'Ortak payda adalet'
Baro başkanları özel gündemle toplanan 34. Baro Başkanları toplantısı kapsamında Ankara'da bir araya geldi. Toplantı sonrasında konuşan Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu, "79 milyon vatandaşımızı kucaklaştırmanın tek paydası adalet, geleceğe güvenle yürümenin ve çoğulcu-katılımcı demokrasinin tek yolu hukukun üstünlüğüdür" mesajını verdi.
06.11.2016 00:00:00
YENİ MESAJ/ANKARA
Baro başkanları özel gündemle Ankara'da toplandı. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, toplantının ardından yaptığı açıklamada, yargılamaların siyasetin yol açma aracına dönüştüğü kanısının topluma hakim olduğunu öne sürerek, "Siyasi iktidarın müdahalesine açık olan mahkemelerce, milletvekillerine, belediye başkanlarına, yargı mensuplarına, gazetecilere, akademisyenlere ve avukatlara yönelik tutuklamalar, terör örgütlerinin zemin kazanmasına ve propaganda alanını genişletmesine neden olmaktadır" görüşünü savundu.
Barolar darbecilerin karşısında
Feyzioğlu açıklamada, 15 Temmuz kanlı darbe girişiminde TBB ve tüm baroların ilk andan itibaren darbecilerin karşısında, demokrasinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yanında dimdik durduğunu belirtti. Baroların tarihi uyarıları yapma sorumluluğu bulunduğunu ifade eden Feyzioğlu, şöyle devam etti: "15 Temmuza giden süreçte yıllardır yaptığımız çok haklı uyarılar ve darbe girişimi karşısındaki dik duruşumuz, yetkili makamların düşüncelerimizi dikkate almasını zorunlu kılmaktadır. Türkiye'nin, 'kandırıldım, aldandım, yanıldım' gibi ifadelerle dile getirilen hayati hatalara ve zaaflara artık tahammülü yoktur. Darbeci suç örgütüyle mücadele etmek için ilan edilen OHAL'e dayanılarak çıkartılan kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) tüm devlet teşkilatı, kapalı kapılar ardında yeni baştan şekillendirilmiştir. OHAL, darbe ile mücadele amacından saptırılarak olağan bir yönetim tarzına dönüştürülmüştür." Feyzioğlu, basın hürriyetinin, demokratik bir toplumda hiçbir şart altında kabul edilemeyecek ölçüde kısıtlandığını, siyasal iktidar yanlısı olmayan medyanın, sansürün en tehlikesi olan otosansüre zorlandığını ileri sürdü.
Avukatlık hedef alınıyor
OHAL kapsamında çıkarılan KHK'ların, savunma hakkını ve avukatlık kurumunu doğrudan hedef aldığını iddia eden Metin Feyzioğlu, "Aslında gerçek hedef, vatandaşların avukatlar tarafından savunulan temel hak ve hürriyetleridir. Adil yargılanma hakkı içinde yer alan hemen her hak, yok sayılmaktadır. Yargılama, suçlu ile suçsuzu birbirinden ayırma hedefinden saptırılmış, peşin hükümlerle kişileri etiketleme ve tasfiye aracına dönüşmüştür. Bundan en büyük zararı toplum ve masum vatandaşlarımız, en büyük faydayı ise ülkemizi yakan, yıkan, kana bulayan terör örgütleri görmektedir. Oysa 79 milyon vatandaşımızı kucaklaştırmanın tek paydası adalet, geleceğe güvenle yürümenin ve çoğulcu-katılımcı demokrasinin tek yolu hukukun üstünlüğüdür" görüşünü savundu.
Baro başkanları özel gündemle Ankara'da toplandı. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, toplantının ardından yaptığı açıklamada, yargılamaların siyasetin yol açma aracına dönüştüğü kanısının topluma hakim olduğunu öne sürerek, "Siyasi iktidarın müdahalesine açık olan mahkemelerce, milletvekillerine, belediye başkanlarına, yargı mensuplarına, gazetecilere, akademisyenlere ve avukatlara yönelik tutuklamalar, terör örgütlerinin zemin kazanmasına ve propaganda alanını genişletmesine neden olmaktadır" görüşünü savundu.
Barolar darbecilerin karşısında
Feyzioğlu açıklamada, 15 Temmuz kanlı darbe girişiminde TBB ve tüm baroların ilk andan itibaren darbecilerin karşısında, demokrasinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yanında dimdik durduğunu belirtti. Baroların tarihi uyarıları yapma sorumluluğu bulunduğunu ifade eden Feyzioğlu, şöyle devam etti: "15 Temmuza giden süreçte yıllardır yaptığımız çok haklı uyarılar ve darbe girişimi karşısındaki dik duruşumuz, yetkili makamların düşüncelerimizi dikkate almasını zorunlu kılmaktadır. Türkiye'nin, 'kandırıldım, aldandım, yanıldım' gibi ifadelerle dile getirilen hayati hatalara ve zaaflara artık tahammülü yoktur. Darbeci suç örgütüyle mücadele etmek için ilan edilen OHAL'e dayanılarak çıkartılan kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) tüm devlet teşkilatı, kapalı kapılar ardında yeni baştan şekillendirilmiştir. OHAL, darbe ile mücadele amacından saptırılarak olağan bir yönetim tarzına dönüştürülmüştür." Feyzioğlu, basın hürriyetinin, demokratik bir toplumda hiçbir şart altında kabul edilemeyecek ölçüde kısıtlandığını, siyasal iktidar yanlısı olmayan medyanın, sansürün en tehlikesi olan otosansüre zorlandığını ileri sürdü.
Avukatlık hedef alınıyor
OHAL kapsamında çıkarılan KHK'ların, savunma hakkını ve avukatlık kurumunu doğrudan hedef aldığını iddia eden Metin Feyzioğlu, "Aslında gerçek hedef, vatandaşların avukatlar tarafından savunulan temel hak ve hürriyetleridir. Adil yargılanma hakkı içinde yer alan hemen her hak, yok sayılmaktadır. Yargılama, suçlu ile suçsuzu birbirinden ayırma hedefinden saptırılmış, peşin hükümlerle kişileri etiketleme ve tasfiye aracına dönüşmüştür. Bundan en büyük zararı toplum ve masum vatandaşlarımız, en büyük faydayı ise ülkemizi yakan, yıkan, kana bulayan terör örgütleri görmektedir. Oysa 79 milyon vatandaşımızı kucaklaştırmanın tek paydası adalet, geleceğe güvenle yürümenin ve çoğulcu-katılımcı demokrasinin tek yolu hukukun üstünlüğüdür" görüşünü savundu.