Sofranın muazzam görüntüsü nefis yemek kokularıyla birleşince, insanda bir imrenme duygusu yaratırdı. Top atılır atılmaz da yemeklere hücum edilirdi. İftariyeliklerle başlayan iftar yemeğine hep birlikte kılınan akşam namazıyla ara verilirdi Namazdan sonra iftar sofralarında değişmez ilk yemek; et veya tavuk suyuyla hazırlanan düğün, mercimek, yoğurt, pirinç çorbalarıydı. Ramazan'ın vazgeçilmez yemeği pastırmalı yumurta ise sahanlar içinde yanında mutlaka Ramazan pidesiyle sunulurdu. Daha sonraki yemekler etinden sebzesine, pilavından böreğine ev sahibinin gücüne göre yapılan lezzetlerdi. Kuru meyvelerden yapılan hoşaflar, 60-70 kat yufkadan oluşan baklava, kazandibi, kabak tatlısı, keşkül ve Ramazan'a has bir tatlı olarak bilinen gül kokulu güllaç ise iftar sofralarının vazgeçilmez tatlılarıydı.
Şerbet ve şuruplar, boza ve sahlep de önemli Ramazan içecekleriydi.Demirhindi, ağaç kavunu, menekşe, kızılcık gibi şimdilerde adını bile duymadığımız içecekler karla soğutularak sunuluyordu. Kahve ile iftar keyfi tamamlanırdı. Büyük konaklarda tüm misafirlere aynı anda verilmesi şarttı. Kahve ibriğinin soğumaması için gümüş zincirli ateşlikler yakılır ve misafir sayısı kadar hizmetkar, kahveci başının etrafına dizilir, kahveler kafesli gümüş zarfların ucundan tutulmak suretiyle misafirlere ikram edilirdi. İftardan sonra haremağaları vasıtasıyla sultan ve kadın efendilere saygılar iletilir, iltifatla beraber, derecelere göre "diş kirası" adı altında armağanlar ya da para alınırdı. Akraba ve dostlar arasında ise Ramazan'ın ilk haftasında habersiz iftara gitmek, bir saygı belirtisi sayılırdı.
Sürecek...
Şerbet ve şuruplar, boza ve sahlep de önemli Ramazan içecekleriydi.Demirhindi, ağaç kavunu, menekşe, kızılcık gibi şimdilerde adını bile duymadığımız içecekler karla soğutularak sunuluyordu. Kahve ile iftar keyfi tamamlanırdı. Büyük konaklarda tüm misafirlere aynı anda verilmesi şarttı. Kahve ibriğinin soğumaması için gümüş zincirli ateşlikler yakılır ve misafir sayısı kadar hizmetkar, kahveci başının etrafına dizilir, kahveler kafesli gümüş zarfların ucundan tutulmak suretiyle misafirlere ikram edilirdi. İftardan sonra haremağaları vasıtasıyla sultan ve kadın efendilere saygılar iletilir, iltifatla beraber, derecelere göre "diş kirası" adı altında armağanlar ya da para alınırdı. Akraba ve dostlar arasında ise Ramazan'ın ilk haftasında habersiz iftara gitmek, bir saygı belirtisi sayılırdı.
Sürecek...