AB'nin İlerleme raporuyla bizden istediği şartlara kayıtsız şartsız 'evet' diyen her parti, her hareket ve her vatandaş bilerek veya bilmeyerek Türkiye'nin bölünmesine ve parçalanmasına 'evet' demiş olduğunu bilmelidir.
Bunun kabul edilmesi mümkün müdür? Vicdan sahibi hiç kimse bunu kabul edemez.
İlerleme raporunda istenen şartlardan biri de Alevi vatandaşlarımızın azınlık olarak tanınması talebidir. Bu ve diğer AB talepleri kabul edilmesi mümkün olmayan talepler olmasına rağmen, Başbakan ve diğer yetkililerden herhangi bir itiraz gelmemesi oldukça üzücü bir durum.
Aleviler özbeöz Türk ve Müslümandırlar. Nasıl olurda hem Türk hem de Müslüman olan Aleviler, Türkiye Cumhuriyetinde azınlık olarak tarif edilebilir.
AB'nin istediği Alevileri kullanarak içimize bir fitne sokmaktır. Alevi vatandaşlarımızın basiretli davranıp bu oyuna gelmemeleri hayırlı olacaktır.
Diğer bir ilerleme raporu şartı ise, Lozan anlaşmasındaki azınlık tarifinin değiştirilmesidir. Lozan da yalnızca Yahudiler, Rumlar ve Ermeniler azınlık olarak tarif edilmiştir. Müslüman olan vatandaşlarımız hangi etnik kökene sahip olurlarsa olsunlar, tek millet sayılmış ve bu batılılara kabul ettirilmiştir.
Lozan'ı delmek anlamına gelen bu şartlar, AKP hükümeti kabul edilse de Türk milleti tarafından reddedilmeli ve bu sayede Lozan kazanımlarının kaybedilmesinin önüne geçilmelidir.
Zira Lozan'da Türkiye Cumhuriyeti devleti'nin varlığı, Batılı ülkelerce tanınmış ve Misak-ı Milli sınırlarımız şekillenmiştir.
Başka bir şartta ise ilerleme raporunda, yabancı okullara getirilen tahditlerin kaldırılması ve Rum, Yahudi ve Amerikan okullarına Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığınca atanan müdür yardımcılarının geri çekilmesi isteniyor.
Yani Osmanlı'nın yıkılmasında en önemli rolü oynamış olan azınlık okulları yeniden hortlatılmaya çalışılmaktadır. Her biri bir ruhban okulu gibi çalışıp binlerce misyoner yetiştirerek, Osmanlı'ya yaptıkları gibi Türkiye'yi de parçalamak istemektedirler.
Müfredattan dinleri eşit bir şekilde öğreteceğiz diye uygulamalı İslam derslerini kaldıran AKP hükümeti, azınlık okullarına her türlü özgürlüğü sunmakta ve bu konuda Batılıların bütün talepleri maalesef yerine getirilmektedir.
İlerleme raporunda AB iyice azıtarak Boşnakça, Kürtçe, Arapça yayınların yanısıra ermenice, rumca ve lazca yayınların yapılmasını talep ediyor.
Ülkemizdeki birlik ve beraberliği ortadan kaldıracak bir mayın niteliğinde olan bu istekler, yerine getirildiği taktirde ülkemiz tam bir kaosa sürüklenecektir.
Zaten AB'nin de istediği budur...
Bunun kabul edilmesi mümkün müdür? Vicdan sahibi hiç kimse bunu kabul edemez.
İlerleme raporunda istenen şartlardan biri de Alevi vatandaşlarımızın azınlık olarak tanınması talebidir. Bu ve diğer AB talepleri kabul edilmesi mümkün olmayan talepler olmasına rağmen, Başbakan ve diğer yetkililerden herhangi bir itiraz gelmemesi oldukça üzücü bir durum.
Aleviler özbeöz Türk ve Müslümandırlar. Nasıl olurda hem Türk hem de Müslüman olan Aleviler, Türkiye Cumhuriyetinde azınlık olarak tarif edilebilir.
AB'nin istediği Alevileri kullanarak içimize bir fitne sokmaktır. Alevi vatandaşlarımızın basiretli davranıp bu oyuna gelmemeleri hayırlı olacaktır.
Diğer bir ilerleme raporu şartı ise, Lozan anlaşmasındaki azınlık tarifinin değiştirilmesidir. Lozan da yalnızca Yahudiler, Rumlar ve Ermeniler azınlık olarak tarif edilmiştir. Müslüman olan vatandaşlarımız hangi etnik kökene sahip olurlarsa olsunlar, tek millet sayılmış ve bu batılılara kabul ettirilmiştir.
Lozan'ı delmek anlamına gelen bu şartlar, AKP hükümeti kabul edilse de Türk milleti tarafından reddedilmeli ve bu sayede Lozan kazanımlarının kaybedilmesinin önüne geçilmelidir.
Zira Lozan'da Türkiye Cumhuriyeti devleti'nin varlığı, Batılı ülkelerce tanınmış ve Misak-ı Milli sınırlarımız şekillenmiştir.
Başka bir şartta ise ilerleme raporunda, yabancı okullara getirilen tahditlerin kaldırılması ve Rum, Yahudi ve Amerikan okullarına Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığınca atanan müdür yardımcılarının geri çekilmesi isteniyor.
Yani Osmanlı'nın yıkılmasında en önemli rolü oynamış olan azınlık okulları yeniden hortlatılmaya çalışılmaktadır. Her biri bir ruhban okulu gibi çalışıp binlerce misyoner yetiştirerek, Osmanlı'ya yaptıkları gibi Türkiye'yi de parçalamak istemektedirler.
Müfredattan dinleri eşit bir şekilde öğreteceğiz diye uygulamalı İslam derslerini kaldıran AKP hükümeti, azınlık okullarına her türlü özgürlüğü sunmakta ve bu konuda Batılıların bütün talepleri maalesef yerine getirilmektedir.
İlerleme raporunda AB iyice azıtarak Boşnakça, Kürtçe, Arapça yayınların yanısıra ermenice, rumca ve lazca yayınların yapılmasını talep ediyor.
Ülkemizdeki birlik ve beraberliği ortadan kaldıracak bir mayın niteliğinde olan bu istekler, yerine getirildiği taktirde ülkemiz tam bir kaosa sürüklenecektir.
Zaten AB'nin de istediği budur...
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023