logo
06 MAYIS 2024

İstanbul eski Valisi Mutlu tutuklandı

Darbe girişimi soruşturmasında gözaltına alınan İstanbul eski valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun da aralarında bulunduğu 12 şüpheli "Terör örgütü üyeliği" suçundan tutuklandı
05.08.2016 00:00:00
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturmalar kapsamında gözaltına alınan eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun da aralarında bulunduğu 12 şüpheli, "terör örgütüne üye olmak" suçundan tutuklandı.
8 vali, 1 vali yardımcısı ve 3 kaymakam

Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne getirilen 8 vali, 1 vali yardımcısı ve 3 kaymakamın hakimlik işlemleri sona erdi.

Nöbetçi İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği, eski İstanbul Valisi Mutlu'nun da aralarında bulunduğu şüphelilerin "terör örgütüne üye olmak" suçundan tutuklanmalarına karar verdi. 
Eski İstanbul Valisi Mutlu'nun ifadesi ortaya çıktı
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturmalar kapsamında tutuklanan 12 şüpheli arasında yer alan eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, hakimlik sorgusunda Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile bir ilgisinin olmadığını öne sürdü.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından tutuklanma istemiyle Nöbetçi İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen valiler Hüseyin Avni Mutlu, Ahmet Aydın, Yusuf Yavaşçan, Nurullah Çakır, Abdulkadir Demir, Necmettin Kalkan, Fatih Şahin ve İbrahim Şahin, vali yardımcısı Haluk Nadir ile kaymakamlar Feyzullah Özcan, Erdal Çakır ve Birol Kurubal'ın sorgu işlemi yaklaşık 6 saat sürdü.

Hakimlik, şüphelilerin "terör örgütü üyeliği" suçundan tutuklanmasına karar verdi. FETÖ'nün darbe girişimi soruşturması kapsamında daha önce Düzce'de tutuklanan eski Düzce Valisi İbrahim Özçimen'in sorgusu, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla alındı. İkinci kez tutuklanan Özçimen'in tutuklama müzekkeresi diğer şüphelilerden ayrı hazırlandı.
Mutlu, Gezi Parkı olaylarında attığı tweetlerle ilgili savunma yaptı

Tutuklanan eski İstanbul Valisi Mutlu, hakimlik sorgusunda, meslek hayatına başlangıcını, öz geçmişini ve görev yaptığı yerleri anlattı.

Siirt ve Diyarbakır Valiliği görevlerinden sonra İstanbul Valiliği'ne 2010'un mayıs ayında atandığını, 2014 eylül ayında da merkez valiliğine tayin olduğunu, o tarihten itibaren de merkez valisi olarak görev yaptığını aktaran Mutlu, İstanbul Emniyet Müdürlüğü fezlekesinden okunan 9 -13 Haziran 2013 tarihli Twitter paylaşımlarının kendisine ait olduğunu söyledi.

Gezi Parkı eylemlerinin olduğu dönemde İstanbul Valisi olarak görev yaptığını ve attığı tweetlerin belli olduğunu kaydeden Mutlu, şöyle konuştu:

"Bu tweetler hiçbir soruşturmaya da konu olmamıştır, o gün itibariyle suçlama da olmamıştır. Aradan 3 yıllık bir süre geçmiştir. Bu tweetlerin bir suç olduğunu kabul etmiyorum. İdari ve adli açıdan, bu tweetlerin bir suç oluşturması halinde, o gün itibariyle gerekli işlemlerin başlatılması ve soruşturulması icap ederdi diye düşünüyorum. Bunların bir suç olmadığına inanıyorum. Bu tweetlerin paylaşımındaki amaç, Gezi'de özellikle emniyet güçlerimiz ile çatışan marjinal gruplar ile değil, çevreciler ile parkın muhafazasını amaç edinen gençlerin ruhundan bellidir. Dolayısıyla burada Gezi'de eylemlere kalkışan radikal gruplarla ilgili değil, onlara ulaşan bir tweet değil, çevreci gençlere atılan bir tweet ve bu çevreci gençler içerisinde gerçekten olaylara katılmayan gençler de vardır ve bu tweetler de hiç bir olaya karışmayan gençlere yönelik atılmış bir tweettir."
Telefonundaki "Paşa Akın Öztürk" kaydı soruldu
Darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan ve TSK'dan ihraç edilen eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk'ün telefon numarasının kendi telefonunda kayıtlı olması da sorulan Mutlu, "Cep telefonumda, 'Paşa Akın Öztürk' olarak kayıtlı bulunan Öztürk, Diyarbakır valisi olarak 2007-2010 yıllarında görev yaptığım sürede Diyarbakır 2. Ana Jet Üs Komutanlığını yürütüyordu. Bu mesai vesilesiyle kendisini tanırım. Bunun dışında kendisiyle bu soruşturma evrakı içerisinde bahsolunduğu şekilde, cunta girişimi, ihtilal teşebbüsü konusunda hiçbir temas, ilgi, irtibat söz konusu değildir. Bendeki kaydı 2007 yılından itibaren vali olmamdan kaynaklı bir kayıttır, yeni bir kayıt değildir." diye konuştu.

İş adamı Hüseyin Nakipoğlu'nu tanımasıyla ilgili sorulan soruyu da yanıtlayan Mutlu, "Kendisiyle sık görüşmem. İstanbul'da kendilerinin özürlü çocuklarla ilgili yaptırmış olduğu bir okul vesilesiyle tanışıklığım vardır. Okul devlete aittir. Bu okulda engelli çocuklara yaptığı bir programa iştirak ettim. Bu program esnasında da okulu yapan hayırsever olarak kendisi de orada bulunuyordu. Orada tanıştım, kendilerine bu okul için teşekkür ettim. Tanışıklığım buradan gelir." ifadelerini kullandı.
"Rektör Saraç'a geçmiş olsun dileklerimi ilettim"
Bütün telefon kayıtlarının açık olduğunu ve bu şahısla yaptığı görüşmelerin diğer vatandaşlarla gerçekleştirdiği görüşmelerden az olduğunu kaydeden Mutlu, "Bunlar gibi tanışıp görüştüğüm pek çok kişi vardır. Dolayısıyla Hüseyin Nakipoğlu'nun diğer görüştüğüm kişilerden hiçbir farklı hususiyeti yoktur." dedi.

Mutlu, fezlekede bahsedilen, darbe girişimi soruşturmaları kapsamında tutuklanan eski Dicle Üniversitesi Rektörü Ayşegül Jale Saraç'ı Diyarbakır'da görev yaptığı zaman içerisinde tanıdığını ve açığa alındığını duyunca "geçmiş olsun" dileklerini ilettiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Bunu insani bir duruş olarak değerlendiriyorum. Birlikte çalıştığımız ve tanıdığımız bir insana, 'geçmiş olsun' dileklerimi iletmek, FETÖ terör mensubiyeti olarak nasıl değerlendiriliyor anlamış değilim. Dostları aramak terör örgütü mensubu olarak nitelendiriliyorsa bu ülkede herkes FETÖ terör örgütü mensubudur diye düşünüyorum."
"Gülen kitapları baldızıma ait olabilir"

Evinde ele geçirilen iki adet Gülen Hareketi ve Türk Okulları kitaplarına ilişkin de savunma yapan Mutlu, şunları kaydetti:

"Kitaplığımda bu yapı ile ilgili bütün kitapları özellikle 17-25 Aralık hukuk darbesi sonrasında kaldırdım ve kitaplığımdan bu yapının fikrini, düşüncelerini ifade eden kitaplarımı çıkardım. Ben evimde aynı zamanda baldızım ile de kalıyorum. Kendisi iki çocuğu ile birlikte bizim yanımızda kalır. Eşinden ayrıdır. 4 yıla yakın bir süredir yanımdadır. Gerek kendisi gerekse üniversite okuyan çocuğu kitaba düşkündür. Okumaya meraklıdırlar. Kitaplığımızı da evimiz gibi paylaşıyoruz. Muhtemelen baldızım veya oğluna ait olabilir. Bana ait değildir."

Diyarbakır'da görev yaptığı süre içinde FETÖ yapısı ile ilgili hakkında herhangi bir adli ve idari işlem yapılmadığına dikkati çeken Mutlu, "Herhangi bir fezleke de düzenlenmemiştir. Ben İstanbul valisi olduktan sonra SODES kapsamında, emniyet, öğrencilere yönelik üniversiteye hazırlık eğitimi maksadıyla destek hakkında bir ön inceleme yaptı. Ancak herhangi bir aykırılık tespit edilemediğinden soruşturma tamamlandı." dedi.
"Fetullah Gülen ile bir kez telefonda görüştüm"

Mutlu, Fetullah Gülen ile görüşme yapıp yapmadığının sorulması üzerine de şunları söyledi:

"Bana sorduğunuz FETÖ silahlı terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen ile yüz yüze bir görüşmem yoktur. Bir telefon görüşmemiz vardır. Şöyle vuku buldu; İstanbul valiliğim dönemimde ziyarete gelen pek çok kişi, kurum, kuruluşlar olur. Bu ziyarete gelen, şimdi tam hatırlayamadığım bir sivil toplum kuruluşu, ziyaret sırasında, 'ABD'ye yakında gideceklerini ve orada bir geçmiş olsun dileğinde bulunacaklarını' ifade ettiler. O günlerde önemli bir rahatsızlık geçirdiği, hatta hastaneye kaldırıldığı konusunda çok yoğun bilgi paylaşılmıştı. Tarihi tam hatırlamıyorum, 2011 ya da 2012 yılları olabilir. Beni ziyarete gelen kişilere hastalık konusunda konuşuldu. Bu maksatla ziyaret yapılacağından, geleneklerimizden gelen, 'bizim de geçmiş olsun dileklerimizi iletiniz' şeklinde, çok doğal, her ölünün arkasından başsağlığı, her hasta olan kişiye 'geçmiş olsun' dileğinde bulunmak örf adetlerimizde var olan bir uygulamadır. Ben bu gaye ile hareket ettim. Bir müddet sonra ifademde de belirttim. Telefonumdan Zaman gazetesi Genel Müdürü Ekrem Dumanlı direkt olarak kendisi çıkarak Amerika'dan aradığını ifade ettiler. 'Sizin geçmiş olsun dilekleriniz de iletilmiş, bu vesileyle Fetullah Gülen de size bir teşekkür de bulunmak isterler' diyerek telefonu Gülen'e vereceğini söyleyip bir görüşme yaptırdılar. Fetullah Gülen ile tek görüşmemiz budur. Çok kısadır. 'Bana göndermiş olduğunuz geçmiş olsun dileklerinizi aldım teşekkür ederim' dedi. Ben de tekrar 'geçmiş olsun' dileğimi ilettim. Başkaca bir husus olmamıştır bunun dışında. Benim de bir talebim olmamıştır böyle bir görüşme için."

Mutlu, hakkında yakalama kararı çıkarılan dönemin Zaman gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ile bu görüşmeden sonra başka bir görüşme yapıp yapmadığına ilişkin soruya karşılık da "Diyarbakır valiliğim sırasında Zaman gazetesi Diyarbakır'da bir resim sergisi açtı. Açılışından sonra ben de ziyaret ettim. Ekrem Dumanlı da sergi için kente gelmişti. Kendisini bu sergide ilk kez gördüm. Daha sonra İstanbul valisi olduğumda, İstanbul'daki bütün gazetelerin, televizyonların, internet sitelerinin sahip ve yönetimlerini tek tek ziyaret ettim. Bunlar kayıtlarda var. Bu ziyaretlerim içerisinde Zaman gazetesine de uğrayıp kendisi ile bir kez görüşmem vardır. Bunun haricinde görüşmem yoktur." şeklinde yanıt verdi.
"MİT kumpasının başında Ali Fuat Yılmazer olduğunu biliyordum"
Mutlu, 7 Şubat 2012 tarihinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın KCK soruşturması kapsamında alınmak istenmesi ve bu yönde bir kumpas kurulması olayından sonra, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki istihbarat, terör ve mali suçlarla şube müdürlüğüne yapılan atamalara ilişkin de bir soru sorulması üzerine şu beyanda bulundu:

"Hatırladığım en önemli değişiklik, orada bu kumpas girişiminin başında il emniyet müdür yardımcısı Ali Fuat Yılmazer ile ilgili bir değişiklik yaptık ve sayılmış olan isimler de bu değişiklik listesinin içerisinde bulundu. Zira bize söylenen bu kumpası yürüten kişinin Yılmazer olduğu bilgisiydi. Bu nedenle il müdür yardımcılığı görevinden kendisini bir gece onayı ile aldık. Bunun ekinde de il emniyet müdürümüz Hüseyin Çapkın'a ekinde getirmiş olduğu bu atamalara ilişkin olurunu verdim. Ben bu kumpasın başında Ali Fuat Yılmazer olduğunu biliyordum zaten, onu da görevden aldık.

Bana emniyette sorulan, atamaların 17-25 Aralık kumpas soruşturma dosyaları ile Selam-Tevhid kumpas soruşturmalarının devam etmesini ve sızmasının sağlanmasına yönelik olarak, ben böyle bir kasıtla hareket etmedim. Bu iddiayı kabul etmiyorum. Böyle bir kumpası bilseydim 17-25 Aralık hukuk darbesi ve Selam-Tevhid soruşturmalarını açığa çıkartmamak gibi bir amaçla yapıldığını bilseydim, zaten gereğini o vakit yapardım. Böyle bir dosya çalışması olduğundan hiçbir zaman bilgim olmadı."
"Cuntacılarla birlikte yargılamayı asla kabul etmiyorum"
Hüseyin Avni Mutlu, 17 Temmuz'da açığa alındığını, bunu hiçbir zaman beklemediğini söyleyerek, "Çünkü açığa alınma gerekçemizi oluşturan suç yapılanmaları ile hiçbir şekilde hayatım boyunca irtibatım olmamıştır. Meslek hayatımı, şerefle, bu devlete ve aziz millete, onun birliğine, beraberliğine, refahına, milli egemenliğimizin muhafazasına ve ülkemizin yüksek ideallerine bağlı olarak yerine getirmeye çalıştım." dedi.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde öğrenci olduğu yıllarda, öğle yemeğini 4 TL'ye yemiş bir vatan evladı olduğunu anlatan Mutlu, şunları kaydetti:

"Yediğimiz bu yemeğin bedelini ödemek için hayatım boyunca devletimize hizmet ettik. Aziz devletimize ve milletimize zeval gelmesin diye her daim dua ettik. Ben bu duamı merkez valiliğine alındığım gün de basınla paylaştım. Merkez valisi olduğum gün de en ufak bir yüksünme, küsme olmamıştır. Devlet memuriyetinde soruşturmalar olur, bunlar çok doğaldır. Görevden de alınabilirsiniz. Soruşturulur, tekrar görev iade edilirsiniz. Bunların hepsini memuriyet içerisinde kabul edebilirim ama 246 vatan evladının şehadetine, 2 bin 500'e yakın insanımızın yaralanmasına ve milli irademize silah çekilmesine sebebiyet veren ihtilal kalkışmasından 2 gün sonra açığa alınmayı, bin yıl ömrüm olsa bin yıl boyunca reddederim.

FETÖ terör örgüt ve bütün terör örgütleri ile 17 yaşımdan beri mücadele ediyorum. İstanbul'da kaldığım yerler yurtlar bellidir. Karakterim bellidir. İnançlarımın ne olduğu bellidir. Bir tek cemaatim var, ümmetim. Bir tek önderim var, peygamberimdir. Bunun dışında önder ve cemaat tanımam. Beni bu şerefsizlerin arkasına takıp, cuntacılarla birlikte yargılamayı asla kabul etmiyorum. Sabaha kadar bununla ilgili konuşabilirim. Benim aziz devletim, şayet benim üniversite yıllarımdan itibaren duruşumu, fikriyatımı gönül bağımı tespit edememiş de 15 Temmuz gecesi tespit etmişse ve beni FETÖ terör örgütü olarak ilan etmişse söyleyeceğim şudur; 80 milyon vatan evladı, 24 saat 'FETÖ terör örgütü' diye bağırsa başımı bir santimetre öne eğmem. Bu leke de benim üstümde durmaz. FETÖ'yü ve diğer terör örgütlerini lanetliyorum. Ayrıca ben darbenin olduğu gece Twitter hesabımdan darbeyi lanetlediğimi, hukuk önünde hesap vermeleri gerektiğini açık ve net bir şekilde belirttim. Benim 2 milyon takipçim vardır. Bunların hepsi darbeye karşı duruşumu görmüşlerdir. Ayrıca o saatlerde, darbenin en yoğun saatleriydi, hiç kimse benim kadar net duruş sergilememiştir. Mukayese edilmesini istiyorum."

CHP’de Mustafa Bozbey rahatsızlığı
Hani bunlara dikkat edilecekti?
Sahte diploma skandalı büyüyor
TRT Temsilcisi Karahasan da tutuklandı
Ayşe Ateş, Özgür Özel ile görüştü
'Erdoğan'la da görüşmek istiyorum'
Deniz Gezmiş Türkiye için mücadele etti
Kadir Mısıroğlu neyin mücadelesini verdi?
Beton mikseri yolcu minibüsünü biçti
8 kişi hayatını kaybetti, 11 yaralı!
Denizler anmasının ardından 'parti içine' mesaj verdi
'Öz güvensizliği atamamış arkadaşların...'
Tartışmayı başlatan isim Alçı'ya konuştu
'Özgür Bey Kemal Kılıçdaroğlu değil'
Trump'dan Biden yönetimine 'Gestapo' benzetmesi
Beyaz Saray'ın tepkisini çekti
ABD-İsrail savunma bakanları görüştü
ABD'den Refah saldırısına şartlı destek
Ticaret Bakanlığı cezayı kesti
Fahiş fiyata 61 milyon lira ceza
Erdoğan 'mülakat kaldırılacak' vaadini unuttu
'Kaldırılacağını kim söyledi'
Mart ayında bahar yaşandı mayısta havalar bozdu
Meteorolojiden don uyarısı
Gazze'nin güneyindeki bazı mahalleler boşaltıldı
İsrail'den yeni katliam hazırlığı
Aile faciası!
Eşi ve 3 çocuğunu öldürüp intihar etti
Aşırı yağış nedeniyle mandıra çöktü
750 hayvan göçük altında
CHP’de Mustafa Bozbey rahatsızlığı
Hani bunlara dikkat edilecekti?
Sahte diploma skandalı büyüyor
TRT Temsilcisi Karahasan da tutuklandı
Ayşe Ateş, Özgür Özel ile görüştü
'Erdoğan'la da görüşmek istiyorum'
Deniz Gezmiş Türkiye için mücadele etti
Kadir Mısıroğlu neyin mücadelesini verdi?
Beton mikseri yolcu minibüsünü biçti
8 kişi hayatını kaybetti, 11 yaralı!
Denizler anmasının ardından 'parti içine' mesaj verdi
'Öz güvensizliği atamamış arkadaşların...'
Tartışmayı başlatan isim Alçı'ya konuştu
'Özgür Bey Kemal Kılıçdaroğlu değil'
Trump'dan Biden yönetimine 'Gestapo' benzetmesi
Beyaz Saray'ın tepkisini çekti
ABD-İsrail savunma bakanları görüştü
ABD'den Refah saldırısına şartlı destek
Ticaret Bakanlığı cezayı kesti
Fahiş fiyata 61 milyon lira ceza
Erdoğan 'mülakat kaldırılacak' vaadini unuttu
'Kaldırılacağını kim söyledi'
Mart ayında bahar yaşandı mayısta havalar bozdu
Meteorolojiden don uyarısı
Gazze'nin güneyindeki bazı mahalleler boşaltıldı
İsrail'den yeni katliam hazırlığı
Aile faciası!
Eşi ve 3 çocuğunu öldürüp intihar etti
Aşırı yağış nedeniyle mandıra çöktü
750 hayvan göçük altında

Kıbrıs'taki sahte diploma skandalında TRT Temsilcisi Karahasan da tutuklandı

TRT Kıbrıs Temsilcisi Sefa Karahasan sahte diploma ve yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklandı. MHP Milletvekili Levent Uysal'ın eşine ait Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi'ndeki skandal her geçen gün büyüyor.
06.05.2024 15:20:00 / Güncelleme: 06.05.2024 15:23:53
BirGün
Kıbrıs'taki sahte diploma skandalında TRT Temsilcisi Karahasan da tutuklandı
Kıbrıs'taki sahte diploma skandalında TRT Temsilcisi Karahasan da tutuklandı
Kuzey Kıbrıs'ta "Son yılların en büyük skandalı" olarak nitelendirilen Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi'ndeki (KTSÜ) soruşturma TRT Kıbrıs Temsilcisi'ne kadar uzandı. TRT Temsilcisi Sefa Karahasan'ın tutuklandığı açıklandı.

Son iki aydır ada gündeminden düşmeyen, sahte diploma ve yolsuzluk operasyonu yapılan Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi, MHP Mersin Milletvekili Levent Uysal'ın eşi Ece Uysal'a ait. Kıbrıs basınında yer alan bilgilere göre, üniversitenin küçük ortağı ve Genel Sekreteri olan, tutuklanarak olarak cezaevine gönderilen Serdal Gündüz'ün, sahte not girişleri yapılarak 600'ü aşkın kişiye sahte diploma verdiğini itiraf etti.

Gazimağusa Polis Müdürü Mahmut Barış Sel, başkent Lefkoşa'da çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Sel'in 18 Ocak 2023 tarihinde KSTÜ'nün öğrenci kayıt sistemine girişi olmasına rağmen 11 Eylül 2021'de kaydolmuş gibi gösterildiği, 1 Şubat 2023 tarihinde 9 ders notunun gelişigüzel sisteme girildiği, tez sunmadığı halde sunmuş gibi gösterilip, 19 Haziran 2023'de işletme yüksek lisanstan mezun edildiği belirtildi. Skandal dair Kuzey Kıbrıs Meclisi'nde araştırma komitesi de kuruldu.

HERKES İŞİN İÇİNDE

BirGün gazetesinin haberine göre ayrıca soruşturmaya ismi karışanlar şöyle:

* Milletvekili Emrah Yeşilırmak
* Cumhurbaşkanlığı Koruma Birimi'nde görevli polis mensubu
* Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakanlık Müdürü Meray Dürüst
* Eski Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst
* Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK) mensubu Yarbay Özgür Alp,
* YÖK'ün Kuzey Kıbrıs muadili Yükseköğretim Planlama, Denetleme ve Akreditasyon Kurumu (YÖDAK) Başkanı Prof. Dr. Turgay Avcı ve eski yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Hasgüler
* YÖDAK Genel Sekreteri Derviş Refiker

DİPLOMA TÜRKİYE'DE DE GEÇERLİ

Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi 2016 yılında kuruldu. Diş Hekimliği, Tıp, Sosyal ve Beşeri Bilimler, Sağlık Bilimleri, Eczacılık ve Veteriner Fakültesi'yle eğitim veren üniversite bünyesinde iki ayrı yüksekokul bulunuyor. 2017 yılında da üniversite Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından akredite edilerek denklik aldı. Yani bu üniversitede mezun olanların diplomaları Türkiye'de de kabul görüyor, hekimlik yapabiliyorlar.

YÖK HEYETİ ADA'YA GİTTİ

Birçok bürokratın, polisin ve siyasetçinin adının karıştığı skandala dair konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Yükseköğretim Kurulu'ndan (YÖK) destek talep ettik. YÖK'ün Yükseköğretim Planlama, Denetleme ve Akreditasyon Kurumu (YÖDAK) ile çalışmasıyla sıkıntılar giderilecek. Gereği neyse yapılacak" demişti.

25 Mart itibariyle Kuzey Kıbrıs'ın talebiyle Ada'ya gelen YÖK heyetinin çalışmalarına başladığını söyleyen Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu ise şunları söylemişti: "Yaşananlar üzerine KKTC Başbakanı Türkiye'ye, Cumhurbaşkanımıza yazı yazdı ve YÖK'ün burada sistem kurmasını istedi. YÖK heyeti de görüşmek üzere buraya geldi."

Ana muhalefet partilerinden Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay ise konuya ilişkin şunları kaydetmişti: "Sadece bu diplomayı verenler açısından değil, yozlaşma toplumun her düzeyine sirayet etmiş durumda. Yani müdür, müsteşar, milletvekili, eski bakan, üniversitelerden sorumlu kurum başkanı, bu bir kategori. İkinci kategori öğretmen, polis, asker aldığı diplomayı da devlete verip kademe derece ilerlemesi, makam-mevki maaş artışı. Şimdi bütün bunları biz gördük şu ana kadar. Toplumdan bağımsız bir şey değil bu. Çürüme, sadece siyasal bir çürüme değil. Toplumun bazı kesimleri de buna ortak olmuş durumda."

Özgür Özel ile görüşen Ayşe Ateş: Erdoğan'la da görüşmek istiyorum

Özgür Özel ile görüşmesi sonrası CHP genel merkezi önünde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ayşe Ateş, eşinin ölümüyle ilgili hazırlanan iddianameyi eleştirdi. Ateş, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de görüşmek istediğini ve yanıt beklediğini söyledi.
06.05.2024 14:56:00
Anadolu Ajansı
Özgür Özel ile görüşen Ayşe Ateş: Erdoğan'la da görüşmek istiyorum
Özgür Özel ile görüşen Ayşe Ateş: Erdoğan'la da görüşmek istiyorum

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, silahlı saldırı sonucu öldürülen eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ile görüştü.

Özel, CHP Genel Merkezi'nde, Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'i kabul etti. Basına kapalı gerçekleşen görüşme yaklaşık 1 saat sürdü.

"İçi boş bir iddianame"

Görüşmenin ardından genel merkez önünde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ayşe Ateş, eşinin ölümüyle ilgili hazırlanan iddianameyi eleştirdi.

İfadelerinin iddianamede yer almadığını söyleyen Ateş, "Benim ifademde de vardı siyasi isimler. İfadem iddianamede yok. Başka arkadaşların ifadeleri de aynı şekilde iddianameye eklenmemiş. İçi boş, basit bir cinayet, alacak verecek kavgası gibi bir iddianame var ortada. İddianame bile diyemeyeceğim, böyle bir iddianame olmaz." diye konuştu.

"Bu iddianame ya geri çevrilecek ya da vereceğimiz dilekçelerle, sunacağımız delillerle iddianameyi yeniden yazdıracağız" ifadesini kullanan Ayşe Ateş, iddianameye eldeki delillerin bile konulmadığını savundu.

Ayşe Ateş, bugüne kadar hukukun işleyeceğini, devletin bu işi çözeceğini umutla beklediklerini dile getirerek, "Ama maalesef umutlarımız tükendi. Mücadele vermeye devam edeceğim. Nereye, ne kadar gücüm yeterse, gücümün yettiği kadar. Hiç kimsenin bundan şüphesi olmasın. Kimsenin de yanına kalmayacak." dedi.

İfadesinde ismi bulunanların sorulması üzerine Ateş, gizlilik kararı kalktıktan sonra ifadesini paylaşacağını, isimlerin bu aşamada görülebileceğini dile getirdi.

"Davanın takipçisi olacağını söyledi"

Özgür Özel ile görüşmesine ilişkin soruya karşılık Ateş, "davanın takipçisi olacağını" belirten Özel'e teşekkür etti. Ayşe Ateş, "Sağ olsun bize zaman ayırdı, ilgilendi. Davanın takipçisi olacağını, arkamızda olduğunu, bize destek vereceğini dile getirdi. Teşekkürlerimizi ileterek yanından ayrıldık." sözlerini sarf etti.

"Devletimi düşünerek ben bugüne kadar hep sağduyulu davrandım"

Bundan sonra zor bir sürecin kendisini beklediğini vurgulayan Ateş, "Bugüne kadar sabırla bekledik. Biz devletini seven insanlarız. Devletimi düşünerek ben bugüne kadar hep sağduyulu davrandım. Büyük mücadele verdim. Bu cinayetin failleri eninde sonunda yargı önünde hesap verecek." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan görüşme talep edip etmediğinin sorulması üzerine Ayşe Ateş, kendisinden görüşme talebinde bulunduğunu söyledi.

Adana sokaklarında yaklaşık 200 bin köpek var

Adana Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse, Dünya Sağlık Örgütü hesaplamalarına göre Adana sokaklarında yaklaşık 200 bin köpek olduğunu belirtti
06.05.2024 10:51:00
İhlas Haber Ajansı
Adana sokaklarında yaklaşık 200 bin köpek var
Adana sokaklarında yaklaşık 200 bin köpek var
Adana Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse, Dünya Sağlık Örgütü hesaplamalarına göre Adana sokaklarında yaklaşık 200 bin köpek olduğunu belirterek, "Sokakta köpek olduğu sürece ısırma vakaları olacaktır. Çünkü köpek saldırgan bir hayvandır. Gerek kendini koruma iç dürtüsü gerekse tehlike olduğunu düşünerek saldırıp insanları ısırabilir. Bu nedenle sokaklardaki hayvan sayısını azaltmamız gerekiyor" dedi.

Köse, son dönemlerde sokak hayvanlarının saldırısı sonucu birçok kişinin hayatını kaybetmesi ve yaralanmasıyla ilgili açıklama yaptı. Köse, yaptığı açıklamada sokak hayvanlarının sayısının azaltılması gerektiğini belirterek, "Dünya Sağlık Örgütü'nün hesaplama yöntemine göre Adana'da 200 bin sokak hayvanı bulunuyor.

Bu kadar çok sokak köpeğinin bulunduğu bir kentte kısırlaştırma en önemli çözüm yöntemidir. Sokak hayvanlarının sayısındaki artış ilerleyen zamanlarda hayvanlar arasında yaygınlaşabilecek çeşitli hastalıkların önüne geçilmesini zorlaştıracaktır. Aynı zamanda bu durum insanlar için de potansiyel sağlık sorunları oluşturabilecektir. Veteriner Hekimler Odası olarak belediyelere de kısırlaştırma çalışmaları gerçekleştirmeye yönelik iş birliği çağrısında bulunuyoruz" diye konuştu.

"Adana'da 200 bin sokak hayvanı olduğu düşünülüyor"

Dünya Sağlık Örgütü'nün sokak hayvanlarına yönelik öneri ve kurallarını da hatırlatan Köse, "Dünya Sağlık Örgütü, 'bir kentin sokaklarında insan nüfusunun yüzde 10'u kadar hayvan yaşar' der. Bu açıdan bakarsak Adana'da 200 bin kadar sokak hayvanı olduğu düşünülüyor. Yine Dünya Sağlık Örgütü diyor ki 'bu popülasyonun yüzde 70'ini kısırlaştıramazsanız sayıyı sabit tutamazsınız.' İnsanlar hayvanları sevmeliler ancak korkmak da insani bir duygu. Zaman zaman korkabilirler. Olumsuz vakalar yaşanınca insanlar korkmaya başladılar. Buradan 'hayvanlara zarar verilebilir' anlamını çıkarmıyorum, kimse zarar veremez ama kısırlaştırarak popülasyonu azaltmak zorundayız, başka bir çaresi yok bu işin" şeklinde konuştu.

"Sokakta bu kadar hayvan varsa ısırma vakaları yaşanacak, önüne geçmek mümkün değil"

Özellikle köpeklerin grup haline geldikleri zaman daha tehlikeli hale geldiklerini belirten Köse, "Bir grup haline geldikleri zaman, ya da hayvan insanın onun için tehdit olduğunu algılarsa saldırabilir. Köpeğin insana saldırması çok sürpriz değil. Zaman zaman köpekler insanları ısıracaklar. Sokaklarda bu kadar çok köpek varsa ısırma vakasıyla karşılaşmamak mümkün değil. Sokakta bu kadar hayvan varsa ısırma vakaları yaşanacak, maalesef önüne geçmek mümkün değil. Kimse köpek ısırmaz şeklinde bir iddiada bulunamaz, köpek ısırır. Tehdit algılarsa, korkarsa, yiyeceğini kıskanır, sahibini kıskanır başka hayvandan yine ısırır. Böyle şeyler mümkün" dedi.

"Evcil hayvan karne hediyesi değil, evin büyümeyen çocuğudur"

Sahipsiz sokak hayvanı sayısındaki artışın önemli nedenlerinden birinin bir zamanlar sahipli durumda olan hayvanların sokağa bırakılmasından kaynaklandığına dikkat çeken Köse, vatandaşlara, "Sokak hayvanlarının en büyük nedeni, sahipli hayvanların vatandaşlar tarafından sokağa bırakılması. Kedi, köpek ve evcil hayvan karne hediyesi değildir, bisiklet değildir, evin büyümeyen çocuğudur. O hayvanı evinize alıyorsanız, bunun sorumluluğunu üstleneceksiniz" çağrısında bulundu.


19 ilde düzenlenen dolandırıcılık operasyonlarında 51 şüpheli yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 19 ilde nitelikli dolandırıcılık suçuna yönelik jandarma tarafından düzenlenen "SİBERGÖZ-38" operasyonlarında 51 şüphelinin yakalandığını duyurdu.
06.05.2024 08:48:00 / Güncelleme: 06.05.2024 08:53:12
İhlas Haber Ajansı
19 ilde düzenlenen dolandırıcılık operasyonlarında 51 şüpheli yakalandı
19 ilde düzenlenen dolandırıcılık operasyonlarında 51 şüpheli yakalandı
Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 19 ilde nitelikli dolandırıcılık suçuna yönelik jandarma tarafından düzenlenen "SİBERGÖZ-38" operasyonlarında 51 şüphelinin yakalandığını açıkladı.

Paylaşımında operasyonun, Jandarma Genel Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde İl Jandarma Komutanlıklarınca Şırnak, Mersin, İstanbul, Ankara, Denizli, Adana, Muğla, Hatay, Batman, İzmir, Gaziantep, Niğde, Sakarya, Manisa, Diyarbakır, Kütahya, Trabzon, Siirt ve Malatya'da düzenlendiğini ifade eden Yerlikaya, il il şu bilgileri paylaştı:

"Şırnak İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğünce yapılan ortak çalışma sonucu, Şırnak merkezli Mersin, İstanbul, Ankara, Denizli, Adana, Muğla, Hatay, Batman, İzmir, Gaziantep, Niğde ve Sakarya'da düzenlenen operasyonlarda; internet siteleri üzerinden sahte araç ilanı, kiralık villa ve yüksek kazançlı yatırım vaadiyle vatandaşlarımızı dolandırarak haksız kazanç elde ettiği tespit edilen 32 şüpheli yakalandı.

Manisa İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu Manisa merkezli Adana, Mersin, Muğla, Gaziantep, Diyarbakır, Kütahya ve Trabzon'da düzenlenen operasyonlarda, yüksek kazançlı yatırım vaadiyle forex üzerinden vatandaşlarımızı dolandırarak haksız kazanç elde ettiği tespit edilen 13 şüpheli yakalandı.
Siirt İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucunda Siirt merkezli Adana ve İstanbul'da düzenlenen operasyonlarda, sosyal medya platformları üzerinden vatandaşlarımızın kişisel verilerini elde edip 'FETÖ silahlı terör örgütüne adınız karıştı' iddiası ile vatandaşlarımızı dolandırarak haksız kazanç elde ettiği tespit edilen 3 şüpheli yakalandı.

Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu Diyarbakır merkezli Denizli, Malatya ve İstanbul'da düzenlenen operasyonlarda; internet sitesi üzerinden 'sahte araç ilanı' ile vatandaşlarımızı dolandırarak haksız kazanç elde ettiği tespit edilen 3 şüpheli yakalandı."

Bakan Yerlikaya, yapılan ilk belirlemelere göre şüphelilerin banka hesaplarında 62 milyon Türk Lirası tutarında para hareketliliği tespit ettiklerini kaydetti.

Yapılan operasyon sonucu ise çok sayıda cep telefonu, bilgisayar ve kredi kartına el konuldu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.