80 yıldır Batının güdümünde yürüyor, dünya yarışında nal topluyoruz.
1923-38 dönemi borçlanmadan, Osmanlı'nın borç taksitlerini ödeyerek, yüzde 7.8 büyüme gerçekleştirebilen Gazi Paşa başarısı hiç konuşulmaz.
Batının etkisi altındaki, İnönü, Menderes, Demirel, Özal vs. milli üretimi inkıtaya uğratınca, uçak, otomobil ve silah üretimi vs terk edilerek ecnebi hurdalarına muhtaç bırakılmışız.
Tahakküm altındaki vizyonsuz iktidarların oyalayıcı taktikleri, eğitimsiz sermayesiz bırakılan müteşebbisler basit faaliyetlerin ilerisine geçememiştir.
Nüfusun yüzde 65'ini oluşturan tarım köylüsü, özelleştirilmiş temel tüketim maddelerinin (mazot, gübre, tohum, tohum, elektrik, vergi, faiz vs) pahalılaşması, bir de ithalat yüzünden düşen ürün fiyatları sebebiyle zarar etme konumuna düşmüştür. Üretici iken toprağı terk edip paspasçı olmaya şehirlere akın etmiş ve tüketici olmuştur.
Hayvancılıkta yüksek maliyet krizini aşmak için iktidar bu yıl 565 bin hayvan ithal kararı almıştır.
Ağırlaşan üretim maliyetleri (faiz, kira, elektrik, enflasyon vs) yüzünden küresel rekabete yenik düşüp, ithalatçı olan üretim sanayicileri de döviz tüketicisi oldu.
"Ey millet, yanlış uygulamalar bizi batıracak milli çözümler şart" dedik yıllarca. Dinletemedik çok yazık. Uyarılarımızı partizanlığa ciro edenler, IMF dayatmalarını oylayıp iktidarda tutarak yıkımı çağırdılar.
Almanya ve Hollanda gibi dış ticaret fazlası veren ülkeleri ihya eden tarım, hayvancılık, üretim ve sanayi ülkemizin kasasını boşaltma mekanizmasına dönüşmüştür. Bütün branşlarda ekonomiyi dışa muhtaç eden iktidar, ülkeyi şaha kaldırdığını, borcu sıfırladığını, IMF'ye borç verme iddiasını ballandırırken döviz krizi ile fenersiz yakalandı.
Kasası para dolu olan; "ey Almancılar sünnet düğünlerinizi Türkiye'de yapın. Komşularınızı davet edin. Ey işadamları, yastık altındaki dövizleri çıkarın. Biliyorum, sizin resmi öz sermayeniz dışında da dövizleriniz var. Sürün bunları" diye acizliğini ifşa eder mi?
Referandumda evet çıkarsa ekonomiyi şaha kaldıracaklarını iddia edenler, tamgaz özelleştirmelerle "eski tas eski hamam" Neoliberalizmle yola devam demiştir. Söke Un'dan Hacı Şakir'e 21 bin şirketi satılmış, 5 trilyon TL borçlu ekonomiyi, başarı diye sunmak "nasıl beceriyor" dedirtmekte.
Halkı avlamada mahir besleme medya şarlatanlarının, gerçek gündemi saptıran cambaza bak oyunu ört bas ile çöküş devam ediyor.
Devlet malını talan ettiren şebeke içinde "dur" diyecek erdem sahibi bir ekibin çıkmaması, ülkenin ekonomik gücünü yok sayan gözlerin körlüğü, milyonları sefalete mahkûm etmektedir.
Krizlere karşı kapitalizmin versiyonları dışında hüneri olanı göremiyoruz.
Zifiri karanlıkta, "30 yıllık emeğim" dediği çalışmalarından ilhamla, yüce Türk milletine "yok oluşa giden süreci" haber veren, 4 milyar BRICS halklarının baş tacı ettiği ilaç olan Milli Ekonomi Modeli'ni 9 uluslararası kongrede ortaya koyan Baş Hoca'nın hak sesine sırtını dönmek intihardır.
Programıyla; ecnebilere teslim edilen 3 katrilyonluk madenleri ve özelleştirilen varlıkları geri alıp işletmek, emek ve üretim karşılığında milli paramızı devreye koymak, yoksul kesimin cebine para koymak, devasa ulusal geliri adaletle dağıtarak milletin yaşam standardını yükseltmeyi hedefleyen 'hayırlı bir el'e, cömert bu gönül adamına mecburuz.
1923-38 dönemi borçlanmadan, Osmanlı'nın borç taksitlerini ödeyerek, yüzde 7.8 büyüme gerçekleştirebilen Gazi Paşa başarısı hiç konuşulmaz.
Batının etkisi altındaki, İnönü, Menderes, Demirel, Özal vs. milli üretimi inkıtaya uğratınca, uçak, otomobil ve silah üretimi vs terk edilerek ecnebi hurdalarına muhtaç bırakılmışız.
Tahakküm altındaki vizyonsuz iktidarların oyalayıcı taktikleri, eğitimsiz sermayesiz bırakılan müteşebbisler basit faaliyetlerin ilerisine geçememiştir.
Nüfusun yüzde 65'ini oluşturan tarım köylüsü, özelleştirilmiş temel tüketim maddelerinin (mazot, gübre, tohum, tohum, elektrik, vergi, faiz vs) pahalılaşması, bir de ithalat yüzünden düşen ürün fiyatları sebebiyle zarar etme konumuna düşmüştür. Üretici iken toprağı terk edip paspasçı olmaya şehirlere akın etmiş ve tüketici olmuştur.
Hayvancılıkta yüksek maliyet krizini aşmak için iktidar bu yıl 565 bin hayvan ithal kararı almıştır.
Ağırlaşan üretim maliyetleri (faiz, kira, elektrik, enflasyon vs) yüzünden küresel rekabete yenik düşüp, ithalatçı olan üretim sanayicileri de döviz tüketicisi oldu.
"Ey millet, yanlış uygulamalar bizi batıracak milli çözümler şart" dedik yıllarca. Dinletemedik çok yazık. Uyarılarımızı partizanlığa ciro edenler, IMF dayatmalarını oylayıp iktidarda tutarak yıkımı çağırdılar.
Almanya ve Hollanda gibi dış ticaret fazlası veren ülkeleri ihya eden tarım, hayvancılık, üretim ve sanayi ülkemizin kasasını boşaltma mekanizmasına dönüşmüştür. Bütün branşlarda ekonomiyi dışa muhtaç eden iktidar, ülkeyi şaha kaldırdığını, borcu sıfırladığını, IMF'ye borç verme iddiasını ballandırırken döviz krizi ile fenersiz yakalandı.
Kasası para dolu olan; "ey Almancılar sünnet düğünlerinizi Türkiye'de yapın. Komşularınızı davet edin. Ey işadamları, yastık altındaki dövizleri çıkarın. Biliyorum, sizin resmi öz sermayeniz dışında da dövizleriniz var. Sürün bunları" diye acizliğini ifşa eder mi?
Referandumda evet çıkarsa ekonomiyi şaha kaldıracaklarını iddia edenler, tamgaz özelleştirmelerle "eski tas eski hamam" Neoliberalizmle yola devam demiştir. Söke Un'dan Hacı Şakir'e 21 bin şirketi satılmış, 5 trilyon TL borçlu ekonomiyi, başarı diye sunmak "nasıl beceriyor" dedirtmekte.
Halkı avlamada mahir besleme medya şarlatanlarının, gerçek gündemi saptıran cambaza bak oyunu ört bas ile çöküş devam ediyor.
Devlet malını talan ettiren şebeke içinde "dur" diyecek erdem sahibi bir ekibin çıkmaması, ülkenin ekonomik gücünü yok sayan gözlerin körlüğü, milyonları sefalete mahkûm etmektedir.
Krizlere karşı kapitalizmin versiyonları dışında hüneri olanı göremiyoruz.
Zifiri karanlıkta, "30 yıllık emeğim" dediği çalışmalarından ilhamla, yüce Türk milletine "yok oluşa giden süreci" haber veren, 4 milyar BRICS halklarının baş tacı ettiği ilaç olan Milli Ekonomi Modeli'ni 9 uluslararası kongrede ortaya koyan Baş Hoca'nın hak sesine sırtını dönmek intihardır.
Programıyla; ecnebilere teslim edilen 3 katrilyonluk madenleri ve özelleştirilen varlıkları geri alıp işletmek, emek ve üretim karşılığında milli paramızı devreye koymak, yoksul kesimin cebine para koymak, devasa ulusal geliri adaletle dağıtarak milletin yaşam standardını yükseltmeyi hedefleyen 'hayırlı bir el'e, cömert bu gönül adamına mecburuz.
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020