Yunan'ı denize döken Atatürk'ün bu görevi yaparken ona destek olan her bir gazinin ve şehidin ruhları şad, makamları da cennet olsun. Hoş Geldin Atatürk eseri ile Prof. Dr. Haydar Baş, şaşkın bir duruma düşen devletimize ve halkımıza, bölünmenin eşiğinde, Atatürk'ü her şeyi ile önderimiz ve rehberimiz olarak sunmuştur.
Nedeni çok açıktır. Ülkemiz yerli ve yabancı hainlerin yalanları, iftiraları ile doğrulardan uzaklaştırılmıştır. Allah'ın (c.c.) emirleri dahi göz ardı edilmiş, İslam'ın kuralları altüst edilmeye devam edilmiştir. Yaradanının emirlerini bile yanlış yorumlayanların aynı zamanda Atatürk'ü de hedef aldığı gerçektir. Çünkü Atatürk, bu gibi ahlaksızlarla da mücadele etmişti. Onlar bunu bildikleri için onun inançlarının halkımızca bilinmesini istemezlerdi.
Şu andan itibaren herkes şunu gördü ki, bütün açıklığı ile ve delillerle Gazi Mustafa Kemal Paşa doğumundan ölümüne kadar Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli ve rehberi olmuştur. Bundan sonra da halkımız Atatürk'ün hedefine birlikte ulaşacaktır. Artık BAĞIMSIZLIK TÜRK'ÜN KARAKTERİ OLMALI.
Siyasette: YURTTA SULH CİHANDA SULH, ekonomide MİLLİ EKONOMİ (hazır, MİLLİ EKONOMİ MODELİ). T.C., sosyal ve demokratik laik cumhuriyettir. (hazır, SOSYAL DEVLET MİLLİ DEVLET MODELİ) Gördünüz mü? Prof. Dr. Haydar Baş Atatürk'ün hedefindeki son noktadır. Oraya ulaşıldığında T.C., geleceğine kavuşacaktır.
Düşünmekte yarar var; Atatürk yaşasaydı ne yapardı? Yaşarken ne yaptıysa, elbette devamını.. 12 adanın tamamını, dahası Lozan'dan arta kalan ne varsa, İkinci Dünya Savaşında veya sonrasında alırdı. Aksini söyleyecek bir tek İngiliz veya Yunan casusu bile olamaz. Tarihimizin son dönemlerinde Yunanlıların işgal ettiği yüzün üstündeki kayalık ve 15 ila 20 arasındaki adaya acaba bir yabancı çıkabilir miydi? Asla, oralara vatandaşlarımız zaten yerleştirilirdi. Neden bunca yıl buralar başıboş bırakıldı! Son günlerde bu konuda yazdıklarımı hatırlarsınız, benden önceleri de bu konu ortalarda dolaşmış hep üzeri örtülmüştür.
Sayın Cumhurbaşkanımız Lozan Antlaşması kapsamında, orada yaşayan Türklerin durumunu konu edince bir parmak bal hesabı, müftü seçimlerinde ufak değişiklik sözü verilerek, adalar konu edilmemiştir. Vatan toprağından taviz vermeyeceğini ifade eden Cumhurbaşkanına, Bu konuda kesinlikle herkes destek olacaktır. Çünkü bu vatan bizimdir. Protokol skandalına göz yumulmuş, bu da karşı tarafa cesaret vermiştir. Adaların konu edilmediği bir gerçektir. Muhalefetin son konuşmalarda adaları konu alması üzerine, Yunanistan'ın CHP'yi hedef alan cevabı çok enteresandır; "Alabilirseniz gelin alın"?
Bu, Türkiye'ye meydan okumaktır. CHP'nin cevabı ise "Geldiğiniz gibi gidersiniz" olmuştur. BU HEPİMİZİN ARZUSUDUR. Elbette İktidarın da? Olan olmuş sonuçta düzeltilmesi gereken milli bir problem oluşmuştur. Elbette yapılacak siyasi davranışlar yapılmalıdır. Bir kısa süre verilip Lozan'a uymaları talep edilebilir veya bize ait olan adalara gemiler ve kuvvetlerimizle teftiş veya tatbikat olarak bir gece ansızın gidebiliriz. Karşı duranları terörist ilan ederek vurabiliriz. Bizim toprağımızda kimin karışmaya hakkı olur ki!
Elbette pek çok yol vardır, en uygunu yapılacaktır, bekliyoruz. Gazamız mübarek olsun.
Nedeni çok açıktır. Ülkemiz yerli ve yabancı hainlerin yalanları, iftiraları ile doğrulardan uzaklaştırılmıştır. Allah'ın (c.c.) emirleri dahi göz ardı edilmiş, İslam'ın kuralları altüst edilmeye devam edilmiştir. Yaradanının emirlerini bile yanlış yorumlayanların aynı zamanda Atatürk'ü de hedef aldığı gerçektir. Çünkü Atatürk, bu gibi ahlaksızlarla da mücadele etmişti. Onlar bunu bildikleri için onun inançlarının halkımızca bilinmesini istemezlerdi.
Şu andan itibaren herkes şunu gördü ki, bütün açıklığı ile ve delillerle Gazi Mustafa Kemal Paşa doğumundan ölümüne kadar Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli ve rehberi olmuştur. Bundan sonra da halkımız Atatürk'ün hedefine birlikte ulaşacaktır. Artık BAĞIMSIZLIK TÜRK'ÜN KARAKTERİ OLMALI.
Siyasette: YURTTA SULH CİHANDA SULH, ekonomide MİLLİ EKONOMİ (hazır, MİLLİ EKONOMİ MODELİ). T.C., sosyal ve demokratik laik cumhuriyettir. (hazır, SOSYAL DEVLET MİLLİ DEVLET MODELİ) Gördünüz mü? Prof. Dr. Haydar Baş Atatürk'ün hedefindeki son noktadır. Oraya ulaşıldığında T.C., geleceğine kavuşacaktır.
Düşünmekte yarar var; Atatürk yaşasaydı ne yapardı? Yaşarken ne yaptıysa, elbette devamını.. 12 adanın tamamını, dahası Lozan'dan arta kalan ne varsa, İkinci Dünya Savaşında veya sonrasında alırdı. Aksini söyleyecek bir tek İngiliz veya Yunan casusu bile olamaz. Tarihimizin son dönemlerinde Yunanlıların işgal ettiği yüzün üstündeki kayalık ve 15 ila 20 arasındaki adaya acaba bir yabancı çıkabilir miydi? Asla, oralara vatandaşlarımız zaten yerleştirilirdi. Neden bunca yıl buralar başıboş bırakıldı! Son günlerde bu konuda yazdıklarımı hatırlarsınız, benden önceleri de bu konu ortalarda dolaşmış hep üzeri örtülmüştür.
Sayın Cumhurbaşkanımız Lozan Antlaşması kapsamında, orada yaşayan Türklerin durumunu konu edince bir parmak bal hesabı, müftü seçimlerinde ufak değişiklik sözü verilerek, adalar konu edilmemiştir. Vatan toprağından taviz vermeyeceğini ifade eden Cumhurbaşkanına, Bu konuda kesinlikle herkes destek olacaktır. Çünkü bu vatan bizimdir. Protokol skandalına göz yumulmuş, bu da karşı tarafa cesaret vermiştir. Adaların konu edilmediği bir gerçektir. Muhalefetin son konuşmalarda adaları konu alması üzerine, Yunanistan'ın CHP'yi hedef alan cevabı çok enteresandır; "Alabilirseniz gelin alın"?
Bu, Türkiye'ye meydan okumaktır. CHP'nin cevabı ise "Geldiğiniz gibi gidersiniz" olmuştur. BU HEPİMİZİN ARZUSUDUR. Elbette İktidarın da? Olan olmuş sonuçta düzeltilmesi gereken milli bir problem oluşmuştur. Elbette yapılacak siyasi davranışlar yapılmalıdır. Bir kısa süre verilip Lozan'a uymaları talep edilebilir veya bize ait olan adalara gemiler ve kuvvetlerimizle teftiş veya tatbikat olarak bir gece ansızın gidebiliriz. Karşı duranları terörist ilan ederek vurabiliriz. Bizim toprağımızda kimin karışmaya hakkı olur ki!
Elbette pek çok yol vardır, en uygunu yapılacaktır, bekliyoruz. Gazamız mübarek olsun.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017