IŞİD mensupları dindar değil
Iraklı akademisyen Yahya El Kuveysi, İstanbul'da katıldığı bir konferansta IŞİD konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. "Biz Iraklılar, El Kaide ve IŞİD'i incelediğimizde çoğunlukla dindar olmadıklarını görüyoruz" ifadesini kullanan El Kuveysi, bunun aslında bir çelişki olduğunu söyledi
10.04.2016 00:00:00
YENİ MESAJ/İSTANBUL
El-Şark Forumu ve Afrika-Ortadoğu Merkezi tarafından düzenlenen "Ortadoğu'da Radikalizmi Yeniden Düşünmek" başlıklı konferans İstanbul'da gerçekleştirildi. Konferansta konuşan Iraklı akademisyen Yahya El Kuveysi, Irak ve Suriye topraklarında kurulan IŞİD'in intihar eylemcileri içerisinde Iraklı ve Suriyelilerin az sayıda olduğuna işaret etti. Kuveysi, şunları söyledi: "Neden intihar bombacıları IŞİD içinde bulunan Suriyelier ve Iraklılardan çıkmıyor? Bu soru cevaplanırsa, örgütü daha net anlayabileceğiz. IŞİD'in El Kaide'nin mirasını taşımadığını düşünüyorum, bilakis IŞİD'in uluslararası bir cihat hareketi organize ettiğini düşünüyorum. IŞİD, El Kaide gibi varsayımsal bir hareket değil."
IŞİD, mezhep çatışmasının sonucu doğdu
"Biz Iraklılar, El Kaide ve IŞİD'i incelediğimizde çoğunlukla dindar olmadıklarını görüyoruz" ifadesini kullanan El Kuveysi, bunun aslında bir çelişki olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: "IŞİD, uluslararası cihatçıların mirasını aldı ve El Kaide'nin bu söylemlerini ele geçirdi. Bir iddia var; IŞİD'in yerel olmadığı ve dışarının kurup yönlendirdiği bir yapı olduğu yönünde. Hayır, IŞİD, kesinlikle Irak ve Suriye'de ulusal bir devletin kurulamamasının sonucudur. IŞİD, uzun süredir devam eden iç savaşın sonucudur. Bu çatışma her zaman vardı. Yıllardır devam eden mezhepsel çatışmaların sonucudur. Irak ve Suriye halkları militarist halklar... IŞİD'in bir askeri eğitim kampı kurmasına gerek yoktu. Zaten bu halklar-ailelerin neredeyse hepsinin silahı var. Benim de var. Bundan dolayı IŞİD militan bulma konusunda zorlanmadı."
Avrupa kimlik bunalımında
Middle East Eye araştırmacısı David Hearst ise, Avrupa'da bir kimlik kaybı yaşadığını, şu an AB üyesi ülkelerin Suriyeli göçmenlerle meşgul olduğunu söyledi. Hearst, IŞİD veya diğer terör örgütleri için sadece dini saiklerle oluşmuş demenin eksik olacağını belirterek, şöyle konuştu: "Sosyolojik gerçekler var. IŞİD, dini alet ediyor. İdeolojik bir zehirlenme söz konusu. IŞİD'in büyümesi için uygun şartlar var. Bu şartlar, ortam değiştirilirse ancak o zaman IŞİD küçülebilir. Avrupa ülkelerinden de IŞİD'e katılımlar var. Olay sadece bir inançtan kaynaklı bir durum değil. İngiltere'de gönüllü olarak Müslüman olmuş İngiliz gençler de IŞİD'e katılıyor. Bunun sebepleri var ve bu sebeplerin araştırılması gerekiyor. 'Sadece Ortadoğu ülkeleri buna sebep oluyor' demek eksik bir yorumdur. IŞİD bir ülkenin terör örgütü değil. Dünyanın çoğu yerinden katılımların olduğu bir örgüt. Örgüt, dini kendine maske olarak kullanıyor ve bu şekilde gelir kaynağını genişletiyor. Örgüt hem hilafeti ilan ediyor hem de barbarca eylemler yapıyor. Bu büyük bir çelişkidir. IŞİD'in büyük bir devlete dönüşmesi imkansız. Çünkü bunlar bir ulusu temsil etmiyor. Devletler eğer isterlerse IŞİD'e son vermede başarılı olurlar. Birlikte hareket ederlerse bunu yapabilirler."
IŞİD'in silahları nereden?
Exeter Üniversitesi Öğretim üyesi Ömer Aşur da, IŞİD'in Libya'daki çalışmaları hakkında bilgi vererek, "Kaddafi'nin uzantısı diyebileceğimiz 6 kabile var. Bu kabileler zamanında Kaddafi'yi ayakta tutanlardı. IŞİD Libya'ya geldiğinde bu kabilelerle dirsek teması kurmaya başladı" dedi. Aşur, "IŞİD petrol ticaretine girerek kaynaklarını genişletti. Bu korkunç bir durum. Suriye'de bazı bölgelerde rejime ait silahlara el koydular. Çok ciddi bir şekilde silahlandılar. IŞİD'in destek gördüğü ve silah veren tarafları da tespit etmek geriyor" şeklinde konuştu.
El-Şark Forumu ve Afrika-Ortadoğu Merkezi tarafından düzenlenen "Ortadoğu'da Radikalizmi Yeniden Düşünmek" başlıklı konferans İstanbul'da gerçekleştirildi. Konferansta konuşan Iraklı akademisyen Yahya El Kuveysi, Irak ve Suriye topraklarında kurulan IŞİD'in intihar eylemcileri içerisinde Iraklı ve Suriyelilerin az sayıda olduğuna işaret etti. Kuveysi, şunları söyledi: "Neden intihar bombacıları IŞİD içinde bulunan Suriyelier ve Iraklılardan çıkmıyor? Bu soru cevaplanırsa, örgütü daha net anlayabileceğiz. IŞİD'in El Kaide'nin mirasını taşımadığını düşünüyorum, bilakis IŞİD'in uluslararası bir cihat hareketi organize ettiğini düşünüyorum. IŞİD, El Kaide gibi varsayımsal bir hareket değil."
IŞİD, mezhep çatışmasının sonucu doğdu
"Biz Iraklılar, El Kaide ve IŞİD'i incelediğimizde çoğunlukla dindar olmadıklarını görüyoruz" ifadesini kullanan El Kuveysi, bunun aslında bir çelişki olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: "IŞİD, uluslararası cihatçıların mirasını aldı ve El Kaide'nin bu söylemlerini ele geçirdi. Bir iddia var; IŞİD'in yerel olmadığı ve dışarının kurup yönlendirdiği bir yapı olduğu yönünde. Hayır, IŞİD, kesinlikle Irak ve Suriye'de ulusal bir devletin kurulamamasının sonucudur. IŞİD, uzun süredir devam eden iç savaşın sonucudur. Bu çatışma her zaman vardı. Yıllardır devam eden mezhepsel çatışmaların sonucudur. Irak ve Suriye halkları militarist halklar... IŞİD'in bir askeri eğitim kampı kurmasına gerek yoktu. Zaten bu halklar-ailelerin neredeyse hepsinin silahı var. Benim de var. Bundan dolayı IŞİD militan bulma konusunda zorlanmadı."
Avrupa kimlik bunalımında
Middle East Eye araştırmacısı David Hearst ise, Avrupa'da bir kimlik kaybı yaşadığını, şu an AB üyesi ülkelerin Suriyeli göçmenlerle meşgul olduğunu söyledi. Hearst, IŞİD veya diğer terör örgütleri için sadece dini saiklerle oluşmuş demenin eksik olacağını belirterek, şöyle konuştu: "Sosyolojik gerçekler var. IŞİD, dini alet ediyor. İdeolojik bir zehirlenme söz konusu. IŞİD'in büyümesi için uygun şartlar var. Bu şartlar, ortam değiştirilirse ancak o zaman IŞİD küçülebilir. Avrupa ülkelerinden de IŞİD'e katılımlar var. Olay sadece bir inançtan kaynaklı bir durum değil. İngiltere'de gönüllü olarak Müslüman olmuş İngiliz gençler de IŞİD'e katılıyor. Bunun sebepleri var ve bu sebeplerin araştırılması gerekiyor. 'Sadece Ortadoğu ülkeleri buna sebep oluyor' demek eksik bir yorumdur. IŞİD bir ülkenin terör örgütü değil. Dünyanın çoğu yerinden katılımların olduğu bir örgüt. Örgüt, dini kendine maske olarak kullanıyor ve bu şekilde gelir kaynağını genişletiyor. Örgüt hem hilafeti ilan ediyor hem de barbarca eylemler yapıyor. Bu büyük bir çelişkidir. IŞİD'in büyük bir devlete dönüşmesi imkansız. Çünkü bunlar bir ulusu temsil etmiyor. Devletler eğer isterlerse IŞİD'e son vermede başarılı olurlar. Birlikte hareket ederlerse bunu yapabilirler."
IŞİD'in silahları nereden?
Exeter Üniversitesi Öğretim üyesi Ömer Aşur da, IŞİD'in Libya'daki çalışmaları hakkında bilgi vererek, "Kaddafi'nin uzantısı diyebileceğimiz 6 kabile var. Bu kabileler zamanında Kaddafi'yi ayakta tutanlardı. IŞİD Libya'ya geldiğinde bu kabilelerle dirsek teması kurmaya başladı" dedi. Aşur, "IŞİD petrol ticaretine girerek kaynaklarını genişletti. Bu korkunç bir durum. Suriye'de bazı bölgelerde rejime ait silahlara el koydular. Çok ciddi bir şekilde silahlandılar. IŞİD'in destek gördüğü ve silah veren tarafları da tespit etmek geriyor" şeklinde konuştu.