Başlığımı iddia olarak kabul edenlere ispat edeyim. Şu anda Türkiye'nin dış politikada gündeminde birinci sırada ne var? Suriye. Peki, iktidarın Suriye konusunda bir omurgası var mı?
Son üç yılın duruşuna bakalım;
3 Aralık 2015'te Erdoğan; Rusya'nın Suriye'de ne işi var? Derken 6 ay sonra 29 Mayıs 2016'da bu sefer 'Suriye'de ABD askerlerinin ne işi var', diyordu.
Aynı Erdoğan Kasım 2017'de, 'Putin'le, Suriye'de siyasi çözüm için mutabıkız', derken tam iki ay sonra 13 Ocak 2018'de "Bölge politikalarımızı ABD ile yürütmek istiyoruz" demişti.
Dün Davutoğlu; 'Ortadoğu'da bizden habersiz yaprak kımıldamaz' diyordu. Bugün Erdoğan, "Artık Suriye'de, Türkiye'nin olmadığı hiçbir adımın atılması mümkün değildir" diyor.
Ama bakıyorsun ki, Ortadoğu'da, Suriye'de ne oluyorsa hepsi Türkiye'nin aleyhine oluyor ve kimse Türkiye'yi kale almıyor.
Alıyorlar mı? Hemen bakalım;
Türkiye, ABD'ye kaç kez terör örgütlerine silah verme diye 'ey' çekti? Ya herro ya merro, dedi?
Ama ABD bir, üç, beş derken 5 bin tır dolusu silahı PKK'nın uzantısı YPG'ye verdi. O silahların önemli bir kısmı da şu an ülkemizde. Bakın en gelişmiş silahlarla doğu ve güneydoğu'da her gün askerimize pusular kuruluyor, saldırılar yapılıyo, şehitler veriyoruz.
Diğer taraftan Bekir Bozdağ, "Suriye politikamız hakkın ve doğru olanın yanında olmaktır, Rejimin terör örgütlerinin desteklenmesine karşıyız" diyor.
Peki, ABD terör örgütlerin desteklemiyor mu? FETÖ terör örgütü değil mi? YPG-PYD terör örgütü değil mi?
Gerçek ortada omurga yok, duruş yok, yaptırım gücü yok.
İç politikada ise gündemin birinci sırasına erken seçimler girdi. Oysa 16 yıllık AKP iktidarlarında seçim, demeden 'erken' sözcüğünü bile kullanmaya kalktığınız da bizzat Erdoğan, 'ihanetle' eşdeğer tutuyordu bu sözcüğü. İspatlayayım;
"Eğer hükümet erken seçim kararı alacaksa, hükümeti acze düşmüşse, acze düşenler alır. Erken seçim çığırtkanlığı Türkiye'ye ihanettir" (2009)
'Şu yerel seçimlerden sonra Türkiye hemen erken seçime gider mi?' Çirkin bir yaklaşım. Bir defa şuna alışacaksınız. Demokrasi, halkın verdiği yetkiyi, halkın o verdiği tarihten evvel almamaktır.' (2009)
"Erken seçim çığırtkanlığı yapmak o ülkenin lehine değil, o kişilerin de lehine değildir ve bu ülkeye, çok açık söylüyorum ihanettir. Böyle bir şey istenmez, böyle bir şey arzu edilmez. Şimdi asla dünyamızda böyle bir dert, böyle bir sıkıntı... Biz yolumuza emin adımlarla yürüyeceğiz. Çünkü bizim derdimiz ülkemize daha çok yatırımı nasıl çekeriz." (2009)
Şimdi 18 saatte erken seçim kararı aldılar ve 2 ay sonrasına gün verdiler. Haliyle ihanet söylemleri ne olacak, diye sorular aklıma geliyor.
Ekonomiye gelelim mi?
2004 yılında Sayın Erdoğan, 'faiz bir dünya gerçeğidir. Bu gerçeği inkar edemeyiz' diyerek 15 yılda 700 milyar (katrilyon) civarında devletin kasasından borç faizi ödedi.
Şimdilerde ise faize savaş açmış bir görüntü veriyor ve diyor ki; "Ekonomide her kötülüğün anası faizdir. Faiz zengini daha zengin fakiri daha fakir yapar. Bunun lobisi neresidir? Finans kuruluşlarıdır. Açık söylüyorum devletin bankaları da bu işin içindedir"
Dün dündür, bugün bugündür, diyenler olabilir. Peki, faizi sıfırlayan veya düşüren bir banka haberi duydunuz mu? Yok. Tam aksine faizler yükseliyor. Peki, ekonomiyi kim yönetiyor?
Veya dolar. Hükümet bakanları, kurlardaki artışların gerçeği yansıtmadığı, TL'nin güçlü olduğunu, telaşa kapılmamak gerektiğini her kur artışında bas bas bağırdılar. Dolar ve euro zincirleri kırmışçasına rekorlar kırarak yükseldi.
Erdoğan ne dedi; 'Bizi döviz kuru üzerinden terbiye etmeye kalkıyorlar ama başaramayacaklar'
Görebilenler için ortada iç ve dış politikada tutarlı bir duruş ve gidiş yok. Lafa kananlar için ise durmak yok, yola devam. Ama nereye kadar?
Son üç yılın duruşuna bakalım;
3 Aralık 2015'te Erdoğan; Rusya'nın Suriye'de ne işi var? Derken 6 ay sonra 29 Mayıs 2016'da bu sefer 'Suriye'de ABD askerlerinin ne işi var', diyordu.
Aynı Erdoğan Kasım 2017'de, 'Putin'le, Suriye'de siyasi çözüm için mutabıkız', derken tam iki ay sonra 13 Ocak 2018'de "Bölge politikalarımızı ABD ile yürütmek istiyoruz" demişti.
Dün Davutoğlu; 'Ortadoğu'da bizden habersiz yaprak kımıldamaz' diyordu. Bugün Erdoğan, "Artık Suriye'de, Türkiye'nin olmadığı hiçbir adımın atılması mümkün değildir" diyor.
Ama bakıyorsun ki, Ortadoğu'da, Suriye'de ne oluyorsa hepsi Türkiye'nin aleyhine oluyor ve kimse Türkiye'yi kale almıyor.
Alıyorlar mı? Hemen bakalım;
Türkiye, ABD'ye kaç kez terör örgütlerine silah verme diye 'ey' çekti? Ya herro ya merro, dedi?
Ama ABD bir, üç, beş derken 5 bin tır dolusu silahı PKK'nın uzantısı YPG'ye verdi. O silahların önemli bir kısmı da şu an ülkemizde. Bakın en gelişmiş silahlarla doğu ve güneydoğu'da her gün askerimize pusular kuruluyor, saldırılar yapılıyo, şehitler veriyoruz.
Diğer taraftan Bekir Bozdağ, "Suriye politikamız hakkın ve doğru olanın yanında olmaktır, Rejimin terör örgütlerinin desteklenmesine karşıyız" diyor.
Peki, ABD terör örgütlerin desteklemiyor mu? FETÖ terör örgütü değil mi? YPG-PYD terör örgütü değil mi?
Gerçek ortada omurga yok, duruş yok, yaptırım gücü yok.
İç politikada ise gündemin birinci sırasına erken seçimler girdi. Oysa 16 yıllık AKP iktidarlarında seçim, demeden 'erken' sözcüğünü bile kullanmaya kalktığınız da bizzat Erdoğan, 'ihanetle' eşdeğer tutuyordu bu sözcüğü. İspatlayayım;
"Eğer hükümet erken seçim kararı alacaksa, hükümeti acze düşmüşse, acze düşenler alır. Erken seçim çığırtkanlığı Türkiye'ye ihanettir" (2009)
'Şu yerel seçimlerden sonra Türkiye hemen erken seçime gider mi?' Çirkin bir yaklaşım. Bir defa şuna alışacaksınız. Demokrasi, halkın verdiği yetkiyi, halkın o verdiği tarihten evvel almamaktır.' (2009)
"Erken seçim çığırtkanlığı yapmak o ülkenin lehine değil, o kişilerin de lehine değildir ve bu ülkeye, çok açık söylüyorum ihanettir. Böyle bir şey istenmez, böyle bir şey arzu edilmez. Şimdi asla dünyamızda böyle bir dert, böyle bir sıkıntı... Biz yolumuza emin adımlarla yürüyeceğiz. Çünkü bizim derdimiz ülkemize daha çok yatırımı nasıl çekeriz." (2009)
Şimdi 18 saatte erken seçim kararı aldılar ve 2 ay sonrasına gün verdiler. Haliyle ihanet söylemleri ne olacak, diye sorular aklıma geliyor.
Ekonomiye gelelim mi?
2004 yılında Sayın Erdoğan, 'faiz bir dünya gerçeğidir. Bu gerçeği inkar edemeyiz' diyerek 15 yılda 700 milyar (katrilyon) civarında devletin kasasından borç faizi ödedi.
Şimdilerde ise faize savaş açmış bir görüntü veriyor ve diyor ki; "Ekonomide her kötülüğün anası faizdir. Faiz zengini daha zengin fakiri daha fakir yapar. Bunun lobisi neresidir? Finans kuruluşlarıdır. Açık söylüyorum devletin bankaları da bu işin içindedir"
Dün dündür, bugün bugündür, diyenler olabilir. Peki, faizi sıfırlayan veya düşüren bir banka haberi duydunuz mu? Yok. Tam aksine faizler yükseliyor. Peki, ekonomiyi kim yönetiyor?
Veya dolar. Hükümet bakanları, kurlardaki artışların gerçeği yansıtmadığı, TL'nin güçlü olduğunu, telaşa kapılmamak gerektiğini her kur artışında bas bas bağırdılar. Dolar ve euro zincirleri kırmışçasına rekorlar kırarak yükseldi.
Erdoğan ne dedi; 'Bizi döviz kuru üzerinden terbiye etmeye kalkıyorlar ama başaramayacaklar'
Görebilenler için ortada iç ve dış politikada tutarlı bir duruş ve gidiş yok. Lafa kananlar için ise durmak yok, yola devam. Ama nereye kadar?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024