Her çocuk bir meslek hayalinde ve de özentisindedir. Bu, zamanla değişiklikler gösterir. Hangi çağda hangi meslek çocuğun hayatında revaçtadır, asla bilinemez. Bir cankurtaran arabasının geçişi veya bir otobüsün süzülerek gidişi, okul aracında trafik akışı veya dışarıdaki binlerce olay küçük beyinleri sürekli uyarmakta ve onlara gelecekleri ile ilgili hayaller kurdur maktadır. Kimi ambulans şoförlüğüne talip kimi gece saatlerinde fosforlu elbiseleri ile cambazları aratmayan çöpçülere hayran, kimi motorlu trafik polisi, kimi film artisti, ya da sevdiği bir sporcu gibi olmayı düşünmüştür. Amma hiç bir çocuk işsiz kalacağını, hatta düşündüğü meslekte olsa bile açlık sınırında yaşayacağını asla düşünmemiştir. Ne zaman ki, sınavlar hayatına girmiş ve onu çarklarına almış, işte çile başlamıştır. Evlatlarımıza ömür boyu sürecek bir işkenceyi başlatmış olmakla ne kadar gurur duysak azdır. Genç nesil bin bir türlü psikolojik sorunlarla karşı karşıya getirilmektedir. Toplumda psikolojik vak'aların en büyük etkenlerinden biri toplumun her kesiminde yaşam mücadelesine zamansız başlatılmasıdır. Çocukluğunu, gençliğini, yaşamamış yaşayamamış, aslında, yaşatılmamış bir toplumda dengeden bahsetmek son derece lükstür. Bana göre buna bir son verilmez ise bu gençlerin hayatı kendi ana babalarından daha da problemli olacaktır. Bunun çaresi elbette vardır. Öncelikle hiç bir ferdin iş sorunu olmamalıdır. Bunu sağlarken de herkesin gönlüne ve kabiliyetine göre işe sahip olması şattır. Bu ise eğitimini kendine uygun seçmesi yani hayalindeki işe sahip olmasıdır. Bu ancak kişilerin çocukluğundan itibaren sunulan sınırlı sayıda mesleğin arasından kendisine en uygun gelenini seçmesini sağlamakla olabilecektir. Önceki yazımda, yarışma eğitiminin bir soytarılıktan başka bir şey olmadığını, gençlerimize verdiği ve vereceği hiç bir olumlu kazancın olamayacağını yazmıştım. Atamız gençlerin eğitiminin sömürge eğitimi haline geleceğini düşünemezdi. Çünkü borçlu bir devlet bırakmamıştı. Bağımsız laik bir ülkenin kendisinden sonra bağımlı ve borçlandırılmış, İsrail'e ve onun hamisiABD'ye kölelik yapmak için ne gerekiyorsa yapmış, karşılığında sadece koltuğu kapmış, iktidarların, elinde oyuncak olacağını asla düşünmemiştir. Her ferdinin açlık sınırında bırakılarak dize getirileceğini, Türklüğe asla yakıştırmamıştır. Bizde görmeseydik inanmazdık. Türkiye'de her şeyin olduğunu gördükten sonra artık kendimizi toplamamız gerektiği net ve kesindir. Herkese kendi tercihi olan dalda iş vermenin bir tek yolu vardır. Anaokulundan itibaren sınav yok, sadece bilgi edinme olacaktır. Bilgi, insanlar arasında yükselmenin tek yolu olmalıdır. Yani üreten; ürettiği oranda katkı almalıdır. Bunun temelinde bilgi, araştırma, eğitim ve disiplin gereklidir. En düşük gelirin fert bazında yoksulluk sınırının üzerinde olması gereklidir. Sonuçta bu iktidarların bunu sağlaması liberal sistemde asla mümkün değildir. Yapılması gereken sınavsız eğitimin esaslarını milli çerçevede hazırlayıp, öğrenme, öğretme, eğitim ve araştırma kapasitelerimizle, gençlerimizin tümünü gerekli şekilde devletimize sunmaktır. Üniversiteleri yaşa bakmadan, çalışan ve tahsil yapmak isteyenlere de açık eğitim şeklinde sunmaktır. Herkesin bir işi olacağından üniversite mezunu vatandaşların daha bilgili ve devlete katkılı olmasının elbette yararı sınırsızdır. Bunları kim yapabilir sorusunu kendinize sormakta yarar vardır. Bir ata sözü yeterli olabilir. ARAYAN BULUR, ARAMAYAN, HORLAYARAK UYUR. Hayatı, yavrularımıza hamallıkla taşıtmayalım. İŞİMİZ olsun AŞIMIZ olsun BOL MAAŞIMIZ olsun. Devletimiz tek devlet milletimiz bir ve beraber olsun.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017