Yeniden müzakere sinyalleri
Hükümet cephesinden PKK ile 'yeniden müzakere' sinyalleri gelmeye başladı. Terör örgütüne tıpkı çözüm sürecinde olduğu gibi "silahları gömün, Meclis'e gelin" çağrıları yapan hükümetin bir yandan da HDP'yi Meclis dışına atmaya çalışması dikkat çekiyor
02.06.2016 00:00:00
HABER MERKEZİ
Güneydoğu'da terör operasyonları devam ederken, iktidar kanadından yeniden müzakere sürecine dönüş sinyalleri gelmeye devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet üyeleri çözüm sürecinde sıkça kullanılan dili kullanmaya başladı. O dönemin adeta slogan cümlelerinden biri olan 'silahları gömün' ifadesi yeniden dillendirilmeye başlandı. AKP İl Başkanları toplantısında konuşan Başbakan Binali Yıldırım, 'operasyonlar ne zaman bitecek' sorusuna şu üç maddeyle cevap verdi: "PKK terör örgütü ne zaman silahı sivil vatandaşlarımızın üzerine yöneltmez ise, güvenlik güçlerimize silah doğrultup onları kalleşçe şehit etmez ise, bölge başta olmaz üzere Türkiye'nin her köşesinde vatandaşlarımız yaz kış rahatça seyahat edinceye kadar bu operasyonlar devam eder. Kısacası bu terör grupları silahlı veya silahsız olarak, silahlarını gömerek üzerine de beton atarak Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, bu ülkeyi terk edinceye kadar operasyonlar kararlılıkla devam edecek."
'Silahları gömün Meclis'e gelin'
"Silahları gömün" cümlesi yeniden müzakere sinyalinin işaret fişeği olarak kabul ediliyor. Bu ifadeyi yeniden dillendirmeye başlayan isim ise Cumhurbaşkanı Erdoğan. Erdoğan son haftalardaki konuşmalarında terör örgütü PKK'ya bu mesajı gönderiyor. İşte Erdoğan'ın son günlerdeki açıklamalarından örnekler:
1- 28 Mayıs Diyarbakır: "Eğer demokrasi ve hak ile özgürlük diyorlarsa silahı bombayı gömerler, koordinatları da verirler. Gelsinler parlamentoda mücadelelerini sürdürsünler."
2- 29 Mayıs İstanbul: "Bunların yeri belli, yapacakları tek bir şey var. Silahları gömecek ve betonlayacaklar. Koordinatlarını da verecekler. Olmadı, bu ülkeyi terk edecekler. Başka çıkışı yok."
3- 30 Mayıs İzmir: "Biz diyoruz ki ey terör örgütü ya silahları teslim edip betonu gömüp koordinatları vereceksin ya da bu ülkeyi terk edip gideceksin."
Bu ne yaman çelişki
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir yandan PKK'ya 'silahları bırakın Meclis'e gelin' çağrısı yaparken, bir yandan da HDP grubunun Meclis'ten çıkarılmasını istemesi yaman bir çelişki olarak dikkat çekiyor. Bu durum Erdoğan'ın 2005 yılında PKK terörüne Kürt sorunu diyerek başlattığı çözüm sürecindeki çelişkiler yumağına yeni bir ek olarak kayıtlara geçti.
Erdoğan bu süreçte "Kürt sorunu vardır, yoktur, PKK ile görüşüldü, görüşülmedi" gibi pek çok konuda bir biriyle taban tabana zıt açıklamalar yapmıştı.
Madem yeniden masa kurulacaktı?
Başbakan Yıldırım'dan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan terör örgütü PKK'ya yapılan "silahları gömün, Meclis'e gelin" çağrıları yeni bir müzakere sürecinin işareti olarak değerlendirilirken akıllardaki soru şu; madem çözüm sürecine yeniden dönülecekti bunca yıkım neden yaşandı, bunca şehit neden verildi? Türkiye AKP iktidarının tek başına iktidardan düştüğü 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra büyük bir kaos ortamına sokuldu. Bu dönemde iktidar kanadından yapılan "ya başkanlık ya kaos" açıklamaları hafızalardaki tazeliğini korurken terör dağdan şehre indi ve Türkiye daha önce hiç yaşamadığı sokak savaşına girdi. Bu sürecin faturasını şu şekilde sıralamak mümkün:
1- Son 10 ayda 500'den fazla güvenlik görevlimiz şehit oldu, binlercesi hayatının geri kalanını engelli geçirecek şekilde yaralandı, gazi oldu.
2- Canlı bomba ve bombalı araçla yapılan terör saldırılarında yüzlerce vatandaşımız hayatını kaybetti.
3- Diyarbakır'ın Sur ilçesi, Mardin'in Nusaybin ve Derik ilçeleri, Şırnak merkez ile Cizre, Silopi ve İdil ilçeleri ve Hakkâri'nin Yüksekova ilçeleri aylar süren çatışmalarda yerle bir oldu. Bölge harabeye dönerken Suriye'yi aratmayan manzaralar ortaya çıktı.
4- Çatışma bölgelerinde yaşayan yüz binler evini barkını terk etmek zorunda kaldı. 3 milyondan fazla mülteciyi barındıran Türkiye böylece tarihinin en büyük iç göçünü de yaşadı. Bölge tıpkı Suriye'nin kuzeyinde olduğu gibi yerel halktan boşaltıldı.
5- Çözüm sürecinde göz yumulmasıyla dağdan şehre inen terör örgütü Güneydoğu'yu silah ve bomba deposuna çevirdi. Halen bölgede birçok yer bombalı tuzaklarla dolu.
Bugünkü tablonun sebebi çözüm süreci
AKP hükümetinin ısrarla sürdürdüğü çözüm süreci terör örgütünün palazlanıp bu günlere gelmesinde en önemli etken oldu. Bu durum Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da katıldığı TV programlarında da itiraf edildi. İşte Erdoğan'ın o ifadelerinden birkaçı:
1- 7 Eylül 2015 ATV: "Tabi bu Çözüm Süreci bunlar tarafından bir ihanetle değerlendirildi. Çözüm Süreci'ni bunlar adeta Güneydoğu'da, kısmen Doğu'da kendileri için silah stoklama süreci olarak değerlendirdiler. Çok ciddi bir silah stoklaması yaptılar. Burada bu süreç içinde güvenlik güçlerimiz, tabi 'herhangi bir çatışmaya, şuna buna girmeyelim' dediler ama daha sonra anladık ki bu süreç içinde bunlar bunu yaptılar."
2- 16 Eylül 2015 TRT: "Çözüm Süreci içerisinde valilerimiz kendilerine verdiğimiz talimatlar gereği ciddi manada bu terör örgütlerine karşı şu andaki operasyonlara girmiyorlardı. Belki kendilerine çekidüzen verirler, belki bu şekilde devam etmezler, ama maalesef kendilerine çeki düzen vermediler. Tam aksine bu süreç içerisinde ne yazık ki bir hazırlık safhasının içerisine girdiler."
3- 21 Mart 2015 TRT: "Çözüm Süreci içinde valilerimize bazı bizim tavsiyelerimiz olmuştu, yani 'sakın böyle bazı ufak tefek konularda sıkıştırmayın, üzerlerine gitmeyin' vesaire diye. Güvenlik güçlerimizi de valilerimiz doğrusu o noktada biraz baskıyı aldılar diyebilirim. Bu bir iyi niyetti fakat bu iyi niyet ne yazık ki ciddi manada istismar edildi ve o süreç içinde ülkemize ciddi manada bir silah girişi oldu. Çünkü bizim sınırlar biliyorsunuz, çok çok uzun. Sadece Suriye sınırı 911 kilometre. Irak sınırına bakıyorsunuz, Irak sınırı hakeza 350 kilometre, İran sınırı var bütün buralardan girme şansı var. Bunu da bunlar bu şekilde değerlendirdiler."
Güneydoğu'da terör operasyonları devam ederken, iktidar kanadından yeniden müzakere sürecine dönüş sinyalleri gelmeye devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet üyeleri çözüm sürecinde sıkça kullanılan dili kullanmaya başladı. O dönemin adeta slogan cümlelerinden biri olan 'silahları gömün' ifadesi yeniden dillendirilmeye başlandı. AKP İl Başkanları toplantısında konuşan Başbakan Binali Yıldırım, 'operasyonlar ne zaman bitecek' sorusuna şu üç maddeyle cevap verdi: "PKK terör örgütü ne zaman silahı sivil vatandaşlarımızın üzerine yöneltmez ise, güvenlik güçlerimize silah doğrultup onları kalleşçe şehit etmez ise, bölge başta olmaz üzere Türkiye'nin her köşesinde vatandaşlarımız yaz kış rahatça seyahat edinceye kadar bu operasyonlar devam eder. Kısacası bu terör grupları silahlı veya silahsız olarak, silahlarını gömerek üzerine de beton atarak Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, bu ülkeyi terk edinceye kadar operasyonlar kararlılıkla devam edecek."
'Silahları gömün Meclis'e gelin'
"Silahları gömün" cümlesi yeniden müzakere sinyalinin işaret fişeği olarak kabul ediliyor. Bu ifadeyi yeniden dillendirmeye başlayan isim ise Cumhurbaşkanı Erdoğan. Erdoğan son haftalardaki konuşmalarında terör örgütü PKK'ya bu mesajı gönderiyor. İşte Erdoğan'ın son günlerdeki açıklamalarından örnekler:
1- 28 Mayıs Diyarbakır: "Eğer demokrasi ve hak ile özgürlük diyorlarsa silahı bombayı gömerler, koordinatları da verirler. Gelsinler parlamentoda mücadelelerini sürdürsünler."
2- 29 Mayıs İstanbul: "Bunların yeri belli, yapacakları tek bir şey var. Silahları gömecek ve betonlayacaklar. Koordinatlarını da verecekler. Olmadı, bu ülkeyi terk edecekler. Başka çıkışı yok."
3- 30 Mayıs İzmir: "Biz diyoruz ki ey terör örgütü ya silahları teslim edip betonu gömüp koordinatları vereceksin ya da bu ülkeyi terk edip gideceksin."
Bu ne yaman çelişki
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir yandan PKK'ya 'silahları bırakın Meclis'e gelin' çağrısı yaparken, bir yandan da HDP grubunun Meclis'ten çıkarılmasını istemesi yaman bir çelişki olarak dikkat çekiyor. Bu durum Erdoğan'ın 2005 yılında PKK terörüne Kürt sorunu diyerek başlattığı çözüm sürecindeki çelişkiler yumağına yeni bir ek olarak kayıtlara geçti.
Erdoğan bu süreçte "Kürt sorunu vardır, yoktur, PKK ile görüşüldü, görüşülmedi" gibi pek çok konuda bir biriyle taban tabana zıt açıklamalar yapmıştı.
Madem yeniden masa kurulacaktı?
Başbakan Yıldırım'dan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan terör örgütü PKK'ya yapılan "silahları gömün, Meclis'e gelin" çağrıları yeni bir müzakere sürecinin işareti olarak değerlendirilirken akıllardaki soru şu; madem çözüm sürecine yeniden dönülecekti bunca yıkım neden yaşandı, bunca şehit neden verildi? Türkiye AKP iktidarının tek başına iktidardan düştüğü 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra büyük bir kaos ortamına sokuldu. Bu dönemde iktidar kanadından yapılan "ya başkanlık ya kaos" açıklamaları hafızalardaki tazeliğini korurken terör dağdan şehre indi ve Türkiye daha önce hiç yaşamadığı sokak savaşına girdi. Bu sürecin faturasını şu şekilde sıralamak mümkün:
1- Son 10 ayda 500'den fazla güvenlik görevlimiz şehit oldu, binlercesi hayatının geri kalanını engelli geçirecek şekilde yaralandı, gazi oldu.
2- Canlı bomba ve bombalı araçla yapılan terör saldırılarında yüzlerce vatandaşımız hayatını kaybetti.
3- Diyarbakır'ın Sur ilçesi, Mardin'in Nusaybin ve Derik ilçeleri, Şırnak merkez ile Cizre, Silopi ve İdil ilçeleri ve Hakkâri'nin Yüksekova ilçeleri aylar süren çatışmalarda yerle bir oldu. Bölge harabeye dönerken Suriye'yi aratmayan manzaralar ortaya çıktı.
4- Çatışma bölgelerinde yaşayan yüz binler evini barkını terk etmek zorunda kaldı. 3 milyondan fazla mülteciyi barındıran Türkiye böylece tarihinin en büyük iç göçünü de yaşadı. Bölge tıpkı Suriye'nin kuzeyinde olduğu gibi yerel halktan boşaltıldı.
5- Çözüm sürecinde göz yumulmasıyla dağdan şehre inen terör örgütü Güneydoğu'yu silah ve bomba deposuna çevirdi. Halen bölgede birçok yer bombalı tuzaklarla dolu.
Bugünkü tablonun sebebi çözüm süreci
AKP hükümetinin ısrarla sürdürdüğü çözüm süreci terör örgütünün palazlanıp bu günlere gelmesinde en önemli etken oldu. Bu durum Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da katıldığı TV programlarında da itiraf edildi. İşte Erdoğan'ın o ifadelerinden birkaçı:
1- 7 Eylül 2015 ATV: "Tabi bu Çözüm Süreci bunlar tarafından bir ihanetle değerlendirildi. Çözüm Süreci'ni bunlar adeta Güneydoğu'da, kısmen Doğu'da kendileri için silah stoklama süreci olarak değerlendirdiler. Çok ciddi bir silah stoklaması yaptılar. Burada bu süreç içinde güvenlik güçlerimiz, tabi 'herhangi bir çatışmaya, şuna buna girmeyelim' dediler ama daha sonra anladık ki bu süreç içinde bunlar bunu yaptılar."
2- 16 Eylül 2015 TRT: "Çözüm Süreci içerisinde valilerimiz kendilerine verdiğimiz talimatlar gereği ciddi manada bu terör örgütlerine karşı şu andaki operasyonlara girmiyorlardı. Belki kendilerine çekidüzen verirler, belki bu şekilde devam etmezler, ama maalesef kendilerine çeki düzen vermediler. Tam aksine bu süreç içerisinde ne yazık ki bir hazırlık safhasının içerisine girdiler."
3- 21 Mart 2015 TRT: "Çözüm Süreci içinde valilerimize bazı bizim tavsiyelerimiz olmuştu, yani 'sakın böyle bazı ufak tefek konularda sıkıştırmayın, üzerlerine gitmeyin' vesaire diye. Güvenlik güçlerimizi de valilerimiz doğrusu o noktada biraz baskıyı aldılar diyebilirim. Bu bir iyi niyetti fakat bu iyi niyet ne yazık ki ciddi manada istismar edildi ve o süreç içinde ülkemize ciddi manada bir silah girişi oldu. Çünkü bizim sınırlar biliyorsunuz, çok çok uzun. Sadece Suriye sınırı 911 kilometre. Irak sınırına bakıyorsunuz, Irak sınırı hakeza 350 kilometre, İran sınırı var bütün buralardan girme şansı var. Bunu da bunlar bu şekilde değerlendirdiler."