Uçak yolculuğu yapanlar çokça şahit olmuşlardır, yola çıkılan şehir gün ortasında bazen kapkaranlıktır ve uçak birkaç bin metre yükselince bir bakıyorsunuz ki günlük güneşlik, meğerse güneşin önünü kesen kara bulutlar imiş.
Elbette bu geçici bir durumdur, zamanı gelince rüzgar yetişir, kara bulutları dağıtır ve güneşin parlak ışıkları ile gezegenimizi buluşturur.
Kainatın yaratıldığı günden beri nasıl ki galaksiler, güneş sistemleri "Sünnetullah" çerçevesinde dönüşlerini aksatmadan sürdürüyorlarsa, insanoğlunun yeryüzünde yaratıldığı günden beri de ilahi mesajlar tıpkı bir güneş gibi insanlığın ufkunu aydınlatmaktadır.
İnsanlık tarihini incelediğimizde zaman zaman gezegenimizi aydınlatan güneş mesabesindeki ilahi mesajlarla insanlık arasına hurafelerin oluşturduğu "kara bulutların" girdiğini görürüz.
İnsanlığa istikamet çizecek, yaşamanın yolunu ve yordamını öğretecek olan Vahiy Güneşinin önündeki kara bulutlar yoğunlaştıkça Yüce Yaratıcının kullarına merhameti gereği gönderdiği peygamberlerle vahyini yenilemiş ve zaman içinde oluşan kara bulutları her defasında dağıtmıştır.
İnsanlığa Allah'ın son mesajı olan Kur'an'ın ve son elçinin gelişinin üzerinden on dört asır gibi uzun bir zaman geçmiş ve haliyle öncekilerin başına gelen son mesajın da başına gelmiş ve hurafelerle kuşatılmış.
Son Peygamberden sonra başka peygamber gelmeyeceğine göre "alimler peygamberlerin varisleridir" ölçüsü gereğince İslam alimleri, oturup kılı kırk yaracak, ince eleyip sık dokuyacak ve hayatın bütün alanları ile ilgili oluşmuş olan tortuları temizleyecekler ve hurafeleri eleyecekler.
Öteden beri İslam düşmanlarının İslam'ı içerden bozma, sulandırma, kafa karışıklığı oluşturarak insanlığın son mesaja olan ilgisini azaltma gibi faaliyetlerinin olduğunu biliyoruz ve belgelerini de okuyoruz.
Prof. Dr. Haydar Baş tarafından kaleme alınan, "Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler" adlı eseri bu manada mutlaka okunması gereken belgelerle dolu çok önemli bir eserdir.
Söz konusu eserin sayfalarını çevirdikçe Batılı sömürgeci ülkelerin ki bunların başını İngiltere çekiyor, İslam'ı içerden çökertmek için, uydurdukları hurafelerle dinin özünü kuşatmak için koca koca bütçeler ayırdıklarına, özel "din adamı" yetiştirdiklerine şahit oluyorsunuz.
Bugün tartışılan, zaman zaman ayrışmalara sebep olan meseleleri bir de bu açıdan incelemek gerekiyor ki, ayıklama işinin ne kadar önemli olduğu da bir kez daha ortaya çıkıyor.
Son vahiy güneşinin önündeki kara bulutları dağıtmak, sahih İslam ile insanlığı buluşturmak için gerçek İslam alimleri zaman kaybetmeden iş başı yapmalıdırlar.
Elbette bu geçici bir durumdur, zamanı gelince rüzgar yetişir, kara bulutları dağıtır ve güneşin parlak ışıkları ile gezegenimizi buluşturur.
Kainatın yaratıldığı günden beri nasıl ki galaksiler, güneş sistemleri "Sünnetullah" çerçevesinde dönüşlerini aksatmadan sürdürüyorlarsa, insanoğlunun yeryüzünde yaratıldığı günden beri de ilahi mesajlar tıpkı bir güneş gibi insanlığın ufkunu aydınlatmaktadır.
İnsanlık tarihini incelediğimizde zaman zaman gezegenimizi aydınlatan güneş mesabesindeki ilahi mesajlarla insanlık arasına hurafelerin oluşturduğu "kara bulutların" girdiğini görürüz.
İnsanlığa istikamet çizecek, yaşamanın yolunu ve yordamını öğretecek olan Vahiy Güneşinin önündeki kara bulutlar yoğunlaştıkça Yüce Yaratıcının kullarına merhameti gereği gönderdiği peygamberlerle vahyini yenilemiş ve zaman içinde oluşan kara bulutları her defasında dağıtmıştır.
İnsanlığa Allah'ın son mesajı olan Kur'an'ın ve son elçinin gelişinin üzerinden on dört asır gibi uzun bir zaman geçmiş ve haliyle öncekilerin başına gelen son mesajın da başına gelmiş ve hurafelerle kuşatılmış.
Son Peygamberden sonra başka peygamber gelmeyeceğine göre "alimler peygamberlerin varisleridir" ölçüsü gereğince İslam alimleri, oturup kılı kırk yaracak, ince eleyip sık dokuyacak ve hayatın bütün alanları ile ilgili oluşmuş olan tortuları temizleyecekler ve hurafeleri eleyecekler.
Öteden beri İslam düşmanlarının İslam'ı içerden bozma, sulandırma, kafa karışıklığı oluşturarak insanlığın son mesaja olan ilgisini azaltma gibi faaliyetlerinin olduğunu biliyoruz ve belgelerini de okuyoruz.
Prof. Dr. Haydar Baş tarafından kaleme alınan, "Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler" adlı eseri bu manada mutlaka okunması gereken belgelerle dolu çok önemli bir eserdir.
Söz konusu eserin sayfalarını çevirdikçe Batılı sömürgeci ülkelerin ki bunların başını İngiltere çekiyor, İslam'ı içerden çökertmek için, uydurdukları hurafelerle dinin özünü kuşatmak için koca koca bütçeler ayırdıklarına, özel "din adamı" yetiştirdiklerine şahit oluyorsunuz.
Bugün tartışılan, zaman zaman ayrışmalara sebep olan meseleleri bir de bu açıdan incelemek gerekiyor ki, ayıklama işinin ne kadar önemli olduğu da bir kez daha ortaya çıkıyor.
Son vahiy güneşinin önündeki kara bulutları dağıtmak, sahih İslam ile insanlığı buluşturmak için gerçek İslam alimleri zaman kaybetmeden iş başı yapmalıdırlar.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024