Rum tarafından müzakere talebi
Son toplantıda Yunanistan'ın Türkiye'yi ve Türk askerini Kıbrıs'ta devre dışı bırakmaya yönelik önşartını masaya getirerek krize neden Rumlar, bu kriz aşılıp müzakereler yeniden başladığında ise masaya aşırı taleplerle gelmiş ve yeni bir krizin daha patlak vermesine neden olmuştu.
Rumların zirveyi altüst eden en dikkat çeken talebi 92 bin Rum'un Kuzey'e geri dönüşüne imkan sağlayacak toprak talebi oldu. 12 yıl önceki Annan Planı'nda dahi bu rakam 89 bindi. Kuzey'e dönecek Rum sayısının 92 bin olacağını ve bundan asla geri adım atmayacağını söyleyen Rum Lider Anastasiades, çoğu bugün hayatta olmayan ölü Rumlar için dahi geri dönüş hakkı talep etmiş, talebin makul olmadığı yönündeki tüm kanıtları da reddetmişti.
BM arabulucusu Espen Barth Eide'nin tüm müdahalelerine rağmen makul çizgiye yanaşmamakta ısrar eden Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis, İsviçre'de ikincisi yapılan Kıbrıs zirvesinin sonuç alınamadan sona ermesine neden olmuştu. İsviçre'deki iki gün süren Kıbrıs zirvesi, gerek toprak kriterlerinin, gerekse beşli konferans tarihinin belirlenmesi amacıyla yapılıyordu.
Zirveden Kıbrıs'ta 1 buçuk yıldır süren müzakerelerin sonuç alıcı aşaması olan, garantör Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin masada bulunacağı beşli konferans tarihinin çıkması hedefleniyordu. Beşli konferansta tüm müzakere sürecinin nihai sonuca bağlanması ve çözüm çerçevesinin ortaya çıkarılması planlanıyordu.
Rum tarafı yine entrika peşinde
Mont Pelerin'de Kıbrıs sorununun çözümü konusunda tüm uzlaşı yollarını tıkayan Rum tarafından ilginç bir teklif geldi. Buna göre Rumlar, müzakerelere takvim ve zaman sınırlaması olmadan kaldığı yerden devam edilmesini istiyor. Mont Pelerin'deki toplantılarda Kıbrıs'ta uzlaşma ve çözüm istemediklerini yaptıklarıyla net bir şekilde ortaya koyan Rumların 'müzakereler devam etsin' çağrısına beklendiği gibi AB'den destek geldi. AB'den yapılan açıklamada,
müzakerelerin kaldığı yerden devam etmesinin önemli olduğunu vurgulandı. Rum lider Nikos Anastasiades, 'görev sürem boyunca Kıbrıs'ın birleşmesi ve Türk askerlerinin adadan çekilmesini sağlamak için çalışacağım.
Kıbrıs bölünme lüksüne sahip değil' görüşünü ortaya koyarken, Rum Dışişleri Bakanı İoannis Kasoulides ise Kıbrıs müzakerelerinin çökmediğini ama bunun yanında beşli konferans toplanmasının mümkün olmadığını belirtti. Çözümün önündeki engel Rum tarafı olduğu halde Türk tarafını suçlayan Kasoulides, Kıbrıs`taki iki taraf ve üç garantör ülke arasında çok taraflı bir görüşme için tarih belirlenmesine Kıbrıs Türk tarafının tutumunun olanak bırakmadığını kaydetti.
Rumlar çözüm değil Adanın tamamını istiyor
Kıbrıs Türk tarafı toprak dahil birçok tavize 'evet' dediği halde bunlarla yetinmeyen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin müzakerelere yine de devam edelim çağrısı, Kıbrıs Türk tarafı ve garantör Türkiye'yi müzakereler sırasında ve uluslararası baskıyla yorgun düşürüp, hiçbir taviz vermeden her türlü taleplerini kabul ettirmek amacını taşıyor. Rumların taleplerine 'evet' demek Kıbrıs'ta Türk askerinin kalmaması ve Türkiye'nin garantörlüğünün sona ermesi anlamına geliyor.
Bu da Kıbrıs'ta 1974 öncesi döneme geri dönülmesinin kapısını açacak. Rumların mantalitesine göre Kıbrıs sorunu, Kıbrıs Türkü yok olma ve erime noktasına geldiği zaman, Türk askeri çekildiği ve Türkiye'nin elinden garantörlük hakları alındığı zaman çözülmüş olacak. Rumlar için sorunun bu şekilde çözülmesi, Kıbrıs Türk halkı için ise çok büyük sorunların başlaması anlamına geliyor.
Çavuşoğlu'ndan B planı çıkışı
Öte yandan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıs müzakere sürecinin sürüncemede bırakılmaması gerektiğini belirterek, "Eğer müzakerelerden bir sonuç çıkmazsa o zaman B Planı'nı görüşürüz" dedi.
Kıbrıs müzakere sürecinde Türkiye'nin hep adil ve kalıcı barıştan yana olduğunu belirten Bakan Çavuşoğlu, "Kıbrıs sonunun çözülebilmesi için bir an önce 5'li konferansa gidilmesi gerekir. O güne kadar açıkta kalan konularda mesafe kat etmek için görüşmeler olabilir, yakınlaşmalar olabilir. Biz Türkiye olarak her zaman yapıcı tutum sergiledik. Herkesten bir adım önde olduk. Şimdi de aynı anlayış içindeyiz. Kıbrıs müzakerelerinin çerçevesi 11 Şubat 2014 ortak belgesi, iki taraf da bunu kabul etti. Bunun dışına çıkmamak lazım. Yaşanan bu gelişmelere rağmen müzakerelerin sürüncemede bırakılmaması gerekir. Eğer müzakerelerden bir sonuç çıkmazsa o zaman B Planı'nı görüşürüz. Müzakere süreci devam ederken ya da umudu varken B plan, C plan diye konuşmamıza gerek yok. BM de söylüyor. Bu çerçevede yapılan son müzakeredir. Bu fırsatı da kaçırmayalım diyoruz. Ama fırsatı kaçırmak isteyenler varsa ona da diyeceğimiz bir şey yok. O zaman herkes kendi başının çaresine bakar" dedi.