Bu gece Berat gecesidir. Bu gece ile alakalı olarak Rasûlüllah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bu gece, Allah'ü Teâlâ halkına bir göz atar. Müminleri bağışlar..."
Bu gece Berat gecesidir. Bu gece ile alakalı olarak Rasûlüllah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bu gece, Allah'ü Teâlâ halkına bir göz atar. Müminleri bağışlarKâfirlere mühlet verir. Kin ve haset sahiplerini dahi hallerine terk eder; taa, o hallerini terk edinceye kadar."Denilmiştir ki:Müslümanların yeryüzünde iki bayram günleri olduğu gibi, semadaki meleklerin dahi, iki bayram geceleri vardır. Meleklerin bayram geceleri şunlardır:a) Beraat gecesib) Kadir gecesi,Müslümanların bayram günleri dahi, şunlardır: a) Ramazan bayramı ve kurban bayramı günü.Meleklerin bayramları gece olur; zira onlar geceleri uyumazlar. Müminlerin bayramları gündüz olur; zira onlar gece uyurlar. Denilmiştir ki:Allah'ü Teâlâ'nın beraat gecesini açıktan bildirmesinde, kadir gecesini dahi gizli tutmasında hikmet vardır. Şunun için ki:Kadir gecesi: Rahmet, mağfiret, cehennemden kurtulma gecesidir. Allah'ü Teâlâ onu saklı tuttu ki; onun üzerine kimse konuşamaya. Beraat gecesini dahi izhar edip açıkladı. Zira o gece, hüküm ve kaza gecesidir. Dargınlık ve nza gecesidir. Kabul ve red gecesidir. Kavuşmak ve kavuşmamak gecesidir. Saadet, şekavet, ikram ve paklık gecesidir.Bu gece, bir kimse, saadet bulur; diğer kimse de saadetten uzaklaşır.Bu gece, bir kimse mükâfatını alırken, diğer kimse ziyana uğrayıp kaybeder.Bu gece, bir kimse ikram görürken, bir başkası mahrum kalır.Bu gece, bir kimse ecir alırken, bir başkası kovulur.Nice yıkanıp hazırlanmış kefen vardır ki; sahibi çarşı pazarla uğraşır.Nice kabir vardır ki, kazılıp hazırlanmış; ama sahibi sürür içinde aldanıp kalmış. Nice gülen ağız vardır ki; yanında, ölüp susacak. Nice konak vardır ki, binası tamamlanmış; ama sahibine ölüm zifafı hazır.Nice kul vardır ki, sevap bekler; ama karşısına ceza çıkar. Nice kul vardır ki, müjde bekler; ama karşısına hüsran, ziyan çıkar.Nice kul vardır ki; cennetleri bekler; ama karşısına cehennem ateşleri çıkar.Nice kul vardır ki, vuslata kavuşmak bekler, ama karşısına ayrılık çıkar.Nice kul vardır ki, ihsan bekler; ama karşısına belâ çıkar. Nice kul vardır ki, mülk bekler; ama helakle karşılaşır. Şöyle anlatıldı: Şâban ayının orta (15.) günü geldiği zaman; Hasanı Basrî günün ortasında evinden çıkardı. Yüzünü gören, onu kabre gömülüp de çıkmış sanırdı.Kendisine bu durumu sorulduğu zaman, şöyle derdi: "Allah adına yemin ederim ki, gemisi parçalanıp da batan kimsenin musibeti, benimkinden daha büyük değildir". Kendisine: Neden öyle oldu, diye sorulduğunda şöyle anlattı: "Günahlarımı yakından biliyorum; iyiliklerim için endişeliyim. Bilemiyorum: Ettiklerim makbul müdür, yoksa red'mi edildi?.."
Bu gece Berat gecesidir. Bu gece ile alakalı olarak Rasûlüllah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bu gece, Allah'ü Teâlâ halkına bir göz atar. Müminleri bağışlarKâfirlere mühlet verir. Kin ve haset sahiplerini dahi hallerine terk eder; taa, o hallerini terk edinceye kadar."Denilmiştir ki:Müslümanların yeryüzünde iki bayram günleri olduğu gibi, semadaki meleklerin dahi, iki bayram geceleri vardır. Meleklerin bayram geceleri şunlardır:a) Beraat gecesib) Kadir gecesi,Müslümanların bayram günleri dahi, şunlardır: a) Ramazan bayramı ve kurban bayramı günü.Meleklerin bayramları gece olur; zira onlar geceleri uyumazlar. Müminlerin bayramları gündüz olur; zira onlar gece uyurlar. Denilmiştir ki:Allah'ü Teâlâ'nın beraat gecesini açıktan bildirmesinde, kadir gecesini dahi gizli tutmasında hikmet vardır. Şunun için ki:Kadir gecesi: Rahmet, mağfiret, cehennemden kurtulma gecesidir. Allah'ü Teâlâ onu saklı tuttu ki; onun üzerine kimse konuşamaya. Beraat gecesini dahi izhar edip açıkladı. Zira o gece, hüküm ve kaza gecesidir. Dargınlık ve nza gecesidir. Kabul ve red gecesidir. Kavuşmak ve kavuşmamak gecesidir. Saadet, şekavet, ikram ve paklık gecesidir.Bu gece, bir kimse, saadet bulur; diğer kimse de saadetten uzaklaşır.Bu gece, bir kimse mükâfatını alırken, diğer kimse ziyana uğrayıp kaybeder.Bu gece, bir kimse ikram görürken, bir başkası mahrum kalır.Bu gece, bir kimse ecir alırken, bir başkası kovulur.Nice yıkanıp hazırlanmış kefen vardır ki; sahibi çarşı pazarla uğraşır.Nice kabir vardır ki, kazılıp hazırlanmış; ama sahibi sürür içinde aldanıp kalmış. Nice gülen ağız vardır ki; yanında, ölüp susacak. Nice konak vardır ki, binası tamamlanmış; ama sahibine ölüm zifafı hazır.Nice kul vardır ki, sevap bekler; ama karşısına ceza çıkar. Nice kul vardır ki, müjde bekler; ama karşısına hüsran, ziyan çıkar.Nice kul vardır ki; cennetleri bekler; ama karşısına cehennem ateşleri çıkar.Nice kul vardır ki, vuslata kavuşmak bekler, ama karşısına ayrılık çıkar.Nice kul vardır ki, ihsan bekler; ama karşısına belâ çıkar. Nice kul vardır ki, mülk bekler; ama helakle karşılaşır. Şöyle anlatıldı: Şâban ayının orta (15.) günü geldiği zaman; Hasanı Basrî günün ortasında evinden çıkardı. Yüzünü gören, onu kabre gömülüp de çıkmış sanırdı.Kendisine bu durumu sorulduğu zaman, şöyle derdi: "Allah adına yemin ederim ki, gemisi parçalanıp da batan kimsenin musibeti, benimkinden daha büyük değildir". Kendisine: Neden öyle oldu, diye sorulduğunda şöyle anlattı: "Günahlarımı yakından biliyorum; iyiliklerim için endişeliyim. Bilemiyorum: Ettiklerim makbul müdür, yoksa red'mi edildi?.."