logo
28 MART 2024

Yürütmede derin çatlak

Yürütme erkini oluşturan Cumhurbaşkanlığı ile hükümet arasında Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla ilgili dikkat çeken bir tartışma yaşanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrika'da gazetecilere yaptığı açıklamada yine Anayasa Mahkemesine yüklendi. Erdoğan, hükümeti de "Bu çerçevede, Anayasa'ya bağlılığıma ilişkin bazı arkadaşların yaptığı açıklamalar var ki bunlar da çok üzücüdür" ifadesiyle eleştirdi
03.03.2016 00:00:00
RECEP BAHAR/HABER-ANALİZ


Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre 3 temel erk var: Yürütme, Yasama ve Yargı... Cumhurbaşkanlığı ile hükümet yürütme erkini temsil ediyor. Anayasanın 104. maddesine göre "Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir." Cumhurbaşkanı yurtdışına gidince Anayasanın 106. maddesi uyarınca yerine yasamanın başı konumundaki Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı vekalet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır. Yine Anayasanın 109. maddesine göre "Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kurulur. Başbakan, Cumhurbaşkanınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır." Türk yargısının en üst kurumu ise Anayasa Mahkemesi... Anayasanın 153. maddesine göre, "Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme (yani cumhurbaşkanını ve hükümeti) ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar."
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel kanunu olan Anayasası böyle diyor. Cumhurbaşkanlığı makamı ile hükümet arasındaki derin çatlak, Anayasa Mahkemesi'nin 25 Şubat'ta Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğine yönelik karar vermesiyle başladı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, aynı gün geceleyin Anayasa Mahkemesinin 'hak ihlali' kararının ardından, Can Dündar ile Erdem Gül'ün tahliyesine hükmetti. Dündar ve Gül, 26 Şubat'ın ilk saatlerinde yurt dışına çıkış yasağından oluşan adli kontrol tedbiri uygulanarak Silivri Ceza İnfaz Kurumu'ndan tahliye oldu. Buraya kadar her şey hukuk çerçevesinde gerçekleşti. 
Erdoğan devre yapınca...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 28 Şubat sabah saatlerinde 5 gün süren Batı Afrika gezisine çıkmadan önce Atatürk Havalimanı'nda yaptığı "(Can Dündar ve Erdem Gül'ün tahliyesi) Anayasa Mahkemesi bu şekilde bir karar vermiş olabilir. Ben Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karara sadece sessiz kalırım o kadar. Ama onu kabul etmek durumunda değilim, bunu çok açık net söyleyeyim ve verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum" şeklindeki açıklama büyük tartışmayı başlattı. Erdoğan'ın özellikle 'karara uymuyorum' ifadesi dikkat çekici... Aynı gün Anayasa Mahkemesi'nin bütçesinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu'nda yaptıkları konuşmalarda AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan ve AKP Grup Başkanvekili İlknur İnceöz, Erdoğan'a destek verdi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da, AKP Siirt İl Danışma Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada, Anayasa Mahkemesinin geçmişte verdiği kararları eleştirdi. AKP İstanbul Milletvekili Markar Eseyan, 29 Şubat'ta Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Anayasa Mahkemesinin Dündar-Gül kararını eleştirdi. Bu arada muhalefet de topa girdi. CHP İstanbul Milletvekili Tanal, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında, Anayasa Mahkemesinin kararı ile ilgili açıklamaları nedeni ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu!
Hükümet topa giriyor
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 29 Şubat'ta yaptığı açıklamada, "Sayın Cumhurbaşkanımız, Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla ilgili kendi kişisel konumunu ortaya koymuştur" sözleri de dikkat çekti. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mustafa Akış, 1 Mart'ta Kurtulmuş'un bu sözleri üzerine "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesine tepkisi, kişisel konumlanma değil, devletin ve hükümetin başı sıfatıyla yapılmış bir açıklamadır" şeklinde konuştu.  Buna karşılık Kurtulmuş, 2 Mart akşamı katıldığı canlı yayında da "Cumhurbaşkanımız da bu anlamda Anayasa Mahkemesinin kararıyla ilgili kendi görüşlerini ifade etmiştir" ifadesini tekrarladı. Başbakan Davutoğlu da, Akış'ın çıkışı üzerine Salı günü "Sayın Kurtulmuş'un açıklamasında kastettiği, Cumhurbaşkanımızın da herhangi bir devlet yetkilisi veya vatandaş gibi eleştiri yapma hakkı vardır. Ben de aynısını söyledim. Türkiye'de devletin nihai başı anlamında Cumhurbaşkanının yetkileri de, hükümetin başı anlamında, Başbakanın yetkileri de herkes tarafından bilinir. Anayasal çerçeve açıktır. Bu anlamda da Türkiye'de şu anki anayasa çerçevesi dışında yerleşmiş çok kuvvetli bir siyasi gelenek vardır " diyerek tartışmaya dahil oldu.
Yüksek Mahkemeden tarihi hatırlatma
Son dönemde kamuoyu önüne fazla çıkmayan Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, tartışmalara sessiz kalmayarak Ankara'da 1 Mart'ta yaptığı açıklamada şu kritik cümleleri kurdu: "Anayasa Mahkemesinin, anayasanın ve kanunların kendisine verdiği yetkileri kullanarak verdiği kararlar, herkesi ve her kurumu bağlamaktadır. Bu bir Anayasa kuralıdır. Kınayanın kınaması da övenin övgüsü de Anayasa Mahkemesini etkilemez. Biz işimizi yapıyoruz. Bireysel başvuruda, başvurucunun kimliğine de bakmıyoruz. Yargıçlar kutsal varlıklar değildir. Bu nedenle mahkeme kararları eleştirilebilir, dahası eleştirilmelidir de. Aksi takdirde hukuk donar, gelişemez. Ancak eleştirinin ötesinde tamamen hayali diyaloglar üreterek, mahkememizi talimatla karar veriyormuş gibi gösteren şahsıma ve üyelerimize yönelik tamamen yalan ve iftira niteliğindeki haber ve yorumları da kınıyor ve reddediyorum. Verdiğimiz kararları doğal olarak bazıları beğeniyor, bazıları da beğenmiyor. Dahası bugün alkışlayanlar yarın tabiri yerindeyse lanetleyebiliyor. Hatta bazen aynı kişiler, verilen kararlardan bir kısmını alkışlıyor, ancak aradan bir gün geçmeden aynı hakimlerin verdiği kimi kararlar için de 'skandal' diyebiliyor."
Bozdağ-AYM atışması
Arslan'ın bu açıklamasına Adalet Bakanı Bozdağ, aynı gün cevap vererek "Anayasa Mahkemesinin (AYM) verdiği son hak ihlali kararı, daha yargılamaya başlamamış mahkemeye ve yargı görevi yapanlara baskıdır, müdahaledir. İlk derece mahkemesinde daha iddianamenin okunmadan, savunma dinlenmeden, deliller değerlendirilmeden ve sanıkların mahkumiyetine, beraatine karar verilmeden Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararı vermesi anayasa ihlalidir" dedi. Bu açıklamaya Anayasa Mahkemesindan aynı gün yazılı açıklama ile cevap geldi: "(İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz kuralı) Anayasa Mahkemesinin iptal davası ve itiraz başvurusu sonucu verdiği 'iptal kararları' için geçerli olup bireysel başvuru sonucu verdiği 'ihlal kararları' yönünden herhangi bir hüküm ifade etmemektedir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan bu sert tartışmalara Afrika gezisi sırasında cevap vermedi. Erdoğan'ın Perşembe gecesi yurda dönerken uçakta gazetecilere bu konuda kritik açıklamalar yapması bekleniyor. 
Arınç'tan aykırı çıkış
Eski Başbakan Yardımcısı, 22. dönem TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın önceki akşam Ankara'da Bilkent Üniversitesi'nde düzenlenen panelde, hem Anayasa Mahkemesi'ni verdiği 'hak ihlali kararından' ötürü kutladı, hem de Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'a 'yanındayım' mesajı verdi.  Arınç, şunları söyledi: "Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyorum demek bu Anayasa mevcut oldukça çok geçerli bir söz değil. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı bu mevcut Anayasa'ya göre seçildi. Sayın Cumhurbaşkanı bunu kabul etti, halka gitti. Bu Anayasaya göre and içti, and içerken ben farklı bir cumhurbaşkanıyım demedi, Leyla Zana gibi de yapmadı. Biz de kendisini ayakta alkışladık. Bu Anayasa'da yazdığı için rektörleri atıyor, Yargıtay'a, Danıştay'a üye seçiyor."

Erdoğan 'tartışmaya devam' dedi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika'da uçağın müettebatı haline gelen gazetecilere yaptığı açıklamada, biraz daha yumuşak bir dil kullanarak Anayasa Mahkemesini eleştirmeye devam etti. Erdoğan, şunları söyledi: "Öncelikle Anayasa Mahkemesi kendisini burada adeta birincil mahkemenin yerine koyması yanlış olmuştur. Yargı süreci bitti mi? Hayır. Siz daha süreç bitmemişken devreye giriyor, durumdan vazife çıkartmak suretiyle böyle bir adım atıyorsunuz. Kaldı ki Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı, daha önceleri, "Gerekçe açıklanmadan karar açıklanmaz" tezini savunan bir arkadaşımızdı. Kendisi benim sevdiğim, takdir ettiğim bir arkadaştır. Ama ne yazık ki kendi kendine bu tür çelişkilere düşmesi, ülkemiz için, hukuk için çok yanlış bir gelişme olmuştur. Burada gerekçeyi açıklamadan, bitmemiş bir yargı sürecini alelacele bitirme konumuna gelmek usule aykırı olduğu gibi esasa da aykırıdır. Hem usul bakımından hem esas bakımından sıkıntı var. Kendisi tabii şimdi bir savunma içerisine giriyor ama bunu savunamazsınız. Kendisi "Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karar her şeyin üstündedir, herkesi bağlar" diyor. Anayasa ve yasa değişikliklerinde evet bağlayıcıdır ama bireysel başvurularla ilgili olarak böyle bir şeyi öne süremezsiniz. Zaten yanlış buradan kaynaklanıyor." Erdoğan, hükümet kurmaylarını sert dille eleştirmekten kaçınarak, "Bu çerçevede, Anayasa'ya bağlılığıma ilişkin bazı arkadaşların yaptığı açıklamalar var ki bunlar da çok üzücüdür" dedi. Burada şunu vurgulamakta fayda var: Anayasanın 153. maddesi Yüksek Mahkemenin verdiği kararlarda bağlayıcılığın iptalde mi yoksa ihlalde mi olduğu konusunda bir ayrıma gitmiyor. Nitekim de pratikte de öyle oldu. Anayasa Mahkemesinin kararı üzerine Dündar ve Gül tahliye edildi, Erdoğan bunu engelleyemedi, sadece ağır bir dille eleştirdi.
SONUÇ: Dışarıda 'Rusya, Irak merkezi yönetimi, İran, Suriye' gibi düşmanlar edinen AKP fikriyatı; devlet aygıtı içinde bir süredir eksikliğini çektiği iç düşmanını üretmiş oldu: Anayasa Mahkemesi. Yandaş medyanın attığı manşetler de bunu ortaya koyuyor. 







CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'

Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

 
İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor.
28.03.2024 17:50:00 / Güncelleme: 28.03.2024 17:54:49
HASAN PARLAK
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler güruhu olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor. Nitekim Gazze'de soykırım yapan Yahudi askerleri, işgal ettikleri bölgede her türlü rezalete imza atıyor. Hatta rezaletlerini sosyal medyada paylaşmaktan da geri durmuyor. Reuters ajansında yer alan görüntüler de Yahudi askerlerinin ne kadar 'insanlık sınıfı'nın dışında olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim İsrail askerleri, Filistinlilerin evlerinde bulunan iç çamaşırlarıyla oynadıklarını gösteren fotoğraf ve videoları yayınlamaktan geri durmadı. Videolardan birinde Gazze'deki bir odada bir koltukta oturan İsrailli bir asker sırıtıyor, bir elinde silah, diğer elinde beyaz saten iç çamaşırını kanepede yatan bir yoldaşın açık ağzının üzerine sallıyor. Böylece Yahudi askerlerin insan olmadığını, başka tür bir mahluk olduğunu tüm dünyaya haykırıyorlar. 

Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi
28.03.2024 15:32:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:37:04
AA
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin imzasıyla illere gönderilen genelgede, eğitim kurumlarının, 31 Mart Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde, seçmenin oy kullanmasına imkan verecek şekilde hazırlanacağı belirtildi.

Genelgede, seçimlerin ardından Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarının, eğitim-öğretime hazır hale getirilmesi amacıyla 1 Nisan 2024 Pazartesi gününün tatil edildiği bildirildi.

Öte yandan 1 Nisan günü yönetici ve öğretmenler, aylık karşılığı ders, varsa ek ders, ders niteliğinde yönetim, hazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılacak. 

Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde

Geçen yıl yaşanan müsilaj tehlikesiyle büyük bir mücadele gerçekleştirmek zorunda kalan Marmara Denizi, atıkların denize boşaltılması devam ettiği için bu yıl da ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Marmara şimdiden alarm vermeye başladı
28.03.2024 14:55:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:00:59
Ahmet Haydar Tarhanlı
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Müsilaj, kapalı denizlerde zaman zaman ortaya çıkan bir salgıdır. Fitoplankton adı verilen mikro alglerin aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkar. Bu mukoza benzeri yapı, suyun içindeki mikroorganizmalar için uygun bir beslenme habitatı oluşturur ve zararlı canlılar da bu salgının üzerinde toplanır.

Denizin üstünde gördüğümüz beyaz, köpük benzeri yapı aslında "buzdağının görünen kısmıdır". Denizin altında ise bu salgı bir tül gibi uzanır.

Marmara Denizi, geçen yıl su yüzeyini ve derinlerini saran müsilajla boğuştu. Müsilajın yoğunluğu arttı ve çevresel kaygılara neden oldu. Bu sene de müsilaj tehlikesiin Marmara'yı tehdit edeceği ifade ediliyor.

Müsilajın temel sebebi, atıkların denize boşaltılması. Bu sebep temelden çözülmedikçe müsilaj sorunu artarak devam edecek.

Deniz biyoloğu Mert Gökalp, "Marmara Denizi feryat ediyor. Bu, Marmara Denizi'nin foseptik çukuru olabileceğinin bir sinyali" uyarısını yapıyor.

Profesör Mustafa Sarı, Marmara Denizi'ne arıtmadan atık boşaltımının acilen durması gerektiğini vurguluyor.

Hidrobiyolog Levent Artüz ise bu durumun bir zincir ve sonuç olduğunu ifade ediyor.

Gelecekte ne bekliyor?

Müsilajın yakın ve uzak gelecekte Marmara Denizi'ni, deniz canlılarını ve çevresinde yaşayan insanları nasıl etkileyeceği henüz net değil.

Ancak çözüm için atık yönetimi, arıtma tesislerinin etkin kullanımı ve bilinçli tüketim önemlidir.

İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ni takip etmek isteyen ulusal ve uluslararası basın mensuplarına yönelik Ankara ve İstanbul'da "basın merkezi" kurulacak.
28.03.2024 12:38:00
Anadolu Ajansı
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre, 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin Türkiye'nin yanı sıra uluslararası kamuoyunda da ilgiyle takip edilmesi bekleniyor.

Başkanlık tarafından kurulacak basın merkezleri ile ulusal ve uluslararası basın mensuplarının seçime ilişkin gelişmeleri sağlıklı ve hızlı şekilde takip etmelerine katkı sunulması amaçlanıyor.

Basın merkezleri gün boyunca, ulusal ve yerleşik uluslararası basın mensupları ile seçimleri izlemek üzere yurt dışından gelen uluslararası basın mensuplarının kullanımına açık olarak hizmet verecek.

Ankara ve İstanbul'da kurulacak basın merkezlerinde seçim sonuçlarına dair veriler, Anadolu Ajansı (AA) tarafından sağlanacak. Basın mensuplarına seçim sonuçlarını anlık takip etme imkanının yanı sıra teknik altyapı, simultane tercüme ve canlı yayın imkanı sunulacak.

Gün boyunca akademisyenler, kanaat önderleri, kamu kurum temsilcileri tarafından da ziyaret edilecek basın merkezlerinde, ulusal ve uluslararası basın mensupları konuklarla röportajlar yapabilecek.

Öte yandan, basın merkezlerinde, Türkiye'nin geçmişten bugüne çok partili siyasi hayatı, demokrasi ve seçim tecrübeleri, seçim kampanyalarına ilişkin fotoğraf ve görüntüleri içeren "Türkiye'nin Seçim Tarihi ve Demokrasi Tecrübesi" temalı sergi yer alacak.

Ankara'da Point Hotel'de, İstanbul'da The Marmara Taksim'de kurulacak basın merkezleri 31 Mart Pazar günü saat 14.00'ten itibaren basın mensuplarının hizmetine açık olacak. 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.