Tarımda iflas tablosu
Geçtiğimiz yıllarda ithalatla gündeme gelen saman krizi yine Türkiye'nin kapısını çalıyor. Hayvan yemi olarak olmazsa olmaz olan saman karaborsaya düştü ve fiyatlar zirve yaptı. Türkiye'nin yine saman kriziyle karşı karşıya kalması tarım politikasının iflas ettiğini gösteriyor.
06.09.2017 00:00:00
YENİ MESAJ/ARAŞTIRMA
Türkiye, Cumhuriyet tarihinde ilk kez 2012 yılında saman ithalatı yaptı. Politikacılar her fırsatta Türkiye'nin dünyanın yedinci, Avrupa'nın bir numaralı tarım ülkesi olduğunu seslendirerek toz pembe bir tablo çizseler de ülkemiz sap ve saman ithal edecek duruma geldi.
Bunun için yasal bir düzenleme yapılması gerekiyordu çünkü sap ve saman ithalatı yasaklı ürünler kapsamındaydı.
Hükümet hızla düzenlemeyi hayata geçirdi ve saman ithalatının yolu 5 yıl önce açıldı. Aradan geçen zaman zarfında büyük miktarlarda saman ithal edildi. Saman ithalatını savunan çevreler "Stok yapanlar var. Fiyat çok yüksek, daha da yükselecek. Bu nedenle ithal ediyoruz" savunmasını yaptılar.
Ayrıca da saman ithalatının geçici olduğunu, üretim artığında ithalata gerek kalmayacağını her fırsatta dile getirdiler. Gelin görün ki hal böyle değil. Şimdi saman sıkıntısı yeniden baş gösterdi. Geçen yıl kilosu 38 kuruştan satılan saman şu anda 60 kuruşa satılıyor.
Saman karaborsaya düşmüş ve fiyatları zirve yapmış durumda. İlk akla gelen şey ise her zaman olduğu gibi ithalat yoluna başvurmak.
Binlerce ton ithal saman yolda
Tarımsal üretimin yanı sıra son yıllarda hayvan besiciliğinin hızla artmasıyla, hayvanların beslenmesi için gerekli olan yeme olan talep artmaya başladı. İhtiyacın da artmasıyla fiyatlar da yükseldi ve saman karaborsaya düştü.
Hayvan yetiştirici birlikleri karaborsaya düşen saman konusuna çözüm bulabilmek için ithalat yoluna başvuruyorlar. Bu bağlamda saman ithal etmek için anlaşma yapan birliklerden biri olan İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Bulgaristan'dan saman ithal etmeye başladı bile.
İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ahmet Kocaağa, "9 bin ton saman anlaşması yaptık. Bu samanlar 3-4 parti halinde İzmir Alsancak Limanına getirilerek, çiftçilerimize dağıtımını yapacağız" dedi.
Tarım politikası iflas etmiş durumda
Oysa Türkiye'nin tarım potansiyelinin çok yüksek olduğunu herkes kabul ediyor. Her yıl yaklaşık 5 milyon hektar tarım arazisi boş kalan Türkiye'nin saman ithal etmesi, tarım politikasının iflas ettiğini gösteriyor.
Saman üretiminde bu yıl da kriz yaşanıyor. Ülkemizin saman ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan Doğu ve Güneydoğu'da çiftçi artık sapı kısa danesi daha çok olan buğday ve arpa tohumları ekiyor. Yeni ürüne uygun hasat tekniği uygulanıyor. Biçerdöver üstten biçerek sapı tarlada bırakıyor.
Bunun saman kıtlığına yol açacağını da kimse hesaplamamış. Bunun sonucunu hesaplaması gereken Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ne yapmış? Hiçbir planlama yapmamış. Spekülatörlerin eline terkedilmiş durumda olan Türkiye'nin tarım sektörü bugün içinde bulunduğu saman ithal eder duruma göz göre göre sürüklenmiş durumda.
A'dan Z'ye her şey ithal
İthalat çarklarının içinde tarım ve hayvancılık sektörlerinde aklına gelen hemen her şey var. Hayvancılık yapmak için hayvan materyali ithal. Süt hayvancılığı için damızlık düve ithal edilirken, besicilik için besilik dana da ithal.
Küçükbaş hayvan yetiştirenler de damızlık ithal ediyor. Bitti mi? Hayır, hayvana yedireceğiniz başta soya, mısır ve diğer ürünler olmak üzere yemin yarıya yakını da ithal. Kaba yem olarak saman mı yedireceksiniz, o da ithal.
Bitmedi. Bu hayvanlara çoban lazım, bunlar da ithal. Eskiden çobanlar Moldovalı oluyordu şimdi artık Suriyeli. Hayvana aşı mı yapmanız gerekiyor, o da ithal.
Kurban bayramında ülkede yukarıdaki çarkla yetiştirdiğiniz hayvan varlığınız yetmedi mi? Bu kez sıra et ithaline geliyor.
Türkiye, Cumhuriyet tarihinde ilk kez 2012 yılında saman ithalatı yaptı. Politikacılar her fırsatta Türkiye'nin dünyanın yedinci, Avrupa'nın bir numaralı tarım ülkesi olduğunu seslendirerek toz pembe bir tablo çizseler de ülkemiz sap ve saman ithal edecek duruma geldi.
Bunun için yasal bir düzenleme yapılması gerekiyordu çünkü sap ve saman ithalatı yasaklı ürünler kapsamındaydı.
Hükümet hızla düzenlemeyi hayata geçirdi ve saman ithalatının yolu 5 yıl önce açıldı. Aradan geçen zaman zarfında büyük miktarlarda saman ithal edildi. Saman ithalatını savunan çevreler "Stok yapanlar var. Fiyat çok yüksek, daha da yükselecek. Bu nedenle ithal ediyoruz" savunmasını yaptılar.
Ayrıca da saman ithalatının geçici olduğunu, üretim artığında ithalata gerek kalmayacağını her fırsatta dile getirdiler. Gelin görün ki hal böyle değil. Şimdi saman sıkıntısı yeniden baş gösterdi. Geçen yıl kilosu 38 kuruştan satılan saman şu anda 60 kuruşa satılıyor.
Saman karaborsaya düşmüş ve fiyatları zirve yapmış durumda. İlk akla gelen şey ise her zaman olduğu gibi ithalat yoluna başvurmak.
Binlerce ton ithal saman yolda
Tarımsal üretimin yanı sıra son yıllarda hayvan besiciliğinin hızla artmasıyla, hayvanların beslenmesi için gerekli olan yeme olan talep artmaya başladı. İhtiyacın da artmasıyla fiyatlar da yükseldi ve saman karaborsaya düştü.
Hayvan yetiştirici birlikleri karaborsaya düşen saman konusuna çözüm bulabilmek için ithalat yoluna başvuruyorlar. Bu bağlamda saman ithal etmek için anlaşma yapan birliklerden biri olan İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Bulgaristan'dan saman ithal etmeye başladı bile.
İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ahmet Kocaağa, "9 bin ton saman anlaşması yaptık. Bu samanlar 3-4 parti halinde İzmir Alsancak Limanına getirilerek, çiftçilerimize dağıtımını yapacağız" dedi.
Tarım politikası iflas etmiş durumda
Oysa Türkiye'nin tarım potansiyelinin çok yüksek olduğunu herkes kabul ediyor. Her yıl yaklaşık 5 milyon hektar tarım arazisi boş kalan Türkiye'nin saman ithal etmesi, tarım politikasının iflas ettiğini gösteriyor.
Saman üretiminde bu yıl da kriz yaşanıyor. Ülkemizin saman ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan Doğu ve Güneydoğu'da çiftçi artık sapı kısa danesi daha çok olan buğday ve arpa tohumları ekiyor. Yeni ürüne uygun hasat tekniği uygulanıyor. Biçerdöver üstten biçerek sapı tarlada bırakıyor.
Bunun saman kıtlığına yol açacağını da kimse hesaplamamış. Bunun sonucunu hesaplaması gereken Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ne yapmış? Hiçbir planlama yapmamış. Spekülatörlerin eline terkedilmiş durumda olan Türkiye'nin tarım sektörü bugün içinde bulunduğu saman ithal eder duruma göz göre göre sürüklenmiş durumda.
A'dan Z'ye her şey ithal
İthalat çarklarının içinde tarım ve hayvancılık sektörlerinde aklına gelen hemen her şey var. Hayvancılık yapmak için hayvan materyali ithal. Süt hayvancılığı için damızlık düve ithal edilirken, besicilik için besilik dana da ithal.
Küçükbaş hayvan yetiştirenler de damızlık ithal ediyor. Bitti mi? Hayır, hayvana yedireceğiniz başta soya, mısır ve diğer ürünler olmak üzere yemin yarıya yakını da ithal. Kaba yem olarak saman mı yedireceksiniz, o da ithal.
Bitmedi. Bu hayvanlara çoban lazım, bunlar da ithal. Eskiden çobanlar Moldovalı oluyordu şimdi artık Suriyeli. Hayvana aşı mı yapmanız gerekiyor, o da ithal.
Kurban bayramında ülkede yukarıdaki çarkla yetiştirdiğiniz hayvan varlığınız yetmedi mi? Bu kez sıra et ithaline geliyor.