Kadın gibi süslü

Yavuz Sultan Selim, oldukça dirayetli, cesur ve kahraman bir padişahtı. Osmanoğullarının en sert sultanı unvanını da taşımıştır üstünde. Padişah bir gün, oğlu Şehzade Süleyman'ı çok süslenmiş görünce öfkeyle bağırdı: "O kadar süslenmiş bulunuyorsun ki annene bir şey bırakmamışsın."

Bonkör şair

Kanuni Sultan Süleyman, şehirde gezerken meşhur bir şairi son derece perişan bir kıyafet ile görür. Diğerleri gibi bu şairin de şiirlerinde bol keseden sevgilisine şehirler bağışladığını hatırlayan Kanuni ona şöyle takılır, "Eee, şair efendi, sevgilinin bir benine Semerkant ile Buhara'yı verecek kadar hovardalık edenin sonu işte budur. Ben bir kasabayı alıncaya kadar dünyanın zahmetini çekiyorum. Sen bir mısranda beşini-onunu birden harcıyorsun."

Kafanın durumu

Aynı zamanda şair olan ve Selimi mahlasıyla şiirler yazan padişah Yavuz Sultan Selim, haremde giymek üzere bir takke ısmarlar. Takke güzel işlemelidir ve çok üslü bir kumaştan yapılmıştır. Yavuz takkeyi giydikten sonra aynaya bakar ve şu ibretli sözü eder: "Dünyaya sığmayan kafa, meğer takkeye sığıyormuş."

Edebiyatımızın Güleryüzü/ Mehmet Nuri YARDIM