Hükumete bu aklı kim verdi bilmiyorum ama ben Başbakan'ın yerinde olsam değil icraatın içinden, hükumetin ömrünü hatırlatacak hiç bir adım atmazdım. Bülent Ecevit'in Bakanlarını da yanına alarak anlattığı hükumetin 2 yıllık icraat programı, ortakların başarı hanesine düşebileceğimiz tek bir notun dahi olmadığını gösterdi. Ecevit'in bu fotoğrafı vatandaşlarıyla paylama cesareti doğrusu takdire şayan.
Bu hükumet unutulmaz!
57. hükumeti tarih unutmayacak. Ancak bunun nedenini ekonomik zaferler yada siyasal başarılar veya insan hakları alanında atılmış adımlar oluşturmayacak. 57. hükümeti tarihe geçirecek notlar ülkenin % 50 fakirleşmesi, yolsuzlukların ayyuka çıkması ve asker-sivil ayrımının derinleşmesi gibi geçmişte hiç bir hükumete nasip olmamış konular olacak.
Bir zamanlar, bir zamanlar dediysek bu süre çok uzun değil Türkiye'de IMF ile anlaşma imzalamak prestiji kaybı olarak nitelendirilirdi. Yabancı kuruluşların borç para vermek için, kredi açmak için kuyruğa girdiği bir vasattan, IMF ile anlaşma imzalamanın Çanakkale zaferi gibi algılandığı bir zemine oturdu, Türkiye. Hatta öyle ki tek marifeti iyi borç bulmak olan bir Dünya Bankası memuru, Kemal Derviş sırf bu nedenle bu ülkede umut olarak pompalanmaya başlandı. Kemal Derviş kuşkusuz 57. hükumetin eseridir. Ve bu isim Cumhuriyet tarihimiz açısından en olumsuz kırılma noktasıdır. Derviş'e kadar ülkeyi uzaktan kumanda edenler, hiç değilse nezaket kurallarına uyarak işlerini görenler artık bunu da aşarak, doğrudan müdahale yöntemini seçmişlerdir.
ABD Başkanı'nın mektuplarını, Washington'un Ankara büyükelçiliğinde yenilen yemeklerden sonra atılan imzaları tarih unutmayacaktır.
Tarih dalgalı kura geçmeyeceğiz açıklaması yapan hükumetin merkez bankası başkanının, bu açıklamayı yaptığı saatlerde parasını dolara çevirdiğini de unutmayacaktır. Ve tabii nankör kedi tartışmasınıda...
3 gün sonra yapacakları kritik borçlanma öncesinde, MGK'ında çıkarılan krizle kaybedilen milyar dolarlar... Türkiye'nin milli gelirinin yarı yarıya düştüğü süreci başlatan hakaretleşmeler... Ve hala cevabını arayan soru:
Dalgalıyı geçişten önceki gecede, Merkez Bankasından gizli bir elin yol göstericiliğinde çekilen paralar kime aitti?
Başbakan icraatın içinden yaptığı açıklamada, populizme kaçmadıklarını ve ekonomik programdan taviz vermeyeceklerini söylüyor. Bunu nasıl anlamak gerekir bilemiyorum ama keşke taviz verseler, keşke bu yeni programa inanmasalar.
Bu takdirinde hükumetin iradesi içinde olmadığını ekleyerek, şunu söyleyelim. IMF''nin hazırladığı ilk program bu ülkeyi felaketin merkezine oturttu. Aynı IMF'nin aynı programına güvenmemiz için tek bir mantıklı neden gösterebilir mi acaba sayın Başbakan?
Yolsuzluklar baştacı
Bu hükümet yolsuzluklarla anılan bir ortaklık olarak anılacaktır. Başbakan yardımcısı, hakkındaki Meclis'te devam eden süreç nedeniyle hükumete uzun bir süre girememiştir. En ballı koltuktaki isim Enerji Bakanının benzeri yolsuzluk iddialarıyla istifa etmek zorunda kaldığı tarih, daha birkaç hafta öncesini gösteriyor. Aynı partinin genel başkanı ve yetkilileri için beyazlı, mavili, morlu soruşturma dosyaları bütün zenginliğiyle derdesttir.
Hükumetin İçişleri Bakanının alfabenin tüm harflerini içine alacak sayıdaki operasyonları da bir başka alem. Hükumetin diğer ortaklarına ait bol bütçeli bakanlıklarındaki iddialar ise sadece yeni Talat Şalk'lar beklemektedir.
2. Sevr'in mimarları!
Hükumetin ekonomik ve yolsuzluk karnesindeki zayıfları dahi aratacak asıl başarısızlıkları, dış politikada yaşandı. Türkiye hiç bir dönemde bu hükumette olduğu kadar dış dünyada gerilemedi.
AB süreci adı altında, bile bile ladeslerle tüm milli meselelerde Kıbrıs'ta, Ege'de hem tavizler verilmiş asıl önemlisi bu yolun önü açılmıştır. Kıbrıs denilince titreyen ve geri adımı aklından geçiremeyen döneme son verilmiş, Kıbrıs'taki direncimiz nedeniyle AB'ye giremediğimiz yada ekonomik krizlere sürüklendiğimiz vehmi topluma şırınga edilmeye çalışılmıştır.
Türkiye adeta Brüksel'in sözcülüğüne soyunmuş bir hükumetle 2 yıldır yaşamaya çalışmaktadır. Geldiğimiz nokta
mandanın kabulüdür.
En son icraatları ise ülkenin egemenliğini Avrupa'ya devretme çalışmalarıdır.
Ermeni Soykırım iddialarının kabulü de yine bu en zayıf hükumet döneminde gerçekleşti.
Batı'nın Sevr'e ikinci kez en fazla yaklaştığı dönem de 57. Hükumet oldu. Misyonerlik çalışmaları inanılmaz bir oranda arttı. Artık apartmanların bodrumlarından çan sesleri geliyor. Binlerce genç yurtdışına Müslüman olarak gitti, Hıristiyan olarak geldi. Bu cesareti acaba nereden alıyorlardı?
Özal'ın heyulası
Başbakan son iki yılda çok sayıda yasanın çıktığını büyük bir övgüyle anlatıyor. Şunu hatırlatmakta fayda var. Öncelikle önemli olan nicelik değil nitelikli yasa çıkarmak. İkincisi eğer çıkardığımız yasalar Telekomu dışarıya peşkeş çekmekse, şekerde, tütünde, doğalgazda dışarıya bağımlılığın yolunu açmaksa, bu yasayı olsa olsa hükumet adına hatırlamamakta fayda olabilir.
Üç artı 1 artı 1'lerle idare edilen, Derviş'in mi hükümetten yoksa hükumetin mi Derviş'ten sorumlu olduğunun belli olmadığı bu hükümeti, Türkiye unutmayacak. Bu kesin.
Görüyorsunuz işte Özal'ın ruhu heyula gibi dolaşıyor. Rahmetlinin başımıza açtığı icraatın içinden programları hükumet için bir propaganda imkanı değil, başarısızlığın fotoğraflandığı karelere dönüşüyor.
Bu hükumet unutulmaz!
57. hükumeti tarih unutmayacak. Ancak bunun nedenini ekonomik zaferler yada siyasal başarılar veya insan hakları alanında atılmış adımlar oluşturmayacak. 57. hükümeti tarihe geçirecek notlar ülkenin % 50 fakirleşmesi, yolsuzlukların ayyuka çıkması ve asker-sivil ayrımının derinleşmesi gibi geçmişte hiç bir hükumete nasip olmamış konular olacak.
Bir zamanlar, bir zamanlar dediysek bu süre çok uzun değil Türkiye'de IMF ile anlaşma imzalamak prestiji kaybı olarak nitelendirilirdi. Yabancı kuruluşların borç para vermek için, kredi açmak için kuyruğa girdiği bir vasattan, IMF ile anlaşma imzalamanın Çanakkale zaferi gibi algılandığı bir zemine oturdu, Türkiye. Hatta öyle ki tek marifeti iyi borç bulmak olan bir Dünya Bankası memuru, Kemal Derviş sırf bu nedenle bu ülkede umut olarak pompalanmaya başlandı. Kemal Derviş kuşkusuz 57. hükumetin eseridir. Ve bu isim Cumhuriyet tarihimiz açısından en olumsuz kırılma noktasıdır. Derviş'e kadar ülkeyi uzaktan kumanda edenler, hiç değilse nezaket kurallarına uyarak işlerini görenler artık bunu da aşarak, doğrudan müdahale yöntemini seçmişlerdir.
ABD Başkanı'nın mektuplarını, Washington'un Ankara büyükelçiliğinde yenilen yemeklerden sonra atılan imzaları tarih unutmayacaktır.
Tarih dalgalı kura geçmeyeceğiz açıklaması yapan hükumetin merkez bankası başkanının, bu açıklamayı yaptığı saatlerde parasını dolara çevirdiğini de unutmayacaktır. Ve tabii nankör kedi tartışmasınıda...
3 gün sonra yapacakları kritik borçlanma öncesinde, MGK'ında çıkarılan krizle kaybedilen milyar dolarlar... Türkiye'nin milli gelirinin yarı yarıya düştüğü süreci başlatan hakaretleşmeler... Ve hala cevabını arayan soru:
Dalgalıyı geçişten önceki gecede, Merkez Bankasından gizli bir elin yol göstericiliğinde çekilen paralar kime aitti?
Başbakan icraatın içinden yaptığı açıklamada, populizme kaçmadıklarını ve ekonomik programdan taviz vermeyeceklerini söylüyor. Bunu nasıl anlamak gerekir bilemiyorum ama keşke taviz verseler, keşke bu yeni programa inanmasalar.
Bu takdirinde hükumetin iradesi içinde olmadığını ekleyerek, şunu söyleyelim. IMF''nin hazırladığı ilk program bu ülkeyi felaketin merkezine oturttu. Aynı IMF'nin aynı programına güvenmemiz için tek bir mantıklı neden gösterebilir mi acaba sayın Başbakan?
Yolsuzluklar baştacı
Bu hükümet yolsuzluklarla anılan bir ortaklık olarak anılacaktır. Başbakan yardımcısı, hakkındaki Meclis'te devam eden süreç nedeniyle hükumete uzun bir süre girememiştir. En ballı koltuktaki isim Enerji Bakanının benzeri yolsuzluk iddialarıyla istifa etmek zorunda kaldığı tarih, daha birkaç hafta öncesini gösteriyor. Aynı partinin genel başkanı ve yetkilileri için beyazlı, mavili, morlu soruşturma dosyaları bütün zenginliğiyle derdesttir.
Hükumetin İçişleri Bakanının alfabenin tüm harflerini içine alacak sayıdaki operasyonları da bir başka alem. Hükumetin diğer ortaklarına ait bol bütçeli bakanlıklarındaki iddialar ise sadece yeni Talat Şalk'lar beklemektedir.
2. Sevr'in mimarları!
Hükumetin ekonomik ve yolsuzluk karnesindeki zayıfları dahi aratacak asıl başarısızlıkları, dış politikada yaşandı. Türkiye hiç bir dönemde bu hükumette olduğu kadar dış dünyada gerilemedi.
AB süreci adı altında, bile bile ladeslerle tüm milli meselelerde Kıbrıs'ta, Ege'de hem tavizler verilmiş asıl önemlisi bu yolun önü açılmıştır. Kıbrıs denilince titreyen ve geri adımı aklından geçiremeyen döneme son verilmiş, Kıbrıs'taki direncimiz nedeniyle AB'ye giremediğimiz yada ekonomik krizlere sürüklendiğimiz vehmi topluma şırınga edilmeye çalışılmıştır.
Türkiye adeta Brüksel'in sözcülüğüne soyunmuş bir hükumetle 2 yıldır yaşamaya çalışmaktadır. Geldiğimiz nokta
mandanın kabulüdür.
En son icraatları ise ülkenin egemenliğini Avrupa'ya devretme çalışmalarıdır.
Ermeni Soykırım iddialarının kabulü de yine bu en zayıf hükumet döneminde gerçekleşti.
Batı'nın Sevr'e ikinci kez en fazla yaklaştığı dönem de 57. Hükumet oldu. Misyonerlik çalışmaları inanılmaz bir oranda arttı. Artık apartmanların bodrumlarından çan sesleri geliyor. Binlerce genç yurtdışına Müslüman olarak gitti, Hıristiyan olarak geldi. Bu cesareti acaba nereden alıyorlardı?
Özal'ın heyulası
Başbakan son iki yılda çok sayıda yasanın çıktığını büyük bir övgüyle anlatıyor. Şunu hatırlatmakta fayda var. Öncelikle önemli olan nicelik değil nitelikli yasa çıkarmak. İkincisi eğer çıkardığımız yasalar Telekomu dışarıya peşkeş çekmekse, şekerde, tütünde, doğalgazda dışarıya bağımlılığın yolunu açmaksa, bu yasayı olsa olsa hükumet adına hatırlamamakta fayda olabilir.
Üç artı 1 artı 1'lerle idare edilen, Derviş'in mi hükümetten yoksa hükumetin mi Derviş'ten sorumlu olduğunun belli olmadığı bu hükümeti, Türkiye unutmayacak. Bu kesin.
Görüyorsunuz işte Özal'ın ruhu heyula gibi dolaşıyor. Rahmetlinin başımıza açtığı icraatın içinden programları hükumet için bir propaganda imkanı değil, başarısızlığın fotoğraflandığı karelere dönüşüyor.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021