık İsrail'in Mavi Marmara kurbanlarının ailelerine 20 milyon dolar tazminat ödemesi.
3- Hamas'ın Türkiye'deki faaliyetlerinin kısıtlanması ve yöneticilerinin Türkiye'den sınır dışı edilmesi.
4- Gazze üzerindeki ambargoların kaldırılması.
5- İki ülke büyükelçilerinin yeniden Ankara ve Telaviv'de göreve başlaması.
Gazze ambargosuna devam
Yabancı basında çıkan haberlere göre; İsrail, Türkiye'nin Gazze ambargosunun kaldırılması talebini kabul etmedi. Ablukayı kaldırmaya yanaşmayan İsrail'den Aralık ayında, "Erdoğan Gazze ablukasının kaldırılması konusunda saçmalamayı kesmeli, çünkü böyle bir şey olmayacağını Türkiye de biliyor" açıklaması gelmişti.
Davalar geri çekiliyor
Mavi Marmara davalarının geri çekilmesi şartına bağlı olan 20 milyon dolarlık tazminatı ise AKP hükümeti kabul etti. Ancak bu duruma mağdurlar karşı çıkıyor. Basın toplantısı düzenleyen Mavi Marmara mağdurlarının yakınları ve avukatları, "Gazze'de ve Mescidi Aksa'da abluka kalkmadan, İsrail suçunu kabul etmeden davalarımızdan asla vazgeçmeyiz" açıklaması yapmıştı.
İsrail'in Hamas şartı yerine getirildi
İsrail'in Hamas yöneticisi Salih El Aruri'nin sınır dışı edilmesi talebi de AKP hükümeti tarafından yerine getirdi. Türkiye'nin İsrail'in istediği adımı attığını bizzat İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu açıklamıştı. Hükümet, İsrail'in isteği üzerine Hamas'ın Türkiye'deki faaliyetlerine de kısıtlama getirmiş durumda.
Dostluğun nedeni doğalgaz!
Türkiye İsrail yakınlaşmasının en kritik başlığı ise Doğu Akdeniz'den çıkarılan petrol ve doğalgazın Türkiye üzerinden Avrupa'ya satışı. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun Aralık ayında yaptığı "Türkiye'ye doğalgaz satmak için Ankara ile görüşmeler yapıyoruz" açıklamasıyla gün yüzüne çıkan bu konu, Cenevre'deki görüşmelerin ana gündemini oluşturuyor. Konuyla ilgili açıklama yapan İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz de, "Denizlerimizden çıkacak doğalgaz miktarının, tahminlerimizden çok daha fazla olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle önümüzdeki dönemde İsrail'in münhasır deniz bölgesinde yeni aramalara başlayacağız. Bu gazın Türkiye üzerinden Yunanistan'a ve Avrupa ülkelerine ulaşması için ilk önce Türkiye ile olan ilişkileri eskisi gibi iyileşmeli" demişti.
Türkiye önce tepki göstermişti ama?
İsrail'in Eylül 2011'de Rum ve ABD desteğiyle Türkiye ve KKTC'nin de hak sahibi olduğu Doğu Akdeniz'de sondaj çalışmalarına başlamasına Türkiye ilk etapta tepki gösterse de ABD'den gelen uyarılar üzerine geri adım atmak zorunda kalmıştı. İsrail'in Doğu Akdeniz'den çıkardığı doğalgaz daha sonra bizzat AKP hükümeti yetkilileri tarafından "İsrail gazı" olarak nitelendirilmişti. Temelinde enerji olan Türkiye ? İsrail yakınlaşması, ABD Başkan Yardımcısı Yahudi asıllı Joe Biden'in İstanbul'da Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile kısa süre önce yaptığı görüşmelerin en kritik başlıklarından biri olmuştu.
İsrail'e su satışı anlaşmaya girdi
AKP hükümeti ile İsrail arasında sürdürülen gizli görüşmelerin kritik başlıklarından birinin de su anlaşması olduğu tahmin ediliyor. Bu konuda Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş gelen "İsrail'e su temin edebiliriz" açıklaması yapmıştı. İsviçre'de Türkiye-İsrail görüşmelerinden hemen sonra Türkiye'den KKTC'ye deniz altından götürülen suyun işletmesi konusunda KKTC hükümetiyle çıkan krizin aşıldığı ve hükümetler arası anlaşmanın imza aşamasına geldiği açıklandı. Buna göre KKTC'de tarımsal ve kullanım amaçlı işletme konusunda kamu-özel işbirliğinde iki ihale yapılacak. Tahsilatı, ihaleyi kazanan şirket yapacak ve KKTC devleti ile belediyelere pay verecek. İşletmeyi alan şirket KKTC içindeki 600 milyon lirayı aşan altyapı yatırımlarını yapacak. Kıbrıs'tan da sorumlu Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş ile KKTC Başbakan'ı Ömer Kalyoncu'nun imzasına açılan anlaşmada, "Türkiye yılda 75 milyon metreküp suyu KKTC'ye ulaştıracak. Su Ada'ya ulaştığı noktada güvenlik sorumluluğu KKTC devletine devredilecek. Türkiye, suyu aynı sistemi kullanarak üçüncü ülkelere satabilecek. Su, KKTC'de tarımsal ve kullanım amaçlı olacak. Anlaşmadaki 'Türkiye suyu üçüncü ülkelere satabilir' maddesi AKP hükümetinin bu suyu Rumlara ve İsrail'e satmayı planladığı yönündeki iddialarını doğrulamış oldu.
Erdoğan garanti vermişti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Temmuz 2015 tarihinde yaptığı açıklamada, "İsrail dünyada barışı tehdit eden bir ülkedir, Ortadoğu'da barışını tehdit eden bir ülkedir. Dolayısıyla da Türkiye olarak biz kendimiz bir defa, şahsen ben bu görevde bulunduğum sürece, hiç bir zaman İsrail ile ilgili olumlu bir şey düşünemem" demişti.