Dün, Rusya ile uçak krizi yaşamıştık. Bir kesim insanımız, günlerce Rus elçiliği önünde eylem yaptı. Rus bayrağı yaktı. TRT, Rusya'nın barbarlıklarını belgesel şeklinde yayınlamaya başladı.
Yine karşılıklı açıklamalar ile İran ile de basit bir kriz yaşamıştık. İran elçiliğinin önü doldu, taştı. Mezhepçi söylemler üzerinden bin bir sloganlar atıldı.
Özellikle manevi değerleri kullanarak yayın yapan medya ise adeta tetikçilik yapıyordu. Elimizden gelse bir kaşık su ile hem Rusya'yı, hem de İran'ı boğacaktık.
Amma!
ABD'nin ekonomik savaş ilanı ve Türkiye'nin 'gördüm' restini çekmesinin ardından Suud'lu bir general; 'Türkiye'yi terbiye etmenin vakti geldi' dedi.
Suud Elçiliğinin önünde bırak gösteriyi trafik bile yok. Oysa Suud Hanedanı hem İslam'a, hem de Türk Milletine en büyük ihaneti yapan bir zihniyettir.
Lawrence'yi duymayan, bilmeyen var mı? Varsa kısaca aktarayım, Müslüman kimliğine bürünüp Arapları' Osmanlıya karşı organize edip, bizi arkadan vurarak Mekke, Medine, Musul, Kerkük ve Şam'ın elimizden çıkmasını sağlayan kişi. İngiliz Ajanı. Yani bugünkü ABD'li rahip Brunson.
Suud yönetimi, Lawrence'nin evini müzeye çevirerek kapısına; ''Bu ev, Osmanlı'ya karşı bağımsızlık savaşı veren Suudilere yardımcı olan Thomas Edward Lawrence tarafından karargah olarak kullanılmıştır'' diye yazdırdı.
Şimdi o Suud'un torunu, Türkiye'yi terbiye etme vakti geldi, diyor. Nerde Osmanlı çocukları? Neden kimse demokratik protesto hakkını kullanmıyor?
Ya ABD!
Kulağımızın arkasını bile deldiler. Açıkça savaş ilan ettiler. Her gün yeni bir tehdit, hakaret üslubuyla bu devlete, bu millete saldırıyorlar.
Milletimiz ne yapıyor? Dolar yakıyor, telefonunu kırıyor. Tepki mi bu?
Oysa 90'larda Beyazıt Meydanında, ABD elçiliği, konsoloslukları önünde günlerce süren protestolar izlerdik. ABD'nin vahşeti, insanlığa zulmü ayet, hadislerle anlatılırdı.
Şimdi nerde bu emperyalizm karşıtları, diye merak ediyorum!
Hele halk nazarında İncirlik ve Kürecik üssünün kapatılması, NATO'ya hayır, sloganlarının atılmaması, PKK-PYD'ye destek verenler bizim dostumuz olamaz, sloganlarını duymayı beklerdim.
Ama kimseden ses çıkmıyor.
Görmüyor musun! Vatandaş telefonlarını parçalıyor, deste deste dolarlarını bozduruyor, diyenleri duyar gibiyim.
Hayret ettiğim bir diğer nokta da bu zaten. Kılık kıyafeti senin, benim gibi 50 yaşlarında bir kişi deste deste dolarlarla (tabi dolar zirveyi gördüğü günlerde) döviz bürosu önünde poz veriyor.
Emice! O dolarları ne ara istifledin, diye sormak isterim ama serbest piyasa ekonomisi (!) müsaade etmiyor.
Sonra yaşları 15 ila 25 arasında 5 genç bir inşaatta açtıkları Türk Bayrağı önünde Ipone kırma gösterisi yapıyor.
Yine sormak isterim! O telefonların en az 3 bin TL. Siz o telefonları kaç ay çalışarak aldınız? Diyelim ki! 2 ay hiç yemeden, içmeden maaşlarını vererek bu telefonları aldılar. O zaman yine manyak sorular geliyor aklıma! Siz nasıl bir ABD malı hayranısınız ki, iki aylık emeğinizi bir telefona veriyorsunuz? Yoksa şov mu yapıyorsunuz?
Tabi millet böyle yapınca vekili ne yapar, sorusunu MHP'li vekil cevapladı.
* * *
Gerçek olan şu; Kahrolsun ABD, kahrolsun emperyalizm, kahrolsun dolar sömürüsü filan demekle ne ABD kahroluyor ve ne de ülke ekonomisi düzeliyor.
Bakın! 1923'te New York Times şu başlığı atmıştı; "Bir avuç Türk dünyaya meydan okudu."
Devamında ise 'İşte o Türkler? Bir avuçtular ama kazandılar." Diyordu.
Şimdi kazanmak mı istiyorsunuz? Milli Ekonomi Modeli şart. Milli para şart. Bu model ve kavramların sahibi şart.
Yine karşılıklı açıklamalar ile İran ile de basit bir kriz yaşamıştık. İran elçiliğinin önü doldu, taştı. Mezhepçi söylemler üzerinden bin bir sloganlar atıldı.
Özellikle manevi değerleri kullanarak yayın yapan medya ise adeta tetikçilik yapıyordu. Elimizden gelse bir kaşık su ile hem Rusya'yı, hem de İran'ı boğacaktık.
Amma!
ABD'nin ekonomik savaş ilanı ve Türkiye'nin 'gördüm' restini çekmesinin ardından Suud'lu bir general; 'Türkiye'yi terbiye etmenin vakti geldi' dedi.
Suud Elçiliğinin önünde bırak gösteriyi trafik bile yok. Oysa Suud Hanedanı hem İslam'a, hem de Türk Milletine en büyük ihaneti yapan bir zihniyettir.
Lawrence'yi duymayan, bilmeyen var mı? Varsa kısaca aktarayım, Müslüman kimliğine bürünüp Arapları' Osmanlıya karşı organize edip, bizi arkadan vurarak Mekke, Medine, Musul, Kerkük ve Şam'ın elimizden çıkmasını sağlayan kişi. İngiliz Ajanı. Yani bugünkü ABD'li rahip Brunson.
Suud yönetimi, Lawrence'nin evini müzeye çevirerek kapısına; ''Bu ev, Osmanlı'ya karşı bağımsızlık savaşı veren Suudilere yardımcı olan Thomas Edward Lawrence tarafından karargah olarak kullanılmıştır'' diye yazdırdı.
Şimdi o Suud'un torunu, Türkiye'yi terbiye etme vakti geldi, diyor. Nerde Osmanlı çocukları? Neden kimse demokratik protesto hakkını kullanmıyor?
Ya ABD!
Kulağımızın arkasını bile deldiler. Açıkça savaş ilan ettiler. Her gün yeni bir tehdit, hakaret üslubuyla bu devlete, bu millete saldırıyorlar.
Milletimiz ne yapıyor? Dolar yakıyor, telefonunu kırıyor. Tepki mi bu?
Oysa 90'larda Beyazıt Meydanında, ABD elçiliği, konsoloslukları önünde günlerce süren protestolar izlerdik. ABD'nin vahşeti, insanlığa zulmü ayet, hadislerle anlatılırdı.
Şimdi nerde bu emperyalizm karşıtları, diye merak ediyorum!
Hele halk nazarında İncirlik ve Kürecik üssünün kapatılması, NATO'ya hayır, sloganlarının atılmaması, PKK-PYD'ye destek verenler bizim dostumuz olamaz, sloganlarını duymayı beklerdim.
Ama kimseden ses çıkmıyor.
Görmüyor musun! Vatandaş telefonlarını parçalıyor, deste deste dolarlarını bozduruyor, diyenleri duyar gibiyim.
Hayret ettiğim bir diğer nokta da bu zaten. Kılık kıyafeti senin, benim gibi 50 yaşlarında bir kişi deste deste dolarlarla (tabi dolar zirveyi gördüğü günlerde) döviz bürosu önünde poz veriyor.
Emice! O dolarları ne ara istifledin, diye sormak isterim ama serbest piyasa ekonomisi (!) müsaade etmiyor.
Sonra yaşları 15 ila 25 arasında 5 genç bir inşaatta açtıkları Türk Bayrağı önünde Ipone kırma gösterisi yapıyor.
Yine sormak isterim! O telefonların en az 3 bin TL. Siz o telefonları kaç ay çalışarak aldınız? Diyelim ki! 2 ay hiç yemeden, içmeden maaşlarını vererek bu telefonları aldılar. O zaman yine manyak sorular geliyor aklıma! Siz nasıl bir ABD malı hayranısınız ki, iki aylık emeğinizi bir telefona veriyorsunuz? Yoksa şov mu yapıyorsunuz?
Tabi millet böyle yapınca vekili ne yapar, sorusunu MHP'li vekil cevapladı.
* * *
Gerçek olan şu; Kahrolsun ABD, kahrolsun emperyalizm, kahrolsun dolar sömürüsü filan demekle ne ABD kahroluyor ve ne de ülke ekonomisi düzeliyor.
Bakın! 1923'te New York Times şu başlığı atmıştı; "Bir avuç Türk dünyaya meydan okudu."
Devamında ise 'İşte o Türkler? Bir avuçtular ama kazandılar." Diyordu.
Şimdi kazanmak mı istiyorsunuz? Milli Ekonomi Modeli şart. Milli para şart. Bu model ve kavramların sahibi şart.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024