Siyaset mi, hava mı?
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin (TMMOB) hava kirliliği raporu açıklandı;
En temiz hava Artvin'de, en kirli hava da İstanbul'da.
Havanın günahını almayalım! İklim değişikliği, çevre kirliliği, sel felaketi, kuraklık? Diyecek o ki, gezegen elden gidiyor. Kendim ettim, kendim buldum misali çevreyi, doğayı kendi ellerimizle tahrip edip duruyoruz.
Dinen yasaklanan eylemin adı günahtır;
Yere düşmüş ekmeği orada bırakmaktan tutun da her aşırı davranışa, değerleri yazık etmeye ve israfa günah deriz ki öyledir, Allah (cc) yasaklamıştır.
Doğa harikası bir ülkenin bu güzelliğine yazık etmek günah değil midir?
Ey siyasetçi günahımı sen çek! Neden mi?
Kirli siyaset, rant uğruna yeşili yok ediyor. Sahiller doldurularak denizler imar yağmasına kurban ediliyor.
Ha, bir de şu kentsel dönüşüm masalı var ya!
Neo-liberalizmin az gelişmiş ülkelerde çok önemli iki göstergesi vardır: özelleştirme ve kuralsızlaştırma. Bunun mekâna dönüşümü, dönüşüm projelerinin küresel ya da yerli sermayenin çıkarları doğrultusunda kullanılmasıdır.
Kapitalizmin içinde bulunduğu krizi ötelemek için kentsel mekânı bir araç olarak kullanmakta, bunu kullanırken de hukuk, planlama, demokratik katılım süreçlerini göz ardı etmektedir. Diğer yandan atı alan Üsküdar'ı geçmekte; kentteki kamusal alanı, doğayı, tarihi kültür değerlerini yağmalamaktadır.
Bir başka sıkıntı ise enerjinin doğru kullanılmaması. İklim değişikliklerinin önüne geçebilmek için uluslar çare arayışına girmiş, BM (Birleşmiş Milletler) İklim Değişikliği Çerçeve Antlaşması, Paris İklim Değişikliği Sözleşmesi oluşturmuştur. Enerji tüketiminde atmosfere salınan gazların azaltılması yönünde kararlar alınmışsa da bu, uygulamaya yansıtılamamıştır. Uzağa gitmeye gerek yok, altı ay önce dünyanın en büyük enerji tüketicilerinden biri olan ABD, Paris Sözleşmesinden çekilerek enerji kısıtlamasına razı olmayacağını açıklamıştır. Trump gibi siyaseti kirli olanların tutum ve kararları geleceğimizi karartmaktadır.
OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü ) üyesi ülkelerden 29'unu çatısı altında bulunduran Uluslararası Enerji Ajansı, her Kasım ayında Dünya Enerji Görünümü raporu hazırlar. Son rapor 14 Kasım 2017 tarihli olup Londra'da görücüye çıkmıştır. Buna göre küresel ölçekte mutabakat sağlanırsa, enerji, bugüne göre 2 kat daha verimli kullanılıyor olacak.
Türkiye'de de iklim değişiyor. Doğu'da ve Batı'da orman yangınları, Karadeniz ve Akdeniz'de sel felâketleri, Güneydoğu'da kuraklık, tüm ülkede azalan yeraltı suları?
Doğanın amansızca yağmalanması yüzünden yitip giden eski uygarlıklar. Eğer şimdi harekete geçmez, doğaya bakışımızı değiştirmezsek, bizim de çocuklarımıza bırakacak bir uygarlığımız olmayacak.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin (TMMOB) hava kirliliği raporu açıklandı;
En temiz hava Artvin'de, en kirli hava da İstanbul'da.
Havanın günahını almayalım! İklim değişikliği, çevre kirliliği, sel felaketi, kuraklık? Diyecek o ki, gezegen elden gidiyor. Kendim ettim, kendim buldum misali çevreyi, doğayı kendi ellerimizle tahrip edip duruyoruz.
Dinen yasaklanan eylemin adı günahtır;
Yere düşmüş ekmeği orada bırakmaktan tutun da her aşırı davranışa, değerleri yazık etmeye ve israfa günah deriz ki öyledir, Allah (cc) yasaklamıştır.
Doğa harikası bir ülkenin bu güzelliğine yazık etmek günah değil midir?
Ey siyasetçi günahımı sen çek! Neden mi?
Kirli siyaset, rant uğruna yeşili yok ediyor. Sahiller doldurularak denizler imar yağmasına kurban ediliyor.
Ha, bir de şu kentsel dönüşüm masalı var ya!
Neo-liberalizmin az gelişmiş ülkelerde çok önemli iki göstergesi vardır: özelleştirme ve kuralsızlaştırma. Bunun mekâna dönüşümü, dönüşüm projelerinin küresel ya da yerli sermayenin çıkarları doğrultusunda kullanılmasıdır.
Kapitalizmin içinde bulunduğu krizi ötelemek için kentsel mekânı bir araç olarak kullanmakta, bunu kullanırken de hukuk, planlama, demokratik katılım süreçlerini göz ardı etmektedir. Diğer yandan atı alan Üsküdar'ı geçmekte; kentteki kamusal alanı, doğayı, tarihi kültür değerlerini yağmalamaktadır.
Bir başka sıkıntı ise enerjinin doğru kullanılmaması. İklim değişikliklerinin önüne geçebilmek için uluslar çare arayışına girmiş, BM (Birleşmiş Milletler) İklim Değişikliği Çerçeve Antlaşması, Paris İklim Değişikliği Sözleşmesi oluşturmuştur. Enerji tüketiminde atmosfere salınan gazların azaltılması yönünde kararlar alınmışsa da bu, uygulamaya yansıtılamamıştır. Uzağa gitmeye gerek yok, altı ay önce dünyanın en büyük enerji tüketicilerinden biri olan ABD, Paris Sözleşmesinden çekilerek enerji kısıtlamasına razı olmayacağını açıklamıştır. Trump gibi siyaseti kirli olanların tutum ve kararları geleceğimizi karartmaktadır.
OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü ) üyesi ülkelerden 29'unu çatısı altında bulunduran Uluslararası Enerji Ajansı, her Kasım ayında Dünya Enerji Görünümü raporu hazırlar. Son rapor 14 Kasım 2017 tarihli olup Londra'da görücüye çıkmıştır. Buna göre küresel ölçekte mutabakat sağlanırsa, enerji, bugüne göre 2 kat daha verimli kullanılıyor olacak.
Türkiye'de de iklim değişiyor. Doğu'da ve Batı'da orman yangınları, Karadeniz ve Akdeniz'de sel felâketleri, Güneydoğu'da kuraklık, tüm ülkede azalan yeraltı suları?
Doğanın amansızca yağmalanması yüzünden yitip giden eski uygarlıklar. Eğer şimdi harekete geçmez, doğaya bakışımızı değiştirmezsek, bizim de çocuklarımıza bırakacak bir uygarlığımız olmayacak.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023