logo
25 NİSAN 2024

Dağların mor menekşesi

28.08.2001 00:00:00
-Meltem rüzgarının dilinden-

Kimsenin ulaşamayacağı kadar yüksek bir dağda olduğu için çok üzülüyordu. Öyle ki bu derdinden bedeni cılız kalmış, rüzgarlarla kökünden ayrılabilecek bir hale varmıştı. Öyle yalnızdı ki dumanlı dağlar başında. Üstelik eli kolu da bağlıydı, mahkumdu buralara, ayrılamıyordu.

Son zamanlarda canı daha beter sıkılmaya başlamıştı. Ağaçlar etrafında büyüyedursun, dağların yabani menekşesi güneşten de marum kalıyordu artık. Öyle kederliydi ki, boynunu bükmüş, damla damla gözyaşı seline bürümüştü etrafını. Kimse anlamıyordu derdini ya da anlatamıyordu. Vazolara konup evlerin en güzel yerlerinde etrafına güzel kokular saçan menekşelerin yerinde olmayı ne kadar çok isterdi. Özel bir eğitimcinin elinde büyütülüp büyütülüp olgunlaşmayı, verimli bir hale gelmeyi... Ama şimdi ne acınacak bir durumu vardı. Şu cılız bedeni kaç rüzgara daha dayanabilirdi sanki.

"Arıların üstüme konup vızıldamısını, kelebeklerin oynaşmasını çok istiyorum" derken, kendi kendinin yalancısı olduğunu farketti. O kadar çok istese yanındaki sarı menekşe gibi kelebeklerle ve arılarla tatlı bir dostluk kuramaz mıydı. Onda olup da bende olmayan nedir diye düşündü bir müddet. Cevap bulamayınca sorusuna, çaresiz sarı menekşeye doğru eğildi usulca ve sebebini sordu yalnızlığının. "Sabah bir rüzgar eser ya" dedi sarı menekşe, "o zaman dur ve beni dinle".

Ertesi gün büyük bir heyecanla sabahın seher vaktinde doğrulan mor menekşe meltem rüzgarının esişini bekledi. O da ne? Sarı menekşe sağdan sola sallanıyor, etrafında bülbüller ötüşüyor ve rüzgarın uğultusuyla beraber "Hu, Hu" diye sesler geliyordu. "Hu Allahu, hu Subhan Hu". Alemlerin Sahibinin ismini zikrediyordu menekşe. O ne güzel sesti, o ne güzel esintiydi. Meltem rüzgarı bir buse bırakarak esiyordu tatlı tatlı. Mest olmuş bir şekilde seyretti tüm olanları. Şimdiye kadar bu güzelliğin farkına varamadığı için de kızdı kendine. Yapraklarına damlalar bırakarak ağlamaya başladı. O güzel ev menekşelerinden olabilmek için, bülbüllerin, güllerin arkadaşı, dostu olabilmek için dua ediyordu yana yakıla.

Güzel bir bahar sabahıydı. Birden bire büyük bir gürültü duyuldu, korktular. Bir araba oldukça bozuk olan dağ yollarında sarsıla sarsıla ilerliyordu. Onların olduğu yerde durdu. İçinden biri inerek:

-Bu sarı menekşe çok güzel, ev menekşesi yapabiliriz, dedi.

Diğeri bir saksı uzatarak, arkadaşını tasdik etmişti:

-Tamam o zaman, al da gel.

Araba hareket etmeye başlayacakken, mor menekşe feryadu figan etmeye başladı. "Beni de alın, ne olur beni de götürün". Lakin bağırışlarına cevap bulamamıştı. Araba tozu dumana katarak gözlerden kayboldu.

Bu son olay ile mor menekşe herşeyi kavramıştı. Yıllardır her seher vakti doğrulup "Hu Hu"lara karışan dualarının mükafatını görmüştü sarı menekşe. Artık o dağların yabani menekşesi değildi, yalnız da değildi. Binlercesi gibi özel eğitimcinin elinde büyütülmek için alınmıştı, çağrılmıştı. O günden sonra mor menekşe her seher vakti doğrulup dua etmeye başladı seher vakti, meltemin estiği o an, tarif olunmaz bir zevkle doluyordu. Öyle ağlıyordu ki, koskoca bir yaz gözyaşlarıyla sulamıştı toprağını. Daim yapraklarının ıslak olmasına kimse mana veremiyordu. O ise kimseyi önemsemiyordu. Ağaçlar büyüyüversin, güneşini örtsünler, ne mühim! Sonbahar gelmiş kurumuş yapraklar dallarını eğmişler, ne farkeder!

Birgün gelecek, onu alacaklardı ya buralardan. Bu düşünceyle bekliyordu gününe gününe katarak. İnleyişlerini duyanlar ise, böylesine çağrılışın kime olduğunu bilmiyorlardı.

"Bahar bitmeden gel ey beklediğim

Mevsim dönmeden gel!

Gel gel demekten kurtar beni!

Gel çağırışlarımın ardında bul

Çağırışlarımdan da kurtar beni!"

Yaz sonbahara, sonbahar kışa dönmüştü. Yazın sıcağında kurumamak için gözyaşları çok iyi gelmişti. Ama sonbaharın o sert rüzgarlarına dayanmak hiç de kolay olmamıştı. Kökünden sükülüp bilinmedik diyarlara uçmak korkusuyla geçti sonbahar. Ve kış... Kardelen dışında kim dayanır o soğuklara... Dallarını büktü içe doğru, hasret yongasıyla ısınmaya çalışıyordu.

İlkin rüya olduğunu düşündüğü bir sesle irkildi. İki kişi yanıbaşında durmuş hayret dolu bakışlarla bakıyorlardı.

-Hayret, bu kara kışta mor menekşe hala yaşıyor!

-Hadi alıver onu, bunun kökü sağlamdır, iyi biter.

Bir dokunuşla aldılar onu ve özel saksılarına yerleştirdiler.

O ne güzel bir andı, tarif olunur mu!

Bahar gelip yeni menekşeler bitince dağın eteklerine, mor menekşenin hikayesi anlatılır oldu dilden dile. Bundandır ki her gün daha bir gür sesle "Hu Hu" nidaları yayıldı dağın yamaçlarından. Belli ki hepsi kutlu müjdeyi, çağırılışı bekliyorlardı.

Fatıma LEYLA
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın

Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması

 Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.
25.04.2024 10:42:00
İhlas Haber Ajansı
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili olurken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Çocuklar, alerjisi ve astımı olanlar, KOAH'lılar, yaşlılar daha fazla risk altında. Partiküllerin içinde kimyasallar da var, ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından etkiler oluşturduğu gösterilmiş. Solunum semptomları olan hastalar acillere artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor. 'Neden olduk' diyorlar. Dışarıda geçireceğimiz vakti azaltalım, maskeyle çıkalım, aldığımız sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım' dedi.

Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili oluyor. Rüzgar ile birlikte gelen toz, Yunanistan'ın başkenti Atina'yı turuncuya boyarken uzmanlar, tozun birkaç gün daha Türkiye'yi etkilemeye devam edeceğini belirtti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü toz taşınımına yönelik uyarılar yaparken uzmanlar, insan sağlığına etkisine yönelik bilgi verdi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.

'Çocuklar, alerjisi, astımı olanlar, KOAH'lılar ve yaşlılar daha fazla risk altında'

Havadaki tozun vücudun birçok noktasını etkilediğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Kışı biraz zor geçirdik özellikle viral hastalıklarımız çok fazlaydı, o dönemi şu an biraz kapattık, biraz alerjenler ortaya çıkmıştı. Bahar erken geldi, mart ayında çiçekler, polenler alerji mevsimi derken bugünlerde sabahları uyanıyoruz, arabalarımızın üstü çamur şeklinde. Sahra Çölleri'nden gelen dünyanın döngüsünde olan şeyler bunlar, ülkemize, şehirlerimize ulaşan kum fırtınasıyla ortaya çıkmış bir toz bulutu var. Bunlar mikro küçük partiküller şeklinde havada şu anda uçuşuyorlar. Bunları soluyoruz, belli bir mikro partikülün altındakilerin de akciğerimizin en küçük hava keseciklerine kadar ulaştığını biliyoruz. Bu da bizim solunum yolu şikayetlerimizi artırıyor. Bir; çocukları söylemek lazım, ikincisi alerjisi ve astımı olanlar, üçüncü grup olarak KOAH'lı, dördüncü yaşlı grubumuzu saymamız lazım. 4 grubun bugünlerde dışarıdaki bu etkene maruz kaldığında doğacak sonuçları daha fazla. Hepimiz maruz kalıyoruz ama saydığımız 4 grup daha fazla risk altında. Sadece akciğer için de bir etki oluşturmuyor şu an cildimizde; yüzümüzde, elimizde, saçımızda hissediyoruz. Etrafta uçuştuğu için göz bölümüne gelen hasta sayımızda bir artış var, solunum yoluyla ilgili ciddi manada artan bir şey var. Bu tozların içinde sadece kum taneleri, toz değil kimyasallar da var. Onların ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından da etkiler oluşturduğu dünyada gösterilmiş. Evimizde sinekliklerimiz vardır, partikülleri, polenleri, böcekleri, uzaklaştıracak şekilde, az düzeyde olsa bile geçişini engeller ama 'Penceremizi çok açalım, havalandıralım' gibi durumları en azından şu bir hafta için biraz azaltmamamız gerekiyor. Çok acil, olağanüstü bir durum yoksa bu grubun özellikle dışarıda çok vakit geçirmemesini hatırlatmak lazım' dedi.

'Hastalar artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor'

Toza karşı maske kullanımına yönelik konuşan Dr. Öğr. Üyesi Kansu, 'Özellikle kronik grubun kullanması şart, en basit cerrahi maske dediğimiz pandemide kullandığımız maske ile başlanabilir ama bu belli partikülün altını tutmayacaktır. İmkanı olanların özellikle bu saydığımız risk faktöründeki kişilerin 3M maskeleri kullanmalarını hatırlatabiliriz. Bu günlerde göğüs hastalıkları ya da acillere solunum semptomları olan hastalar, alerji, astım geçmişi olan hastalarımız kum fırtınası, partiküller sebebiyle artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla karşımıza geliyor. Neler var; öksürük, hırıltı, gece solunum şikayetleri, bir miktar ateş, nefes darlığı şeklinde bu hastalar acile ya da göğüs hastalıklarına geliyorlar. 'Neden olduk, ne değişti' diyorlar, farkına değiller. Alerjenlerin bu günlerde etkisi var ama son 2 haftadır bu kum fırtınasının bu alerji, astım, KOAH olan hastalarda biraz daha solunum semptomlarını kötüleştirdiğini, acile getirdiğini biliyoruz. Meteoroloji açısından takip etmemiz lazım, uzmanların görüşünü dinleyeceğiz, bu hafta akışının süreceğini biliyoruz. Boğazımızda bir gıcık hissi sadece bu saydığımız risk grubu değil şu anda hepimizde var. Cildimizde bir kuruluk hissi var. Birincisi dışarıda geçireceğimiz vakti biraz azaltalım, ikincisi pencerelerimizi çok açmayalım, üçüncüsü maskeyle çıkalım, dördüncüsü eve geldiğimizde lütfen bir duş alalım, üstümüzü değiştirelim. Beşincisi sıvı tüketimi, bol su içmeye çalışalım çünkü o sinüslerimiz, bronşlarımız, burnumuzun içinde de birikiyor bize gıcık hissi de yapıyor. Bu sadece bedenimize aldığımız bir şey değil, şu an da her yere arabamızın üzerine düştüğü gibi tarladaki ekinlere, mahsullere, sebze, meyvelere de düşüyor. Eve aldığımız, pazardan getirdiğimiz sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım" şeklinde konuştu.

Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı

Yargıtay’ın bozma kararı sonrası tekrar görülen terör örgütü DEAŞ’ın Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te düzenlediği ve 101 kişinin öldüğü saldırıyla ilgili 10’u tutuklu 26 sanığın yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaa açıklandı.
25.04.2024 09:41:00
İhlas Haber Ajansı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu.

Avukatlar, kovuşturmanın genişletilmesini ve terör saldırısından önce ihmali bulunan kamu görevlileri hakkındaki belgelerin mahkemece değerlendirilmesini talep etti.

Beyanların ardından esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, sanık Erman Ekici'nin "anayasal düzeni ihlal" suçundan 1, "101 kişiyi kasten öldürme" suçundan da 101 kez olmak üzere toplam 102 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Ekici'nin 379 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan da 6 bin 822 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep eden savcı, diğer sanıklar Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç için de "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebinde bulundu.

Söz alan sanık Ekici, savunmasını hazırlamak için süre talep etti.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına hükmederek, duruşmayı 26 Haziran'a erteledi.

57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi

 Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda, Gençlik ve Spor Bakanlığının öncülüğünde gerçekleştirilen "57. Alay Vefa Yürüyüşü" düzenlendi.
25.04.2024 08:42:00 / Güncelleme: 25.04.2024 08:50:42
İhlas Haber Ajansı
 57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi
 57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi
Çanakkale Kara Savaşları'nın 109'uncu yıl dönümü anma törenleri kapsamında binlerce izci, 57'nci Alay Vefa Yürüyüşü gerçekleştirdi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Herkese, tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini anlattılar, gösterdiler." dedi.



Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından '57'nci Alay Vefa Yürüyüşü'ne katılanlar, ilk olarak Eceabat ilçesine bağlı Kocadere köyünde kamp kurdu. Yürüyüş öncesinde katılımcılara, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak tarafından tümü şehit düşen 57'nci Alay askerlerinin son yemeği, kırık buğday çorbası dağıtıldı.



Sabah namazı kılındı

Ardından, 109 yıl önce şehit düşen askerler gibi sabah namazı kılındı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve çok sayıda rütbeli askerin de yer aldığı katılımcılar, saat 06.00'yı gösterdiğinde harekete geçti.



Atalarına yürüdüler

Yarbay Mustafa Kemal'in 25 Nisan 1915 sabahı düşman çıkarmasını haber alınca, savaşların kahraman birliği 57'nci Alayı Conkbayırı'na gönderdiği ve "Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" sözleriyle tarihe geçen o günkü tarihi yürüyüş, bir kez daha hayat buldu. Yaklaşık 6 kilometrelik yürüyüş, 1,5 saat sonra Conkbayırı'nda sona erdi. Yürüyüşe binlerce izci katıldı.

"Tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini gösterdiler"

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Amacımız bu ülke gençlerine Çanakkale destanını, Malazgirt zaferini, Dumlupınar, 30 Ağustos'taki, Sakarya'daki, 15 Temmuz'daki destanları unutturmamak, hatırlatmak. Bu toprakların ne kadar kıymetli olduğunu, bu vatan için binlerce şehidin verildiğini anlatmak ve bunları yaşamalarını sağlamak. Gençlerimiz o atmosferi görüyor, o zamanki o mücadelenin zorluklarını yaşananları hissediyor. Amaç bu toprakların gücünü, nasıl bir mücadele verildiğini anlatmak. Bakanlık olarak bunu sürekli gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda ülkenin dört bir yanından gençlerimizi Çanakkale gezileriyle buraya taşıyoruz. Geziyorlar, programlar yapıyoruz. Rehberler, tarihçiler buradaki destansı mücadeleyi anlatıyorlar. Bu topraklar kanla yoğrulmuş, destansı mücadele var, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları o zaman mücadelede yer aldılar. Tüm dünya ve batı medeniyetine, emperyalizme karşı büyük mücadele ortaya konduğu, dünyanın en güçlü donanmaları, ordularını burada yendiler. Herkese, tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini anlattılar, gösterdiler. Geçmişimizle tarihimizle gurur duyuyoruz" dedi.

Murat Seymen'e silahlı saldırı düzenleyen şahıs yakalandı

Trabzon'da Ali Osman Ulusoy Şirketler Grup Başkanı Murat Seymen'e silahlı saldırı düzenleyen şahıs Akçaabat ilçesinde yakalandı.
25.04.2024 07:19:00
İhlas Haber Ajansı
Murat Seymen'e silahlı saldırı düzenleyen şahıs yakalandı
Murat Seymen'e silahlı saldırı düzenleyen şahıs yakalandı
Olay, dün öğle saatlerinde İskenderpaşa Mahallesi Tiyatro Sokak'ta meydana geldi.

Alınan bilgiye göre, Ali Osman Ulusoy Şirketler Grup Başkanı Murat Seymen (46), Atatürk Alanı'ndaki iş yerine doğru yürüdüğü sırada yanına yaklaşan Y.C.K.'nın (23) silahlı saldırısına uğradı.

Seymen, dizine isabet eden mermiler nedeniyle kanlar içinde yerde kalırken, saldırgan koşarak olay yerinden kaçtı.

Seymen'in telefonla ihbarı üzerine sağlık ve polis ekipleri olay yerine geldi. Yaralı, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi'ne kaldırıldı.

Murat Seymen'in hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenilirken, polis olay yerinden kaçarak uzaklaşan şüpheli Y.C.K.'yi (23) olayda kullandığı silahıyla birlikte bu akşam Akçaabat ilçesinde yakalayarak gözaltına aldı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.