Yargı özelleştirilmesin
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, hükümetin özellikle işçi-işveren anlaşmazlıklarında Türkiye'ye zorunlu arabuluculuğu getirmeye çalıştığını bildiklerini ifade ederek, "Bu konuya temkinli yaklaşıyoruz. Bazı kesimler 'yargının özelleştirildiği kaygısı' içindedir. Arabuluculuğun 'hukukçuların' dışına taşınması bu yöndeki endişeleri artıracaktır" dedi
29.04.2016 00:00:00
YENİ MESAJ/İSTANBUL
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Arabuluculuk Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, Türk toplumunun artık barış istediğine işaret ederek, "Biz gerçekten kucaklaşmak istiyoruz. Toplum anlamsız kutuplaşmalar yerine çözümler istiyor" dedi. Hükümet tarafınadn getirilmek istenen 'arabuluculuk' uygulamasının mahkemelerin ve Yargıtay'ın yükünü azaltacak bir çözüm olarak düşünülmesinin hatalı sonuçlara yol açabileceğine işaret eden Feyzioğlu, "Yük daha da ağırlaşır. Yargının iş yükü içinden çıkılmaz hale gelir" şeklinde konuştu.
Dilekçeler sağlıklı okunmuyor
Avukatlar olarak mahkemelere sundukları dilekçelerin sağlıklı okunup okunmadığı konusunda endişeleri olduğuna işaret eden Feyzioğlu, şunları söyledi: "Mahkemelerde duruşmaların 'sıradaki gelsin' şeklinde yapıldığı kanaatini taşıyoruz. Türkiye Barolar Birliği olarak 3 bin 500 arabulucu yetiştirdik. Bu bizim bu müesseseyi ciddiye aldığımızın delilidir. Arabuluculuk sınavlarında ve mülakatlarında şaibe çıkmadı. Bu, el ele verdiğimizde toplumsal kutuplaşmayı önleyebildiğimizi göstermektedir."
Arabuluculuk 'yargı dışına' çıkarılmasın
Hükümetin Türkiye'ye zorunlu arabuluculuğu getirmeye çalıştığını bildiklerini ifade eden Feyzioğlu, "Bu konuya temkinli yaklaşıyoruz. Bazı kesimler 'yargının özelleştirildiği kaygısı' içindedir. Arabuluculuğun 'hukukçuların' dışına taşınması bu yöndeki endişeleri artıracaktır. Arabuluculuğa vatandaşların neden hevesli olmadığının toplumsal nedenlerini de araştırmalıyız. Burada bir çözüm önerisi getiriyoruz. Her ilçede baroların temsilcileri var. Sorunun özü arabulucuğa güvende yatmaktadır. Özellikle işçi-işveren anlaşmazlıklarında vatandaş, arabulucunun bulduğu çözümün 'güçlü tarafın çözümü' olmadığına inanması gerekiyor. Zorunlu arabulucukta avukatın yardımı zorunlu hale getirilmelidir. Ancak böyle çalışanların, çok daha güçlü taraf olan işveren karşısında ezilmişliğinin önüne geçilebilir. Arabuluculuğun da ceza kovuşturmalarında olduğu gibi adli yardımın içine alınması sağlanabilir" şeklinde konuştu.
Hakimlerin yükü çok fazla
TOBB Başkanı Rıfat Hısarcıklıoğlu da yaptığı konuşmada Avrupa ülkelerinde bir hâkimin yılda ortalama 200 dosyaya baktığına işaret ederek, şunları söyledi: "Ülkemizdeki bir hakim yılda ortalama 800 dosyaya bakmak durumunda. Mahkemelere her sene 6 milyondan fazla dosya geliyor. Bunların ancak üçte ikisi o sene karara bağlanıyor. 2 milyon dosya ertesi seneye kalıyor. İş davalarının mahkemeye gelişiyle karar verilmesi arasında geçen süre son 5 senede, 200 günden 450 güne çıktı. Bazı mahkemeler duruşma tarihlerini 6 ay sonrasına bırakıyor. Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre Ticaret Mahkemelerinde bir dava ortalama 231 gün, İş Mahkemelerinde 417 gün, Fikri ve Sinai Haklarda ise 377 gün sürüyor. Bu kadar uzun süren yargılamadan da herkes zarar görüyor. Esasında fikri patenti biz Müslüman Türklere ait olan 'arabuluculuk'' kurumunun temeli, Anadolu coğrafyasında Ahilik Kültürü ile atılmıştı. Mesela İngiltere'deki ticari uyuşmazlıkların yüzde 98'i, alternatif çözüm yöntemleriyle çözümlenmekte. Dosyaların sadece yüzde 2'si mahkemelere geliyor. En az 1 sene sürecek bir mahkeme hükmü, arabuluculuk sistemiyle 1 ayda elde edilebiliyor."
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Arabuluculuk Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, Türk toplumunun artık barış istediğine işaret ederek, "Biz gerçekten kucaklaşmak istiyoruz. Toplum anlamsız kutuplaşmalar yerine çözümler istiyor" dedi. Hükümet tarafınadn getirilmek istenen 'arabuluculuk' uygulamasının mahkemelerin ve Yargıtay'ın yükünü azaltacak bir çözüm olarak düşünülmesinin hatalı sonuçlara yol açabileceğine işaret eden Feyzioğlu, "Yük daha da ağırlaşır. Yargının iş yükü içinden çıkılmaz hale gelir" şeklinde konuştu.
Dilekçeler sağlıklı okunmuyor
Avukatlar olarak mahkemelere sundukları dilekçelerin sağlıklı okunup okunmadığı konusunda endişeleri olduğuna işaret eden Feyzioğlu, şunları söyledi: "Mahkemelerde duruşmaların 'sıradaki gelsin' şeklinde yapıldığı kanaatini taşıyoruz. Türkiye Barolar Birliği olarak 3 bin 500 arabulucu yetiştirdik. Bu bizim bu müesseseyi ciddiye aldığımızın delilidir. Arabuluculuk sınavlarında ve mülakatlarında şaibe çıkmadı. Bu, el ele verdiğimizde toplumsal kutuplaşmayı önleyebildiğimizi göstermektedir."
Arabuluculuk 'yargı dışına' çıkarılmasın
Hükümetin Türkiye'ye zorunlu arabuluculuğu getirmeye çalıştığını bildiklerini ifade eden Feyzioğlu, "Bu konuya temkinli yaklaşıyoruz. Bazı kesimler 'yargının özelleştirildiği kaygısı' içindedir. Arabuluculuğun 'hukukçuların' dışına taşınması bu yöndeki endişeleri artıracaktır. Arabuluculuğa vatandaşların neden hevesli olmadığının toplumsal nedenlerini de araştırmalıyız. Burada bir çözüm önerisi getiriyoruz. Her ilçede baroların temsilcileri var. Sorunun özü arabulucuğa güvende yatmaktadır. Özellikle işçi-işveren anlaşmazlıklarında vatandaş, arabulucunun bulduğu çözümün 'güçlü tarafın çözümü' olmadığına inanması gerekiyor. Zorunlu arabulucukta avukatın yardımı zorunlu hale getirilmelidir. Ancak böyle çalışanların, çok daha güçlü taraf olan işveren karşısında ezilmişliğinin önüne geçilebilir. Arabuluculuğun da ceza kovuşturmalarında olduğu gibi adli yardımın içine alınması sağlanabilir" şeklinde konuştu.
Hakimlerin yükü çok fazla
TOBB Başkanı Rıfat Hısarcıklıoğlu da yaptığı konuşmada Avrupa ülkelerinde bir hâkimin yılda ortalama 200 dosyaya baktığına işaret ederek, şunları söyledi: "Ülkemizdeki bir hakim yılda ortalama 800 dosyaya bakmak durumunda. Mahkemelere her sene 6 milyondan fazla dosya geliyor. Bunların ancak üçte ikisi o sene karara bağlanıyor. 2 milyon dosya ertesi seneye kalıyor. İş davalarının mahkemeye gelişiyle karar verilmesi arasında geçen süre son 5 senede, 200 günden 450 güne çıktı. Bazı mahkemeler duruşma tarihlerini 6 ay sonrasına bırakıyor. Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre Ticaret Mahkemelerinde bir dava ortalama 231 gün, İş Mahkemelerinde 417 gün, Fikri ve Sinai Haklarda ise 377 gün sürüyor. Bu kadar uzun süren yargılamadan da herkes zarar görüyor. Esasında fikri patenti biz Müslüman Türklere ait olan 'arabuluculuk'' kurumunun temeli, Anadolu coğrafyasında Ahilik Kültürü ile atılmıştı. Mesela İngiltere'deki ticari uyuşmazlıkların yüzde 98'i, alternatif çözüm yöntemleriyle çözümlenmekte. Dosyaların sadece yüzde 2'si mahkemelere geliyor. En az 1 sene sürecek bir mahkeme hükmü, arabuluculuk sistemiyle 1 ayda elde edilebiliyor."