Kedi dostu imam
Üsküdar'daki Aziz Mahmud Hüdayi Camisi'nin kapılarını sokak kedilerine açarak, İslam dininin şefkat ve merhametine vurgu yapan imam Mustafa Efe, bu örnek davranışıyla hem cemaatin hem de sosyal medya takipçilerinin takdirini topladı
31.01.2016 00:00:00
Görev yaptığı Üsküdar'daki Aziz Mahmud Hüdayi Camisi'nin kapılarını sokak kedilerine açarak, İslam dininin şefkat ve merhametine vurgu yapan imam Mustafa Efe, bu örnek davranışıyla hem cemaatin hem de sosyal medya takipçilerinin takdirini topladı. İmam Mustafa Efe, cemaatin çektiği fotoğrafların sosyal medyada yayınlanmasının ardından Türkiye'den ve yurt dışından çok sayıda kişinin ilgi odağı oldu ve "kedi dostu imam" olarak anılmaya başlandı. Efe'nin sokak kedilerine caminin kapılarını açması, vaaz verirken dahi onlara şefkat göstermesi, Avrupa basınının da ilgisini çekti. Hatta sosyal medyada paylaşılan bu fotoğraflar bazı gazete manşetlerinde "İslamofobi'yi yıkan kareler" olarak yansıtıldı.
Sabah ezanıyla camiye giren, namaz sırasında etrafta dolaşan ya da bir kenarda kıvrılarak uykuya dalan hatta yavrularını tek tek minbere taşıyan kediler, cemaat tarafından da benimsendi. İmam Efe'nin, camideki kedilere gösterdiği şefkati gözlemleyen ve hayvan sevgisi üzerine verdiği vaazları dinleyen bazı vatandaşlar da kedi fobilerini yendi.
'Bir Müslüman bir yılana da merhamet göstermeye mecbur'
Efe, yaptığı açıklamada, kedilere gösterdiği şefkatin sadece kendisiyle sınırlı bir durum olmadığını, herhangi bir Müslüman'ın da böyle davranması gerektiğini söyledi. Geçmiş medeniyete bakıldığında, şefkat ve merhamet merkezli örneklerin görüldüğünü belirten Efe, Eminönü Yeni Cami, Eyüp Cami, Fatih Cami'sinin avlularında güvercinlerin bulunduğunu ve insanların bu güvercinlere sadaka mahiyetinde yem ikram ettiğini, hatta bir ülkeden bir başka ülkeye göç ederken yaralanan göçmen kuşların tedavisini üstlenen Göçmen Kuşlar Vakfı'nın dahi kurulduğunu aktardı.
Her Müslüman'ın bir işe başladığında, Kur'an-ı Kerim okumadan önce veya hayırlı bir iş için yola çıktığında "Rahmet eden" manasında "Bismillahirramanirrahim" dediğini belirten Efe, şunları kaydetti:
"Rahmet eden Rabbimizin kuluyuz. Aynı zamanda alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmetiyiz. Böyle bir Allah'a kul, böyle bir Peygambere ümmet olan bizim, rahmet ve merhamet göstermememiz düşünülemez. Rahmet ve merhametin merkezi, o süs hayvanları olarak ifade edilen, evlerde bakılan hayvanlar veya bu şirin kediler değildir sadece. Bir Müslüman, bir yılana da merhamet göstermeye mecbur. Bakın başka bir dünya yok ya da başka sistemlerde başka hayvanlar yok. Demek ki bu dünyada bunlar bizim etrafımızdaysa, Allah bunları bize zimmetlemiş. 'Ey kulum, sen akıl ve mantık sahibi insansın. Bunlarsa şefkat ve merhamete muhtaç, içgüdüleriyle hareket eden canlılar. Ben bu canlıyı sana zimmetliyorum' diye buyurmuş. İslam'da bitkiye karşı da şefkat ve merhamet vardır."
'İslam, şefkat ve merhamet dinidir'
İslam dininin, şefkat ve merhamet dini olduğunu vurgulayan Efe, sözlerini şöyle sürdürdü: "Peygamber Efendimizin, bu konudaki uygulamalarına, hayatına bakıyoruz, şefkat ve merhametin zirvesi. Canlılar içerisinde bir hayvanın eğer memesi sağılacaksa, sağacak kişinin tırnaklarına dahi önem gösterilirdi. 10 bin kişilik orduyla Mekke'nin fethine gidiliyor. Ordunun geçeceği güzergah üzerinde bir köpek yavrularını emzirmekte. Peygamber Efendimiz o anne köpeğin başına bir sahabe dikiyor ki sakın ha ordu köpeği rahatsız etmesin, diğer taraftan geçsinler diye. Şefkat ve merhametin zirvesi."
Efe, Hazreti Muhammed'in alemlere rahmet olarak gönderilmesinin sadece insanlara değil, bütün canlılara da rahmeti getirdiğini belirtti. AA
Sabah ezanıyla camiye giren, namaz sırasında etrafta dolaşan ya da bir kenarda kıvrılarak uykuya dalan hatta yavrularını tek tek minbere taşıyan kediler, cemaat tarafından da benimsendi. İmam Efe'nin, camideki kedilere gösterdiği şefkati gözlemleyen ve hayvan sevgisi üzerine verdiği vaazları dinleyen bazı vatandaşlar da kedi fobilerini yendi.
'Bir Müslüman bir yılana da merhamet göstermeye mecbur'
Efe, yaptığı açıklamada, kedilere gösterdiği şefkatin sadece kendisiyle sınırlı bir durum olmadığını, herhangi bir Müslüman'ın da böyle davranması gerektiğini söyledi. Geçmiş medeniyete bakıldığında, şefkat ve merhamet merkezli örneklerin görüldüğünü belirten Efe, Eminönü Yeni Cami, Eyüp Cami, Fatih Cami'sinin avlularında güvercinlerin bulunduğunu ve insanların bu güvercinlere sadaka mahiyetinde yem ikram ettiğini, hatta bir ülkeden bir başka ülkeye göç ederken yaralanan göçmen kuşların tedavisini üstlenen Göçmen Kuşlar Vakfı'nın dahi kurulduğunu aktardı.
Her Müslüman'ın bir işe başladığında, Kur'an-ı Kerim okumadan önce veya hayırlı bir iş için yola çıktığında "Rahmet eden" manasında "Bismillahirramanirrahim" dediğini belirten Efe, şunları kaydetti:
"Rahmet eden Rabbimizin kuluyuz. Aynı zamanda alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmetiyiz. Böyle bir Allah'a kul, böyle bir Peygambere ümmet olan bizim, rahmet ve merhamet göstermememiz düşünülemez. Rahmet ve merhametin merkezi, o süs hayvanları olarak ifade edilen, evlerde bakılan hayvanlar veya bu şirin kediler değildir sadece. Bir Müslüman, bir yılana da merhamet göstermeye mecbur. Bakın başka bir dünya yok ya da başka sistemlerde başka hayvanlar yok. Demek ki bu dünyada bunlar bizim etrafımızdaysa, Allah bunları bize zimmetlemiş. 'Ey kulum, sen akıl ve mantık sahibi insansın. Bunlarsa şefkat ve merhamete muhtaç, içgüdüleriyle hareket eden canlılar. Ben bu canlıyı sana zimmetliyorum' diye buyurmuş. İslam'da bitkiye karşı da şefkat ve merhamet vardır."
'İslam, şefkat ve merhamet dinidir'
İslam dininin, şefkat ve merhamet dini olduğunu vurgulayan Efe, sözlerini şöyle sürdürdü: "Peygamber Efendimizin, bu konudaki uygulamalarına, hayatına bakıyoruz, şefkat ve merhametin zirvesi. Canlılar içerisinde bir hayvanın eğer memesi sağılacaksa, sağacak kişinin tırnaklarına dahi önem gösterilirdi. 10 bin kişilik orduyla Mekke'nin fethine gidiliyor. Ordunun geçeceği güzergah üzerinde bir köpek yavrularını emzirmekte. Peygamber Efendimiz o anne köpeğin başına bir sahabe dikiyor ki sakın ha ordu köpeği rahatsız etmesin, diğer taraftan geçsinler diye. Şefkat ve merhametin zirvesi."
Efe, Hazreti Muhammed'in alemlere rahmet olarak gönderilmesinin sadece insanlara değil, bütün canlılara da rahmeti getirdiğini belirtti. AA