Küresel ticaret savaşları kapıda
ABD Başkanı Trump'ın ticaret savaşlarının pimini çekmesi üzerine değerlendrimekerde bulunan Başbakan Yardımcısı Şimşek, küresel ticaret savaşlarının arifesinde bulunulduğunu ve korumacılığın küresel kriz sonrası arttığını söyledi
04.03.2018 00:00:00
Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, katıldığı bir TV programında, Türkiye'nin 2016'da büyük bir şok yaşadığını ancak 2017'de alınan tedbir ve reformlarla bunun geride kaldığını savundu. Şimşek, gelecekte yaşanabilecek şoklara, ileriki dönemde yaşanabilecek küresel ticaret savaşları veya parasal sıkılaştırmalara yönelik de önlemler almaya devam ettiklerini söyledi.
Şimşek, "Bütçemizde mali disiplini koruyoruz, terörle mücadele için gerekli kaynakları zaten ayırdık, ekonomiye, makrofinansal istikrarımıza Afrin kaynaklı önemli bir risk görmüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
'Küresel ticaret savaşlarının arifesindeyiz'
ABD Başkanı Donald Trump'ın ticaret savaşları söylemleri ile ABD'nin çelik ve alüminyum ithalatına getireceği ek gümrük vergilerine ilişkin sözlerinin sorulması üzerine de Şimşek, küresel ticaret savaşlarının arifesinde bulunulduğunu, korumacılığın küresel kriz sonrası arttığını fakat dünyanın şimdi yeni bir seviyeye çıkmanın eşiğinde olduğunu söyledi.
Şimşek, küresel ticaretin belli kurallar çerçevesinde açılmasının ülkeleri zenginleştirdiğini, ticaretin ve refahın arttığını belirterek, "Bazı ülkelerde az, bazı ülkelerde çok artmış olabilir ama bu farkları giderici telafi edici politikalar devreye sokulmalı. Küresel kriz ile birlikte dünyada gelir dağılımı daha da bozuldu. Küresel kriz sonrası 3-4 yıllık dönemde büyümenin neredeyse yüzde 95'i en zengin yüzde 1'e gitti. Bu beraberinde popülizmi getirdi" şeklinde konuştu. Küresel krizin artçı şoklarının halen göründüğünü dile getiren Şimşek, "Dünya neredeyse bir demokratik resesyona, durgunluğa doğru gidiyor" dedi.
Türkiye'nin kaynak sıkıntısı var
Türkiye'ye kaynak akışında da arzulanan seviyede olunmadığını belirten Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Faizlerin yükselmesinin arka planı bu. Bu kur üzerinden yansıyor. Kur enflasyonu besliyor. Enflasyon ağırlıklı olarak kur nedeniyle yükselişe geçti. İkinci olarak bizim reel kaynak ihtiyacımız yüksek, çünkü yatırım iştahımız yüksek. Üçüncü olarak, ülkenin risk, vade primi gibi faktörler var. Dolayısıyla enflasyon beklentileri, reel faiz, vade primi bu aslında sizin nominal faizinizi oluşturuyor.
Ülke olarak biz faizleri kalıcı olarak düşürmek için tasarrufları artırmaya çalışıyoruz. Bireysel emeklilik sistemi, konut hesabı, çeyiz hesabı... Bunlar olmasaydı tasarruf açığı çok daha yüksek olacaktı." HABER MERKEZİ
Şimşek, "Bütçemizde mali disiplini koruyoruz, terörle mücadele için gerekli kaynakları zaten ayırdık, ekonomiye, makrofinansal istikrarımıza Afrin kaynaklı önemli bir risk görmüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
'Küresel ticaret savaşlarının arifesindeyiz'
ABD Başkanı Donald Trump'ın ticaret savaşları söylemleri ile ABD'nin çelik ve alüminyum ithalatına getireceği ek gümrük vergilerine ilişkin sözlerinin sorulması üzerine de Şimşek, küresel ticaret savaşlarının arifesinde bulunulduğunu, korumacılığın küresel kriz sonrası arttığını fakat dünyanın şimdi yeni bir seviyeye çıkmanın eşiğinde olduğunu söyledi.
Şimşek, küresel ticaretin belli kurallar çerçevesinde açılmasının ülkeleri zenginleştirdiğini, ticaretin ve refahın arttığını belirterek, "Bazı ülkelerde az, bazı ülkelerde çok artmış olabilir ama bu farkları giderici telafi edici politikalar devreye sokulmalı. Küresel kriz ile birlikte dünyada gelir dağılımı daha da bozuldu. Küresel kriz sonrası 3-4 yıllık dönemde büyümenin neredeyse yüzde 95'i en zengin yüzde 1'e gitti. Bu beraberinde popülizmi getirdi" şeklinde konuştu. Küresel krizin artçı şoklarının halen göründüğünü dile getiren Şimşek, "Dünya neredeyse bir demokratik resesyona, durgunluğa doğru gidiyor" dedi.
Türkiye'nin kaynak sıkıntısı var
Türkiye'ye kaynak akışında da arzulanan seviyede olunmadığını belirten Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Faizlerin yükselmesinin arka planı bu. Bu kur üzerinden yansıyor. Kur enflasyonu besliyor. Enflasyon ağırlıklı olarak kur nedeniyle yükselişe geçti. İkinci olarak bizim reel kaynak ihtiyacımız yüksek, çünkü yatırım iştahımız yüksek. Üçüncü olarak, ülkenin risk, vade primi gibi faktörler var. Dolayısıyla enflasyon beklentileri, reel faiz, vade primi bu aslında sizin nominal faizinizi oluşturuyor.
Ülke olarak biz faizleri kalıcı olarak düşürmek için tasarrufları artırmaya çalışıyoruz. Bireysel emeklilik sistemi, konut hesabı, çeyiz hesabı... Bunlar olmasaydı tasarruf açığı çok daha yüksek olacaktı." HABER MERKEZİ