logo
20 NİSAN 2024

Hükümetin 'Esed' inadı Türkiye'yi zora sokuyor

Tarihin en büyük göç dalgasında yük tamamen Türkiye'nin sırtına yıkıldı. Sığınmacıları Avrupa'ya göndermek ve ülkemizde tutmanın dışında Türkiye'nin çıkarlarına uygun tek seçenek olan Suriyelilerin ülkelerine dönebilmeleri için AKP'nin 'zalim Esed' inadından vazgeçmesi gerekiyor
04.03.2016 00:00:00
HABER MERKEZİ
Önce yerinden yurdundan ettiler şimdi de kapıları kapattılar. Batı gayri insani yüzünü bir kez daha gösterdi. Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında kan gölüne çevrilen Ortadoğu'dan kaçan milyonlarca sığınmacı kendilerine emniyetli bir yer ararken, Avrupa Birliği (AB) kapıları kapattı. Suriyelilerin ülkelerini terk etmesine neden olan terör örgütlerine tam destek veren Avrupa mültecileri istemiyor. AB'nin hedefi, mültecileri Türkiye'de tutmak ve Türkiye'yi bir tampon bölge haline getirmek. Bu konuda 7 Mart Pazartesi günü Brüksel'de kritik bir AB-Türkiye zirvesi yapılacak. Mülteciler konusunda daha önce varılan mutabakat ele alınacağı zirvede Türkiye'ye yüklenecek görevlerin ve yine bu çerçevede Türkiye'ye vaat edilen 3 milyar euronun akıbeti konusunda son kararın verilmesi bekleniyor. Zirvenin ön görüşmeleri ise Ankara'da yapıldı. 3 Mart Perşembe günü Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşen Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, 4 Mart Cuma günü de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya geldi. Tusk görüşmelerinde muhataplarından Avrupa'ya mülteci geçişine engel olunmasını istedi. 
"Avrupa'ya gelmeyin"
Tusk Ankara'ya gelmeden önce ziyaret ettiği Yunanistan'ın başkenti Atina'da Başbakan Alexsis Çipras ile görüşmüş ve mültecilere "Avrupa'ya gelmeyin" çağrısında bulunmuştu. Tusk, "Tüm potansiyel yasadışı ekonomik göçmenlere seslenmek istiyorum. Avrupa'ya gelmeyin. İnsan kaçakçılarına inanmayın. Hayatınızı ve birikimlerinizi tehlikeye atmayın'' dedi. Avrupa Birliği'nin (AB) dönem başkanlığını yürüten Hollanda'nın Başbakanı Mark Rutte ise 'Türkiye'nin sahillerinden Avrupa'ya geçen göçmenlerin sayısının sıfıra doğru inmesi gerektiğini' söylemişti. 
Kritik gün Pazartesi
7 Mart zirvesi öncesi AB'den Türkiye'ye gelen mesajlar bunlarla da sınırlı değil. AB''nin Ankara'dan denizden yapılan günlük geçişlerin binin altına düşürülmesini istediği belirtildi. Hali hazırda Avrupa'ya günde 2 binden fazla mülteci geçişi olduğu belirtiliyor. Türkiye'den Yunanistan'a geçiş yapan göçmen ve mülteci sayısında geçtiğimiz aylara oranla düşüş olduğunu kabul etmekle birlikte sayıyı çok yüksek bulmaya devam eden Avrupa Birliği, denizden yapılan günlük geçişlerin binin altına düşmesini istiyor. Mülteci yükünü Türkiye'nin üstüne yıkmak için yoğun çaba harcayan isimlerden biri olan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye'nin günlük geçiş sayısını dört haneli rakamlardan üç haneli rakamlara düşürecek önlemler alması için bastırıyor. Brüksel'deki kaynaklara göre, Avrupa Birliği yeni anlaşma ile Ankara'dan Türkiye üzerinden Yunanistan'a geçen günlük sığınmacı sayısını ciddi oranda aşağıya çekmesini isteyecek. Türkiye'nin Avrupa'da istenmeyen mültecileri geri alma konusunda daha fazla çaba harcaması da yeni anlaşmanın maddelerinden biri olacak. AB kaynakları, yeni anlaşma ile Türkiye üzerinden AB'ye teknelerle geçenlerin sayısının en azından yarıya düşürülmesi gerektiği görüşünde. 
Yunanistan mültecileri Türkiye'ye gönderiyor
Ortak Eylem Planı'nın unsurlarından biri olan Türkiye ile Yunanistan arasındaki ikili Geri Kabul Anlaşması'nın (GKA) daha etkin ve hızlı şekilde uygulanması konusunda adımlar da zirve öncesinde hızlandı. Son günlerde yaklaşık bin mültecinin (Suriye ve Irak hariç) Yunanistan'dan Türkiye'ye getirildiği ifade ediliyor. Ege'de devriye görevine başlayan NATO da yakaladığı mültecileri Türkiye'ye iade ediyor. Türkiye adım adım AB'nin mülteci deposu haline gelirken AB Bakanı Volkan Bozkır'dan, "sözler tutulmaz ise Geri Kabul Anlaşmasını feshetme hakkımız var" açıklaması geldi. Bozkır, "Ekim, Kasım aylarında da AB'nin vizeyi kaldırma kararını alması lazım. Geri Kabul Anlaşması şayet yürürlüğe girer, Ekim Kasım aylarında vize kalkmazsa Geri Kabul Anlaşması'nın içindeki hükme göre bizim anlaşmayı feshetme hakkımız var. Bu birlikte yürüyen bir ilişki" şeklinde konuştu.
Türkiye nasıl kurtulur?
Suriye krizi baş gösterdiğinden bu yana Türkiye'nin kamburu haline gelen sayıları 3 milyonu bulan Suriyeli sığınmacılar, görünen o ki Türkiye'nin sorunu olarak kalmaya devam edecek. Tarihin en büyük göç dalgasında yükü tamamen Türkiye'nin sırtına yıkmak isteyen Avrupa Birliği de bu amacına büyük oranda ulaşmış durumda. Peki Türkiye için bu durumdan hiçbir çıkış yolu yok mu? Bu bağlamda Türkiye'nin önünde 3 seçenek var.

1- Sığınmacıları Avrupa'ya göndermek
AB ülkelerinin sınırları kapattığı ve Ege'de konuşlanan NATO'nun sığınmacıları toplayıp Türkiye'ye bıraktırdığı  bir ortamda Türkiye'nin sığınmacıları Avrupa'ya görderebilmesi gerçekçi görünmüyor. 

2- Sığınmacıları Türkiye'de tutmak
AB'nin de istediği bu. Ancak resmi rakamlara göre 3 milyon, gayri resmi rakamlara göre bundan çok daha fazla sayıdaki sığınmacılar Türkiye'ye büyük yük oluyor. Bugüne kadar Türkiye 10 milyar dolardan fazla para harcadı. Güneydoğu bölgesindeki kentlerde demografik yapıyı bile değiştiren bu durum toplumsal birçok soruna neden oluyor. Öte yandan Suriyeli sığınmacıların arasında sayıları ve kimlikleri bilinmeyen çok sayıda terörist olduğundan hareketle bu seçenek Türkiye'nin güvenliğini tehlikeye atıyor. 

3- Sığınmacıların Suriye'ye dönmesi
Bu seçeneğin gerçekleşmesi, Suriye'de ateşkesin ilan edildiği bir konjonktürde Türkiye'nin çıkarlarına en uygun ve en gerçekçi çözüm olarak duruyor. Suriye'de 50'ye yakın sayıda silahlı grubun ateşkes anlaşmasına imza attığını dile getiren uzmanlara göre, ateşkes tüm Suriye coğrafyasını kapsadığı takdirde Türkiye'de bulunan Suriyeli sığınmacıların yüzde 90'ı ülkelerine dönebilir. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, geçen hafta ateşkese uyulması durumunda kapsamlı bir af kanunu çıkarılacağını açıklamıştı. Ateşkesin Suriye'de ilerlemesi Türkiye'nin takip ettiği Suriye politikasıyla yakından ilişkili. Türkiye'nin çıkarına olan ve Suriyeli sığınmacı probleminden büyük ölçüde ülkemizin kurtulması için AKP hükümetinin Suriye politikası kapsamında krizi körükleyen inadından vazgeçmesi şart. Bu bağlamda AKP hükümeti, Suriye'de ilan edilen ateşkese tam destek vermesi ve fiyaskolarla dolu Suriye politikasını değiştirmesi gerekiyor.

Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk

Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı

Tokat'ta incelemelerde bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Şu ana kadar alınan 500 ihbardan 50 yapı incelendi, 5 yıkık, 15 de ağır hasarlı yapı tespit edildi" dedi.
19.04.2024 16:34:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Tokat'ta 5.6 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu.

Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Bakan Yardımcısı Tuzcuoğlu'na deprem hasarı hakkında bilgi verdi. İlçe hükümet konağı önünde gazetecilere açıklama yapan Tuzcuoğlu, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız olarak da Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki beyin hemen talimatlarıyla biz de kendi bakanlığımızın çalışmaları açısından her türlü önlemi, tedbiri ve gayreti ortaya koyduk. Arkadaşlarımızı çok hızlı bir şekilde bölgeye sevk ettik. Gerek çevre illerden buraya transfer ettiğimiz teknik arkadaşlarla, gerekse bakanlık merkezinden buraya yönlendirdiğimiz teknik ekiplerimize, hasar tespit ekiplerimizle birlikte gerek Yozgat ve Tokat'ta çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 20 ekip 50 teknik personelle birlikte bu çalışmalarımız yürüyor, ihtiyaç halinde yine Sayın Valimizin, yine AFAD'ımızın koordinasyonunda teknik ekip sayılarımızı arttırabiliriz. Birkaç gün içerisinde de inşallah bu bölgedeki tüm hasar tespitlerini de tamamlamayı düşünüyoruz" dedi.

"Ağır hasar 99 öncesi yapılan binalarda"

Tuzcuoğlu yaptıkları incelemede depremde ağır hasar alan binaların 1999 yılı öncesi yapılan binalar olduğuna dikkat çekerek, "Gerek Tokat'ta gerek Yozgat'ta baktığımız zaman ağırlıklı olarak hasar gören yapıların yine 1999 öncesi binalar olduğunu tespit ediyoruz. Bunların çoğunluklu olarak 40-50 yıl öncesine ait kerpiç yapılar, yığma yapılar, mühendislik ve fen hizmetlerinden yoksun olan yapılmış olan binalar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ülkemiz bir deprem bölgesidir. Gerek kuzeyden geçen fay hatları, gerek Doğu Anadolu ve güneyden geçen fay hatları, gerekse Ege ile Ege'deki fay hatlarını göz önüne aldığınız zaman ülkemizin tamamı çok önemli bir deprem bölgesi oluyor. Himalayalar'dan Alp'lere kadar uzanan bu hat içerisinde bizim ülkemiz depremsellik açısından, risk açısından beşinci ülke konumunda. Öyle olunca muhakkak suretle biz yapılarımızı sağlam, sıkı ve mühendislik hizmetleri çerçevesinde inşa etmek zorundayız. Depremden çok fazla bir şey olmayabilir. Ama yapılarımız eğer ona dayanaklı değilse o zaman maalesef istenmeyen tablolarla karşı karşıya kalıyoruz" diye konuştu.

"500 ihbar geldi, 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı"

Tuzcuoğlu, depremin ardından 500'e yakın ihbar alındığını ifade ederek şunları söyledi:

"Değerli arkadaşlar Tokat ilimizde bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalarda 500 ihbar aldık şu ana kadar. Bu ihbarların sayısı artabilir. Özellikle şu anda hemşehrilerimizin bir kısmı evlerine giremiyorlar. Bunlar giriş yapmaya başladıkları zaman muhtemeldir ki orada birtakım ihbarlar da alınacak. Bu ihbarların sayısı artabilecek ve biz de yapılan her türlü ihbara teknik ekiplerimizle beraber hemen gidip yerinde inceleme, araştırma ve neticelerimizi ortaya koyacağız. Şu ana kadar incelenen 50 yapıdan 5 tanesi yıkık görünüyor. Yine 15 tane ağır hasarlı yapı görünüyor. Az önce de bahsetmiş olduğum gibi bunların büyük çoğunluğu yine kerpiç işte yığma yapılar. Mühendislik hizmetinden yoksula yapılmış olan yapılar. Diğerlerini de yine en kısa sürede tamamlamış olacağız. Kamu binalarımızla alakalı bir hasar görünmüyor. Bu sevindirici bir şey. Aslında depremle alakalı bizi en çok teselli bulduran konu bir can kaybı olmaması."

'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma

31 Mart yerel seçimlerinde oy vermek için Ömer Keçecigil Okuluna giden askeri ve polis personellerine 'Konuş, sen nerelisin'' diyen DEM Partili Süleyman Salğucak, seçim kanuna muhalefet suçundan dolayı Şırnak İl Emniyet Müdürlüğünde ifadesi alındı.
19.04.2024 16:21:00
İhlas Haber Ajansı
'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma
'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma
Avukat Ramazan Demir, Şırnak'ta taşımalı seçmen olduğunu düşündüğü kişilere 'Konuş sen nerelisin'' diyerek tepki gösteren Süleyman Salğucak'a soruşturma açıldığını duyurdu.

31 Mart günü Şırnak'a oy vermek için taşınan asker ve polisler tek sıra içeri girerken tepki gösteren 61 yaşındaki Süleyman Salğucak'a soruşturma açıldı.

Avukat Ramazan Demir, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Şırnak savcılığı 'Konuş, sen nerelisin' sözünden dolayı Süleyman Salğucak'a 'Seçim kanununa muhalefetten' soruşturma açmış" diye belirtti.

Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı, Salğucak hakkında 'Seçim kanununa muhalefet' ve 'Seçmenin oy kullanmasını engelleme' iddialarıyla ilgili soruşturma açtı.

Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması

Beypazarı Maden Suyu firması, ürün değerlerinin Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygun olduğunu belirterek, durumun Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de mevzuatın farklılığından kaynaklandığını açıkladı.
19.04.2024 14:17:00 / Güncelleme: 19.04.2024 14:39:00
İhlas Haber Ajansı
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
İsviçre Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik Bürosu, Beypazarı Maden Suyu firmasının bazı ürünlerinden alınan numune sonrası "ürünlerde bor miktarının yüksek olduğu" gerekçesiyle teslim edilen ürünler hakkında satış durdurma kararının alınmasını istemişti.

Geçtiğimiz günlerde firma tarafından yapılan açıklamada ise sosyal medyada ürün hakkında atılan iddialar yalanlanmıştı.

Firma, tartışmalara konu olan iddialar hakkında talep edilen İsviçre kaynaklı analiz sonucunun taraflarına ulaştığını açıkladı.



Firma tarafından analiz kaynaklarına ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "Maden suyumuzun değerleri Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygundur. Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de yaşanan bu durum Avrupa Birliği ve İsviçre mevzuatının farklılığından kaynaklanmaktadır. Doğal maden suyumuz, Sağlık Bakanlığı ve Ankara İl Sağlık Müdürlüğü denetiminde olup üretim sıklığı ile orantılı olarak düzenli bir şekilde denetlenip, analiz edilmektedir. Yer altında doğal olarak oluşan maden suyumuz tam 68 yıldır aynı kaynaktan, el değmeden şişelenmekte ve bütün ülkelere aynı içerikte ürün gönderilmektedir" ifadelerine yer verildi.

İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı
19.04.2024 10:29:00
İhlas Haber Ajansı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Uçak yaklaşık 2 saat sonra tekrar havalandı.

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-Tahran seferini yapan Meraj Airlines uçağı, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Bir süre havalimanında bekleyen yolcular, yaklaşık 2 saat sonra hava sahasının açılmasıyla birlikte yeniden Tahran'a havalandı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.