Evet, kimdir İmam Ali? Peygamberimizin (s.a.a) dilinden bir kez daha değil hiç unutmamak için hatırlayalım:
"Biliniz ki, hiç şüphesiz bu, bana ilk iman eden kimsedir. Ve kıyamet günü benimle ilk musafaha edecek kimse de odur." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali eseri sh:45)
"Eğer yer ve gökler bir kefeye konulsa ve Ali'nin imanı da başka bir kefeye; hiç şüphesiz Ali'nin imanı ağır basar." (Aynı eser sh:45)
"Benden sonra ümmetimin en çok ilim sahibi olanı Ali'dir.", "Ali, Benim ilmimin kapısıdır.", "Ben öğrendiğim her şeyi mutlaka Ali'ye de öğrettim. O, Benim ilim şehrimin kapısıdır." (Sh:47)
Peygamber Efendimiz (s.a.a), İmam Ali'ye (a.s) sorar:
"Ya Ali! Allah'ı, seviyor musun?
Evet ya Resûlullah.
Peki, Beni seviyor musun?
Evet, ya Resûlullah.
Peki, eşini seviyor musun?
Evet, ya Resûlullah.
Peki, çocuklarını seviyor musun?
Evet, ya Resûlullah.
Peki, bunların hepsini bir kalpte nasıl yapıyorsun (topluyorsun)?
Hz. Ali (a.s) bu beklemediği son soru karşısında şaşırdı ve cevap veremedi. Bunu düşünmem gerek, deyip oradan ayrıldı.
Hz. Ali (k.v) düşünceli bir şekilde dolaşırken eşi Hz. Fatıma (a.s) annemiz durumu fark edip, "Nedir bu hal, ya Ali?" der ve ekler, "Eğer bu düşünceli halin, dünyevi kaygılardan dolayı ise sana yakışmaz, bırak gitsin. Yok, bu halin Rahmani kaygılardan dolayı ise anlat birlikte çözüm bulmaya çalışalım" der.
Hz. Ali (a.s), Efendimizle (s.a) geçen diyalogu bir bir Hz. Fatıma'ya (a.s) anlatır. Hz. Fatıma durumu öğrenince tebessüm eder ve Hz. Ali'ye der ki:
"Ya Ali, babama git ve de ki, kişi Allah'ı (c.c) aklıyla ve ruhuyla sever, Peygamberimizi (s.a.v) kalbiyle sever, eşini nefsiyle sever, çocuklarını ise şefkatiyle sever."
Hz. Ali, aldığı bu cevap karşısında memnun olur ve hemen Efendimizin yanına gelir. Hz. Fatıma annemizden öğrendiklerini, Efendimize anlatır.
Peygamber Efendimiz (s.a.a) cevabı alınca tebessüm eder ve der ki, "Ya Ali, bu Bana getirdiğin gül, nübüvvet ağacından koparılmıştır."
Sevginin şeklini, şimalini Peygamber ağacından gördük, öğrendik. Şimdi aynanın karşısına geçelim ve kendimize soralım; Ben, kimi, kimleri neden seviyorum? Nasıl seviyorum? Sevdiğim, sevdiklerim uğruna neler yapıyorum?
Sevenin en büyük isteği, özlemi, sevgiliye kavuşmaktır, ona ulaşmaktır.
Allah-u Teâlâ'ya nasıl ulaşırız?
Evet, bu soruyu da İmam Ali (a.s), Peygamber Efendimize (s.a.a) sormuş;
"Ey Allah'ın Resulü! Beni, Allah'a (c.c) ulaştıracak en kısa yolu göster." dedi.
Resûlullah (s.a.a) da; "Kendi başına kaldığın zaman Allah'ı (c.c) zikret. Bu, Allah'a varmanın en kısa ve en kolay yoludur." dedi.
Bunun üzerine Hz. Ali (r.a); "Ey Allah'ın Resulü! Ben ne şekil ve nasıl zikredeceğim?" diye sorunca Resûlullah (s.a.a); "Ey Ali! Gözlerini kapat ve beni dinle." buyurdu.
Hz. Ali (a.s.) gözlerini kapayınca Resûlullah (s.a.a) üç kere -Lailahe illallah- dedi. Hz. Ali dinledi. Daha sonra Hz. Ali de üç kere -Lailahe illallah- dedi, Resûlullah dinledi." (Prof. Dr. Haydar Baş, İslam'da Zikir eseri sh:202)
Allah'a (c.c) ulaşmanın en kısa yolu neymiş? Zikir.
Bir de zikir ehlinin şu sözünü hiç unutmayalım; "Aşk muhabbeti, muhabbet de Muhammed'i (s.a.a) doğurur."
"Biliniz ki, hiç şüphesiz bu, bana ilk iman eden kimsedir. Ve kıyamet günü benimle ilk musafaha edecek kimse de odur." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali eseri sh:45)
"Eğer yer ve gökler bir kefeye konulsa ve Ali'nin imanı da başka bir kefeye; hiç şüphesiz Ali'nin imanı ağır basar." (Aynı eser sh:45)
"Benden sonra ümmetimin en çok ilim sahibi olanı Ali'dir.", "Ali, Benim ilmimin kapısıdır.", "Ben öğrendiğim her şeyi mutlaka Ali'ye de öğrettim. O, Benim ilim şehrimin kapısıdır." (Sh:47)
Peygamber Efendimiz (s.a.a), İmam Ali'ye (a.s) sorar:
"Ya Ali! Allah'ı, seviyor musun?
Evet ya Resûlullah.
Peki, Beni seviyor musun?
Evet, ya Resûlullah.
Peki, eşini seviyor musun?
Evet, ya Resûlullah.
Peki, çocuklarını seviyor musun?
Evet, ya Resûlullah.
Peki, bunların hepsini bir kalpte nasıl yapıyorsun (topluyorsun)?
Hz. Ali (a.s) bu beklemediği son soru karşısında şaşırdı ve cevap veremedi. Bunu düşünmem gerek, deyip oradan ayrıldı.
Hz. Ali (k.v) düşünceli bir şekilde dolaşırken eşi Hz. Fatıma (a.s) annemiz durumu fark edip, "Nedir bu hal, ya Ali?" der ve ekler, "Eğer bu düşünceli halin, dünyevi kaygılardan dolayı ise sana yakışmaz, bırak gitsin. Yok, bu halin Rahmani kaygılardan dolayı ise anlat birlikte çözüm bulmaya çalışalım" der.
Hz. Ali (a.s), Efendimizle (s.a) geçen diyalogu bir bir Hz. Fatıma'ya (a.s) anlatır. Hz. Fatıma durumu öğrenince tebessüm eder ve Hz. Ali'ye der ki:
"Ya Ali, babama git ve de ki, kişi Allah'ı (c.c) aklıyla ve ruhuyla sever, Peygamberimizi (s.a.v) kalbiyle sever, eşini nefsiyle sever, çocuklarını ise şefkatiyle sever."
Hz. Ali, aldığı bu cevap karşısında memnun olur ve hemen Efendimizin yanına gelir. Hz. Fatıma annemizden öğrendiklerini, Efendimize anlatır.
Peygamber Efendimiz (s.a.a) cevabı alınca tebessüm eder ve der ki, "Ya Ali, bu Bana getirdiğin gül, nübüvvet ağacından koparılmıştır."
Sevginin şeklini, şimalini Peygamber ağacından gördük, öğrendik. Şimdi aynanın karşısına geçelim ve kendimize soralım; Ben, kimi, kimleri neden seviyorum? Nasıl seviyorum? Sevdiğim, sevdiklerim uğruna neler yapıyorum?
Sevenin en büyük isteği, özlemi, sevgiliye kavuşmaktır, ona ulaşmaktır.
Allah-u Teâlâ'ya nasıl ulaşırız?
Evet, bu soruyu da İmam Ali (a.s), Peygamber Efendimize (s.a.a) sormuş;
"Ey Allah'ın Resulü! Beni, Allah'a (c.c) ulaştıracak en kısa yolu göster." dedi.
Resûlullah (s.a.a) da; "Kendi başına kaldığın zaman Allah'ı (c.c) zikret. Bu, Allah'a varmanın en kısa ve en kolay yoludur." dedi.
Bunun üzerine Hz. Ali (r.a); "Ey Allah'ın Resulü! Ben ne şekil ve nasıl zikredeceğim?" diye sorunca Resûlullah (s.a.a); "Ey Ali! Gözlerini kapat ve beni dinle." buyurdu.
Hz. Ali (a.s.) gözlerini kapayınca Resûlullah (s.a.a) üç kere -Lailahe illallah- dedi. Hz. Ali dinledi. Daha sonra Hz. Ali de üç kere -Lailahe illallah- dedi, Resûlullah dinledi." (Prof. Dr. Haydar Baş, İslam'da Zikir eseri sh:202)
Allah'a (c.c) ulaşmanın en kısa yolu neymiş? Zikir.
Bir de zikir ehlinin şu sözünü hiç unutmayalım; "Aşk muhabbeti, muhabbet de Muhammed'i (s.a.a) doğurur."
Akın Aydın / diğer yazıları
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024