logo
23 NİSAN 2024

Allah'a kavuşmayı gönülden isteyenler

01.11.2006 00:00:00
Ehl-i sünnet ile Ehl-i beyt aynı şeydir. Sünnet ehli demek Peygamberi yaşamak demektir. Ehl-i beyt demek Peygamberin yaşadığı gibi aile efradı ile İslam'ı yaşamak demektir. Sünnetsiz din Kur'an'ın dini olmaz   Özetle, Türk milletinin özü, meşreb-i sufiyye dediğimiz kulvardan, idrakten, yoldan İslam'ı bu tarz ve şekilde yaşamaktır. Ehl-i Beyt dediğimiz, Sevgili Peygamberimizin aile efradı, O'nun yolundan gelenler ki Ehl-i Sünnet'in özüdür ve de aslıdır, zaman içerisinde bunları bazı mantıkla bölmeğe çalışmışlardır. Ehl-i sünnet ile Ehl-i beyt aynı şeydir. Sünnet ehli demek Peygamberi yaşamak demektir. Ehl-i beyt demek Peygamberin yaşadığı gibi aile efradı ile İslam'ı yaşamak demektir. İşte bu kulvardan onlar İslam'ı yaşamışlardır. Onun için bizim İslam'ı yaşama tarzımız peygamberani bir hayatı hayatımıza geçirmemizdir. Onun için Sünnet bizim hayatımızın, dinimizin temel direğidir. Biz Sünnet'siz din görmeyiz, kabul etmeyiz. Sünnet'siz din olursa Kur'an dini olmaz. Her ne kadar Kur'an dini dersen de Kur'an'ın dini olmaz. Kimin dini olur. Aklının dini olur. Senin dinin olur. Senin putun olur. Senin Rabbin olur. Kur'an'ın Rabbi olmaz. Senin Rab dediğin bütün rabler bir araya gelse Kur'an'da beyan edilen Allah'ın Sevgilisinin yaşadığı Rabbin kölesi kulu bile olamaz. O Allah'ı idrak bile edemez.Müslim'in rivayetine göre Resulüllah Efendimiz, "Allah'a kavuşmayı arzu edenlere Allah da kavuşmayı arzu eder" (Buharî, Rikak 41; Müslim, Zikir 14 Tirmizi, cenaiz 67)  buyuruyor. Bu duygununu şiddeti sende ne kadarsa sevginin de izahı, ispati o kadardır. Allah'a olan sevgi bununla ölçülür diyebiliriz.Allah'ın emir ve yasaklarına itaat da Allah sevgisinin alametlerindendirBir başka husus da, eğer Allah'ı emirlerine itaat ediyorsanız, emirlerine uyuyorsanız, bu da Allah'ı sevdiğinizin alametidir. Müslüman olarak herkes kendini kontrol edebilir. Eğer Allah'ın sana emrettiklerini yerine getiriyorsan bil ki sen Allah'ı seviyorsun. Bu emirler nelerdir? İnsanlara iyilik etmektir. Fakiri, fukarayı gözetmektir. Namazı kılmaktır. Kimseyi incitmemektir. Herkesle iyi geçinmektir.
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
Şampiyonluk yarışında önemli kayıp
Fenerbahçe son dakika penaltısı ile yıkıldı
Bahçeli’nin Mehmet Şimşek çıkışının şifreleri
Mesaj Erdoğan'a mı verildi?
Irak'la yeni dönem başladı
24 anlaşma imzalandı
Şimşek'e 'yerel halk' tepkisi
'Müfsit zihniyet'
AKP'nin IMF'siz IMF programına tepki gösterdi
'Anlamadıkları şey şu...'
Görüşmede İlber Ortaylı da hazır bulundu
İmamoğlu, Steinmeier'i ağırladı
Sosyal medya boykotu karşısında pes etti
Tunaoğlu özür dileyip istifa etti
'Tarihe, ecdada, vatana ve millete namus borcudur'
DEM Parti'nin kapatılmasını istedi
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
Şampiyonluk yarışında önemli kayıp
Fenerbahçe son dakika penaltısı ile yıkıldı
Bahçeli’nin Mehmet Şimşek çıkışının şifreleri
Mesaj Erdoğan'a mı verildi?
Irak'la yeni dönem başladı
24 anlaşma imzalandı
Şimşek'e 'yerel halk' tepkisi
'Müfsit zihniyet'
AKP'nin IMF'siz IMF programına tepki gösterdi
'Anlamadıkları şey şu...'
Görüşmede İlber Ortaylı da hazır bulundu
İmamoğlu, Steinmeier'i ağırladı
Sosyal medya boykotu karşısında pes etti
Tunaoğlu özür dileyip istifa etti
'Tarihe, ecdada, vatana ve millete namus borcudur'
DEM Parti'nin kapatılmasını istedi

Yaşasın 23 Nisan

Türk milletinin gönlünde, onun bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak önemli yer tutan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı milletimize ve bütün çocuklara kutlu olsun
23.04.2024 07:00:00
Haber Merkezi
Yaşasın 23 Nisan
Yaşasın 23 Nisan
Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Türk milleti ve Türk askerleri Kurtuluş Savaşı'nda büyük bir zafer kazandı. Düşmanın topraklarımızdan atılma sürecinde bundan tam 104 yıl önce 23 Nisan 1920'de TBMM Ankara'da açılmıştır.

Düşman askerleri topraklarımızdan çıkarıldığında da cumhuriyet ilan edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk 23 Nisan 1924'te, 23 Nisan'ın bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. 1929 yılında ise 23 Nisan Bayramı'nı çocuklara armağan etmiştir.

23 Nisan, çocukların bayramı olduğu gibi, Türkiye'nin bağımsızlığının da simgesidir. Atatürk, 23 Nisan'ı çocuklara armağan ettikten sonra, uluslararası alanda da çalışmalar yapılmaya devam edilmiş ve 23 Nisan dünya çocuklarının bayramı olarak değer kazanmıştır.

Türkiye'nin bağımsızlığını gösteren 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yalnızca çocuklar tarafından değil, tüm Türkiye tarafından kutlanmaktadır. Yıllardır türlü eğlencelerle ve coşkuyla kutladığımız bu şenlik, sizin de bildiğiniz gibi, dünyada çocukların sahip olduğu tek bayram. UNESCO, 1979 yılını 'Çocuk Yılı' olarak ilan edince, Türkiye Cumhuriyeti, 23 Nisan bayramını dünya çocuklarıyla kutlamaya karar verdi O yıl kutlamaya 6 ülke katıldı, ama her yıl bu sayı büyüdü ve bütün dünya çocuklarının kutladığı uluslararası bir bayram haline geldi.


TBMM'nin açılması ve ilk hükümetin kurulması


Mustafa Kemal'in Meclis-i Mebusan'ın İstanbul dışında bir yerde toplanması gerektiği düşüncesinde ısrar etmesine rağmen, meclisin İstanbul'da toplanmasını kabul edilmek zorunda kalınmış, Mustafa Kemal'in korktuğu gelişme yaşanarak İstanbul işgal edilmiş ve Meclis-i Mebusan çalışmalarına süresiz ara vermişti.

Bu gelişme millet iradesinin tecelli etmesi imkânını ortadan kaldırmıştı. Dolayısıyla gelişmeler İngilizlerin arzu ettiği yöndeydi. İngilizler Damat Ferit Hükümeti'nin iş başına getirilmesini sağlayarak hazırlayacakları barış şartlarını İstanbul Hükümeti'ne rahatlıkla kabul ettirebilecekleri ortamı oluşturmuşlardı. Bir aksilik halinde Yunan kuvvetleri zaten saldırıya hazır bekletilmekteydi. Ancak Anadolu'ya geçtiği günden itibaren Milli Mücadele hareketini Türk milletine mal etme kararı ile hareket eden Mustafa Kemal boş durmamıştı. Artık

Mustafa Kemal'in millet egemenliğine dayalı yeni bir devlet kurmanın zamanı gelmişti.

Mustafa Kemal ilk adım olarak işe, 19 Mart 1920'de askeri ve sivil yetkililere bir genelge göndermekle başlamıştı. Bu genelge ile durumu yetkililere izah eden Mustafa Kemal, Ankara'da her livadan seçilerek belirlenen beşer temsilcinin bir kurucu meclis oluşturulacağını açıklamıştı. Bu genelgenin yayımlanmasından sonra hızla seçimlere başlanmış ve seçilen üyeler Ankara'ya ulaşmaya çalışmışlardı. Mustafa Kemal 21 Nisan'da ikinci bir genelge daha yayımlayarak, Meclis'in 23 Nisan 1920 Cuma günü çalışmalara başlayacağını açıklamıştı. 23 Nisan günü Ankara'ya ulaşabilen 78 üyenin katılımı ile İlk TBMM resmen, açılmıştı.


Meclis dualarla, hatimlerle açıldı


Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'daki bütün askerî ve mülkî makamlara gönderdiği genelge ile Meclis'in Cuma namazının ardından dualarla, hatimlerle, salâvatlarla, tekbirlerle ve kurbanlarla açılması emredilmişti.

Genelgenin ikinci maddesi şöyleydi: Meclis'in açılışını cumaya rastlatmakla o günün kutsallığından yararlanılacak; bütün milletvekilleriyle birlikte Hacı Bayram Camii'nde Cuma namazı kılınacak, Kur'an ve salâttan yararlanılacak, namazdan sonra sancağı şerif alınarak Meclis'e gidilecek, toplantıya başlanmadan bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir... YENİ MESAJ

Gümrük Birliği'nde AB ipe un seriyor

Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 28 yıl önce yürürlüğe giren Gümrük Birliği’nde Türkiye'nin istediği güncellemeye AB yanaşmıyor. Uzmanlar mevcut şartlarda AB lehine işleyen anlaşmada güncelleme konusunun kasıtlı bir şekilde sürüncemede bırakıldığını düşünüyor
22.04.2024 18:16:00
Yenal Arman
Gümrük Birliği'nde AB ipe un seriyor
Gümrük Birliği'nde AB ipe un seriyor
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ekonomik köprü olan Gümrük Birliği (GB), 1963 yılında Ankara Anlaşması ile temelleri atılan ve 1996'da yürürlüğe giren bir anlaşmadır. Türkiye yıllardır Gümrük Birliği'nin güncellenmesi gerektiği ifade ediyor, ancak AB bu konuda adım atmaktan imtina ediyor. Bu anlaşmanın Türkiye'nin AB ile entegrasyon sürecinde önemli bir adım olduğunu düşünenlerin yanında, Türkiye ekonomisine zarar verdiğini ifade edenler de az değil. Gümrük Birliği yürürlüğe girdikten sonra, Türkiye-AB arasındaki ticaret hacmi artış göstermiştir. 1996 yılında 33 milyar dolar civarında olan bu hacim, 2022 yılında 196 milyar dolara ulaştı. Ayrıca, GB, Türkiye'nin Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) yükümlülüklerini yerine getirmesinde de önemli bir avantaj sağlamıştır. Ancak kimi uzmana göre Gümrük Birliği anlaşması olmasa dahi bu ticaret artışı gerçekleşecekti.

Tek istisna Türkiye

AB'de temel kural tam üyelikle birlikte Gümrük Birliği'ne girilmesidir. Hal böyleyken Türkiye üye olmadan AB ile Gümrük Birliği oluşturan Andorra ve San Marino gibi şehir devletleri dışındaki tek ülke oldu. Ekonomisi zayıf yeni üyelere kolaylık niteliğinde uygulanan istisnai kural ise, tam üyelikten bir süre sonra GB'nin başlamasıdır. Örneğin Yunanistan 1981'de tam üye olduğu halde, GB'ye 1986'da girmiştir. İspanya ve Portekiz ise 1986'da tam üye oldukları halde GB'ye 7 yıl sonra yani 1993'te girmişlerdir. AB tarihinde önce GB sonra üyelik hiç olmamıştır. Şu halde bu konuda tek istisna Türkiye'dir.

Gümrük Birliği'nin getirdiği zorluklar

Gümrük Birliği'nin Türkiye açısından olumsuz sonuçları olmuştur. Türkiye, gümrük politikalarını doğrudan belirleme yetkisini kaybetmiş ve AB'nin serbest ticaret anlaşmaları nedeniyle bazı ülkelerle haksız rekabet riskleriyle karşı karşıya kalmıştır. Ayrıca, AB'nin karar alma mekanizmalarına yeterli düzeyde dahil olamaması da eleştirilen noktalardan biridir. Gümrük Birliği'nin bazı sorunlu tarafları şöyle sıralanabilir:
Gümrük Birliği, Türkiye'yi AB'nin tam bir açık pazarı durumuna getirmiştir.
Gümrük Birliği'yle Türkiye dış ticareti yönlendirmede devletin elindeki önemli kozlardan biri olan gümrük politikalarını doğrudan belirleme yetkisini kaybetmiştir. Bu anlaşmaya göre örneğin Türkiye ithalat üzerine istediği gibi ek bir vergi koyamaz.
Teşvik politikalarımızı da kendi ekonomik çıkarlarımıza ve ihtiyaçlarımıza uygun şekilde belirleme imkanı GB yüzünden kalmamıştır. Bu alanda da AB'nin mevzuatına uymak zorundayız.
AB'nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı bazı ülkelerin, AB üzerinden pazara girme avantajının da etkisiyle ülkemizle benzer bir anlaşma imzalamada isteksiz kalmasıyla oluşan ticaret sapması ve haksız rekabet risleri.
Gümrük Birliği'ni ilgilendiren alanlarda AB'nin karar alma mekanizmalarına Türkiye'nin yeterli düzeyde dahil olamaması.

Türkiye güncelleme istiyor

Türkiye uzun zanadır Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve modernize edilmesini talep ediyor. Ancak mevcut şartların AB lehine olduğu için muhataplarımız buna pek yanaşmıyor. Güncelleme talebinde Türkiye'nin AB ticaret politikası oluşturulurken danışma prosedürlerinin güçlendirilmesi, uyuşmazlıkların çözümü için etkin bir mekanizma oluşturulması ve karayolu taşımacılığındaki engellerin kaldırılması gibi konular öne çıkıyor. Uzmanlar, bu sürecin başarıyla tamamlanması halinde, Türkiye'nin AB pazarına daha etkin bir şekilde entegre olabileceğini ve karşılıklı ticaretin daha da artacağını öngörüyorlar.Yine Gümrük Birliği ile ilgili olarak görülen bir diğer konu da vize serbestisi. İş görüşmeleri yapma, iş anlaşmaları imzalama, ticaret fuarlarına katılma gibi sebeplerle AB ülkelerine seyahat etmek isteyen iş insanları için vizenin hem maddi bir külfet, hem zaman kaybı hem de psikolojik bir bariyer oluşturması Gümrük Birliği'nin işleyişini olumsuz etkiliyor. Ancak vize serbestisi AB ve Türkiye arasında ayrı bir çerçeve içinde görüşülüyor. İkinci önemli konu ise sanayi ürünleri ticareti ile kısıtlı olan Gümrük Birliği'nin kapsamının yeni alanlara genişletilmesi. Bu alanlar ise tarım ürünleri, hizmet sektörleri ve kamu alımları olarak öngörülüyor. Büyük ihtimalle bu alanlar ile ilgili düzenlemeler için ayrı araçlar kullanılabilecek. Yani Gümrük Birliği kararını revize etme ve ekleme yapmaktan öte ayrı anlaşmalar ile bir ikili ticaret paketi oluşturulacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak'a gitti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi ziyaretlerde bulunmak üzere Irak'ın başkenti Bağdat'a gitti

22.04.2024 12:08:00 / Güncelleme: 22.04.2024 12:16:23
AA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak'a gitti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak'a gitti

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Bağdat Uluslararası Havalimanı'nda Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ve diğer yetkililer resmi törenle karşıladı.

Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç da Bağdat'a geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, günübirlik ziyareti kapsamında, Bağdat'ta Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid ve Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ile görüşecek. Erdoğan ile Sudani ortak basın toplantısı düzenleyecek, iki ülke arasında anlaşmalar imzalanacak.

Erdoğan, temasları çerçevesinde daha sonra Erbil'e ziyaret gerçekleştirecek.

Rolex saatleri kaça satılıyor?

AK Parti Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu'nun Meclis'te misafir ettiği hemşehrileri ile çektiği selfie'de görülen kolundaki Rolex saat için "Alın teriyle helal yoldan edindiğim saat" demişti. Biz de yenimesaj.com.tr olarak sizler için, ömür boyu çalışsanız alın teriyle alamayacağınız lüks saat dünyasına bir göz attık
22.04.2024 11:30:00 / Güncelleme: 22.04.2024 11:33:10
Fahri Fatih Özcan
Rolex saatleri kaça satılıyor?
Rolex saatleri kaça satılıyor?
AK Parti Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu'nun Meclis'te misafir ettiği hemşehrileri ile çektiği selfie'de görülen kolundaki Rolex saat gündem olmuştu.

AK Partili Bahadır Yenişehirlioğlu, yarım milyon lirayı aşan değerdeki Rolex saati için "Alın teriyle helal yoldan edindiğim saatimi takmaya devam edeceğim" demişti.

Biz de yenimesaj.com.tr olarak sizler için, ömür boyu çalışsanız alın teriyle alamayacağınız lüks saat dünyasına bir göz attık.


Rolex'in fiyatları


Rolex saatleri, lüks İsviçre yapımı saatler arasında öne çıkan markalardan biri. Rolex, İsviçre'nin Cenevre kentinde kurulmuş bir saat markası olmakla beraber dünyaca ünlü olan İsviçre saatçiliğini devam ettiren bir marka. 

Rolex saatleri, yüksek kalitesi ve lüks imajı nedeniyle birçok kişi için prestij sembolü olarak kabul edilir. Bir Rolex saati takmak, kişinin statüsünü yükselttiği düşünülür.

Rolex saatler genellikle yüksek fiyat aralıklarında bulunur. Fiyatlar, model, malzeme ve özelliklere göre değişir. Örneğin, Oyster Perpetual 36 (Ref. 126000) modeli, 2023 ilkbaharı liste satış fiyatı olarak 5 bin 950 Euro (yaklaşık 208 bin TL) olarak belirlenmiştir.

Rolex Submariner Date model Rolex saatin satış fiyatı 540 bin 744 TL. Rolex Daytona (126500LN 2024) modelinin fiyatı 1 milyon 27 bin TL, Rolex Daytona (116576TBR) modelinin fiyatı ise 9 milyon 812 bin TL.

Rolex marka saatlerin onlarca çeşidi bulunuyor. En düşük fiyatı yaklaşık 250 bin TL'dan başlıyor.


Lüks saat dünyasında başka hangi markalar var?


Rolex dışında lüks saat dünyasında birçok ünlü marka da bulunuyor.

Patek Philippe bunlardan biri. Dünyanın en özel ve yüksek kaliteli saatlerinden bazılarını üreten Patek Philippe, yenilikçi tasarımları ve mükemmel işçiliği ile ün yapmıştır. Nadir modelleri milyonlarca dolara satılıyor.

Bir diğer marka Audemars Piguet. Hala kurucu aileler tarafından işletilen nadir markalardan olan Audemars Piguet, dünyanın en eski saat üreticilerinden biri. Royal Oak serisi ile tanınır.

Vacheron Constantin de ünlü markalardan biri. Mükemmelliğin imzası olarak kabul edilen Vacheron Constantin, yüksek kaliteli saatler üretir ve tarihi bir geçmişe sahiptir.

Almanya'nın en prestijli saat markalarından biri olan A. Lange & Söhne, zarif tasarımları ve hassas işçiliği ile bilinir.

İsviçre'nin en saygın saat üreticilerinden biri olan Jaeger-LeCoultre, inovasyon ve zarafet konusunda ünlüdür.

Modern tasarımları ve cesur materyalleri ile dikkat çeken Hublot, lüks saat dünyasında önemli bir oyuncudur.

Tarihi bir geçmişe sahip olan Breguet, zarif detayları ve yüksek kalitesi ile bilinir.

İnce işçiliği ve zarif tasarımları ile tanınan Piaget, lüks saat severler arasında popülerdir.

Lüks saatlerin yanı sıra mücevherat konusunda da ünlü olan Chopard, zarafeti ve kaliteyi bir araya getirir.

İsviçre'nin en eski saat üreticilerinden biri olan Girard-Perregaux, yüksek kaliteli saatler üretir.

Bu markaların her biri kendi benzersiz tarzları ve özellikleri ile lüks saat dünyasında önemli bir yere sahiptir.


Bu markaların en pahalı saatleri hangileri?


Lüks saat markalarının en pahalı modelleri genellikle özel üretimler veya sınırlı sayıda üretilen koleksiyon parçalarıdır. İşte bazı örnekler:

1. Patek Philippe: Henry Graves Supercomplication. 2014 yılında 24 milyon dolar gibi rekor bir fiyata satılan bu model, dünyanın en pahalı saatlerinden biri olarak bilinir.

2. Audemars Piguet: Royal Oak Tourbillon Chronograph. Audemars Piguet'in imzalı modellerinden biri olan bu saat, 850 bin dolar üzeri bir fiyatla satışa sunuldu.

3. Vacheron Constantin: Tour De I'Ile. 1.5 milyon dolar değerindeki bu saat, markanın en pahalı ve karmaşık modellerinden biri olarak biliniyor.

4. Richard Mille: RM 56-02 Sapphire. 2 milyon dolar fiyat etiketiyle, safir kasasıyla dikkat çeken bu model, markanın en pahalı saatlerinden.

5. Rolex: Antimagnetique Ref. 4113 (1942). 1942 yılında üretilen bu nadir Rolex modeli, 2.4 milyon dolar karşılığında alıcı buldu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.