Öyle anlarımız olur, deriz ki, "Ben bu anı ömrümün geri kalan kısmında ne zaman hüzünlensem, ne zaman sonsuzluğu özlesem ve ne zaman kalabalığın içinde yalnız hissetsem hatırlayacağım."
Güneş öyle günler üzerine doğuyor ki ya da öyle günleri doğuruyor ki; sıkıntı, ıstırap ve çile boyunları, kulakları aşıp insanları boğacak bir hale geliyor. İşte böyle zamanlarda bir takım Iraklı kardeşlerimizin su bulamadıkları için teyemmüm ederek namaz kılışlarını ve ellerini açıp saygıyla dua edişlerini hisseder gibiyim. Bu kadar ıstırap ve keder içinde hala umutla bir şeyler mırıldandıklarını ve yüzlerinde hayata ya da şehit olma isteklerini taşıdıklarını bilir gibiyim.
* * *
Bilir misiniz, sonbahar yağmurları yaz kurağında sararmış otları yeniden canlandırıp yeşerttiğinde akasyaların ve palamutların yaprak dökümü geldiğinde, esen rüzgarların sesine kapılıp şâd olmamız imkansız değildir. Şair olmak, kızaran bir ağaç yaprağının dalından kopup savruluşu kadar ani ve beklenmez bir şekilde içinize gelebilir. Bu kadar kolaydır şair olmak ve bu kadar zordur. Anlayışsız insanlar maddeye dönük şarkılar ve ağaçsız gri sokaklar sizi şair yapmasa da sonunda bir düşünür yapar ya, o da iyi bir şey olur, ne dersiniz?
Pencereden bakınca karşı apartmanın duvarlarını seyretmekle, bir koğuşta demir parmaklıklı pencereler ve duvarlarla göz göze gelmek ve o duvarların ıstırabına şahit olmak arasında nasıl bir benzerlik vardır? İçiniz çölleştiyse dışınıza ne verebilirsiniz? İçiniz güzelse duvarlara çiçek açtırabilirsiniz.
Güzel gözlere ve batan gamzelere aşık olan hangi gencimiz şair olmak istemedi ki... Ama şair olmak sabır da gerektirir.
Uçan kuştan haber sormanızı, esen yelden ilham almanızı gerektirebilir. Aşık olmak kolaydır, lakin şair olmak için emek sarfetmelisiniz. Bu kadar mükemmel yaratılmış bir dünya, baharın yeşil yapraklardan başını gösteren mor menekşeler, bükülmüş boyunlarını ağır ağır kaldıran ve binbir zevkle açan pembe lale ve daha sayamadığım güzel çiçekler hep içimize iyi ilhamlar vermek ve Yaratanı bir nebze olsun anlamamız için gereklidir. İnsanlar gibi insanları Yaratan da anlaşılmak ve anlaşıldığı için sevilmek ister. Sevilmeye ihtiyacı olmayan birisini tanıyor musunuz?
Güneş öyle günler üzerine doğuyor ki ya da öyle günleri doğuruyor ki; sıkıntı, ıstırap ve çile boyunları, kulakları aşıp insanları boğacak bir hale geliyor. İşte böyle zamanlarda bir takım Iraklı kardeşlerimizin su bulamadıkları için teyemmüm ederek namaz kılışlarını ve ellerini açıp saygıyla dua edişlerini hisseder gibiyim. Bu kadar ıstırap ve keder içinde hala umutla bir şeyler mırıldandıklarını ve yüzlerinde hayata ya da şehit olma isteklerini taşıdıklarını bilir gibiyim.
* * *
Bilir misiniz, sonbahar yağmurları yaz kurağında sararmış otları yeniden canlandırıp yeşerttiğinde akasyaların ve palamutların yaprak dökümü geldiğinde, esen rüzgarların sesine kapılıp şâd olmamız imkansız değildir. Şair olmak, kızaran bir ağaç yaprağının dalından kopup savruluşu kadar ani ve beklenmez bir şekilde içinize gelebilir. Bu kadar kolaydır şair olmak ve bu kadar zordur. Anlayışsız insanlar maddeye dönük şarkılar ve ağaçsız gri sokaklar sizi şair yapmasa da sonunda bir düşünür yapar ya, o da iyi bir şey olur, ne dersiniz?
Pencereden bakınca karşı apartmanın duvarlarını seyretmekle, bir koğuşta demir parmaklıklı pencereler ve duvarlarla göz göze gelmek ve o duvarların ıstırabına şahit olmak arasında nasıl bir benzerlik vardır? İçiniz çölleştiyse dışınıza ne verebilirsiniz? İçiniz güzelse duvarlara çiçek açtırabilirsiniz.
Güzel gözlere ve batan gamzelere aşık olan hangi gencimiz şair olmak istemedi ki... Ama şair olmak sabır da gerektirir.
Uçan kuştan haber sormanızı, esen yelden ilham almanızı gerektirebilir. Aşık olmak kolaydır, lakin şair olmak için emek sarfetmelisiniz. Bu kadar mükemmel yaratılmış bir dünya, baharın yeşil yapraklardan başını gösteren mor menekşeler, bükülmüş boyunlarını ağır ağır kaldıran ve binbir zevkle açan pembe lale ve daha sayamadığım güzel çiçekler hep içimize iyi ilhamlar vermek ve Yaratanı bir nebze olsun anlamamız için gereklidir. İnsanlar gibi insanları Yaratan da anlaşılmak ve anlaşıldığı için sevilmek ister. Sevilmeye ihtiyacı olmayan birisini tanıyor musunuz?