Niye? O'ndan razı değilsin de ondan. Sen, seni Yaratanla barışmadın ki! Hep O'na ters düştün. Hep yanlış yerlerde mutluluğu, huzuru, saadeti aradın ve bulamadın. Bulamazsın da.İşte O'na varmanın da, O'nunla beraber olmanın da, huzurlu olmanın da bir tek yolu, kestirme bir yolu var: Allah'ı zikir.Bir gün Hz. Ali Efendimiz, Fahr-i Alem Efendimiz'e geliyor; "Ya Resulallah! Bana öyle bir yol tarif edeceksin ki, beni kestirmeden Allah'a vasıl edecek" diyor. O zaman Hz. Fahr-i Alem Efendimiz, Hz. Ali Efendimize kelime-i Tevhidi telkin ediyor. Tevhid o kadar büyük bir sevaba layıktır ki, "Kim ihlas ve samimiyetle 'la ilahe illallah' derse cennetliktir". İhlas ile söylemek, O'nunla beraber olmaktır. İnsanın Allah ile beraber olması hâlidir bu hâl.Hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz ashabına: -Ben size öyle bir ibadetten bahsedeyim ki, sizin cihat etmenizden daha efdal olsun. Servetinizi tasadduk etmenizden daha faziletli olsun, buyuruyor. Ashab:-Söyle ya Resulallah!-La ilahe illallah cümlesine devam etmenizdir.Bir başka hadis-i şerifte de: "Allah'ın 99 güzel ismi var. Kim onları anar, zikrederse onlar cennetliktir" buyurulmaktadır. (Buhari, K. Daavat, 68; Müslim K. Daavat, b. 87; İbn Mace, dua, 90)jnnnnAsıl maksat Allah'ı bilmek ve tanımaktır Mü'minin vasıfları Kur'an'da anlatılıyor. Kur'an'ın öngördüğü model, insana yöneliktir. İlk nazil olan ayetlerden yola çıkarsak bu ayetlerde Cenab-ı Hakk'ın mesajını çok iyi anlarız. "Seni yaratan Rabbinin adıyla oku!" (Alak; 96/1) buyuruyor Cenab-ı Hak. Kula düşen vazife, Allah'ı okumasıdır, tanımasıdır, bilmesidir. Esasen bütün ilimlerden de maksat Allah'ı bilmedir, Allah'ı anmadır.