logo
19 MART 2024

'O, sömürgeci anlayışa son verdi'

Milli ve Dini Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler Sempozyumu'nda konuşan araştırmacı yazar Selim Kotil, "Alfred Nobel dinamiti buldu, onun anısına ödüller veriliyor. Oysa Prof. Dr. Haydar Baş öyle bir görüş buldu ki; bu kapitalizmi bitirdi, sömürgeci anlayışa son verdi. Bundan sonra Nobel ödülleri değil, Baş ödülleri verilmesi lazım" dedi.
23.10.2016 00:00:00
Benim konuşma konum değerli Üstadım Prof Haydar Baş'ın tarihi uyarıları.
Bu öylesine uzun bir mesele ki insan hangi birine değineceğini şaşırıyor.
Prof. Haydar Baş hakkında herkesin ittifak ettiği bir cümle vardır. Bunu dost düşman herkes kabul eder. Türk'ü, Avrupalısı, Rus'u, Amerikalısı, Arabı, Çinlisi herkes kabul eder.
O da şudur: "Prof. Haydar Baş ne diyorsa doğrudur."
O ne diyorsa dediği aynen çıkar.
30 seneden beri O'nu tanıma şerefine nail olan biri olarak yıllar içerisinde yüzlerce ikazına sözüne şahitlik ettim bunlar kamuoyundan gizli olan tespitler değildi, aksine medya üzerinden herkese ulaşmış tespitleri idi ve her seferinde bütün konularda haklı çıktı.
O aynı zamanda söylediği sözü de hiçbir zaman sahipsiz bırakmadı, arkasında dimdik durdu, bu yönüyle Hz. Hüseyin Efendimizin duruşunu ortaya koydu.
Her zaman kavgayı bitirmeye, ayrılıkları bitirmeye çalıştı, hukukun içerisinde her zaman hakkı savundu. Bu yönüyle Hz. Hasan Efendimizin duruşunu sergiledi.
İnsanlık tıkandığı yerde çözüm bulamadığı konularda O devreye girdi ve insanlığın önünü tıkayan çözümsüz gözüken sorulara cevap buldu düğümleri çözdü.
Hz Ali Efendimizin bir sözü vardır: "Ey insanlar, ben aranızda iken bana sorun, her şeyi sorun, bütün sorularınıza tek cevap verecek olan benim, ben gökyüzünün yollarını yeryüzünden daha iyi bilen kişiyim."
İşte bu asırda Prof. Haydar Baş, İmam Ali Efendimizin sesi, eli, gözü, ayağı?
Sosyal konularda, siyasi konularda, iktisadi konularda, dini konularda, milli meselelerde, hukuki konularda, hatta fizikte, kimyada ne dedi de çıkmadı.
Ben size 30 yıllık tanışıklığım süresinde kısa kısa tarihi seyri içerisinde yaptığı tespitlerden bazılarından hatırlatmalar yapacağım ama önce iki önemli hatırayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Birçok kişinin şahit olduğu bir olay? Bunu yaşayanlardan biri olan Doç. Ahmet Hamdi Kepekçi'nin lisanından aynen aktaracağım:
Ahmet Kayhan Efendi özellikle Ankara bürokrasisi ve ilim çevresinin çok iyi bildiği bir Hak dostudur. Kendisi 1891?1998 seneleri arası yaşamıştır. Ankara Mamak'taki evi gelen herkese açık idi. Gelenler kendi nasiplerince istifade ederdi.
Haydar Baş Hocamız hakkında hüsn?ü şahadette bulunduğunu kendisini ziyaret edenlerden öğrendik. Zat?ı alilerini ziyaret eden Prof. Dr. Ata Selçuk, Ahmet Özer, Zekeriya Bozkurtoğlu ve birçok arkadaşa da benzer şekilde ifadelerde bulunmuştu. 
Hem Hocamızın selamını iletmek, hem de ziyaret etmek için Ahmet Kayhan Efendi'nin evine gittik. Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu ve Musa Aydın ile birlikteydik.
'Zamanın kutbu 
Haydar Baş'tır'
Ahmet Kayhan Efendi'nin evine gittiğimizde, yatağında oturuyordu. Hacettepe Üniversitesi'nden bir grup akademisyen ile birlikte mesnevi üzerine çalışıyorlardı. Farsçası çok güzeldi; Mesnevi'yi şerh ediyordu. Bizi yatağında yanına oturttu. Kıymet verdiği misafirleri geldiği zaman bu şekilde ağırlarmış.
Hoş?beşten sonra kaleme almış olduğu "Hadis?i Erbain" kitabını getirmeleri için talimat verdi. 
Bu eser, "Hepsinden nübüvvet kokusu gelir, Mustafa buğusu tüter" dediği ?Hadis?i Erbain? eseriydi. Bu kitabı elime verdi ve işaret ettiği hadisi oku dedi. Ben de yüksek sesle okumaya başladım.
Resûlullah (Allah'ın Selamı Üzerine Olsun) Efendimiz şöyle buyurdu: "Allah Teâla Hazretleri her yüz yılın başında bu dini ikame edecek birini baas (diriltme) eder."   
Netice: Her yüz sene başında bir müceddid gelir. Esasta değil teferruatta, önemsiz değil, önemli değişiklikler yapar. Asrın icabına göre bazı ahkâm çıkarır. Muannitlere cevap verir. Bu vazifeyi yapan, aynı zamanda bir kutuptur. Bu öyle bir kimsedir ki, bulunduğu zamanda Allah Teâlâ'nın nazargâhıdır. Ve Allah Teâlâ zatından ona en büyük mana tılsımını ihsan buyurmuştur. İşbu manayı iyi anlamak için, kendimizi ruhi bir safiyete devretmemiz gerekir. Cenabı?ı Hak feyzimizi artırsın." 
Okumam bittikten sonra sordular: "Günümüzdeki bu kutup kimdir biliyor musunuz?" 
Konuşmasına devam ederek kendi sorusuna kendisi cevap verdi: "İşte bu kutup şahsiyet Haydar Baş'tır" buyurdular.
Konuşmasını aynı minvalde sürdürdükten sonra bakın neler söyledi: "Haydar Hoca kendini gizlemesin. Haydar Baş milletin önüne geçsin, baş olsun. Bu milletin O'na ihtiyacı var. Siyasi olarak da ihtiyacı var. Kendini ilan etsin."
Hz. Ali'yi Haydar Baş Hoca temsil ediyor
Diğer bir olay da bizatihi benim de içerisinde bulunduğum geniş bir topluluk içerisinde yaşanan şu olaydır:
"Seyyid Celal Meaş, Florya'da Meltem TV binasında, Prof. Dr. Haydar Baş Hocam, Ömer Nezir, Mehmet Emin Koç, Selim Kotil, Sabri Terzi, Müslim Karabacak ve diğer iki misafirin olduğu ortamda Haydar Baş Hocama yönelerek aynen şunları söyledi: 
Kerbela diyarından Ayetullah Uzma Seyid Sadık Şirazi'nin temsilcisi Huccetu'l?İslam Şeyh Celal Meaş dünya tarafından tanınan bir âlim zattır.
Ardı arkasına 3 defa aynı rüyayı görür. Celal Meaş 30 yıldan beri ilk defa İmam Ali'yi rüyasında gördüğünü ifade etmektedir. 
Rüyasında gördüğü zat İmam Ali'dir. Önceleri herhangi bir girişimde bulunmadığı için ikaz edilir. 'Daha ne duruyorsun, git Haydar Hoca'yı ziyaret et ve haber ver' buyrulur. İmam Ali Efendimiz, 'Haydar Baş'a selam söyle, beklediği uzak değildir' der. 'Haydar Baş Hoca'ya teveccüh ettim, inayet ettim, ben onun elinden tutuyorum. Siz de gidin, O'na yardım edin. Bu asırda beni O temsil ediyor' buyurur."
'Araştır: Atatürk Peygamber soyundandır'
Evet, şimdi dönelim 30 yıl geriye ben Kotil sülalesinden gelen bir fert olarak Atatürk sevgisi ile büyüdüm, ancak liseye gidip de namaza başlayınca etrafımdaki bütün dindar arkadaşların ağzından ki bunlar Nurcu ve Nakşi kökenli arkadaşlarımdı, hepsi ne zaman dini bir sohbet açsalar konuyu Atatürk'ün deccal olduğuna devletin ve askerin kâfir olduğuna getirilerdi.
Dindar olmaya karar veren bir birey olarak bir karar vermeli idim Atatürk ve Hz. Muhammed (a.s.) sevgisi aynı anda bir arada olamazdı. İşte bu ikilem içerisinde iken muhterem Hocamla tanıştım, "Bana bak bakalım Atatürk'ün annesinin yüzüne, senin?benim anamızdan ne farkı var" dedi. Yine her yerde anlattığı muhterem büyük veli Hayri Öğüt hz.'nin askerle ilgili, "Onlar olmazsa biz bu topraklarda özgürce ibadetimizi yapamayız" sözü bende taşları yerine oturttu.
Dindar olmak için Atatürk ve devlet düşmanı olmaya gerek yoktu, aksine dindar olmak için Atatürk ve devlet aşığı olmak gerekiyordu. Daha sonra Emre Polat kardeşim de çok iyi bilir Haydar Hocam kendisine, "Araştır, Atatürk hem anne, hem baba tarafından Peygamber soyundandır" dedi. O zaman, "Hocam böyle bir bilgiye henüz rastlamadım" deyince, "Sen araştır" dedi. Tarihçi Emre kardeşim kısa zaman sonra Osmanlı arşivlerinden belgeler ile geldi, Atatürk her iki taraftan Peygamber soyundanmış. O zaman muhterem Hocam şunu dedi: "Siz ne zannediyorsunuz, darmadağın olmuş yıkılmış bir imparatorluktan yedi düveli karşına alarak tek başına dize getirerek bir cumhuriyet kuracaksın. Bunu İmam Ali'nin manevi yardımı olmadan bir insan yapamaz."
(devamı yarın?)
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting

"Para sayma" soruşturmasında avukat Gökhan Taşkapan'ın ifadesi: Fazla para istenmesinin önüne Kaftancıoğlu geçti

CHP İstanbul İl Başkanlığında çekildiği öne sürülen para sayma görüntülerine ilişkin soruşturmada, avukat Gökhan Taşkapan'ın "beyan sahibi" sıfatıyla verdiği ifadeye ulaşıldı.
19.03.2024 08:05:00
Anadolu Ajansı
"Para sayma" soruşturmasında avukat Gökhan Taşkapan'ın ifadesi: Fazla para istenmesinin önüne Kaftancıoğlu geçti
"Para sayma" soruşturmasında avukat Gökhan Taşkapan'ın ifadesi: Fazla para istenmesinin önüne Kaftancıoğlu geçti

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, CHP İl Başkanlığında çekildiği iddia edilen ve sosyal medyada paylaşılan para sayma görüntüleriyle ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.

Soruşturma kapsamında avukat Gökhan Taşkapan'ın savcılıkta kendi rızasıyla "beyan sahibi" sıfatıyla verdiği ifadesine ulaşıldı.

Taşkapan ifadesinde, şu anda CHP İstanbul İl Binası olarak kullanılan yerin 2019'da müvekkili Ali Rıza Braka'ya ait olduğunu, bir emlakçı aracılığıyla CHP'nin kendilerine teklifte bulunduğunu söyledi.

Görüşmelerde son fiyat olarak CHP'ye 43 milyon lira bildirildiğini, ancak 41 milyon liraya anlaşıldığını ifade eden Taşkapan, aradaki 2 milyon lira farkın nasıl ortaya çıktığına ilişkin şunları kaydetti:

"CHP tarafı taşınmazları satın alırken Gül İnşaat sahibi Metin Gül'ün binanın alınmasına 2 milyon lira yardım etmesini istedi, bu nedenle birçok kez Metin Gül'ün de bulunduğu toplantılar gerçekleştirdik. Metin Gül bana, kendisinin Büyükçekmece ve Sarıyer'de çok fazla yatırımı olduğunu, CHP'den Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve dosyada ismi bulunan Fatih Keleş'in arada bulunan 2 milyon lirayı kendisinden istediklerini, bu parayı vermezse bu kişilerin yatırımlarını durduracaklarını söylediklerini, Fatih Keleş'in Ekrem İmamoğlu'na yakın olması nedeniyle bu durumdan korktuğunu ve mecburen parayı ödemek zorunda olduğunu söyledi. Bu nedenle bize, 'Bu 2 milyon liranın 1 milyon lirası sizden olsun, geri kalan 1 milyon lirayı da ben ayrıca size elden vereceğim.' dedi. 11 Aralık 2019'da tapu devrinin yapıldığı gün çalışanı aracılığıyla elden teslim etti. Biz de kendisi zor durumda kalmasın diye bedeli 41 milyon lira olarak güncelledik.''

Taşkapan, taşınmazın resmi alım bedelinin 24 milyon 360 bin lira olarak kararlaştırıldığını, kalan rakamı ise CHP'nin haricen ödemesinin istenmesi üzerine bu konuda mutabık kalındığını anlatarak, bu işlemler sırasında CHP yetkilisi olduğunu öğrendikleri bir kişinin kendilerinden 2 milyon lira istediğini, bu kişiyi de Canan Kaftancıoğlu'nun tanıdığını ve bilgi sahibi olduğunu düşündüğünü belirtti.

Durumu Kaftancıoğlu'na iletmesi üzerine fazla para alınmasının önüne geçildiğini kaydeden Taşkapan, 10 Aralık 2019'da CHP'li yöneticilerin ısrarı sonucu ödemenin kendi ofisinde yapıldığını anlattı.

"Satın alma sürecini Canan Kaftancıoğlu başlattı, Fatih Keleş ve Tuncay Yılmaz yönetti"

Taşkapan beyanlarında, satın alma sürecini Kaftancıoğlu'nun başlattığını ancak ilerleyen süreçte el çektirildiğini düşündüğünü ve sürecin devamını Fatih Keleş ile ismini basından öğrendiği Tuncay Yılmaz'ın yönettiğini söyledi.

Odadaki kamera kaydının gizli yapılmadığını, bu durumu oradaki yöneticilerin de bildiğini dile getiren Taşkapan, oradakilerden birinin, "Hatta bunların kaydı yapılırsa bir kaydının tarafımıza verilmesi ve ödemenin kayıt altına alınmış olması, ayrıca bunun başkana sunulması iyi olacaktır." demesi üzerine kamera kayıtlarının tamamının Tuncay Yılmaz'a verildiğini söyledi.

Taşkapan, ifadesini şöyle sürdürdü:

"İfadelerde Fatih Keleş'in tek parça halinde ve Tuncay Yılmaz ile birlikte para getirdiği belirtilmektedir. Halbuki Keleş öğlen 12.30 gibi, Yılmaz ise 14.30 gibi ofisime gelmiştir. Ve ofise çeşitli yerlerden farklı miktarlarda yaklaşık 3 saat boyunca para getirilmiştir. En son bilirkişi raporunda da Tuncay Yılmaz'ın elinde bulunan avro ve dolarlar kendisi tarafından bizzat getirilmiştir. Orada sayılan dolar ve avrolar liraya çevrilerek hesaplanmış ve toplamda 15 milyon 510 bin lira olarak satıcı Ali Rıza Braka'ya elden teslim edilmiştir. Ayrıca kapalı halde iki çanta daha getirildi ancak bu çantalar açılmadı. Bu nedenle içinde para olup olmadığını bilmiyorum."

Taşkapan, ofise gelen giden paraları Keleş'in not aldığını, bu sırada bir kişinin daha içinde 1 milyon lira olan çantayla geldiğini ifade ederek, "Bunun İBB'den gönderildiğini ve ihaleyi verecekleri kişinin ayarladığını söyledi. Gelen giden tüm para notları en son Tuncay Yılmaz'a teslim edildi." dedi.

Sarıyer Tapu Müdürlüğünde 11 Aralık 2019'da satış işlemleri için buluştuklarını, saat 12.00'den önce, Gül ile anlaştıkları gibi çalışanı aracılığıyla kayıt dışı olarak 1 milyon liranın Braka'ya elden teslim edildiğini, yine aynı gün Keleş tarafından 490 bin liranın da verildiğini aktaran Taşkapan, elden teslim edilen haricen paranın toplam 17 milyon lira olduğunu beyan etti.

Soruşturma

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bazı sosyal medya hesaplarında, "Fatih Keleş'in CHP İstanbul İl Başkanlığında para destelerini sayarken çekilen görüntüleri ortaya çıktı." notuyla paylaşılan görüntülere ilişkin maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suç ve suç unsuru bulunup bulunmadığının tespit edilmesi amacıyla resen soruşturma başlatmıştı.

Soruşturma kapsamında İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, eski CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas ve eski CHP İstanbul İl Başkanlığı Basın Danışmanı Can Poyraz'ın şüpheli olarak savcılıkça ifadesi alınmıştı.

Keleş, "Parayı avukatlık ofisinde CHP İstanbul il binasını satan Ali Rıza Braka teslim aldı." şeklinde ifade vermişti.

Soruşturma kapsamında, Braka ve İmamoğlu İnşaat Şirketi'nin Genel Müdürü Tuncay Yılmaz'ın da "şüpheli" olarak ifadesi alınmıştı.

Şüpheli Ali Rıza Braka'nın savcılıkta, "CHP adına süreci o tarihte İl Başkanı olan Canan Kaftancıoğlu yürütüyordu. Kendisiyle 6 Kasım 2019'da Beyoğlu 3. Noterliğinde satış sözleşmesi imzaladık." şeklindeki ifadesiyle isminden söz ettiği Kaftancıoğlu'nun "şüpheli" olarak ifadeye çağırıldığı öğrenilmişti. 

Canan Kaftancıoğlu "para sayma" soruşturmasında "şüpheli" olarak ifadeye çağırıldı

CHP İstanbul İl Başkanlığında çekildiği öne sürülen para sayma görüntülerine ilişkin soruşturmada, eski CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu "şüpheli" sıfatıyla ifadeye çağırıldı.
18.03.2024 21:22:00
Anadolu Ajansı
Canan Kaftancıoğlu "para sayma" soruşturmasında "şüpheli" olarak ifadeye çağırıldı
Canan Kaftancıoğlu "para sayma" soruşturmasında "şüpheli" olarak ifadeye çağırıldı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, CHP İl Başkanlığında çekildiği iddia edilen ve sosyal medyada paylaşılan para sayma görüntüleriyle ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.

Bu kapsamda, şüpheli Ali Rıza Braka'nın savcılıkta, "CHP adına süreci o tarihte İl Başkanı olan Canan Kaftancıoğlu yürütüyordu. Kendisiyle 6 Kasım 2019'da Beyoğlu 3. Noterliği'nde satış sözleşmesi imzaladık." şeklindeki ifadesiyle isminden söz ettiği Kaftancıoğlu'nun "şüpheli" olarak ifadeye çağırıldığı öğrenildi.

Soruşturma

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bazı sosyal medya hesaplarında, "Fatih Keleş'in CHP İstanbul İl Başkanlığında para destelerini sayarken çekilen görüntüleri ortaya çıktı." notuyla paylaşılan görüntülere ilişkin maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suç ve suç unsuru bulunup bulunmadığının tespit edilmesi amacıyla resen soruşturma başlatmıştı.

Soruşturma kapsamında İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, eski CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas ve eski CHP İstanbul İl Başkanlığı Basın Danışmanı Can Poyraz'ın şüpheli olarak savcılıkça ifadesi alınmıştı.

Keleş, "Parayı avukatlık ofisinde CHP İstanbul il binasını satan Ali Rıza Braka teslim aldı." şeklinde ifade vermişti.

Soruşturma kapsamında, Braka ve İmamoğlu İnşaat Şirketi'nin Genel Müdürü Tuncay Yılmaz'ın da "şüpheli" olarak ifadesi alınmıştı. 

'Para sayma' görüntülerine ilişkin İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi

CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda çekildiği öne sürülen 'para sayma' görüntülerine ilişkin soruşturmada, İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz 'şüpheli' sıfatıyla Savcılığa ifade verdi.
18.03.2024 18:10:00
İhlas Haber Ajansı
'Para sayma' görüntülerine ilişkin İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' görüntülerine ilişkin İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
Sosyal medyada İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş'in, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı'nda çekildiği öne sürülen para sayma görüntülerine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suç ve suç unsuru bulunup bulunmadığının tespiti için re'sen soruşturma başlatılmıştı.

Soruşturma çerçevesinde, Keleş ile birlikte eski CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas ve CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın eski basın danışmanı Can Poyraz geçtiğimiz günlerde 'şüpheli' sıfatıyla Savcılığa ifade vermişti.

İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü de ifade verdi

Konuya ilişkin soruşturma sürerken, söz konusu binayı sattığı öne sürülen Ali Rıza Braka'nın ardından İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz da Savcılığa 'şüpheli' sıfatıyla ifade verdi. Bu çerçevede şimdiye kadar toplamda 5 şüpheli ifade vermiş oldu.

En hüzünlü şehitlik: Cepheye gidemeden şehit oldular

Sivas'ın Zara ilçesinde yer alan ve 1914 yılında cepheye asker yetiştirmek üzere kurulan 36'ncı Talimgah Alayı'nda salgına yakalanan 256 asker, 50-60 kişilik toplu mezarlara defnedildi.
18.03.2024 11:54:00 / Güncelleme: 18.03.2024 12:02:48
İhlas Haber Ajansı
En hüzünlü şehitlik: Cepheye gidemeden şehit oldular
En hüzünlü şehitlik: Cepheye gidemeden şehit oldular
Sivas'ın Zara ilçesinde bulunan 36'ncı Talimgah Alayı Şehitliği, hikayesi ile duyanları duygulandırıyor. 1914 yılında Doğu Cephesi'ne asker yetiştirmek maksadıyla kurulan Alay, cephede yaralanan askerlerin tedavisine de hizmet etti. Aynı yıllarda orduda baş gösteren salgın hastalıklar nedeniyle eğitim birliğinde bulunan ve tedavi olmak üzere askeri hastaneye gelen onlarca Mehmetçik şehit oldu. Salgın nedeniyle şehit olan askerlerin defin işlemleri güçleşince 50 ila 60 arasında naaş alabilecek toplu mezarlar kazılarak askerler defnedildi.



1'inci Dünya Savaşı öncesi Sivas'taki 12. Tümen'e bağlı 36. Talimgâh Alayı'nın Zara'da kurulduğunu ifade eden Zara eski İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Hakkı Acar, "Bu alayın amacı doğuya asker yetiştirmek, eğitmek hem de Sivas, Erzincan, Giresun yol ağını kontrol edebilmekmiş. Savaş başladıktan sonra bir Amele Taburu Zara'da bırakılmış, diğer askerler cepheye sevk edilmiş. Ancak 1915 yılında askerler arasında bir salgın hastalık başlamış ve bu Amele Taburu, Zara'daki askeri hastaneyi ve askeri kışlanın binalarını inşa etmiş. Giresun ve Erzincan civarında hem yaralananları hem de bu salgın hatalığa yakalanan askerleri Zara'ya getirerek oradaki askeri hastanede tedavi ederlermiş. Bu hastanede ise üç doktor görev yapmaktaymış ve hastane binasının yetmediği durumda çevre konaklara da asker yatırılırmış, bu bir süre böyle devam etmiş" dedi.



"Halk arasında 20-30 bin şehidin yattığı rivayet edilir"

Tedavi edilen askerlerin yeniden cepheye sevk edildiğini belirten Acar, "Ölümlerin önü alınamamış ve birçok asker şehit olmuş, cenazeleri defnetmek de büyük bir problem olunca 50-60 kişilik çukurlar kazarak buralara şehitleri defnetmişler. 1970'li yıllarda araştırmalara başladığımda 256 şehidin ismine rastladım bir listede ama vatandaşların da ziyaret ettiği bu şehitlikte 20 bin, 30 bin şehidin yattığı rivayet edilir. Bu şehitliğin üzerine bir de 1915 yılında anıt yapımına başlanmıştır. Osman Usta ile Simon Veyani adında iki usta, 1917 yılında bu şehitlik anıtını bitirirler. Bu anıt 1939 Erzincan depreminden etkilenir ve üst kısmından bir bölüm yıkılır ve eğilir. Pisa Kulesi'ne benzer yerli ve yabancı turistlerin odak noktası haline gelir ve 1952 yılına kadar Zara'da 36. Eğitim Alayı Şehitliği diye adlandırılmıştır. Yine 1952 yılında kışlada bir yangın çıkar ve kışla binaları yanar bu nedenle askeri birlik de alay da Zara'dan başka bir yere nakledilir. Benim ilkokul yıllarımda askeri birlik Zara'daydı en azında kalıntıları, depoları vardı onları muhafaza ediyorlardı, 1950'lili yıllarda çok güzel bayramlar yapılır. Şehitlikte 256 şehidimiz yatıyor demiştik ancak o zaman için ama burada görev yaparken şehit olanlar da buraya defnedilmiş, hatta bir yarbay Zara'da görev yaptıktan sora başka bir yerde şehit olmuş ve vasiyeti üzerine buraya defnedilmiş. Ve şu anda 275 civarında şehit yatmaktadır Zara şehitliğinde" şeklinde konuştu.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.