Kevser DOYURUM
Yavaş yavaş yitiyor sevdiklerim
Sonbaharda düşen sarı yapraklar gibidir ölüm
Sanki hiç yaşamamıştık
Sanki hiç sevmemiştik
İnsan olmak gibi zor bir sınavda
Sanki hiç ter dökmemiştik
Ağlamak gerekir böyle bir acıya
Ağlamak, gülmek kadar gerçek
Bir kelebeğin ömrü bir kaç gün imiş
Sen yıllarca yaşamışsın, peki ne kazandın?
Gönlünde seni sen yapan bir imanın var mıydı?
Seherlerde ellerini açıp 'rahmet rahmet' diye
Ağladın mı?
- Seni duydular!
Bu şiiri aslında kendi yakınlarım için yazmıştım ama Sayın Cem Karaca'nın ölümüne de uygun düşer herhalde. İman ile ölenlere hep imrenirim. Kimbilir ne asude (rahatlamış) bir gidişle bizi Allah'a (cc) ısmarlamışlardır. İman ile gitmek ne güzel bir gidiştir, o zaman minaredeki salâ acı bir salâ değildir. Cennet bahçesine gidişi haber veren bir sedadır. Rabbim cümlemize nasib eylesin!
Cem Karaca'dan bana kalan sanırım son kaseti ve şarkı sözleri oldu. Bu sözlerden, onun vatanını, milletini seven, tarihi büyüklere saygılı, haksızlık karşısında da sözünü esirgemeyen biri olduğunu anladım.
İşte 'Ülkem Benim' şiirinden bir kaç satır:
Ülkem benim
Garip hüzünler içinde mahzun
Ülkem benim
Boynunu asla bükme
Bükme o mağrur boynunu...
Ülkem benim
Seviyorum seni, hiç bir şeyi
Sevmediğim gibi... Ülkem...
Ölüm üzerine ne söylesek azdır, herkesin ölüme söyleyecek bir kaç lafı vardır, çünkü ölüm en büyük nasihattır. Ruh, kafesinden uçar, aslı toprak olan beden, toprağa gömülür. Kimselerden izin almadan ölünür.
Ölüm ebediyetin kapısından giriştir.
İmanı olan için ölüm sonu cennet olan bir vadiden geçiştir.
Ölüm uzun bir rüyadan uyanış; kabir berzah alemine ilk adımı atıştır.
Ölümü kerih görenlerden değil, heyecanla ve umutla bekleyenlerden olalım...
Yavaş yavaş yitiyor sevdiklerim
Sonbaharda düşen sarı yapraklar gibidir ölüm
Sanki hiç yaşamamıştık
Sanki hiç sevmemiştik
İnsan olmak gibi zor bir sınavda
Sanki hiç ter dökmemiştik
Ağlamak gerekir böyle bir acıya
Ağlamak, gülmek kadar gerçek
Bir kelebeğin ömrü bir kaç gün imiş
Sen yıllarca yaşamışsın, peki ne kazandın?
Gönlünde seni sen yapan bir imanın var mıydı?
Seherlerde ellerini açıp 'rahmet rahmet' diye
Ağladın mı?
- Seni duydular!
Bu şiiri aslında kendi yakınlarım için yazmıştım ama Sayın Cem Karaca'nın ölümüne de uygun düşer herhalde. İman ile ölenlere hep imrenirim. Kimbilir ne asude (rahatlamış) bir gidişle bizi Allah'a (cc) ısmarlamışlardır. İman ile gitmek ne güzel bir gidiştir, o zaman minaredeki salâ acı bir salâ değildir. Cennet bahçesine gidişi haber veren bir sedadır. Rabbim cümlemize nasib eylesin!
Cem Karaca'dan bana kalan sanırım son kaseti ve şarkı sözleri oldu. Bu sözlerden, onun vatanını, milletini seven, tarihi büyüklere saygılı, haksızlık karşısında da sözünü esirgemeyen biri olduğunu anladım.
İşte 'Ülkem Benim' şiirinden bir kaç satır:
Ülkem benim
Garip hüzünler içinde mahzun
Ülkem benim
Boynunu asla bükme
Bükme o mağrur boynunu...
Ülkem benim
Seviyorum seni, hiç bir şeyi
Sevmediğim gibi... Ülkem...
Ölüm üzerine ne söylesek azdır, herkesin ölüme söyleyecek bir kaç lafı vardır, çünkü ölüm en büyük nasihattır. Ruh, kafesinden uçar, aslı toprak olan beden, toprağa gömülür. Kimselerden izin almadan ölünür.
Ölüm ebediyetin kapısından giriştir.
İmanı olan için ölüm sonu cennet olan bir vadiden geçiştir.
Ölüm uzun bir rüyadan uyanış; kabir berzah alemine ilk adımı atıştır.
Ölümü kerih görenlerden değil, heyecanla ve umutla bekleyenlerden olalım...