Türkiye BOP'un kanlı girdabında
AKP hükümetinin basiretsiz Ortadoğu ve açılım politikası Türkiye'ye pahalıya mal oldu. Ülkemiz içerden PKK'nın, dışarıdan IŞİD'in hedefi haline gelirken, tarihte benzeri görülmemiş kitlesel katliamlar, sokak çatışmaları ve haftalar süren sokağa çıkma yasakları Türkiye'nin acı gerçekleri haline geldi. 7 Haziran sonrası başlayan yeni süreçte yüzlerce sivil, asker ve polis terör kurbanı olurken yüz binler evini terk etmek zorunda kaldı, şehirler harabeye döndü. AKP hükümetinin BOP eksenli ve ABD güdümlü Suriye politikası Türkiye'yi dünyada yalnızlaştırmakla kalmadı, aynı zamanda Türkiye'yi büyük bir terör batağının içine çekti. Hiçbir denetime tabi tutulmadan Suriye'den Türkiye'ye giren yaklaşık 3 milyon kişinin içinde on binlerce terörist de bulunuyor. Türkiye'de yüzlerce hücre evin kurduğu ifade edilen IŞİD teröristleri sık sık kitlesel katliamlara imza attı. 20 Temmuz 2015 tarihinde Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde düzenlenen canlı bomba saldırısında 32 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu tarihten yaklaşık 3 ay sonra ise Türkiye tarihinin en büyük terör saldırısına maruz kaldı. 10 Ekim 2015 tarihinde başkentin göbeğinde Ankara Gar'ı yakınında düzenlenen iki canlı bomba saldırısında tam 102 vatandaşımız hayatını kaybetti, yüzlerce vatandaşımız da yaralandı. Her iki saldırının da IŞİD tarafından gerçekleştirildiği ortaya çıktı. Canlı bomba saldırılarının son örneği ise 12 Ocak 2016 tarihinde İstanbul Sultanahmet Meydanı'nda yaşandı. Alman turist kafilesini hedef alan saldırı da 10 Alman hayatını kaybetti.
Sınır ötesinden saldırılar arttı
Ortadoğu'dan gelme yüzlerce teröristin cirit attığı ülkemiz, sınır ötesinden de sık sık saldırıya uğradı. Saldırılarda çok sayıda sivil ve asker hayatını kaybetti.
Bu saldırıların son örneği de Pazartesi günü Kilis'te yaşandı. Sınırın Suriye tarafından atılan 3 roket Kilis'te bir okula isabet etti. Saldırıda1 kişi öldü, 3 kişi de yaralandı.
Güneydoğu Suriye gibi!
İçerden ve dışarıdan çifte terör kıskacına alınan Türkiye en büyük kan kaybını Güneydoğu'da yaşadı. Açılım sürecinde dağdan şehre inerek il ve ilçeleri silah deposu haline getiren terör örgütü PKK, Mardin, Diyarbakır ve Şırnak'ta hendekler kazarak ve barikatlar kurarak fiili özerk bölgeler oluşturdu. Bu duruma müdahale eden güvenlik güçleri on binlerce asker, polis ve korucudan oluşan tarihin en büyük operasyonunu başlattı. Diyarbakır'ın Sur ilçesi ile Şırnak'ın Cizre ve Silopi ilçelerinde yoğunlaşan operasyonlarda daha önce yaşanmamış bir sokak çatışması başladı. Yaklaşık 2 aydır sokağa çıkma yasağı uygulanan bölgede teröristlerle güvenlik güçleri arasında sokak çatışmaları devam ediyor. Çatışmaların yaşandığı yerler harabe kentlere dönüşürken bu bölgelerde yaşayan yüz binlerce vatandaş evini terk etmek zorunda kaldı. Suriye'yi aratmayan manzaraların yaşandığı Güneydoğu'da 7 Haziran'dan sonra azdırılan terör sürecinde şu ana kadar yaklaşık 230 asker ve polis şehit oldu.
Başkanlık ve özerklik aynı kapıya çıkıyor
Türkiye kanlı bir girdabın içine sokulurken AKP'nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gündeminde başkanlık, HDP- PKK kanadının gündeminde ise özerklik yer alıyor. Bu iki talep Türkiye'nin üniter yapıdan federal yapıya geçirilmesi konusunda birbiriyle örtüşüyor. Kamuoyunda birbirinin zıddıymış gibi gösterilen başkanlık ve özerklik talepleri aslında Türkiye'yi aynı sonuca götürüyor. AKP ve HDP'nin hedefleri gerçekleştiği takdirde Türkiye'de bölünme kaçınılmaz hale gelecek.
İşte acı tablo:
Asker ve polis kaybı : 230
Suruç saldırısı : (20 Temmuz 2015) 34 ölü
Ankara saldırısı : (10 Ekim 2015) 102 ölü
Sultanahmet saldırısı : (12 Ocak 2012) 11 ölü