Genellikle iş hayatında kullanılan bir söz vardır; "Zirveye çıkmak önemli değil. Önemli olan zirvede kalmaktır."
Bu söz maneviyatta da geçerlidir. Hele günümüzde çok çok geçerlidir. Evet, iman etmek dünyanın bütün zenginliklerinden daha büyük bir zenginliktir. Çok önemlidir. Ama bu zenginliği muhafaza etmek, korumak da bir o kadar zahmetlidir. Hele günümüzde.
Neden günümüzde diye dedim? Çünkü iman kuşatılmış vaziyette. Peygamber Efendimizin ifadesiyle 'Müslüman kılıklı deccaller' her sokak başında, her evin (medya vesilesiyle) içindeler.
Bu kişiler hakkı batıl, batılı hak gösteriyor. Allah ve Resulünün hükümleri karşısına hüküm koyuyor ve insanları inandırıyorlar. Helal-haram ölçüsü kayboldu. Faiz sıradanlaştı. Fuhşiyat her yeri sardı. Yine Peygamberimizin tabiriyle, 'İslam'ın sadece adı kaldı.' İnsanlar indirilene değil ya kendi inandıklarına veya birilerinin söylediklerine iman ediyor. Yani iman kuşatılmış vaziyette. Peygamber Efendimiz de (s.a.a) bu tablonun yaşanacağını bildirmişti; "Salih amellere yapışınız. Gecenin zifiri karanlık parçaları gibi fitneler zuhur edecektir. Kişi, mümin olarak sabahlayacak, kâfir olarak akşamlayacak; mümin olarak akşamlayacak kâfir olarak sabaha çıkacaktır.
Müslüman geçinenler dinlerini beş paralık dünya menfaati karşılığında satacaklardır" (Müslim, İman 186, (118); Tirmizi, Fiten 30, 33, (2205); Ebu Davud, Fiten 2, (4259, 4262).
Diğer birçok hadisi şeriflerinde ise özetle camilerin dolup, taşacağını ama içlerinde Müslüman olmayacağını, ifade ediyor. Hele Yahudi ve Hıristiyanlar ile kurulan birliktelikler, ortaya konulan dostluklar ve bu dostlukları onaylayan kalabalıkların durumunu Yüce Allah birçok ayetinde açıkça; "Onlardan olursunuz" diye beyan ediyor.
"-İslamcı kamuflajlı- Deccallar türeyecek; bunlar hakkı batıl, batılı ise hak gösterecekler. Bunların çabalarıyla Ümmet-i Muhammed bölük bölük müşriklere, Hıristiyanlara ve Yahudilere iltihak edecektir." (Buhari, Fiten, 26; Müslim, İmaret, 170; Ebu Davut, Fiten, 1)
Bu şartlarda imanımızı nasıl muhafaza edeceğiz?
Allah dostları, imanı bir şehre benzetmiş ve bu şehrin iç içe beş kapısından, kalesinden bahsetmişlerdir. Şöyle ki;
"İman bir şehir gibidir. İç içe beş kalesi vardır;
1-Altın, 2-Gümüş, 3-Demir, 4-Kiremit, 5-Kerpiç.
Bu kale sahipleri, kerpiçten olan kısmı korudukları zaman düşman, kiremitten olan kısma göz dikemez.
Kiremitten olan kısmı ihmal ederlerse, düşman demir kısma göz diker. Korunmadığı takdirde bu hal devam eder ve bir bakmışsınız bütün kaleler elden gitmiş
İşte iman şehri de, anlatıldığı gibi iç içe beş kale içindedir. Şöyle ki;
1-Yakin, 2-İhlâs, 3-Farzları eda, 4-Sünnetleri yerine getirmek, 5-Edepleri korumak.
Kul edeplerin üzerinde durup, onları koruduğu sürece şeytan ondan ümidini keser, bir şey beklemez. ?Edepleri terk etmeye başladı mı, şeytan, ondan sünnetleri terk etmesini bekler. Daha sonra farzlara, ihlâsa ve yakine göz diker?" (Gunyet'üt Talibin sh:168)
Demek ki edepteki zafiyet çok büyük felaketlere ve manen yok oluşa sebep oluyor.
Prof. Dr. Haydar Baş da Rahmet-el lil Âlemin eserinde bu noktaya dikkat çekerek şöyle diyor;
"Fert bazında da, toplum bazında da iyi ahlaka sahip olmamak bir yıkımın ifadesidir.
Zira ahlaktaki zafiyet zamanla ibadette zafiyete, ibadetteki zafiyette imandaki zafiyete götürür ki, bu da insanın yaşayan ölü haline gelmesidir. Toplumsal yönden de durum aynıdır. Ahlaken çökmeye doğru giden bir toplumda yaşayan dindar insanlar, iman ve ibadet yönünden düzenli bir hayat yaşamaya çalışmakla yetinip, toplumun gidişatına karışmazlar, insanlığın ıslahına gayret etmezlerse zamanla ne kendilerini nede nesillerini, Hem de o toplumun insanlarını katletmiş olurlar?" (cilt -2- sh:11)
Rabbim gönül kapılarımızı şeytan ve nefsimize karşı sağlam eylesin.
Bayramınız mübarek olsun.
Bu söz maneviyatta da geçerlidir. Hele günümüzde çok çok geçerlidir. Evet, iman etmek dünyanın bütün zenginliklerinden daha büyük bir zenginliktir. Çok önemlidir. Ama bu zenginliği muhafaza etmek, korumak da bir o kadar zahmetlidir. Hele günümüzde.
Neden günümüzde diye dedim? Çünkü iman kuşatılmış vaziyette. Peygamber Efendimizin ifadesiyle 'Müslüman kılıklı deccaller' her sokak başında, her evin (medya vesilesiyle) içindeler.
Bu kişiler hakkı batıl, batılı hak gösteriyor. Allah ve Resulünün hükümleri karşısına hüküm koyuyor ve insanları inandırıyorlar. Helal-haram ölçüsü kayboldu. Faiz sıradanlaştı. Fuhşiyat her yeri sardı. Yine Peygamberimizin tabiriyle, 'İslam'ın sadece adı kaldı.' İnsanlar indirilene değil ya kendi inandıklarına veya birilerinin söylediklerine iman ediyor. Yani iman kuşatılmış vaziyette. Peygamber Efendimiz de (s.a.a) bu tablonun yaşanacağını bildirmişti; "Salih amellere yapışınız. Gecenin zifiri karanlık parçaları gibi fitneler zuhur edecektir. Kişi, mümin olarak sabahlayacak, kâfir olarak akşamlayacak; mümin olarak akşamlayacak kâfir olarak sabaha çıkacaktır.
Müslüman geçinenler dinlerini beş paralık dünya menfaati karşılığında satacaklardır" (Müslim, İman 186, (118); Tirmizi, Fiten 30, 33, (2205); Ebu Davud, Fiten 2, (4259, 4262).
Diğer birçok hadisi şeriflerinde ise özetle camilerin dolup, taşacağını ama içlerinde Müslüman olmayacağını, ifade ediyor. Hele Yahudi ve Hıristiyanlar ile kurulan birliktelikler, ortaya konulan dostluklar ve bu dostlukları onaylayan kalabalıkların durumunu Yüce Allah birçok ayetinde açıkça; "Onlardan olursunuz" diye beyan ediyor.
"-İslamcı kamuflajlı- Deccallar türeyecek; bunlar hakkı batıl, batılı ise hak gösterecekler. Bunların çabalarıyla Ümmet-i Muhammed bölük bölük müşriklere, Hıristiyanlara ve Yahudilere iltihak edecektir." (Buhari, Fiten, 26; Müslim, İmaret, 170; Ebu Davut, Fiten, 1)
Bu şartlarda imanımızı nasıl muhafaza edeceğiz?
Allah dostları, imanı bir şehre benzetmiş ve bu şehrin iç içe beş kapısından, kalesinden bahsetmişlerdir. Şöyle ki;
"İman bir şehir gibidir. İç içe beş kalesi vardır;
1-Altın, 2-Gümüş, 3-Demir, 4-Kiremit, 5-Kerpiç.
Bu kale sahipleri, kerpiçten olan kısmı korudukları zaman düşman, kiremitten olan kısma göz dikemez.
Kiremitten olan kısmı ihmal ederlerse, düşman demir kısma göz diker. Korunmadığı takdirde bu hal devam eder ve bir bakmışsınız bütün kaleler elden gitmiş
İşte iman şehri de, anlatıldığı gibi iç içe beş kale içindedir. Şöyle ki;
1-Yakin, 2-İhlâs, 3-Farzları eda, 4-Sünnetleri yerine getirmek, 5-Edepleri korumak.
Kul edeplerin üzerinde durup, onları koruduğu sürece şeytan ondan ümidini keser, bir şey beklemez. ?Edepleri terk etmeye başladı mı, şeytan, ondan sünnetleri terk etmesini bekler. Daha sonra farzlara, ihlâsa ve yakine göz diker?" (Gunyet'üt Talibin sh:168)
Demek ki edepteki zafiyet çok büyük felaketlere ve manen yok oluşa sebep oluyor.
Prof. Dr. Haydar Baş da Rahmet-el lil Âlemin eserinde bu noktaya dikkat çekerek şöyle diyor;
"Fert bazında da, toplum bazında da iyi ahlaka sahip olmamak bir yıkımın ifadesidir.
Zira ahlaktaki zafiyet zamanla ibadette zafiyete, ibadetteki zafiyette imandaki zafiyete götürür ki, bu da insanın yaşayan ölü haline gelmesidir. Toplumsal yönden de durum aynıdır. Ahlaken çökmeye doğru giden bir toplumda yaşayan dindar insanlar, iman ve ibadet yönünden düzenli bir hayat yaşamaya çalışmakla yetinip, toplumun gidişatına karışmazlar, insanlığın ıslahına gayret etmezlerse zamanla ne kendilerini nede nesillerini, Hem de o toplumun insanlarını katletmiş olurlar?" (cilt -2- sh:11)
Rabbim gönül kapılarımızı şeytan ve nefsimize karşı sağlam eylesin.
Bayramınız mübarek olsun.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024