TÜRKİYE SAHİPSİZ
İslam dünyasını kasıp kavuran Haçlı - Siyonist oyunu Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Türkiye'yi de pençesine aldı. Ülkemiz Kurtuluş Savaşı'ndan sonra en büyük beka sorunuyla karşı karşıya. Bir yanda Güneydoğu'yu teslim alan terör ve canlı bomba saldırıları, bir yanda Suriye tarafından yapılan saldırılar, bir yanda ekonomik kriz ve daha birçok hayati kriz Türkiye'yi tehdit ediyor. Son 10 ayda verdiğimiz şehit sayısı 500'ü geçmiş durumda, Diyarbakır, Şanlıurfa, Ankara ve İstanbul gibi kentlerde düzenlenen bombalı saldırılarda da bir o kadar sivil vatandaş hayatını kaybetti. Böylesine zifiri karanlık bir tabloda Türkiye'yi yönetenler ise kayıkçı kavgasından öteye gitmeyen ve tamamen şahsi kaygılarla dolu bir gündeme sahip. İktidarından muhalefetine Ankara'daki siyasiler Türkiye'nin sorunlarına çözüm bulmak yerine bizzat kendileri Türkiye'nin başına sorun olmuş durumdalar.
İktidarın derdi 'başkanlık'
Türkiye'nin sorunlarına çözüm bulmak için o makamlarda bulunan iktidar partisi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gündeminde milleti ve devleti tehdit eden sorunlar yerine, yeni anayasa ve başkanlık sistemi var. Bu kapsamda bizzat kendilerinin Başbakanlık makamına getirdikleri Ahmet Davutoğlu'nu bile tasfiye eden iktidar cephesi, önceliğini bu konuya verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, başkanlık sistemine fiili olarak geçildiği şimdi yapılması gerekenin yeni anayasa ile mevzuatı fiili duruma uydurmak olduğu görüşünde. Binali Yıldırım hükümeti de gerek hükümet programında gerekse yaptıkları diğer tüm açıklamalarda önceliklerinin başkanlık sistemi olduğunu ilan etti. Son olarak Bakanlar Kurulu toplantısından sonra açıklama yapan Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "Hükümetin öncelikli adımlarından birisi yeni anayasa başta olmak üzere siyasal reformları tamamlamaktır. Biz en kısa zamanda bu meseleyi TBMM'ye getirmek isteriz. Şartların hem Meclis'te hem Türkiye kamuoyunda oluşması için gerekli çalışmaları yaparız. En kısa zamanda bizim başkanlık sistemiyle ilgili teklifimiz TBMM'ye gelecektir" demişti.
MHP'de gündem kurultay krizi
İktidar başkanlık sistemine yoğunlaşırken muhalefet partilerinde de koltuk kavgası alevlendi. Bu anlamda en büyük kriz MHP'de. Partide kurultay kaosu büyüyor. Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından kurultayı yapmakla görevlendirilen Çağrı Heyeti genel merkezin 10 Temmuz olarak açıkladığı kurultay tarihini 3 hafta öne çekti. Çağrı Heyeti, MHP olağanüstü büyük kurultayının, 19 Haziran 2016 Pazar günü saat 10.00'da Ankara Büyük Anadolu Oteli'nde toplanacağını açıkladı. Ancak MHP yönetimi bu kararı tanımayacaklarını açıkladı. Kararın ardından Devlet Bahçeli başkanlığında olağanüstü toplantı yapıldı. Toplantının ardından kameraların karşısına geçen MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, 19 Haziran'da yapılacak bir kurultaya katılmayacaklarını açıkladı. Kurultay tarihini belirleme yetkisinin Çağrı Heyeti'nde olduğunu ifade eden muhalifler ise olağanüstü kurultay 19 Haziran'da yapılacak diyor. Kriz büyürken dün gerçekleşen partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Genel Başkan Devlet Bahçeli sert ifadelerle muhaliflere yüklendi. Bahçeli, "Yargıtay hukuki savunmamızı kabul etmedi. Bize düşen de MHP'nin yıpratılmasının önüne geçerek gereğini yapmaktı, biz de yaptık. 10 Temmuz Pazar gününü belirledik. Bunu ilan ettik. Yargıtay'ın gerekçesini açıkladıktan bir gün sonra paylaştık. Yargıtay haksızlığa imza atmıştır. 10 Temmuz dışında hiçbir kurultay tarihini tanımıyoruz" dedi.
CHP sanal gündemlerle meşgul
Türkiye'nin zifiri karanlık günlerden geçtiği şu günlerde iktidardan sonra en büyük sorumluluğu taşıyan ana muhalefet partisi CHP ise gerçeklerden kopuk sanal gündemlerle ve yine MHP gibi parti içi çekişmelerle uğraşıyor. CHP'de bir yandan muhalifler yeniden bir olağanüstü kurultay toplamak için çalışma başlatırken parti yönetimi de büyük tutarsızlıklar içerisinde. Bunun son örneğini dokunulmazlık oylamasında ortaya koyan CHP terör, dış politika ve ekonomi gibi kronik sorunlarla uğraşmak yerine iktidarın adeta ekmeğine yağ süren sanal gündem ve tartışmalarla Türkiye'yi meşgul ediyor. Meclis'te grubu bulunan dördüncü parti HDP ise bu süreçte tamamen terörize olmuş durumda. Terör örgütü PKK ile arasına mesafe koyamayan HDP, Güneydoğu'daki krizin sorumluları arasında.
Çözüm bekleyen sorunlar çok fazla
Siyasiler kayıkçı kavgasıyla gün geçirirken Türkiye'nin acil çözüm bekleyen kronik sorunlarını şöyle sıralamak mümkün:
1- Güneydoğu'yu harabeye çeviren, 500'den fazla şehit vermemize neden olan ve yüz binleri yerinden yurdundan eden terör.
2- Suriye'den Kilis ve Gaziantep'e IŞİD tarafından yapılan saldırılar.
3- Şehirlerde onlarca vatandaşımızın canını alan canlı bomba eylemleri.
4- Sayıları 3 milyonu aşan ve Türkiye'ye siyasi, ekonomik ve toplumsal sorun olarak yansıyan mülteciler.
5- AB ile yapılan mülteci ve vize serbestisi anlaşmasında Türkiye'nin tavizlerine rağmen AB'nin sözlerini tutmaması ve Türkiye'nin AB'nin mülteci deposu haline gelmesi.
6- Sözde stratejik ortak ABD'nin PKK'nın kolu YPG ile birlikte Suriye'nin kuzeyinde tıpkı Irak'ın kuzeyinde olduğu gibi nihai hedefi büyük İsrail olan özerk bölge oluşturma çabaları.
7- Sözde Ermeni soykırımı iddialarının yeniden ısıtılarak Türkiye'nin karşısına bir baskı unsuru olarak çıkarılması.
8- Ankara'nın Türkiye'ye büyük ekonomik zarara da neden olacak şekilde tüm komşularıyla köprüleri atmasına karşın İsrail ve Yahudi asıllı Barzani ile yakınlaşması.
9- Ekonomik kriz. İşsizlik, enflasyon, cari açık, ihracat ve turizmde gerileme vs.