Teröristlerin sığınağı Belçika
Haklarında onlarca yıl hapis cezası istenen eski Katalan lider Puigdemont ve bakanlarının kaçtığı Belçika, başta PKK ve FETÖ olmak üzere terör örgütleri ve ayrılıkçı birçok hareketin lider ve mensuplarına kucak açmasıyla dikkat çekiyor
04.11.2017 00:00:00
Ayrılıkçı terör örgütleri ETA ve PKK'nın yanı sıra Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), DHKP-C firarilerinin sığındığı Belçika, DEAŞ'ın da 130 kişinin öldüğü Kasım 2015 Paris saldırılarını planladığı ülke olarak öne çıkıyor. Eski Katalonya Özerk Yönetimi Başkanı Carles Puigdemont ve yönetimin 4 eski bakanı halihazırda Belçika'da kaçak durumda bulunuyor.
27 Ekim'de Katalonya Parlamentosunda bağımsızlık ilan etmeleri nedeniyle İspanyol yargısının haklarında suç duyurusunda bulunmasından hemen önce Belçika'ya gelen eski ayrılıkçı Katalan lider ve bakanlar hakkında Avrupa çapında tutuklama ve iade etme emri çıkarıldı.
İspanya'ya iade edilmesi durumunda "devlete karşı başkaldırma, ayaklanma ve kamu malını kötüye kullanmak" suçlarından yargılanacak Puigdemont için istenen toplam ceza 50 yılı buluyor. Puigdemont'un avukatı Paul Bekaert, eski Katalan liderin İspanya'ya dönmeyeceğini, Belçika makamlarına ifade vermesi için çalışmalar yürüttüğünü belirtiyor.
Avukat Bekaert'ın, Puigdemont için istenilen hapis cezasının orantısız olduğunu savunarak, insan hakları ihlali yapıldığı gerekçesiyle eski Katalan liderin iadesini engellemeye çalışacağı ifade ediliyor. Puigdemont, Brüksel'e "Avrupa Birliği'nin (AB) kalbi" olduğu için geldiğini öne sürüyor. Ancak Belçika'nın daha önce ayrılıkçılar ve terör örgütleri liderleri ve iltisaklı kişilere sunduğu imkanlar göz önünde bulundurulduğunda Puigdemont'un bu ülkeye kaçma kararının tesadüf olmadığı dikkati çekiyor.
Belçika ayrılıkçılara sığınak oldu
Belçika'nın İspanya ile diplomatik ilişkileri, 1990'lı yıllarda ETA terör örgütü mensuplarına verdiği destek nedeniyle birçok kez gerildi.
ETA terör örgütüne bağlı olduğu iddia edilen kişilere sığınma hakkı tanıyan Belçika, bu kişileri İspanya'da "adil yargılanma süreci olmayacağı" iddiasıyla iade etmeyerek zaman zaman diplomatik ilişkilerdeki gerginliği tırmandırdı.
Belçika, son 20 yılda terörle iltisaklı olduğu düşünülen 5 kişiyi İspanya'nın talebine rağmen iade etmedi. Brüksel, en son geçen sene ETA üyesi Natividad Jauregui adlı kişiyi İspanya'ya göndermeyi reddetti. Puigdemont'un geçmişte Belçika'daki ETA'cıları savunmakla tanınan Paul Bekaert'ı avukatı olarak seçmesi de bu çerçevede daha fazla anlam kazanıyor.
PKK'ya da kucak açtı
ETA ve eski Katalan hükümeti yetkililerinin yanı sıra AB'nin terör listesindeki PKK'nın da Belçika'da geniş hareket alanına sahip olması dikkat çekiyor. Yakın dönemde, Belçika'daki İstinaf Mahkemesi, aralarında PKK'nın sözde Avrupa elebaşlarının da olduğu 36 kişi ve kurumun terörle mücadele kanunları çerçevesinde yargılanamayacağına hükmetmişti.
Bu çerçevede terör örgütünün Avrupa'daki elebaşlarından Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar'ın da aralarında bulunduğu 36 kişinin terörle mücadele kanunu çerçevesinde yargılanamayacağı, PKK'nın uluslararası silahlı mücadele yürüttüğü savunuluyor. Örgütün yöneticilerinin 1990'lı yıllarda sığınmaya başladığı Belçika'da, PKK'nın Avrupa'daki sözde yöneticilerinden Remzi Kartal da dahil çok sayıda terörist yaşıyor.
Kırmızı bültenle aranmalarına karşın yakalanmayan örgüt lideri ve üyelerine, Belçika'da yasal sığınma hakkı veriliyor. Adeta PKK'ya koruma kalkanı oluşturan Belçika'da örgüt yandaşları da PKK paçavraları ve Abdullah Öcalan posterleri eşliğinde sık sık gösteriler düzenliyor. PKK'nın düzenlediği bazı yürüyüş ve gösterilere Belçikalı siyasetçiler de katılıyor.
Belçika, DHKP-C liderleri ve yandaşlarına ilişkin de verdiği destekle öne çıkıyor. Belçika mahkemeleri, 2006 yılında aralarında örgütün elebaşı Dursun Karataş'ın da bulunduğu teröristlere ilişkin ilk kararda hapis cezası verdi. Ancak bu karar, 2007 yılında "adli hata" yapıldığı gerekçesiyle bozularak, Dursun Karataş ile Zerrin Sarı, Şükriye Akar ve Bahar Kimyongür beraat ettirilmişti.
FETÖ'cüler de Belçika'da
Belçika'nın ılımlı yaklaştığı diğer bir örgüt de FETÖ olarak ön plana çıkıyor. Kanlı darbe girişimine rağmen AB'nin ve Belçika'nın henüz terör örgütleri listesinde yer almayan FETÖ, ülkede rahatça faaliyetlerini sürdürüyor.
FETÖ ülkede, Belçika Aktif Dernekler Federasyonu (FEDACTIO) adı altında hareket ediyor. Federasyonun internet sitesindeki bilgilere göre, eski başkanı, darbe girişimi sonrası kapatılan Kimse Yok Mu Derneği'nin Genel Başkanı İsmail Cingöz olan FEDACTIO'ya yan şubeleriyle beraber 60 kadar dernek üye durumda.
DEAŞ'ın Avrupa'daki üssü konumunda
Belçika, DEAŞ konusunda da Avrupa'nın terör üssü olarak görülüyor. 130 kişinin öldüğü 13 Kasım 2015 Paris saldırılarının Brüksel'de planlandığı, saldırganların ya Belçika vatandaşı ya da Brüksel'de yaşayan Fransa vatandaşları olduğunun tespit edilmesi dikkat çekiyor.
Belçika'da meydana gelen 22 Mart 2016'da terör saldırılarını gerçekleştirenlerden birinin Türkiye'nin sınır dışı ettiği bir Belçika vatandaşı olduğunun ortaya çıkmasının ardından bu kişinin Belçika'ya ulaşmasından sonra gerekli tedbir alınmaması tepki çekiyor.
Belçika'nın karmaşık federal yapısı, resmi dilleri, siyasi partileri ve toplumları arasındaki sosyal bölünmüşlük, Belçika'yı ayrılıkçılar ve terör örgütleri için cazip hale getiriyor.
AB ve NATO gibi önemli kurumlara ev sahipliği yapan Belçika'nın güçlü bir güvenlik teşkilatı bulunmuyor. Avrupa'nın terörle mücadelede "zayıf halkası" olarak bilinen Belçika, böylelikle ayrılıkçılar ve terör örgütü mensuplarının barınması için ideal ortam sunuyor.
27 Ekim'de Katalonya Parlamentosunda bağımsızlık ilan etmeleri nedeniyle İspanyol yargısının haklarında suç duyurusunda bulunmasından hemen önce Belçika'ya gelen eski ayrılıkçı Katalan lider ve bakanlar hakkında Avrupa çapında tutuklama ve iade etme emri çıkarıldı.
İspanya'ya iade edilmesi durumunda "devlete karşı başkaldırma, ayaklanma ve kamu malını kötüye kullanmak" suçlarından yargılanacak Puigdemont için istenen toplam ceza 50 yılı buluyor. Puigdemont'un avukatı Paul Bekaert, eski Katalan liderin İspanya'ya dönmeyeceğini, Belçika makamlarına ifade vermesi için çalışmalar yürüttüğünü belirtiyor.
Avukat Bekaert'ın, Puigdemont için istenilen hapis cezasının orantısız olduğunu savunarak, insan hakları ihlali yapıldığı gerekçesiyle eski Katalan liderin iadesini engellemeye çalışacağı ifade ediliyor. Puigdemont, Brüksel'e "Avrupa Birliği'nin (AB) kalbi" olduğu için geldiğini öne sürüyor. Ancak Belçika'nın daha önce ayrılıkçılar ve terör örgütleri liderleri ve iltisaklı kişilere sunduğu imkanlar göz önünde bulundurulduğunda Puigdemont'un bu ülkeye kaçma kararının tesadüf olmadığı dikkati çekiyor.
Belçika ayrılıkçılara sığınak oldu
Belçika'nın İspanya ile diplomatik ilişkileri, 1990'lı yıllarda ETA terör örgütü mensuplarına verdiği destek nedeniyle birçok kez gerildi.
ETA terör örgütüne bağlı olduğu iddia edilen kişilere sığınma hakkı tanıyan Belçika, bu kişileri İspanya'da "adil yargılanma süreci olmayacağı" iddiasıyla iade etmeyerek zaman zaman diplomatik ilişkilerdeki gerginliği tırmandırdı.
Belçika, son 20 yılda terörle iltisaklı olduğu düşünülen 5 kişiyi İspanya'nın talebine rağmen iade etmedi. Brüksel, en son geçen sene ETA üyesi Natividad Jauregui adlı kişiyi İspanya'ya göndermeyi reddetti. Puigdemont'un geçmişte Belçika'daki ETA'cıları savunmakla tanınan Paul Bekaert'ı avukatı olarak seçmesi de bu çerçevede daha fazla anlam kazanıyor.
PKK'ya da kucak açtı
ETA ve eski Katalan hükümeti yetkililerinin yanı sıra AB'nin terör listesindeki PKK'nın da Belçika'da geniş hareket alanına sahip olması dikkat çekiyor. Yakın dönemde, Belçika'daki İstinaf Mahkemesi, aralarında PKK'nın sözde Avrupa elebaşlarının da olduğu 36 kişi ve kurumun terörle mücadele kanunları çerçevesinde yargılanamayacağına hükmetmişti.
Bu çerçevede terör örgütünün Avrupa'daki elebaşlarından Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar'ın da aralarında bulunduğu 36 kişinin terörle mücadele kanunu çerçevesinde yargılanamayacağı, PKK'nın uluslararası silahlı mücadele yürüttüğü savunuluyor. Örgütün yöneticilerinin 1990'lı yıllarda sığınmaya başladığı Belçika'da, PKK'nın Avrupa'daki sözde yöneticilerinden Remzi Kartal da dahil çok sayıda terörist yaşıyor.
Kırmızı bültenle aranmalarına karşın yakalanmayan örgüt lideri ve üyelerine, Belçika'da yasal sığınma hakkı veriliyor. Adeta PKK'ya koruma kalkanı oluşturan Belçika'da örgüt yandaşları da PKK paçavraları ve Abdullah Öcalan posterleri eşliğinde sık sık gösteriler düzenliyor. PKK'nın düzenlediği bazı yürüyüş ve gösterilere Belçikalı siyasetçiler de katılıyor.
Belçika, DHKP-C liderleri ve yandaşlarına ilişkin de verdiği destekle öne çıkıyor. Belçika mahkemeleri, 2006 yılında aralarında örgütün elebaşı Dursun Karataş'ın da bulunduğu teröristlere ilişkin ilk kararda hapis cezası verdi. Ancak bu karar, 2007 yılında "adli hata" yapıldığı gerekçesiyle bozularak, Dursun Karataş ile Zerrin Sarı, Şükriye Akar ve Bahar Kimyongür beraat ettirilmişti.
FETÖ'cüler de Belçika'da
Belçika'nın ılımlı yaklaştığı diğer bir örgüt de FETÖ olarak ön plana çıkıyor. Kanlı darbe girişimine rağmen AB'nin ve Belçika'nın henüz terör örgütleri listesinde yer almayan FETÖ, ülkede rahatça faaliyetlerini sürdürüyor.
FETÖ ülkede, Belçika Aktif Dernekler Federasyonu (FEDACTIO) adı altında hareket ediyor. Federasyonun internet sitesindeki bilgilere göre, eski başkanı, darbe girişimi sonrası kapatılan Kimse Yok Mu Derneği'nin Genel Başkanı İsmail Cingöz olan FEDACTIO'ya yan şubeleriyle beraber 60 kadar dernek üye durumda.
DEAŞ'ın Avrupa'daki üssü konumunda
Belçika, DEAŞ konusunda da Avrupa'nın terör üssü olarak görülüyor. 130 kişinin öldüğü 13 Kasım 2015 Paris saldırılarının Brüksel'de planlandığı, saldırganların ya Belçika vatandaşı ya da Brüksel'de yaşayan Fransa vatandaşları olduğunun tespit edilmesi dikkat çekiyor.
Belçika'da meydana gelen 22 Mart 2016'da terör saldırılarını gerçekleştirenlerden birinin Türkiye'nin sınır dışı ettiği bir Belçika vatandaşı olduğunun ortaya çıkmasının ardından bu kişinin Belçika'ya ulaşmasından sonra gerekli tedbir alınmaması tepki çekiyor.
Belçika'nın karmaşık federal yapısı, resmi dilleri, siyasi partileri ve toplumları arasındaki sosyal bölünmüşlük, Belçika'yı ayrılıkçılar ve terör örgütleri için cazip hale getiriyor.
AB ve NATO gibi önemli kurumlara ev sahipliği yapan Belçika'nın güçlü bir güvenlik teşkilatı bulunmuyor. Avrupa'nın terörle mücadelede "zayıf halkası" olarak bilinen Belçika, böylelikle ayrılıkçılar ve terör örgütü mensuplarının barınması için ideal ortam sunuyor.