logo
19 MART 2024

Sığınmacılar Türkiye'ye kaldı

Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerde yaşanan sorunlar Türkiye'de sayıları 3 milyonu aşan Suriyeli sığınmacı ne olacak sorusunu gündeme getirdi. Avrupa Birliği, Türkiye'den sığınmacı anlaşmasını her halükarda uygulanmasını istiyor. Ankara'dan ise 'anlaşma biter' açıklamaları geliyor.
03.12.2016 00:00:00
HABER MERKEZİ
Suriye'de altıncı yılına giren iç savaş, dünyanın en büyük insani ve güvenlik krizlerinden birini oluşturuyor. Kriz nedeniyle, yüz binlercesinin öldüğü 23 milyonluk Suriye nüfusunun 15 milyonu insani yardıma muhtaç hale geldi; 7 milyon kişi ülke içinde yer değiştirmek zorunda kaldı; yaklaşık 5 milyon Suriyeli mülteci komşu ülkelere sığındı; ülke içindeki ekonomik tahribat 200 milyar dolara ulaştı. 2011 yılı Mart ayından bu yana devam eden Suriye krizi ve kitlesel göç hareketi, başta Türkiye olmak üzere tüm bölge ülkelerinin iç siyasi, ekonomik ve sosyal dinamiklerini etkilemesinin yanında çok büyük de güvenlik tehdidi oluşturuyor. Dünya ise bu krizin çözümü konusunda neredeyse hiçbir şey yapmıyor. Hal böyle olunca da büyük yük sığınmacılara kapılarını açan Türkiye'nin sırtına kalıyor.
Türkiye 25 milyar dolar harcadı
29 Nisan 2011 tarihinde Suriye'den Türkiye'ye giriş yapan 252 kişiden oluşan ilk suriyeli sığınmacı kafilesinden bu yana, Türkiye'ye giriş yapan sığınmacı sayısı 3 milyonu aşmış durumda. Uyguladığı "açık kapı politikası" ile sınırdan giriş yapan her Suriyeliye "geçici koruma statüsü" veren Türkiye, Kasım 2016 itibariyle sığınmacılara yaklaşık 25 milyar dolar harcadı. Türkiye 4 Nisan'dan bu yana Türkiye üzerinden Avrupa'ya giden mültecileri geri kabul ediyor. Buna karşılık aynı sayıda Suriye sığınmacıyı kabul etmesi gereken AB ise sözlerini tutmuyor.
Türkiye'nin fesih hakkı yok!
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu döneminde AB ile imzalanan ilk mutabakatta Türkiye'nin anlaşmayı tek taraflı feshetme tarihi belirlemediği ortaya çıktı. Geçtiğimiz günlerde Brüksel'de temaslarda bulunan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik'e 'AB'nin mutabakatlardan doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği için Türkiye'nin anlaşmaları tek taraflı feshetme tarihi belirleyip belirmediği' soruldu. Çelik, 'Anlaşmaların bitmesi noktasında bir tarih söylemedik' şeklinde cevapladı. Bu sorular Türkiye'ye toplantılarda hangi noktalarda baskı yapıldığını gösteriyor. Aynı zamanda Ankara'dan aylardır 'AB sözünü tutmazsa anlaşmayı rafa kaldırırız' şeklindeki açıklamaların gereğinin neden yerine getirilmediğini de ortaya koyuyor. Acı gerçek şu ki; Türkiye attığın imzaya sadık kal baskısıyla karşı karşıya.
Türkiye ile AB arasında imzalanan ilk mutabakata göre Haziran 2016'da yürürlüğe girmesi gereken Türkiye'ye sağlanacak vize serbestisi konusunda AB tarafından hiçbir adım atılmamış durumda. AB ülkeleri tarafından Türkiye'ye sığınmacılar için verilecek olan 3 milyar euro'luk yardımın ise çok az bir kısmı verildi. Şimdi AB, hiçbir sözlerini tutmadıkları halde mülteci anlaşması şartlarına Türkiye'nin tek taraflı da olsa uymasını istiyor.
Geçen hafta alan kaybetti
Bitcoin'de sert düşüş başladı
Davul çalan kendini başka ilçede buluyor
Bu mahallede yüz yıllardır davul çalınmıyor
Yüklü miktarda para ve külçe altınla yakalandı
FETÖ'den aranıyordu
İhracat azalıyor, ithalat katlanıyor
Sorun derinleşiyor, atölyeler kapanıyor
'Önce Atamızdan sonra Türk halkından özür dilesin'
Aytekin Şef'ten AKP'li başkana çağrı
Bir ayda 145 bin 480 emekli maaşı harcandı
Emekliye cefa, Saray'a sefa!
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Geçen hafta alan kaybetti
Bitcoin'de sert düşüş başladı
Davul çalan kendini başka ilçede buluyor
Bu mahallede yüz yıllardır davul çalınmıyor
Yüklü miktarda para ve külçe altınla yakalandı
FETÖ'den aranıyordu
İhracat azalıyor, ithalat katlanıyor
Sorun derinleşiyor, atölyeler kapanıyor
'Önce Atamızdan sonra Türk halkından özür dilesin'
Aytekin Şef'ten AKP'li başkana çağrı
Bir ayda 145 bin 480 emekli maaşı harcandı
Emekliye cefa, Saray'a sefa!
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor

AKP İlçe Başkanı'nın İzmir Marşı çalmasına engel olduğu bando şefi oturma eylemi başlattı

İzmir'de 18 Mart etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen törende AKP Torbalı ilçe başkanının kendisine İzmir Marşı'nın çaldırılmadığını azarlandığını iddia eden bando şefi Aytekin Özen istifa etti. Özen, AKP'li başkan halktan özür dileyene dek Atatürk portresiyle oturma eylemi başlattı.
19.03.2024 10:19:00 / Güncelleme: 19.03.2024 10:25:05
Haber Merkezi
AKP İlçe Başkanı'nın İzmir Marşı çalmasına engel olduğu bando şefi oturma eylemi başlattı
AKP İlçe Başkanı'nın İzmir Marşı çalmasına engel olduğu bando şefi oturma eylemi başlattı

İzmir'in Torbalı ilçesinde 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 109. yıl dönümü etkinlikleri gerçekleştirildi. Programın sabah saatlerinde Şehitlik Meydanı'nda gerçekleştirilen törenler kapsamında AK Parti Torbalı İlçe Başkanı Metin Yüğrük tarafından İzmir Marşı çaldırılmadığını iddia eden bando şefi Aytekin Özen görevinden istifa etti.

"ÖNCE ATA'MIZDAN SONRA TÜRK HALKINDAN ÖZÜR DİLESİN"

Özen, yaptığı açıklamada, ''Bugün 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü bugün ben ve ekibim Torbalı Şehitliği'ne gelip şehitlerimiz için çalmış olduğumuz marşlarla katkı sağlamaya çalıştık. İzmir Marşı'nı çalarken Torbalı AK Parti İlçe Başkanı bu marşın çalınmayacağını 'sakın ha' diye bir kelime kullanıp beni toplum içerisinde azarladı. Bu 51 yıllık müzik hayatımda bugün yaşadığımı hiçbir gün yaşamadım. Ben bugünden tezi yok belediye bando şefliğinden ayrılacağım ve müzik hayatımı burada noktalıyorum. Biraz sonra oturma eylemi yapacağım ve AK Parti İlçe Başkanı'nı buraya davet edeceğim önce Ata'mızdan sonra Türk halkından özür dilemesini isteyeceğim. Takdir ve karar onundur'' dedi.

"BU TAVIR KABUL EDİLEMEZ"

CHP Torbalı İlçe Başkanlığı da konuya ilişkin açıklama yaptı.

Açıklamada şöyle denildi:

"Çanakkale Zaferimizin 109'uncu yıl dönümünde şehitlerimizi anmak için Şehitlik Anıtı'nda gerçekleştirdiğimiz anma töreni çok üzücü bir olaya sahne olmuştur. Belediye Bandosu'nun diğer tüm marşlar gibi İzmir Marşı'nı çalmasından rahatsızlık duyan AK Parti İlçe Başkanı Metin Yüğrük, Torbalı Kaymakamı Ercan Öter'i devlet terbiyesine ve protokol adabına uymayacak, son derece yakışıksız bir biçimde uyarmıştır. Kendi belediye başkan adaylarının törene katılmaya tenezzül etmemesi bir yana; Yüğrük'ün bu üslupsuz tavrı, Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günümüze de gölge düşürmüş, ulusça manevi değeri çok yüksek olan bu günde anlamsız bir gerginlik yaratmıştır. Devleti temsil eden en büyük makamlardan biri olan kaymakamlık makamındaki bir kamu görevlisine bu tavır kabul edilemez. Türk Ordusu'nun Kurtuluş Savaşı'nda İzmir'e girişini konu alan ve her duyanın milli ve manevi duygularını yükselten İzmir Marşı'ndan rahatsız olan Metin Yüğrük'ün yaptığı saygısızlık sadece Sayın Ercan Öter'e değil, tüm Torbalı halkına ve aziz şehitlerimizin anısına yapılmıştır. Bu uygunsuz tavırdan dolayı Metin Yüğrük'ü kamuoyundan ve Torbalı Kaymakamlığı'ndan özür dilemeye davet ediyor, ölçüsüz davranışını şiddetle kınıyoruz."

"HADSİZLİKTİR, KÜSTAHLIKTIR..."

Öte yandan, eski CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır da sosyal medya hesabı üzerinden yayınladığı mesajında, ''İzmir Marşı, Kurtuluş Savaşı'nın en önemli sembollerinden biridir. Bu marş, İzmir'in kurtuluşunu ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini temsil eder. Torbalı'da düzenlenen törende; Marşın okunmasına AKP ilçe başkanının ve kaymakamın izin vermemesi hadsizliktir. Küstahlıktır. Şehitlerimiz, vatanları uğruna canlarını feda etmiş kahramanlardır. Onların anılarını yaşatmak ve onları saygıyla anmak hepimizin görevidir. Haddinizi bilin, kendinize gelin. Bugün aldığımız her nefesi, o gün verilen son nefeslere borçluyuz. Canlarını verdiler, vatanı vermediler. Bu ülkenin nasıl kurulduğunu, nasıl büyük savaşları kazandığını unutanlar, Çanakkale'de yazılan büyük destana baksınlar" ifadelerini kullanarak yaşananlara tepki gösterdi.

Görevinden istifa eden bando şefi Aytekin Özen, törenlerin sonunda meydanda oturma eylemi başlattı.

Erdoğan'dan yeni görevden alma ve atamalar

Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan atamalar hakkındaki kararlar Resmi Gazete'de yayımlandı.
19.03.2024 07:28:00 / Güncelleme: 19.03.2024 07:39:52
İhlas Haber Ajansı
Erdoğan'dan yeni görevden alma ve atamalar
Erdoğan'dan yeni görevden alma ve atamalar
Resmi Gazete'de yayımlanan karar ile birlikte, Devlet Arşivleri Başkanlığında açık bulunan Başkan Yardımcılığına Murat Yıldız, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığında açık bulunan Başkan Yardımcılığında ise Abdülhamit Tüfekçioğlu atandı.

Milli Eğitim Bakanlığı Rize İl Milli Eğitim Müdürü Engin Emen görevden alınırken yerine ise Yusuf Tüfekçi getirildi.

Atamalar, 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2 ve 3'üncü maddeleri gereğince gerçekleştirildi.

Sağlık Bakanlığında ise Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğüne Şali Yıldırım, Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğüne ise Rıza Uçan 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2, 3 ve 4'üncü maddeleri gereğince atandı.

Dışişleri Bakanı terörle mücadelede kararlılık vurgusu yaptı

Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye'nin bölgesinde istikrarı hakim kılmak için elindeki tüm dış politika araçlarını koordineli şekilde kullanma konusunda kararlı olduğunu vurguladı
19.03.2024 01:58:00
AA
Dışişleri Bakanı terörle mücadelede kararlılık vurgusu yaptı
Dışişleri Bakanı terörle mücadelede kararlılık vurgusu yaptı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı bir televizyon programında dış politika gündemini değerlendirdi, soruları yanıtladı.

Irak'taki terörle mücadeleye değinen Fidan, "Bizim arzumuz Süleymaniye'deki arkadaşlarımızın yol yakınken hatalarından geri dönmesi, Türkiye'yle dostluklarını, tarihte olduğu gibi bugün de perçinlemeleri ve ortak geleceğe bizim beraber hareket etmemiz" ifadelerini kullandı.

Fidan, Erbil, Süleymaniye, Bağdat, Kerkük ve Musul'da "geleceği hep beraber" kuracaklarını, burada terör örgütlerine yer olmadığını belirterek, "Bunları artık bizim sistem dışına atmamız lazım. Bunlar kullanım ömrü tamamlanmış örgütler. Sözünü ettiğim şehirler, kültürler kadim kültürler ve daha önce bu türden tehditlerin üstesinden geldiler, inşallah bundan sonra da gelecekler" diye konuştu.

İleri tedbirlerin gündemde olup olmadığının sorulması üzerine Fidan, şöyle yanıt verdi:

"Siz benim düşmanıma destek verdiğiniz sürece ne yapmamı bekliyorsunuz? Bu konuda açığız. Bu düşmanın senden istifade etmesinin yolunu engellemek benim görevim. Ben bunu yapacağım. Bunu yaparken de sana hile tuzak kurmuyorum, yüzüne söylüyorum. Bundan vazgeç, çünkü bu senin lehine değil, kimsenin lehine değil. Süleymaniye'deki halk Türkiye'nin dostu olan bir halk. Terör örgütüyle işi olabilecek bir halk değil."

Bakan Fidan, "Süleymaniye'deki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) liderliği ve onu oluşturan ekibin PKK ile olan ilişkileri, samimiyeti bizim için bir problem olmanın ötesinde artık ulusal bir güvenlik tehdidi olmuştur" dedi.

Fidan, "Türkiye bölgesinde istikrarı hakim kılmak için elindeki tüm dış politika araçlarını koordineli bir şekilde kullanma konusunda kararlı" şeklinde konuştu.

Adalet Bakanından 9. Yargı Paketi açıklaması

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 9. Yargı Paketi'ne ilişkin çalışmaların sürdüğünü belirterek, "Seçim sonrası Meclis'imizin takdirine taslak çalışmamızı sunacağız." dedi.
18.03.2024 21:11:00 / Güncelleme: 18.03.2024 21:16:44
Anadolu Ajansı
Adalet Bakanından 9. Yargı Paketi açıklaması
Adalet Bakanından 9. Yargı Paketi açıklaması

Ankara Hakimevi'nde basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Bakan Tunç, hukuk devletlerinde basının dördüncü kuvvet olduğunu, kamunun denetimi ve doğru bilgilendirmesi için basının önemli bir görevi ifa ettiğini vurguladı.

Basın kuruluşlarının başta 15 Temmuz darbe girişimi olmak üzere demokrasinin yanında durduğunu belirten Tunç, "Basının demokrasinin yaşatılması, hukuk devletinin güçlendirilmesi anlamında görevi yadsınamaz." dedi.

Tunç, adaletin tecellisinin hukuk devletinde mümkün olduğunu, bunun için de yargının tarafsız ve bağımsız olması gerektiğini ifade ederek, buna ilişkin mevzuat iyileştirilmesi anlamında çok önemli reformlara imza atıldığını anlattı.

Türkiye'nin 2009'dan itibaren planlı bir reform stratejisine girdiğini belirten Tunç, son Yargı Reformu Stratejisi Belgesi kapsamında da 8 yargı paketinin yasalaştığını anımsattı.

8. Yargı Paketi'nde önemli düzenlemelerin gerçekleştirildiğini belirten Tunç, şunları kaydetti:

"9. Yargı Paketi'mizin hazırlıkları devam ediyor. Meclis'in takvimi nedeniyle o pakette yer alamayan birçok husus var. Özellikle Ceza Muhakemesi Kanunu'yla ilgili, cezasızlık algısıyla ilgili bazı yasal düzenleme ihtiyaçları var. Bununla ilgili taslak çalışmalarımızı milletvekillerimizin takdirine sunacağız. Meclis açıldığında, seçim sonrası Meclis'imizin takdirine taslak çalışmamızı sunacağız."

"İnşallah Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcında yeni anayasayı da bu ülkeye yapmak nasip olur"

Adalet Bakanı Tunç, Anayasa'da da reform niteliğinde değişiklikler yapıldığını, hak arama hürriyetine ilişkin önemli düzenlemeler getirildiğini belirtti.

Anayasa'da yapılan değişikliklerin darbeci, vesayetçi ruhu tam anlamıyla kaldırmadığını dile getiren Tunç, "Bu değişiklikler, yeknesaklığı bozdu. Bu bozukluk devletin kurumları, yargı kurumları arasında görüş farklılıklarına, bazı olaylarda farklı sonuçlara varmalarına neden olabiliyor. O nedenle yeknesaklığın ortadan kaldırılması hem darbeci ve vesayetçi ruhun tamamen terk edilmiş olması ve Anayasa'mızın darbeciler tarafından yazılmış olması bile yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunun açık göstergesidir." ifadelerini kullandı.

Herkesin "yeni bir anayasaya mutlaka ihtiyaç vardır" görüşünü paylaştığını aktaran Tunç, "O zaman milletimize olan bu borcumuz, parlamentoda bu uzlaşma ile inşallah gerçekleşir ve Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcında yeni anayasayı da bu ülkeye yapmak nasip olur." dedi.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.