Allah, tevbeleri kabul eder
Peygamberimiz (s.a.a.) söyle buyuruyor: "Üst üste yığılsa da, göğe yükselecek kadar çok günah isteseniz bile, arkasından yaptıklarınıza karşı pişmanlık duysanız, kuvvetle ümit edilir ki, Allah (c.c.) tevbenizi kabul eder"
03.06.2015 00:00:00
İmam Gazali Hazretleri şöyle anlatıyor:Peygamberimiz (s.a.a.) buyuruyor ki: "Güneş battığı yerden doğuncaya (Kıyamete) kadar Allah (c.c.) gece günah isleyenlere gündüz, gündüz günah isleyenlere de geceleyin elini uzatır." Buradaki el uzatmak ifâdesi, tevbe etmeyi istemekten kinayedir. "İsteyen, kabul edenden" daha geri bir mânâ taşır. Çünkü nice kabul eden var ki istemez. Oysaki isteyen mutlaka kabul eder. Yine Peygamberimiz (s.a.a.) söyle buyuruyor: "Üst üste yığılsa da, göğe yükselecek kadar çok günah isteseniz bile, arkasından yaptıklarınıza karşı pişmanlık duysanız, kuvvetle ümit edilir ki, Allah (c.c.) tevbenizi kabul eder." Yine Peygamberimiz (s.a.a.) buyurur ki: "Kul günah işler de o günahla Cennete girer." Oradakiler, "Bu nasıl olur ya Resûlallah?" diye sorarlar. Peygamberimiz onlara söyle cevap verir. "Göz açıp kapayasıya günahından uzaklaşarak hemen tevbe eder, böyle Cennete girer." Yine Peygamberimiz (s.a.a.) buyurur ki: "Günahın kefareti, pişmanlık duygusudur." Yine Peygamberimiz (s.a.a.) söyle buyurur: "Günahlarından tevbe edenler, hiç günahı olmayan kimseler gibi olurlar." Rivayete göre bir Habeşli Peygamberimize (s.a.a.) gelerek sorar: "Yâ Resûlallah! Eğer ben çirkin davranışlarda bulunsam tevbem kabul olunur mu?" Peygamberimiz ona, "tabii" diye cevap verdi. Bunun üzerine kalkıp gitti, sonra geri dönerek Peygamberimize yine sordu: "Ben o çirkin davranışları işlerken Allah (c.c.) beni görüyor mu?" Peygamberimiz, "tabii" diye cevap verince, Habeşli öyle bir sayha bastı ki; arkasından hemen yere düşerek can verdi. Rivayet edildiğine göre, Allah (c.c.) İblis'i dergâhından kovunca, o Allah'tan uzun ömür istedi. Allah (c.c.) da dileğini kabul ederek ona Kıyamet gününe kader ömür tanıdı. Bunun üzerine İblis, Allah'a, "İzzetin ve celâlin hakkı için, canlı kaldıkça âdemoğlunun kalbinden çıkmam" dedi. Buna karşılık Allah (c.c.) da Seytan'a, "İzzet ve celâlim hakkı için, can teninde durdukça Ben de onun tevbesini reddetmem" diye cevap verdi. Peygamberimiz buyurur ki: "Suyun kiri yıkayıp gidermesi gibi, iyilikler kötülükleri giderir." Said ibn?i Museyib'in (rahimehullahu) bildirdiğine göre, Allah (c.c.), "Şüphesiz ki O, günahlarından dönenleri bağışlayıcıdır" ayet?i kerimesini, günah isleyip tevbe ettikten sonra tevbesini bozarak yine günah işledikten sonra tevbe eden bir adam hakkında indirmiştir. Fudayl (r.a.) der ki: "Allah (c.c.) söyle buyurur: Günah işleyenleri müjdele ki, eğer tevbe ederler ise tevbelerini kabul ederim. Dosdoğru yoldan yürüyerek ibadet işleyenler, sıddıklara da bildir ki, eğer onlara sırf adaletime göre muamelede bulunursam, onları azaba çarptırırım." Abdullah ibn?i Ömer (r.a.) der ki: "İşlediği günah aklına geldiği zaman onun üzerinde duran ve bu yüzden kalbi ürperen kimsenin günahı, ana defterden (Ümmü'l?Kitab'dan) silinir." Söylendiğine göre, peygamberlerden biri günün birinde bir kusur işler, Allah (c.c.) ona bildirir ki: "İzzetim hakkı için eğer bir daha yaparsan seni azaba çarptırırım." Peygamber de, Allah'a söyle cevap verir: "Yâ Rabbi Sen Sensin, bense ben. İzzetin hakkı için eğer beni korumazsan, yine o kusuru işleyebilirim." Bu cevap üzerine Allah (c.c.), onu bir daha o kusuru işlemekten korudu. Bildirildiğine göre, adamın biri bir gün İbn?i Mes'ûd'a (r.a.) içini kemiren bir günahını söyleyerek tevbesinin kabul edilip edilmeyeceğini sorar. İbn?i Mes'ûd (r.a.) söylediklerini duyunca yüzünü ondan çevirir, sonra adama bakarak göz pınarlarının yaşardığını görür, o zaman ona der ki: "Cennetin sekiz kapısı vardır, hepsi açılır ve kapanır, yalnız tevbe kapısı müstesna, onun başında her zaman nöbet tutan bir melek bulunur ve hiçbir zaman kapanmaz. Bunu bilerek iyi amel işle ve sakın umudunu kesme."