Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ehl-i Beyt Külliyatı'nı tekrar tekrar okumaya devam ediyorum.
Hatırlarsanız, Prof. Dr. Valery Lebedev Milli Ekonomi Modeli için, "İçinde kodlar saklı, hem de geleceğe ışık tutan kodlar, her okuduğumda yeni bir şey öğreniyorum" demişti.
Aslında bu kodlar Sayın Baş'ın sadece Mili Ekonomi Modeli'nde değil, başta Ehl-i Beyt Külliyatı olmak üzere bütün eserlerinde var.
Tekrar tekrar okuyorsun ve her okuduğunda sana farklı bir kapı açıyor.
Şu anda İmam Muhammed Bakır eserine yeniden başladım. Bugün aktaracağım bölümlerde İmam Bakır'ın şahsında, Ehl-i Beyt'e Cenab-ı Hakk'ın ne büyük nimetler verdiğini, örnek ve kamil insan olarak hayatlarının bizzat Cenab-ı Hak tarafından nasıl şekillendirildiğini, geleceği bugün yaşıyormuşçasına nasıl gördüklerini ve ifade ettiklerini göreceğiz.
İmam Muhammed Bakır hazretleri sevilmiş ve seçilmiş olan Ehl-i Beyt imamlarının beşincisidir ve İmam Zeynelabidin (a.s.)'ın oğludur. Hz. Peygamber efendimizin (s.a.v.) daha hayattayken İmam Muhammed Bakır'ı şöyle anlatmıştır:
"Hüseyin'in neslinden atası Ali ile aynı isimde olan bir evlat dünyaya gelecektir. Hüseyin dünyadan göçtüğünde onun oğlu olan Ali velayet sorumluluğunu üstlenecektir. O, Allah'ın hücceti ve imamdır. Yine Allah-u Teala onun neslinden Benimle aynı isimde olan, insanların hepsinden daha çok Bana benzeyen, ilmi Benim ilmim ve hükmü de Benim hükmüm olan bir evlat dünyaya getirecektir. O, babasından sonra imam ve hüccettir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Muhammed Bakır, s.28; Kifayetu'l-Eser, s.164)
Hz. Peygamber, dünya hayatında hiç görmediği, İmam Hüseyin'in torunu olan İmam Muhammed Bakır'a Hz. Cabir vasıtasıyla selam göndermiştir.
İbn Medine'den şöyle aktarılır: Bakır, daha küçük yaşta iken, Cabir, onun yanına gelerek, "Resulüllah (s.a.v.) sana selam söyledi" dedi. Cabir'e "Bu nasıl oldu" diye soruldu.
Dedi ki: "Resulülah'ın yanında oturuyordum. Kucağında Hüseyin (a.s.) vardı ve onunla oynuyordu. Buyurdu ki: Ey Cabir! Onun bir oğlu dünyaya gelecek, adı Ali olacak. Kıyamet günü bir münadi, 'Seyyidü'l-Abidin (ibadet edenlerin efendisi) kalksın' dediği zaman onun oğlu kalkacak. Sonra onun Muhammed adında bir oğlu olacak. Onu gördüğün zaman, ey Cabir, ona Benden selam söyle." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Muhammed Bakır, s.25; es-Sevaiku'l-Muhrika, s.305)
Yakubi, "Tarih-i Yakubi" eserinde bu hadisin devamı olarak şöyle yazar: Cabir, yaşlanıp ölümünün yaklaştığını görünce durmadan "Ya Bakır! Ya Bakır! Neredesin?" diyordu.
Nitekim bir gün o hazreti görüp selamı ona iletti. O hazretin el ve ayaklarını öperek, "Babası Resulüllah'a (s.a.v.) benzeyene anam ve babam feda olsun. Resulüllah (s.a.v.) sana selam söyledi" diyordu. (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Muhammed Bakır, s.26; Tarih-i Yakubi, c.2, s.320) Sahabenin en büyüklerinden olan Hz. Cabir'in (r.a.), Hz. Peygamber'in torunu, Ehl-i Beyt imamına saygısını ve sevgisini görüyor musunuz?
İmamların, Allah'ın lütfüyle geleceği görerek ve bilerek nasıl adım attıklarını gösteren hadiselerden biri İmam Muhammed Bakır'ın İmam Cafer'i evlendirmesi olayıdır.
İbn-i Ukkaşe, İmam Bakır'ın (a.s.) huzuruna vararak şöyle dedi: "Neden Hz. Sadık'ı (a.s.) evlendirmiyorsunuz? Oysa onun evlenme vaktidir."
İmam (a.s.) yanında mehriye için ayırmış olduğu bir kese parayı göstererek buyurdular ki: "Yakında Berberilerden bir köle satıcısı gelecek. 'Meymun' adlı şahsın evinde konaklayacak, ben de bu parayla ondan bir cariye satın alacağım."
Birkaç gün sonra o hazretin huzuruna vardığımda buyurdular: "Sana bahsettiğim köle satıcısından haber vereyim mi? O gelmiş, gidin onun yanındaki cariyeyi bu parayla satın alın."
Ukkaşe anlatıyor: Oraya gittiğimde köle satan dedi ki: "Cariyeleri iki hasta cariye dışında hepsini sattım. Onların biri diğerinden biraz daha iyi durumdadır."
Dedim ki: "O ikisini getir göreyim."
Getirdiğinde dedik ki: "Durumu iyi olanı kaça satıyorsun?"
Köle satan: "Yetmiş dinara"
Biz biraz ikramda bulunmasını istedik. O hiç eksiltmeyeceğini söyleyince, biz de dedik ki: "Bu kesede ne kadar para olursa, o fiyata alıyoruz."
Oysa kesede ne kadar para olduğunu bilmiyorduk. Orada bulunan beyaz saç ve sakallı birisi, "Mührü açın ve dinarları sayın" dedi. Tacir, "Boşuna açmayın, yetmiş dinardan bir kuruş dahi eksik olsa satmayacağım" dedi. Yaşlı adam, "Yakına gelin" dedi. Biz de onun yanına giderek mührü açtık ve dinarları saydık. Dinarların yetmişten ne fazla ne de eksik olduğunu gördük. Cariyeyi alıp İmam Bakır'ın (a.s.) yanına döndük. İmam Sadık (a.s.) da orada idi. Olayı anlattık. İmam (a.s.) Allah'a hamd ve sena etti ve cariyeye ismini sordu. O da, "Hamide" diye cevap verdi.
İmam Bakır buyurdu ki: "Dünyada Hamide'sin, ahirette de Mahmude (övülmüş kadın)."
Sonra buyurdu: "Söyle bakalım, bakire misin?"
Hamide bakire olduğunu söyledi. Buyurdular ki: "Nasıl bakire kaldın? Halbuki, hiçbir cariye köle tacirlerinin elinde sağlam kalmaz."
Dedi ki: "Onlardan biri bana yaklaşmak istediğinde, Allah-u Teala, saçı sakalı ağarmış birisini ona musallat ediyor ve benden uzaklaşıncaya kadar onu dövüyordu. Bu macera birkaç defa tekrarlandı."
İmam Bakır (a.s.), İmam Sadık'a (a.s.) hitaben buyurdular ki: "Ey Cafer! Onu al ve bil ki, zemin ehlinin en üstünü (Musa b. Cafer) ondan dünyaya gelecektir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Muhammed Bakır, s.13,14,15; Usul-i Kafi, c.1, s.476, hadis:1)
Allah şefaatlerinden mahrum etmesin.
Hatırlarsanız, Prof. Dr. Valery Lebedev Milli Ekonomi Modeli için, "İçinde kodlar saklı, hem de geleceğe ışık tutan kodlar, her okuduğumda yeni bir şey öğreniyorum" demişti.
Aslında bu kodlar Sayın Baş'ın sadece Mili Ekonomi Modeli'nde değil, başta Ehl-i Beyt Külliyatı olmak üzere bütün eserlerinde var.
Tekrar tekrar okuyorsun ve her okuduğunda sana farklı bir kapı açıyor.
Şu anda İmam Muhammed Bakır eserine yeniden başladım. Bugün aktaracağım bölümlerde İmam Bakır'ın şahsında, Ehl-i Beyt'e Cenab-ı Hakk'ın ne büyük nimetler verdiğini, örnek ve kamil insan olarak hayatlarının bizzat Cenab-ı Hak tarafından nasıl şekillendirildiğini, geleceği bugün yaşıyormuşçasına nasıl gördüklerini ve ifade ettiklerini göreceğiz.
İmam Muhammed Bakır hazretleri sevilmiş ve seçilmiş olan Ehl-i Beyt imamlarının beşincisidir ve İmam Zeynelabidin (a.s.)'ın oğludur. Hz. Peygamber efendimizin (s.a.v.) daha hayattayken İmam Muhammed Bakır'ı şöyle anlatmıştır:
"Hüseyin'in neslinden atası Ali ile aynı isimde olan bir evlat dünyaya gelecektir. Hüseyin dünyadan göçtüğünde onun oğlu olan Ali velayet sorumluluğunu üstlenecektir. O, Allah'ın hücceti ve imamdır. Yine Allah-u Teala onun neslinden Benimle aynı isimde olan, insanların hepsinden daha çok Bana benzeyen, ilmi Benim ilmim ve hükmü de Benim hükmüm olan bir evlat dünyaya getirecektir. O, babasından sonra imam ve hüccettir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Muhammed Bakır, s.28; Kifayetu'l-Eser, s.164)
Hz. Peygamber, dünya hayatında hiç görmediği, İmam Hüseyin'in torunu olan İmam Muhammed Bakır'a Hz. Cabir vasıtasıyla selam göndermiştir.
İbn Medine'den şöyle aktarılır: Bakır, daha küçük yaşta iken, Cabir, onun yanına gelerek, "Resulüllah (s.a.v.) sana selam söyledi" dedi. Cabir'e "Bu nasıl oldu" diye soruldu.
Dedi ki: "Resulülah'ın yanında oturuyordum. Kucağında Hüseyin (a.s.) vardı ve onunla oynuyordu. Buyurdu ki: Ey Cabir! Onun bir oğlu dünyaya gelecek, adı Ali olacak. Kıyamet günü bir münadi, 'Seyyidü'l-Abidin (ibadet edenlerin efendisi) kalksın' dediği zaman onun oğlu kalkacak. Sonra onun Muhammed adında bir oğlu olacak. Onu gördüğün zaman, ey Cabir, ona Benden selam söyle." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Muhammed Bakır, s.25; es-Sevaiku'l-Muhrika, s.305)
Yakubi, "Tarih-i Yakubi" eserinde bu hadisin devamı olarak şöyle yazar: Cabir, yaşlanıp ölümünün yaklaştığını görünce durmadan "Ya Bakır! Ya Bakır! Neredesin?" diyordu.
Nitekim bir gün o hazreti görüp selamı ona iletti. O hazretin el ve ayaklarını öperek, "Babası Resulüllah'a (s.a.v.) benzeyene anam ve babam feda olsun. Resulüllah (s.a.v.) sana selam söyledi" diyordu. (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Muhammed Bakır, s.26; Tarih-i Yakubi, c.2, s.320) Sahabenin en büyüklerinden olan Hz. Cabir'in (r.a.), Hz. Peygamber'in torunu, Ehl-i Beyt imamına saygısını ve sevgisini görüyor musunuz?
İmamların, Allah'ın lütfüyle geleceği görerek ve bilerek nasıl adım attıklarını gösteren hadiselerden biri İmam Muhammed Bakır'ın İmam Cafer'i evlendirmesi olayıdır.
İbn-i Ukkaşe, İmam Bakır'ın (a.s.) huzuruna vararak şöyle dedi: "Neden Hz. Sadık'ı (a.s.) evlendirmiyorsunuz? Oysa onun evlenme vaktidir."
İmam (a.s.) yanında mehriye için ayırmış olduğu bir kese parayı göstererek buyurdular ki: "Yakında Berberilerden bir köle satıcısı gelecek. 'Meymun' adlı şahsın evinde konaklayacak, ben de bu parayla ondan bir cariye satın alacağım."
Birkaç gün sonra o hazretin huzuruna vardığımda buyurdular: "Sana bahsettiğim köle satıcısından haber vereyim mi? O gelmiş, gidin onun yanındaki cariyeyi bu parayla satın alın."
Ukkaşe anlatıyor: Oraya gittiğimde köle satan dedi ki: "Cariyeleri iki hasta cariye dışında hepsini sattım. Onların biri diğerinden biraz daha iyi durumdadır."
Dedim ki: "O ikisini getir göreyim."
Getirdiğinde dedik ki: "Durumu iyi olanı kaça satıyorsun?"
Köle satan: "Yetmiş dinara"
Biz biraz ikramda bulunmasını istedik. O hiç eksiltmeyeceğini söyleyince, biz de dedik ki: "Bu kesede ne kadar para olursa, o fiyata alıyoruz."
Oysa kesede ne kadar para olduğunu bilmiyorduk. Orada bulunan beyaz saç ve sakallı birisi, "Mührü açın ve dinarları sayın" dedi. Tacir, "Boşuna açmayın, yetmiş dinardan bir kuruş dahi eksik olsa satmayacağım" dedi. Yaşlı adam, "Yakına gelin" dedi. Biz de onun yanına giderek mührü açtık ve dinarları saydık. Dinarların yetmişten ne fazla ne de eksik olduğunu gördük. Cariyeyi alıp İmam Bakır'ın (a.s.) yanına döndük. İmam Sadık (a.s.) da orada idi. Olayı anlattık. İmam (a.s.) Allah'a hamd ve sena etti ve cariyeye ismini sordu. O da, "Hamide" diye cevap verdi.
İmam Bakır buyurdu ki: "Dünyada Hamide'sin, ahirette de Mahmude (övülmüş kadın)."
Sonra buyurdu: "Söyle bakalım, bakire misin?"
Hamide bakire olduğunu söyledi. Buyurdular ki: "Nasıl bakire kaldın? Halbuki, hiçbir cariye köle tacirlerinin elinde sağlam kalmaz."
Dedi ki: "Onlardan biri bana yaklaşmak istediğinde, Allah-u Teala, saçı sakalı ağarmış birisini ona musallat ediyor ve benden uzaklaşıncaya kadar onu dövüyordu. Bu macera birkaç defa tekrarlandı."
İmam Bakır (a.s.), İmam Sadık'a (a.s.) hitaben buyurdular ki: "Ey Cafer! Onu al ve bil ki, zemin ehlinin en üstünü (Musa b. Cafer) ondan dünyaya gelecektir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Muhammed Bakır, s.13,14,15; Usul-i Kafi, c.1, s.476, hadis:1)
Allah şefaatlerinden mahrum etmesin.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024