"Milli devlet, temelini milletlerin tarihindeki değerlerinden alan, başka devletleri taklitten uzak olan ve çağdaş uygarlık seviyesine gitme yolunda bütün diğer ülkelerle yarışan, bütün dünyaya açık ama hiçbir dış güce ihtiyaç duymadan kalkınabilen?
Kendi devrimi için gerekli sinerjiyi kendi kaynaklarından alan, Milli Ekonomi Modeline sahip, devletin ancak milletiyle var olduğu şuuruyla milletin tamamını kucaklayan, vatandaşlarına hizmeti dolayısıyla sosyal güvenliği ve sosyal hizmeti kendine en temel gaye edinen, vatandaşlarına insan haklarını ve hürriyetlerini doya doya yaşatan, adalet, eşitlik ve hukuk temeline dayalı bir devlet anlayışıdır."
Yukarıda en ince ayrıntısına kadar düşünülüp, tanımı yapılmış olan milli devlet tanımı Prof. Dr. Haydar Baş tarafından yazılmış, Sosyal Devlet Milli Devlet kitabının 2007 tarihli 2. baskısından alıntı yapılmış bir tanımdır.
Bir devletin nasıl olması gerektiği ile ilgili her şeyi bulabileceğiniz bu tanımda bir devlet için gerekli olan bütün ayrıntılar kaleme alınmıştır.
Tanımın bir yerinde benim dikkatimi çeken ufak bölüm var; "(devletin) Milleti ile var olduğu şuuru ile MİLLETİN TAMAMINI KUCAKLAYAN."
İşte bu kısım günümüz idarecilerinin yapamadığı ve bu gidişle de başaramayacakları hatta gün geçtikçe bu mantıktan uzaklaştıkları aşikârdır.
Aynı topraklar üzerinde yaşayan bizler, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, adalet, hukuk ve eşitlik temeline dayalı bir ülkenin hayalini kurar olduk. Hayal kurmak iyidir bazen. Ama altını çizelim, bazen!
Eğer ülkeyi yönetiyorsanız bu hayal değil gerçek olmalı, fiiliyata geçmelidir. Biz bu günlerde halkımızın huzursuz olduğunu müşahede ediyoruz. Eğer dünden bugüne birlik ve beraberliğimiz sağlansaydı ülkemizin varlığına yönelik iç ve dış güçler karşımızda duramazdı.
Evet, hemen herkesimden birlik, beraberlik, kardeşlik vs. mesajları dile getiriliyor. Ama bir gerçek var; birlik, beraberlik, kardeşlik sözle olmuyor.
Atalarımız, "niyet hayr, akıbet hayr" demiş.
Türkiye'de hâlâ insanlar aç, yoksul, çöplerden topladıklarıyla geçinmek zorunda, perişan yaşıyorlarsa ve hâlâ birbirlerini kalpten kardeş ilan edemiyorlarsa, birbirlerine saygı duymuyorlarsa ortada çok büyük bir eksiklik var demektir.
Başta 15 yıldır ülkeyi idare eden zihniyet olmak üzere bütün siyasi partilerin, liderlerin, sosyal yapıların kendilerini sorgulaması, biz ne yaptık da bu millet hem kendine, hem de kardeşlerine mesafe koydu, kin besliyor, düşmanlık güdüyor, diye düşünmeleri lazımdır.
Toplumun her kesimini kuşatmak için Prof. Dr. Haydar Baş'ın, "önce insan" ve "insan gönüldür gönül" mantığıyla milletimize bakmak, insan merkezli planlar yapmak gerekiyor.
Gerçi plan yapmaya da gerek yok. Çünkü bu planlar öteden beri Prof. Dr. Haydar Baş'ın tüm eserlerinde, sempozyumlarında var, anlatıldı ve anlatılıyor. Bunu defaatle hatırlatmak da benim boynumun borcudur.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu plan ve projelerini incelediğinizde insanımızın bütün sorunlarına çare olduğunun ve huzuru herkesin doya doya yaşayabileceğini görürsünüz. Kuşkunuz olmasın.
Allah'a hamd olsun ki, Prof. Dr. Haydar Baş ile beraber yıllardır Türkiye'yi, insanımızı aydınlatma planlarını yurdumuzun her köşesinde anlattık, anlatıyoruz. Bundan sonra karar Türk milletinindir.
Kendi devrimi için gerekli sinerjiyi kendi kaynaklarından alan, Milli Ekonomi Modeline sahip, devletin ancak milletiyle var olduğu şuuruyla milletin tamamını kucaklayan, vatandaşlarına hizmeti dolayısıyla sosyal güvenliği ve sosyal hizmeti kendine en temel gaye edinen, vatandaşlarına insan haklarını ve hürriyetlerini doya doya yaşatan, adalet, eşitlik ve hukuk temeline dayalı bir devlet anlayışıdır."
Yukarıda en ince ayrıntısına kadar düşünülüp, tanımı yapılmış olan milli devlet tanımı Prof. Dr. Haydar Baş tarafından yazılmış, Sosyal Devlet Milli Devlet kitabının 2007 tarihli 2. baskısından alıntı yapılmış bir tanımdır.
Bir devletin nasıl olması gerektiği ile ilgili her şeyi bulabileceğiniz bu tanımda bir devlet için gerekli olan bütün ayrıntılar kaleme alınmıştır.
Tanımın bir yerinde benim dikkatimi çeken ufak bölüm var; "(devletin) Milleti ile var olduğu şuuru ile MİLLETİN TAMAMINI KUCAKLAYAN."
İşte bu kısım günümüz idarecilerinin yapamadığı ve bu gidişle de başaramayacakları hatta gün geçtikçe bu mantıktan uzaklaştıkları aşikârdır.
Aynı topraklar üzerinde yaşayan bizler, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, adalet, hukuk ve eşitlik temeline dayalı bir ülkenin hayalini kurar olduk. Hayal kurmak iyidir bazen. Ama altını çizelim, bazen!
Eğer ülkeyi yönetiyorsanız bu hayal değil gerçek olmalı, fiiliyata geçmelidir. Biz bu günlerde halkımızın huzursuz olduğunu müşahede ediyoruz. Eğer dünden bugüne birlik ve beraberliğimiz sağlansaydı ülkemizin varlığına yönelik iç ve dış güçler karşımızda duramazdı.
Evet, hemen herkesimden birlik, beraberlik, kardeşlik vs. mesajları dile getiriliyor. Ama bir gerçek var; birlik, beraberlik, kardeşlik sözle olmuyor.
Atalarımız, "niyet hayr, akıbet hayr" demiş.
Türkiye'de hâlâ insanlar aç, yoksul, çöplerden topladıklarıyla geçinmek zorunda, perişan yaşıyorlarsa ve hâlâ birbirlerini kalpten kardeş ilan edemiyorlarsa, birbirlerine saygı duymuyorlarsa ortada çok büyük bir eksiklik var demektir.
Başta 15 yıldır ülkeyi idare eden zihniyet olmak üzere bütün siyasi partilerin, liderlerin, sosyal yapıların kendilerini sorgulaması, biz ne yaptık da bu millet hem kendine, hem de kardeşlerine mesafe koydu, kin besliyor, düşmanlık güdüyor, diye düşünmeleri lazımdır.
Toplumun her kesimini kuşatmak için Prof. Dr. Haydar Baş'ın, "önce insan" ve "insan gönüldür gönül" mantığıyla milletimize bakmak, insan merkezli planlar yapmak gerekiyor.
Gerçi plan yapmaya da gerek yok. Çünkü bu planlar öteden beri Prof. Dr. Haydar Baş'ın tüm eserlerinde, sempozyumlarında var, anlatıldı ve anlatılıyor. Bunu defaatle hatırlatmak da benim boynumun borcudur.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu plan ve projelerini incelediğinizde insanımızın bütün sorunlarına çare olduğunun ve huzuru herkesin doya doya yaşayabileceğini görürsünüz. Kuşkunuz olmasın.
Allah'a hamd olsun ki, Prof. Dr. Haydar Baş ile beraber yıllardır Türkiye'yi, insanımızı aydınlatma planlarını yurdumuzun her köşesinde anlattık, anlatıyoruz. Bundan sonra karar Türk milletinindir.
Osman Baş / diğer yazıları
- EMPATİ (Buram buram merhamet) / 15.08.2020
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019